"Aday olmayacağım"
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Nihat Ergün bugün il binasında düzenlediği basın açıklamasında gündemi değerlendirdi. Ergün yaptığı açıklamada hiçbir yere aday olmayacağının altını çizdi. Ergün aynı zamanda gündemdeki reform paketlerinin birer itiraf olduğunu söyledi. Ergün hiçbir yere aday olmayacağını da vurguladı

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Nihat Ergün bugün partisinin il binasında basın açıklaması düzenledi. Açıklamaya DEVA Partisi Kocaeli İl Başkanı Adem Koç, DEVA Partisi Kocaeli İl Başkan Yardımcısı Orhan Sarısüleyman ve ilçe başkanları katıldı. Açıklamada ilk sözü alan İl Başkanı Adem Koç şu ifadeleri kullandı: “ Çanakkale zaferinin 106. Yıldönümü. Çanakkale savaşında cumhuriyetimizin kuruluşunda bizleri biz yapan büyüklerimizi şehitlerimizi rahmetle yad ediyorum. Bakanımızla birlikte olmanın mutluluğunu yaşıyoruz.”
“18 MART ŞEHİTLERİMİZ ANIYORUZ”
Ardından konuşan Ergün şu sözleri kaydetti: “Büyük kongreden sonra bir sağlık sorunu nedeniyle ameliyat oldum. Ameliyat sonrası sağlımıza kavuştuk ve sizlerleyiz. 18 Mart şehitlerimizi rahmetle ve minnetle anıyoruz. Milletimizin zaferlerinden biri olarak da hatırlamış olduk.
“81 İL 600 TEŞKİLAT”
DEVA Partisi birinci yılını tamamladı. Birinci yıl etkinliklerinde bütün teşkilatlar halkımızla bir arada olarak DEVA’nın varlığını hatırlatmış oldular. Biz DEVA Partisi’ni sosyal sorumluluk olarak kurduk. Türkiye’nin bu gidişatına sessiz kalamazdık. Sivil Toplum’da birikimi olan birçok gencin elini taşın altına sokmak için sorumluluk alıp itiraz etmek gerekiyordu. Bir yıl olmadan da geçtiğimiz yılın aralık 81 il 600 teşkilatla büyük kongremizi gerçekleştirdik. Milletimizin heyecanı ve desteğiyle bir buçuk yılda olmasını beklediğimiz işi 9 ayda gerçekleştirdik. Çok şükür 81 vilayette 600 ilçede teşkilatlandık. Eksik kalan kongreler de devam ediyor ama siyasi parti olarak seçime girmeye hazır bir partiyiz. Teşkilatlarımızın performansı milletimizin inancı olmasa olmazdı.
“ULUSAL MEDYADA HER ŞEY PARSELLENMİŞ”
Parti programımızı tüm toplumsal kesimle paylaşmak zorundayız. Bugünkü siyasi blokajı aşmamızın tek yolu budur. Medya ambargosu var. Yerel medya büyük oranda ulusal medyadan daha özgür. Ama ulusal medyada her şey parsellenmiş, kimin ne yazacağı, televizyona kimin çıkacağı belirleniyor. Bu kötü adetlerin ülkeye ne kazandırdığını gördük. Basına ambargo koyma, gazeteciyi işinden attırma gibi adetler eskiden var olan 90’lı yılların adetleriydi. 2000’li yılların başında uğraştığımız bu sorunları kaldırmıştık tekrar uğraşıyoruz. Türkiye’de ifade hürriyetinden endişe ediliyor.
“BU ÜLKEDE GELECEK GÖRMÜYORLAR”
Hukukun özgür olmadığı yerde ekonomik özgürlük de olmaz insanımız çekip gider. Mahkeme üyeleri bakanlar tarafından tehdit ediliyor. Böyle bir ülkede hukukun üstünlüğünden söz edebilir miyiz? Böyle insani bir gelişme olmaz fırsatını bulan çekip gider. Bu ülkede iyi yetişmiş insanlar beyin avcıları tarafından başka ülkelere götürülüyor. Bu ülkede gelecek görmedikleri için başka ülkeye gidiyorlar. Biz gençlerimize sesleniyoruz ‘Gelin gitmeyin beraber sahip çıkalım.’
“DEMOKRASİSİ EN HIZLI BOZULAN ÜÇÜNCÜ ÜLKEYİZ”
83 milyon insan o kaçacak bu kaçacak o susacak bu susacak bu ülke ne olacak? Geleceği birlikte kurmamız lazım. Son 5-6 yıldır iyi yönetilmiyoruz. Büyük ekonomik sıkıntılar yaşamaya başladık, uluslararası alanda dostumuz kalmadı. Ülkeye bu sıkıntılar sebebiyle yatırım yapılmıyor, borç gırtlakta, yanlış yapılan işler planlamalar 1 liralık işler 10 liraya mal edilmiş bunların faturalarını ödüyoruz. 1 liralık işi 10 lirayı yaparsan bunları kim ödeyecek? Bunları bu insanlar ödüyor. Demokrasisi en hızlı bozulan üçüncü ülke haline gelmişiz.
“NE OLDU DA KUMPAS YAPMAYA BAŞLADILAR”
Dış güçler bizi kötü gösteriyor diyorlar bu dış güçler 5-6 sene önce bizi iyi gösteriyorlardı o zaman derecelerimizi yukarda gösteren kuruluşlar ne oldu da bize kumpas kurmaya başladılar. Sorun dış güçlerde değil arkadaşlar, iç güçlerdedir. Biran evvel içeriyi toparlanmamız, hukuka dönmemiz gerekiyor.
“YAPILAN YANLIŞLARIN İTİRAFI REFORM PAKETİDİR”
Son 6-7 yılda yapılan yanlışların itirafı anlamına geliyor bu reform paketi. Bu bir reform paketi değil yanlışların beyannamesidir. Ekonomi paketi de reform değil yapılan yanlışların beyanıdır. İkisi de bir itirafnamedir. Bu yanlışları yapanların bu yanlışları düzeltme kabiliyetleri kalmamıştır. Ekonomi reform paketi ve hukuk reform paketinin de içi boştur. Son 8 yılda bizi geriye götüren bu zihniyet ne yapacakta bizi ileriye götürecektir? Bu paketlerin içinin boş olduğunu herkes görüyor. Bizimkiler herhalde yapılan yanlışları fark ediyor deyip zaman kazanmak için böyle bir şey yapıyorlar.
“YAPILAN ATAMALARIN HEPSİ PARTİZANCA”
En önemli sorunlardan birisi mevcut anayasaya aykırı bir şekilde Cumhurbaşkanının parti başkanı olmasıdır. Anayasa cumhurbaşkanı tarafından tarafsız olması için yemin istiyor. Bir partinin başkanı tarafsız olabilir mi? Diğer siyasi parti başkanları ile tartışsa bu tarafsızlık yemini ne olacak? Tarafsızlık sizden isteniyor. Sözleriniz, duruşunuz tarafsız olmalıdır. İki parti gerilse bunu tarafsız biri yapacaktır bunu da Cumhurbaşkanının yapması gerekmektedir fakat böyle bir şey bu ülkede kalmamıştır. Bunu yapmak için anayasa değişikliğine gerek yok, doğru olacağını düşünüyorduk ama yanlış olmuş ben yarından itibaren parti başkanlığını bırakıp tarafsız bir cumhurbaşkanı olacağım demesi için herhangi bir anayasa değişikliğine gerek yoktur. Yapılan atamaların hepsi partizanca yapılıyor. Bu atamalarda da finansçı olmasına gerek yok Pehlivan olsun yeter. Grekoromen bankacı oluyorlar ki bütün Avrupa bankalarını mindere sereceğiz. Bunu size dış güçler mi yaptırıyor? Banka yönetim kurullarına yapılan atamaların hepsi taraflı bir atama oluyor.
“AYNI ADAMLARI DÖNDÜRMENİN NE MANTIĞI VAR?”
Ben önümüzdeki seçimlerde siyasi hiçbir göreve aday olmayacağım ama sırf yeni insanlar aday olsun diye çalışacağım. Onların sağlam bir zeminde olsun diye çalışacağım. Sizlerde bunu göreceksiniz. Hiçbir yere aday olmayacağım ben bunların hepsini yaptım. Aynı adamları döndürmenin ne mantığı var, yeni simalar yeni yüzler bu ülkede yer almalıdır. Gençler benden daha bilgili, dünyayı daha iyi okuyorlar. Bu görevleri onlar yapmalıdır. Bu siyasi zemini onun için oluşturuyoruz.
“PARLAMENTO BUNU YAPMAK ZORUNDA MIYDI?”
Türkiye’de milletvekilliği dokunulmazlığı ciddi anlamda örselendi ve yargılanmalar başladı. Enis Berberoğlu’yla da yaşadık bu durumu. Bir milletvekilinin yargılanması için dokunulmazlığının kaldırılması gerekir. Bireysel başvuru beklenmeden cumhurbaşkanlığı fezlekesiyle milletvekilliği düşürüldü. Adamına göre muamele ediyorlar. Sevdiği adamları bekletiyor, kızdıklarını gönderiyorlar. Enis Berberoğlu’na milletvekilliği geri verildi. Parlamento bunu yapmak zorunda mıydı? Burada bir milletvekilliği yargılanması ve düşürülmesi var. TBMM Başkanı doğru bir tavır sergilemedi.”