Benimle nasıl helalleşecekler?
CHP’de çeşitli kademelerde görev yapan Bülent Sadıkoğlu’nun aracı geçtiğimiz Ekim ayında trafik polisleri tarafından durdurulmuş, otomobilin yakalama hacizli olması nedeniyle paniğe kapılan Sadıkoğlu polis memurunun 30 metre sürükleyerek kaçmıştı. Olayın ardından tutuklanan Sadıkoğlu geçtiğimiz haftalarda serbest bırakıldı. Gazetemizi ziyaret eden Sadıkoğlu, hakkında yapılan paylaşımlar ve ihraç kararı ile ilgili konuşarak “Benimle nasıl helalleşecekler?” diye sord

Trafik polisleri 14 Ekim gecesi Ömer Türkçakal Bulvarı’nda yaptıkları uygulamada, CHP Kocaeli eski İl Gençlik Kolları Başkanvekili olan Bülent Sadıkoğlu'nun kullandığı 06 CHP 50 plakalı araç durdurmuştu. Yakalama hacizli olan otomobil ise dur ihtarına uymamamış, görevli polis memurunun araca tutunması nedeniyle de polisi 30 metre sürükleyerek kaçmıştı. 3 ay cezaevinde yattıktan sonra geçtiğimiz haftalarda tahliye edilen Sadıkoğlu gazetemizi ziyaret etti. Tutuklu kaldığı süreç ve hakkında çıkartılan ihraç kararı ile ilgili gazetemize konuşan Sadıkoğlu şu ifadeleri kullandı: “Davam devam ediyor, nihai kararı devlet verecek. Yaptığımızın doğru olmadığını biliyoruz, o hastalığımın da etkisiyle bir anlık panikle oldu. Pişmanım, polis arkadaşın sağlık durumunun iyi olmasına sevindim. Yargının sonucunu bekliyorum. Keşke olmasaydı ama bir yandan da bu arada siyasetteki gerçek dostlarımı ve yüzüme gülüp çelme takmak için sıraya giren, bugün koltuklarda oturanları gördüm.
“O ZAMAN KARAKOLA DÜŞEN HERKESİ DİSİPLİNE VERELİM”
Ben parti suçu işlemedim, benim yaptığım asayişle ilgili bir olay. Cumhuriyet Halk Partisi’nin yüzde 50’si asayişle ilgili vukuatlı insanlar. Bugün araştırdığımızda il başkanımızın yeğeniyle ilgili de basında haberler çıktı. Sadece il başkanının akrabası değil, birçok yönetici arkadaşımızın asayişle ilgili konularda vukuatı var. O zaman CHP’de karakola düşen, en ufak bir haksızlıkla karşı karşıya kalan herkesi disipline verelim. Bana da sıra geldiğinde kabulüm ama benden öncekilere bir işlem yapsınlar sonra ben de sıram geldiğinde ifademi veririm.
“KAPI KAPI DOLAŞIP OY İSTEDİM BU BİR HAK DEĞİL Mİ?”
Helalleşmek önemli, genel başkanımız helalleşmek için Türkiye’yi dolaşıyor. İl başkanı Harun Bey, benim kardeşim dediğim bir insandı, Haydar Bey benim ağabey dediğim bir insandı. Benim kendilerine siyaseten emeğim var, Harun Bey’in il başkanı olmasında da emeğim var. CHP’nin her kademesinde emeğim var. Bugün İzmit Belediye Başkanlığı koltuğunda oturan Fatma Hanım’ın o koltukta oturması için kapı kapı dolaşıp oy istedim. Bu bir hak değil mi? Benle nasıl helalleşecekler? Bu süreçte hiçbiri yanımda durmadığı gibi çıktıktan sonra da en ufak bir geçmiş olsun bile demediler.
“POLİS GİDEN ARABAMA TUTUNDU”
Ben yüz kızartıcı bir şey yapmadım, yaptığımın doğru olmadığını biliyorum. Kaldı ki ben polisi sürüklemedim, polis benim giden arabama tutundu. Kokain içen adam pudra şekeri dedi tüm AKP kadroları sahip çıktı. Polis giden arabama tutundu benim. Daha hiçbiri benden helallik istemedi. Nasıl olacak? Genel başkan helalleşmenin çok önemli olduğunu söyledi. Hala CHP’nin aktif üyesiyim. Hala CHP’de söz sahibiyim, delegeyim çünkü.
“AKP’NİN ELİNE DÜŞTÜM BİZİMKİLER HEPSİNDEN ÖNCE KOŞTU”
Keşke Harun Bey disiplin sürecini başlatsaydı çünkü benim yaptığım bir parti suçu değil. Beni ne istinaden partiden ihraç edecek? Partiye ihanet mi etmişim, yüz kızartıcı bir şey mi yapmışım? Ben parti kimliğim olmasaydı böyle bir yargılama süreci yaşamayacaktım. Beni yakan arabanın plakası. Genel başkan o süreçte ‘Siyasi cinayetler olacak’ demişti. Ona istinaden beni Türkiye’de linç ettiler. Ben teslim olmadan önce gündemi takip ettim hep alakasız şeyler yazdılar. AKP’nin istediği bir şeydi ben düştüm ellerine. Bizimkiler de hepsinden önce koştular bayrak yarışına girdiler. Beni savunmasınlar ama köstek de olmasınlar.
“İL BAŞKANI YÜZÜME BAKAMIYOR”
Beni yargılıyorsunuz tamam ama biriniz gitsin ailemin hatırını sorsun. Biri de ‘Tamam Bülent yanlış yaptı’ deyin ama aileme bir vefa örneği gösterin. İlçe başkanı benim hakkımda dünya lafı söylüyor. Aynı gün ablamı arayıp ‘Bülent’in bir ihtiyacı var mı?’ diyor. O zaman niye laf söyledin benle ilgili, eşim de kabul etmedi zaten. İl başkanıyla geçen partide karşılaştık, yüzüme bakamıyor, ben de bakmıyorum. Ben Yürüyüş Yolu’nda başım dik yürüyorum. Hiçbir sıkıntım yok, çünkü benim yüz kızartıcı bir suçum yok. Benim başıma gelen herkesin başına gelebilir.
“ 112 HAYDAR SÖYLEMİNİ BEN ÇIKARMADIM”
Tarafsızlık yemini eden Cumhurbaşkanı her yerde siyaset yapıyor. Bizim partimizin ağabeyi Haydar Akar sessiz kalıyor. Ben de siyaset yapmayı özledim özellikle Akar’la siyaset yapacağımız günleri bekliyorum. 112 Haydar söylemini ben çıkarmadım, var olan bir şey dillendirdim. Haydar Akar ölüm döşeğinde olan genç bir kardeşimiz için 112’yi arayın demiş bunu da gençler söylemiş. Ben sadece dillendirdim.
“KİMLİĞİMİ KORUYACAĞIM”
Benim yaşadığım bu süreçten mutlu olanlar var. Hepsinin de bir koltuğu var. Koltukta oturanlar da demir parmaklıklar arasında olmamdan mutlu oluyorlar. Olmasalardı bu açıklamaları yapmazlardı. Ben parti için çalışmaya devam edeceğim. Ben CHP’liyim burası Ahmet’in Mehmet’in partisi değil, bu ülkenin kurucu iradesi. Ben de bu kurucu iradeye sahip çıkan bir insanım. Hala delegeyim, söz sahibiyim bu kimliğimi de koruyacağım.”
