Hakan Tanta: İstifam iki tarafı da memnun etti

İzmit Belediye Başkanvekilliği yapan ve istifa eden CHP İzmit Belediye Meclis Üyesi Hakan Tanta, “İlk kırılma hemen seçim sonrası belediye başkanımızın bizlerle arasına mesafe koymasıyla oldu. Daha sonra da yönetsel olarak birçok kez fikir ayrılıkları yaşadık. Yani bu istifa sonucunda hem ben memnun kaldım, sanıyorum Fatma Hanım da memnun kaldı” dedi

Hakan Tanta: İstifam iki tarafı da memnun etti

Röportaj serimizin bu haftaki konuğu Hakan Tanta oldu. Kentimizin renkli simalarından Tanta, CHP’nin İzmit Belediye Meclis Üyesi olarak siyaset hayatına devam ediyor. İzmit Belediyesi Başkanvekilliği görevinden istifasının ardından ilk kez gazetemize röportaj veren Tanta, neden istifa ettiğini anlattı. Tanta ayrıca çok spekülasyonlara neden olan evinin bahçesinde düzenlediği ve Millet İttifakı bileşenlerini davet ettiği yemekle ilgili de sorularımızı cevapladı. Keyifle okuyacağınız röportajımızın ilk bölümü sizlerle…

Hakan Tanta: İstifam iki tarafı da memnun etti

-İzmit Belediyesi’nden ayrılma sürecinizi sadece kısa bir sosyal medya paylaşımı ile duyurdunuz. Ne oldu da belediyedeki görevinizden ayrıldınız?

O konuya gelmeden önce 31 Mart öncesini değerlendirmek lazım. Aslında o dönemde benim gündemimde siyaset hiç yoktu. Hele hele meclis üyeliği hiç yoktu. Seçimden önce bir ara basında belediye başkanlığına aday olacağımla ilgili haberler de çıkmıştı. Bende bu haberleri keskin bir dille reddetmiştim. Daha sonra Fatma Hanım (Kaplan Hürriyet) aradı, aşağı yukarı üç saatlik bir görüşmemiz oldu. Görüşmemiz esnasında benimle siyasetle ilgili düşüncelerini paylaştı, uzunca istişarelerde bulunduk. Kendisi eğer Büyükşehir’e aday olursa, benim İzmit Belediyesi’ne aday olmamla ilgili düşüncesini Genel Başkan’a söylemek istediğini belirtmişti. Kendisine benim böyle bir adaylıkla ilgili düşüncem ve hazırlığımın olmadığını, kendisi aday olursa her türlü katkıyı vermeye hazır olduğumu söyledim. Daha sonra eğer İzmit Belediyesi’ne aday olursam sizi de mecliste görmek istiyorum dedi. Bende böyle bir düşüncem olmadığını, meclis üyesi olmasam da her zaman olduğu gibi katkı vermeye hazır olduğumu söyledim. Israrlı olunca eğer ki seçimin alınmasında fotoğrafta bize ihtiyaç varsa ve gerçekten iyi de bir ekip oluşturulursa o zaman ben de üzerime düşen sorumluluğu alır ve ekipte yer alırım dedim. Ancak seçim kazanılırsa tam gün mesai alacak başkan yardımcılığı ve içerisinde huzur hakkı vesaire bulunan yönetim kurulu başkanlıkları veya YK üyelikleri gibi görevleri peşinen kabul edemeyeceğimi de belirttim.

KOCAELİ SİYASİ TARİHİNİN EN

GÜZEL SEÇİM KAMPANYASINI YÜRÜTTÜK”

Çünkü mesleki açıdan da el emek çalıştığım, diş hekimliği yaptığım ve hayatımı idame ettirdiğim mesleğimi bırakamayacağım için bu görevleri kabul edemeyeceğimi beyan ettim. Sonuçta belli bir hayat standardım var ve ben bunu ancak aktif mesleğimi yaparak sağlayabilirim dedim. Böylece el sıkıştık. Meclis üyelerinin listesinin hazırlandığı son gün, tekrar listeye yazılmamam ile ilgili isteğim kabul görmedi ve süreç başladı. O günden sonra olağanüstü bir seçim çalışmasına girdik. Sürece bakarsak gerçekten belki de Kocaeli siyasi tarihinin en güzel seçim kampanyasını yürüttük. Eski milletvekillerinden belediye başkanlarına, eski il başkanlarından ilçe başkanlarına, kadın ve gençlik kollarımız, mahalle temsilcilerimiz, üyelerimiz, delegelerimiz, meclise aday olmuş son sıradaki arkadaşlarımız dahil topyekûn olağanüstü bir süreç yönettik. Genel Merkez dahil herkes taşın altına elini değil, gövdesini koydu ve bütün bunları çok kısıtlı maddi imkanlarla gerçekleştirdik. Hep bir istişare içerisindeydik. Seçim koordinasyon kurulumuz da belediye başkan adayımızla birlikte tartışarak, hamleleri ona göre atarak, akıllıca yani tam bir ekip takım oyunu oynayarak 31 Mart'ın sonucuna geldik. Ez cümle herkes üzerine düşeni yaptı.

İLK KIRILMA NOKTASI MESAFE KOYMASIYLA BAŞLADI”

İstifa sürecine gelirsek, tabi bir günde verilmiş bir karar değildi bu. İlk kırılma hemen seçim sonrası belediye başkanımızın bizlerle arasına mesafe koymasıyla oldu. Daha sonra bunu aştık. Bu sefer yönetsel olarak birçok kez fikir ayrılıkları yaşadık. Aslında bu da olağandışı bir durum değil. Sonuçta bana göre her şey konuşularak, tartışılarak çözülebilirdi ama olmadı. Ben birkaç kere daha istifa noktasına geldim, vazgeçirildim ve daha sonra da artık durmamın beni mutlu etmediği kanaatine vararak istifamı verdim. Yani bu istifa sonucunda hem ben memnun kaldım, sanıyorum Fatma Hanım da memnun kaldı. Ortaya böyle bir sonuç çıktı diye düşünüyorum. Yani iki tarafı da memnun eden bir sonuç çıktı. Sonuçta o da kendi kadrosunu kurdu, devam etti. Kurumlarda kişilerin önemi yoktur. Artık çalışamaz duruma geldikten sonra başkanın önünü açmak gerekirdi. Ben de istifa ederek bana düşeni yaptım.

-Başkan vekilliğinden istifa ettiniz ama meclis üyeliği devam ediyor…

Meclis üyeliğim devam ediyor tabi. Sonuçta mecliste olmamız bir parti görevi. Bizi o göreve halk seçti. Elimizden geldiğince bu görevimizi yapmaya devam ediyoruz. Büyük bir mazeretimiz olmadığı sürece meclis görevimizi aksatmamaya özen gösteriyoruz. Bize bir şey sorulduğu zaman fikrimizi söylüyoruz. Onun dışında herhangi bir fikir beyan etmiyorum.

-Peki geçtiğimiz ağustos ayında Millet İttifakı'nı evimizin bahçesine topladınız. Bir araya pek gelemeyen insanları bir araya getiriniz…

Aslında onunla ilgili çok spekülasyon yapıldı ama çok basit ve insani bir buluşmaydı. Biz Büyükşehir meclis üyeleriyle her ay bir arkadaşımızın ev sahipliğinde toplanıyoruz. Hem yemek yiyor hem sohbet ediyoruz. Bu kendi aramızdaki ilişkilerimizi perçinlemek ve ekip takım uyumu açısından yararlı oluyor. Aynı zamanda bu buluşmalardan da çok faydalı fikirler çıkıyor. O yemekten 2 ay önce zaten İzmit grubu olarak Millet İttifakı'ndan ben, Ünal Bey ve Nurettin Bey'le birlikte Büyükşehir Meclis Grubu'nu ağırlamıştık. Ama onlara da bir sözüm vardı. Bir gün de sizi bahçede ben ağırlayacağım ama davet etmek istediğim bir sürü insan da var. Hep birlikte biraz daha genişletilmiş bir yemek yapalım dedim. Hem uzun zamandır bir araya gelmeyen milletvekillerimiz var, onları da davet etmek istediğimi söyledim ve öyle bir organizasyon yaptık. Sonuçta bir yer darlığımız da vardı. Sınırı Büyükşehir belediye meclis üyeleri, milletvekillerimiz ve il başkanlarımız olarak çizdik. Yani eşimle birlikte onları evimizde ağırlamak istedik. Hepsi de geldiler sağ olsunlar. Belki de siyasetin en az konuşulduğu, en güzel akşamlardan birini yaşadık. Farklı şeylerin, anıların, ülke meselelerinin konuşulduğu keyifli bir akşam oldu ve öyle bir fotoğraf çıktı ortaya. Benim için ve ailem adına da unutulmaz ve çok kıymetli bir akşam oldu. Ayrıca güzel bir fotoğraf oldu diye de düşünüyorum.

Hakan Tanta: İstifam iki tarafı da memnun etti

GELİP GELMEMEK KENDİ TAKDİRİ”

-Fatma Hanım'ı niye davet etmediniz mi?

Herkesi çağırdım. Bizim bir WhatsApp grubumuz var. Oradan herkese davette bulundum. Sonuçta Fatma Hanım'ın gelmediği bir ev değil. Daha önceden de defalarca geldi. Ailece de görüşüyorduk. Biz evimize geleni her zaman başımızın üstünde tutarız. Gelip gelmemek kendi takdiriydi. Ama onun dışında ben çağırmamazlık yapmadım.

- Özellikle araman gerekmez miydi?

Yok öyle bir ihtiyaç hissetmedim. Öyle bir ayrım yapmayı gerekli görmedim.

-Bu bir ay içerisinde milletvekilliği için istifa etmeyi düşünüyor musunuz?

Ben ne genelde ne de yerelde siyaseten herhangi bir göreve aday olmayı düşünmüyorum. Meclis üyeliğinde yaklaşık 15 ayımız kaldı. Alnımızın akıyla bu görevimizi tamamladıktan sonra da siyaset yapmayı düşünmüyorum.

SİYASETİ BIRAKACAĞIM”

-Siyaseti bırakacak mısınız?

Evet, bırakacağım. 2023 seçimleri benim için, çocuklarımız için, ülke için çok önemli. O yüzden son çalışmamı da 2023 seçimlerinde yapacağım.

-Peki CHP Kocaeli'de milletvekili adaylıklarının belirlenmesinde ön seçim mi olmalı, atama mı olmalı?

Vallahi yıllardan beri örgütümüzün de talebi bir ön seçim olması yönünde. Aslında işin gerçeği şu; Genel Merkezimizin hangi adayla daha fazla oy alabiliriz diye bir düşüncesi varsa aklın yolu bir. Bunun birkaç yolu var. Mesela bir; ön seçim yapabilir. İki; bunu halka sorabilir. Yani üye bazlı bir ön seçim yapabilir, bu çıkan isimleri de Kocaeli halkına sorabilir. Bunu çok rahat bir-iki anket firmasıyla da yapabilir. İlla sandık koymasına da gerek yok. O zaman doğal olarak en iyi isimler, dolayısıyla da en başarılı sonuçlar ortaya çıkacaktır diye düşünüyorum.

-Bunu hem milletvekilliği hem de yerel seçimler için mi söylüyorsunuz?

Yerel seçimlerde de bunu yapabilirler. Hem ön seçim hem de anket. Bazen partinin istekleriyle halkın istekleri örtüşmeyebilir. Örtüştürmek açısından çok doğru bir yöntem olduğunu düşünüyorum. Yani partinin istediğini kent benimsemeyebilir. O yüzden ikisini örtüştürecek bir yöntem olarak bunun daha doğru olduğunu düşünüyorum.

-Bir meclis üyesi olarak CHP'nin tek belediyesini nasıl görüyorsunuz? Başarılı mı?

Ben başarılı olmasını istiyorum. Sadece ben değil, 31 Mart öncesi büyük bir özveriyle seçimlerin kazanılmasına destek veren, bütün meclis üyesi arkadaşlarımız, ilçe başkanlarımız, il başkanlarımız, milletvekillerimiz ve bize oy veren vatandaşlarımız belediyemizin başarılı olmasını istiyorlar. Burada tabii 15 yıl sonra kazanmış bir belediye var. Yönetimsel hatalar yüzünden bir sonraki seçimlerin kaybedilmesini kimse istemiyor. Herkesin bu sorumluluk içerisinde davranması gerektiğini düşünüyorum. O yüzden herkes gibi ben de İzmit Belediyesi'nin doğal olarak başarılı olmasını istiyorum. Size daha enteresan bir şey söyleyeyim. Benim en çok mutlu olduğum akşam 31 Mart akşamıydı. O akşam Belsa’nın önünde gördüğüm görüntü beni çok mutlu etti. O gün arkadaşlarıma da söyledim. Bana bu bile yeter demiştim. İnsanların bu çoşkusunun, umudunun sorumluluğu üzerimizdeydi. Bu insanlar orada büyük bir coşku yaşıyordu. O akşamı üzerinde sorumluluk taşıyan hiç kimse unutmamalı. İnanın bu seçimde sadece biz katkı vermedik. AK Partililer bile katkı verdi. Yani kendi adaylarını beğenmediler, oradan bile dolaylı destek aldık. MHP zaten uzun yıllardan beri yerel seçimlerde dolaylı olarak Cumhuriyet Halk Partisi'nin adayını kısmen destekler. Sefa Sirmen döneminde desteklemiyorlar mıydı, destekliyorlardı. Sonuçta partilerin oyları belli. Ama aldığımız oy oranına bakarsak herkesin bir desteği var. Sonuçta bu seçimde böyle kazanıldı.

-Peki Ekrem İmamoğlu'nun sık sık İzmit'e gelmesini siyasetçi olarak nasıl değerlendiriyorsunuz? İmamoğlu yoksa Kocaeli Büyükşehir'e mi aday?

Aslında bu biraz da ihtiyaçtan da doğdu. Ben burada Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'nin hatası olduğunu düşünüyorum. Yani inanın ben Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Başkanı olsam ya da kurumu idare edenlerden olsam, bir tane muhalif belediye kazanmış, onlar 10 istiyorsa ben 12 veririm. Ama maalesef kamuoyunda da görüyoruz; Hiç gereksiz bir şekilde, belki alt kademedekiler bunu yapıyor, bilmiyorum. Ama gereksiz engellemelerle, yapay suni polemiklerle uğraşıyoruz. Dolayısıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi büyük bir güç. Onun imkanlarından eğer oradaki Büyükşehir Belediye Başkanı yararlandırıyorsa buradaki belediye başkanı da ondan faydalanmak ister. Dolayısıyla birçok ortak proje de oradan çıktı. Ve doğru olduğunu düşünüyorum. İmamoğlu sadece İzmit'te değil geçen gün de açıkladı içinde AK Parti'nin de olduğu birçok belediyeye destek çıkıyor. Bu çok doğal yani. Bunun böyle olmasını yadırgamıyorum.

Hakan Tanta: İstifam iki tarafı da memnun etti


BELEDİYECİLİK ZORLAŞTIRMAK DEĞİL, KOLAYLAŞTIRMAKTIR”

-Vakıf İş Hanına malzeme getirilmesi olayına ne diyeceksiniz? Orada Büyükşehir mi haklı, İzmit mi haklı ya da bir anlaşmazlık mı vardı?

Tansiyonu arttırıcı, çözümün önünü tıkayıcı bu tip tartışmalardan artık İzmit sıkıldı diye düşünüyorum. Bunu iki taraf için de söylüyorum. Biri oradan yol vermem diyor, öteki diğer taraftan yol vermiyor. Bu bölgede sadece Vakıf İş Hanı yapılmayacak ki. Yarın bir gün dar sokakta birkaç bina var onlar da yıkılacak, oraya da araçlar girecek. Fethiye Caddesi'nde başka binalar da yıkılacak. Ben bir an evvel konunun çözüme kavuşturulması gerektiğini düşünüyorum. Bununla ilgili de tek şey inatlaşmayı bir kenara bırakıp diyalog kurmak. Orada vatandaşın işinin halledilmesi lazım. Ben her zaman için vatandaştan yana sözümü söylemek isterim. Belediyecilik de budur zaten. Zorlaştırmak değil, kolaylaştırmaktır. Bunda Büyükşehir ve İzmit Belediyesi üzerine ne düşüyorsa yapması lazım. Ben o bölgede sonuçta diş hekimliği yapıyorum, her gün oradaki rezilliği görmek istemiyorum. Bir an evvel yapılsın, bitsin. Teknik olarak oraya ne yapılması gerekiyorsa yükün azaltılarak getirilmesi dahil yapılması gerektiğini düşünüyorum. Bugün oradaki iş hanı yapılacak. Onu sevmezsiniz ama öteki taraftan sizin çok sevdiğiniz birisi de orada inşaat yapabilir. Burada bir çifte standart olmadan bir an evvel masa etrafında buluşup halletmeleri lazım.

-Peki Millet İttifakı'nı hem yerelde hem genelde nasıl değerlendireceksiniz?

Kocaeli genelinde söyleyeyim; Bir kere ittifakın en uyumlu olduğu illerden bir tanesi Kocaeli, özellikle de İzmit. İttifak bileşenleri bunu gerçekten gösterdiler. Ankara'da yapılan özellikle altılı masanın bir araya gelmesi çok kıymetli ve çok gerçekten sağlam adımlarla ilerliyorlar. Masanın rüzgarı zaten diğer illere de yansıyor. Millet İttifakını ben burada çok iyi görüyorum, inanılmaz bir iş birliği ve uyum var. Ufak tefek öyle çatlak sesler olabilir. Mesela il başkanlarımızın en ufak bir tartışma yaşadığına şahit olmadım. Abi-kardeş gibi götürüyorlar ilişkileri. Biz de meclis üyeleriyle aynen o şekildeyiz. Biz Büyükşehir’de abi-kardeş gibiyiz. İzmit Meclisi'nde de öyleyiz. Bu zamana kadar en ufak bir sorun yaşanmadı. İnşallah bundan sonra da yaşanmaz. Ben bu ittifakın 2023’ten sonra da devam etmesi gerektiğine inananlardanım. Etmeli de… Yani Türkiye bu sarmaldan, tek adam rejiminden kurtulana kadar ve bunun açtığı yaralar iyileştirilene kadar bu ittifakın devam etmesi gerektiğini düşünüyorum. O yüzden bizim için 2023 milat değil. Evet önemli bir dönemeç ama sonraki süreç de önemli. Millet İttifakının bu seçimleri büyük bir hata yapmadıkları takdirde kazanacağına inanıyorum. İttifakın kazanılan seçimlerden sonra da devam etmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bizim işimiz daha zor. Biz daha parçalı bir yapıyız. Belki bir beş benzemez gibi görünüyoruz. Öteki tarafın işi daha kolay yani. Bir tarafta Tayyip Erdoğan'ın her dediğine biat eden bir Devlet Bahçeli var. Diğer tarafta da gerektiğinde birbirlerini eleştiren, farklılıkları üzerinde uzlaşmaya çalışan bir yapı var. Millet İttifakının şu an için tek derdi devletimiz ve milletimiz. Farklılıklarına rağmen bu yapının çok kıymetli olduğunu düşünüyorum.

Hakan Tanta söyleşi