Akyol CHP’den istifa ediyor “Üç senedir bir Duygu Hanım’ı aşamadık”

CHP’de uzun yıllar görev yapan ve Kocaeli’nin önde gelen ailelerinden olan Zeki Akyol gazetemize yaptığı açıklamada CHP’den istifa edeceğini belirtti. 31 Mart seçimlerinden sonra İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet’le görüşemediklerini ifade eden Akyol, Başkan Hürriyet’in Özel Kalem Müdürü Duygu Çetiner’i bir türlü aşamadıklarını söyledi. Yaşadıklarının zoruna gittiğini de açıklamalarına ekleyen Akyol şu sözleri kullandı: “Ben 40 senedir bu partinin içindeyim gençlik kollarında bayrak taşıdım, İlçe Başkan yardımcılığı, aday adaylığı derken seçimlerden beri biz Belsa’ya adım atmadık. Seçim çalışmalarında Hendek’ten itibaren Fatma Hanım’ı karşılarken parti otobüsünün altına giriyorduk.

“FATMA HANIM’DAN BİR İSTEĞİMİZ YOK”

Seçimi kazandı bir kere tebrik etmeye gidemedik. Duygu Hanım var orada burnu çok havada onun. Biz kendi işimizi yapıyoruz Fatma Hanım’dan bir isteğimiz yok. Üç senedir Duygu Hanım’ı br aşamadık. Harun da öyle babası çok değerli ama ondan bir il başkanı olmaz. Biz Erenkaya’yla otururken gördü kendisini bir aradık toplantıya girmiş sonra aramadı bile. İnsan bir döner. Yazık bu partinin hem belediyesine hem il başkanlığına. Böyle çok yara alırlar.

“ AKP VAR DİYE BELSA’YA ADIM ATMIYORDUK KAZANDIK YİNE ATAMADIK”

Benim kalbimi kırdılar ya. Biz bu aileden milletvekili çıkardık. Biz partili ayırmadan herkesi kucakladık. Şimdi Duygu diye bir kadını aşamıyoruz. Ben bunu kabul edemem. Biz 20 yıldır AKP var diye Belsa’ya adım atmıyorduk, kazandıktan sonra da atamadık. Seçimi aldıktan sonra gidememek daha fena. Benim bunlarla uğraşacak vaktim yok insanda bir vefa olacak. Biz Sirmen’den, Erenkaya’dan bunları gördük. Bizim vizyonumuz vardı, bunların yok. Bu olanlar benim ağrıma gidiyor. Ben hakkımı Fatma’ya helal etmiyorum. Duygu’yu oradan def edip atması lazım.

“SENİN YÜZÜNDEN ÖLÜYORDUK”

O Harun’u kim il başkanı yaptıysa da yazık etti. O kendi işini büyütmek için bir İBB’yi getiriyor bir milletvekillerini getiriyor. Bu çocuğun hiçbir kabilyeti yok. Bizim vodefone bayimiz var, araba işimiz var, kimseye ihtiyacımız yok. İnsan bir kahve içmeye çağrır biz senin yüzünden ölüyorduk ya Hendek’te, arabanın altına giriyorduk. Bir daha da partilim diyip kimseye kendilerini savunmayacağım.”