Büyükşehir tarım için yol haritasını çiziyor!

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Kent Politikaları ve Araştırmaları Merkezi (ŞURA), Kocaeli Sürdürülebilir Tarım Eylem Planı için ilk önemli adımı atıyor. Tarım Şurası ile birlikte Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, tarım ve hayvancılık yapan ve bu sektöre hizmet veren tüm üreticilerinin sorunlarına çözüm sağlamak, mutlu şehir vizyonu ile gelecekte tarım üretimine yön verilmesini amaçlıyor. Kocaeli Kongre Merkezi’nde gerçekleşen Kocaeli Tarım Şurası’na Kocaeli Valisi Seddar Yavuz, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz, Derince Belediye Başkanı Zeki Aygün, Başiskele Belediye Başkanı Yasin Özlü, Kandıra Belediye Başkanı Adnan Turan, Darıca Belediye Başkanı Muzaffer Bıyık, Gölcük Kaymakamı Cengiz Karabulut, AKP Kocaeli İl Başkanı Mehmet Ellibeş ve çok sayıda üretici katıldı.

“İNSANOĞLU DÜNYANIN EN TEHLİKELİ HAYVANI”

Tarım Şurası’nda sözü alan Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın şu sözleri kaydetti: “Aslında şuraları neden yaptığımızı hatırlatmakta fayda var. Biliyorsunuz dünya ve bölgemiz özellikle Türkiye iklim değişikliği dediğimiz yavaş yavaş hissetmeye başladığımız problemle karşı karşıya. Eskiden konuşulduğunda çok anlaşılmazdı. İklim nasıl değişir gibi şakalar yapılırdı. İnsanoğlu başına bir felaket gelmeden acı bir gerçekle yüzleşmek zorunda kalmadan hiçbir problem olmayacakmış gibi yaşamaya devam eder. Aslında bütün kutsal kitapların öğretilerinde, bütün kadim bilgelikle ilgili eserlerde vurgular olmakla beraber insanoğlu bazen ‘vahşice bu dünyanın en tehlikeli hayvanı’ olarak gezegeni tehdit ediyor. Aslında tehdit ettiği kendi yaşamı, gezegene hiçbir şey olmaz.

“DEHŞET SENARYOLARINI DUYMAYA BAŞLARSINIZ”

Gezegen kendini korur, fırtınalar atmosferi muhafaza eden büyük fanlar atmosferi koruyan sistemler gibi işliyor. Küresel ısınma devam ettiği müddetçe, buzullar eridikçe, kara parçası yukarı doğru hareket edecek ve diğer kara parçalarını sıkıştıracak. Bu depreme neden olduğundan volkanik patlamalar olacak ve küresel ısınmayı durduracak. 2050 yılına gelindiğinde 2.5-3 derecelik bir artıştan bahsediliyor. 100 yılın sonunda ise 6 derece artması gözüküyor. 6 derece arttıktan sonra hangi koşullarda yaşanabileceğinde ise dehşet senaryolarını daha çok duymaya başlarsınız. Şuralar gündelik hayatın içerisinde düşünmeye fırsat bulunmadığında o hengamenin içinden çıkıp, sakin kafayla düşünüp ‘Nereye gidiyoruz?’ sorusunu kendimize sormaktır şuralar. Bir stratejik plan hazırlarken iki soru sorarsınız. ‘Bu şeye sahip miyiz’, ‘Bu şeyi istiyor muyuz?’ Strateji cümleleri kurar ve sürdürürsünüz. Bir şeye sahibiz ama istemiyoruz dediğimizde engellersiniz. Yazmak da kaleme almak da kolaydır.

“TEDBİRLERİ ŞİMDİDEN ALMALIYIZ”

Geleceğe ilişkin riskler neler? Küresel ısınma bazında tartışmamız gereken çok alt başlık var. Özetle söyleyeyim önümüzdeki problemlerden dolayı küresel ısınmadan dolayı dikili topraklar azalacak hem de verimliliğe ilişkin riskler ortaya çıkacak. Su yönetimi bizim için problem haline gelecek ve insan için lazım olan suyu nereden bulacağımızı düşüneceğiz. Tarımsal gıda güvenliğini düşünmemiz gerekecek. Bugünden yarına gidip o güne dair bir resim ortaya çıkartıp bir şeyler yapmamız lazım. Tedbirleri şimdiden almalıyız. Bir taraftan ne yapılması gerektiği biliniyor. Verimliliği arttıracak tedbirler alınması gerekiyor. Küresel ısınmanın sera gazına sebep olan faaliyetlerde görevi var. Tabii hayat her zaman geleceği düşünüp adım atarak şekillenmiyor, devam ediyor. Bizim tarımla ilgili bir şey yapmamız için şurayı beklemek akıllıca olmadığı için yol almaya başladık. Tıbbi Aromatik Bitkiler Projesi bunun bir tanesi. Çiftçilerimizin doğrudan ürettikleri ürünleri doğrudan pazarlayacağı bir sisteme dönecek. Dijital kabzımallık müessesesine benziyor. İnternetten doğruca çiftçiyle temas kuracak bir sistem olacak.

“HEPİMİZ BUNUN İÇİNDEYİZ”

Küresel ısınma meselesini konuşurken yapıp ettiklerimize dair daha radikal sorular sormamız gerektiğini düşünüyorum. Bir yandan küresel ısınmayı tartışıyoruz ama bunun köklerinde vahşi kapitalizmin yattığını söyleyemiyoruz. Sürdürülebilir kalkınma diyerek ehlileştiriyoruz. Bunun önemli olduğunu biliyorum ama insanoğlunun dünyayı muhteşem bir hırsla tükenmeye devam etmesi halinde sürekli biriktirmek istemesi halinde tedbirler üzerinden para kazanmaya kalkarız. Mesela yeşil mutabakatıyla ilgili hususlarda da olacak. Küresel ısınmadan dünyadaki diğer problemlerden sıkıntılı olan bir kafa yapısı mevcut. Hepimiz bunun içindeyiz. İçimizi rahatlatmak için bir şeyler yapacağız. Dünyada bu kadar aç, aşıya ulaşamayan insanlar varken bizim bu kadar lüks içinde yaşamamız bu dünyada daha adil bir düzeni savunmadan bu meseleyi çözeceğimizi sanmak hayalden ibaret olacaktır. Sizlerden özellikle beklediğimiz önce Kocaeli için sonra dünya için tarımsal güvenliğin sağlanması için bize bir yol haritası çıkartmanız. Şimdiden yapacağınız tüm katkılar için teşekkür ediyorum.”