İnterteks alanı nasıl olacak? İşte öneriler

İnterteks alanı için 9 ‘u Türk 16’sı yabancı olmak üzere 25 şehir plancısı yaklaşık bir hafta boyunca çalıştı. Çalışmalarını Başkan Büyükakın’ın da olduğu toplantıda açıklayan şehir plancıları 5 farklı projeyi anlatarak önerilerini dile getirdi

İnterteks alanı nasıl olacak? İşte öneriler

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Kartepe Zirvesi kapsamında Kocaeli Uluslararası Fuar Merkezi (İnterteks) için Uluslararası Şehir ve Bölge Plancıları Birliği (ISOCARP) ile iş birliğinde çalışmalar başlattı. Bu çalışma kapsamında 14 farklı ülkeden gelen 16’sı yabancı 9’u Türk olmak üzere 25 şehir plancısı, ilimizde beş gün boyunca kapsamlı bir çalışma yürüttü. Çalışmaların sonucu ise Kongre Merkezi’nde kamuoyuyla paylaşıldı. Selim Sırrıpaşa Salonundaki programa Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Tahir Büyükakın, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Balamir Gündoğdu, Genel Sekreter Yardımcısı Sadık Uysal, ISOCARP Yönetim Kurulu üyesi ve Genç Planlama Profesyonelleri Program Direktörü Doç. Dr. Zeynep Günay ve genç mimarlar katıldı.

“DAYANIKLILIK ÜZERİNE ÇALIŞMAYA ÖZEN GÖSTERDİK”

Proje sunumunda sözü alan 1’nci grup şunları anlattı; “Bizler bütün dünyada iklim değişikliği etkileriyle başa çıkmaya çalışıyoruz. Acaba mevcut şehircilik uygulamaları bunlarla başa çıkabilir mi diye düşündük. Kamu alanı daha dirençli bir toplum ve şehir yaratabilir mi diye sorduk dolayısıyla ilk toplantımızı Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’yle gerçekleştirdik. Fuar alanı yıkılacak ve sağlıklı fikirleri var burası için ama her şeyi bir arada düşündüklerini söylediler. Çok fazla zorluklarla karşılaştık. Bioçeşitlilik mesele burada çok kuş göçü oluyor. Nihayetinde de biz bir atölye oluşturduk ve dayanıklılık dedik. Kamu alanının daha dayanıklı olması için değişmesi gerekiyor. Dayanıklı şehirlerin oluşması için bir temel oluşturacağımızı düşündük. Bu alan önemli bir alan su noktalarında yer alıyor biz bu alanın şehir gelişimindeki tarihine baktığımız zaman birçok mesele aslında bu konuyu seçmemiz konusunda doğru olduğunu düşündük. Bataklık alanının kurutulması gerekiyordu biz de birçok teklifle karşılaştık. Kıyı, liman tasvirleri… ticari alanların bu alanda oluştuğunu gördük. 99’da çok büyük bir deprem oldu ve bölgeyi zarara uğrattı. Su seviyesinin de yükselmesine sebep oldu. 2008 senesinde çok fazla sorunlar oluştu. Şehrin en çekirdek sorunları o yüzden bu alanları seçerek dayanıklılık üzerinde çalışmaya özen gösterdik. Marmara Belediyeler Birliği ve Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’yle ortak çalıştık. Bu alanın dayanıklılıkla ilgili olarak çok doğru bir yer olduğunu düşündük.


“ZAMANINI DIŞARDA GEÇİRMEK İSTİYORDU AMA OTURACAK BİR BANKI BİLE YOKTU”

Birinci grubun ardından konuşan 2’nci grup da projesini şu sözlerle anlattı: “Fas, Türkiye, Moğolistan’dan katılımımız var. Projemizi anlatmadan önce şunu sormak istiyorum hafıza nedir? Hafızayı geçmişle örtülendiriyoruz ama hafıza zaman ve hareketten oluşuyor. Yeniden yapılandırılabilir, tekrar oluşturulabilir. Biz bu hafızayı niçin oluşturuyoruz? Bu sorular çerçevesinde size bugünkü fikrimizi sunmak istiyoruz. Burada birçok parçalanma görüyoruz. Demiryollarını karayolları o bölgenin açık yaraları gibi duruyorlar. Toplumu birbirinden ayırıyor ve tarihi kalkan gözardı ediliyor. Bu hafızayı yeniden nasıl oluşturabiliriz? Burada bu toplumu ve şehri bir araya getirerek yeni hafıza oluşturmak gerektiğini düşündük. Bu yüzden biz 3 strateji yapıyoruz. Dolayısıyla bu vizyonu oluştumak için yerel topluluklarla konuştuk, bize vizyon eşgüdümlülük gösteriyordu. Aynı zamanda çok daha yeşillik istediklerini ifade ettiler. Zamanını daha çok dışarda geçirmek istiyordu ama oturacak bir bank bile yoktu. Böylelikle bize stratejimizin ilhamını vermiş oldu.

“TOPRAĞI KORURKEN SANAYİYİ DESTEKLEMEK”

Biz burada arabaden feragat edilebilir ve toplu taşıma geliştirebilir bir tramvay çalışabilir. Yaşayan dereyi unutmamamız gerekiyor ve onlara yeni anlamlar verin ve yeni aktivitelerin oluşması için yol açın. Biz buna deneyimler zinciri diyoruz. Bir tramvayla geldiniz diyelim, yerel topluluk pazarına gidiyorsunuz ve yemek yeme ihtimaliniz olabilir. Yerel ekonomiyi daha fazla desteklemek ve toprağı korurken de sanayiyi desteklemek. Hayvanlarla iç içe oluabilir, kamu alanları da iç içe geçebilir. Burada hafızalar yavaş yavaş oluşmaya başlar. Üçüncüsü sanayi gelişimine sahip çıkmak ve sanayi alanlarımızı değiştirebiliriz. Kütüphane ve sergi alanı oluşturup hali hazırda mevcut kullanımımıza göre geliştirebiliriz ve insanların kendi alanlarını yönetmelerini sağlayabiliriz.

“DOĞAL YAŞAMI ENTEGRE EDECEĞİMİZE BAKTIK”

Gerçekten kapsayıcı bir alanımız olması lazım. Güvenlik alanlarının sorunlu olduğu bir yer olduğunu fark ettik. Burası şehir merkezinde o yüzden bir bağlantı olması gerektiğini fark ettik. Hayatı bir araya getirebileceğimize baktık. Hem sosyal adalet ve katılımı bölgeye getirmeyi amaçladık hem de doğal yaşamı entegre edeceğimize baktık. Bir adım geriye atıp bu müdahaleler hakkında nasıl düşündük ona baktık. Bizim üzerinde odaklandımız şey ara yüze odaklanmaktı. Biz bu şehri düşünürken kapsamaya çalıştığımız önemli şey global ve genel gündemlerin konseptimiz içinde yer almaları.

“YEŞİL ALAN OLMASI GEREKİYOR”

Ardından sözü alan 3’üncü grup projesini şu sözlerle anlattı: “Bize verilen bu fırsatla beraber Kocaeli’yle ilgili bir çok şey öğrendik. Şehrin geleceğini bir bütün olarak düşündük daha canlı bir alan oluşturmak istiyoruz Çok fazla yaşadığını biliyoruz bunlar karşı karşya kaldığımız zorluklar. Sistemdeki kültür toplum aynı zamanda insan için olmalı ve tabiatı önemsiyoruz Bütün bölgeye baktık mikro seviyeye indik. Suyun tek kanal olduğunu gördük. çeşitli bölgelere böldük çeşitlilik nedir diye düşündük. Yeşil alan olması gerekiyor sadece inanlar için değil hem hayvanlar hem insanlar için yaşanabilir bir alana çevirmek istedik. Doğal elementleri nasıl uygun hale getirmeliyiz diye düşündük. Kamu alanları içerisinde toplu alanlar kurulabilir. Çocuklar, yaşlı bireyler gelebilirler. Doğal alanlarda insanlar birbirleriyle ilişki içerisindeler.


“SUYUN SOSYAL BAĞLANTI KURABİLECEĞİNİ GÖREBİLİYORUZ”

4. grup projesini şu sözlerle anlattı: “Kocaeli’nin su omurgalarını kullanarak mikro ve majör alanları kullanmak istedik. Kocaeli haritasına baktığımızda denize yakın olduğunu görüyoruz. Bu bütün stratejilere baktığımızda su bizim ekibimizde farklı çünkü su kendi başına şeffaf bir araç zaten. Biz bu unsurları katmak istedik. Bu şehrin kentsel dokusunu arttırmak için. Su onunla nasıl bağlantı kuracağımıza bakarsak suyun bir sosyal bağlantı kuracağını görebiliyoruz. Küçük ölçekte bakacak olursak neyle su kanallarıyla bağlantıya geçirebiliriz diye baktığımızda arazi ve doğa arasında bir bağlantı olduğunu gördük. Hem dağlar hem deniz aynı yerde yer alıyordu. Biz bu alanları tekrar kesiştirmeyi amaçladık. Herkes denize yakın olmayı seviyor. Denize yakınsınız uzak değilsiniz ama etkileşime geçemiyorsunuz. Sanayi bölgeleri yerine halk bahçeleri kurulabilir. Bölgedeki işlevleri nasıl akışkan kılabileceğimizi düşündük bu yüzden bu mekan hem gece hem gündüz kullanılsın günün her vakti güvenli olsun diye düşündük. Burası halk pazarı da olabilir gece konser alanına da dönüşebilir. Nihayetinde suyu şehrin dirençliliğine katkıda bulunacak bir şey olarak kullanabiliriz diye düşündük.


“YÜRÜYÜŞ, SERGİ ALANI OLABİLİR”

5. grup ise şu fikirlerle geldi: “İyileşme dedik çalışmamıza burada bir fuar alanı var insanları çekecek kadar çekici kılmak önemli, Diğer sanayi alanları ile bağlantı kurulması ve aynı zamnada doğayı buranın içine almak toplum ihtiyacı olarak kullanılmış. Güvenlik, emniyet, rahatlık sosyal dönüşüm gibi unsurlarla şifayı projemize katmak istedik. Alanın etrafı Kocaeli’ye kapı olsun ilk görüş olarak gören alan olarak kullanılabilirdi. Su ile amacımız akışkan bir bağ kurmak. Çeşitli aktivite alanı olarak kullanılabilir. Kuş gözlem noktası, yürüyüş, sergi alanı olabilir. Toplanma alanı olarak düşünün küçük dükkanlar olabilir. Yaşayan bir alan olarak görülür ana temamız şifa şifayı her açıdan değerlendirebiliriz.”


“BUNLAR ÖNEMLİYDİ”

Proje sunumlarının ardından konuşan Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın şu sözleri kaydetti: “Öncelikle hepinizi kutluyorum harika bir iş çıkarttınız. Ben hızlı hızlı notlar aldım. Kendime çıkarttığım notları paylaşmak istiyorum. Burayı tasarlarken bir buluşma yeri olarak tasarlamışsınız. Toplumla, tarihle, yerel ürünlerle bir buluşma yeri. Ekranda duran ana kriterler bunların içinden çıkan fonksiyonlandırmalar. İkinci fonksiyon öğrenme. Kendini fark etme yeri olarak tasarlamışsınız bunlar da çok önemliydi. Dinlenme ve yenilenme alanı olarak tasarlamışsınız hepinizin sunumunda az ya da çok olarak bunlar var.


“KAMUSAL ALAN OLARAK KALMASI HOŞUMA GİTTİ”

Özetlediğimizde burayı bir kamusal açık alan olarak kullanmışsınız demişsiniz. Şehrin kendini yenileme alanı olsun demişsiniz, aslında burası herkesin yeri olsun anlamı çıkıyor. Bunlar tartışılacak, bahsettiğiniz tasarım kriterlerinden hareketle, sergilenmesinden tutun bana da kamusal alan olarak kalması hoşuma gitti. Ama bunu kamuoyuyla tartışmamız gerekiyor. Bunun üzerine basın mensuplarımız tartışacaklar. Ben çok beğendim, çok güzel işler yapmışsınız. Bizim teknik arkadaşlar bunun devamını getirecekler. Bu emekleriniz boşa mı gidecek? Burası bittiği zaman burada hep birlikte etkinlik yapabiliriz.”

İnterteks alanı nasıl olacak? İşte öneriler
İnterteks alanı nasıl olacak? İşte öneriler
İnterteks alanı nasıl olacak? İşte öneriler