Adı Kocaeli’nin her yerinde yaşatılan kahraman: Cengiz Topel…
Kıbrıs'ta ilk Türk hava harp şehidi olan Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel. 1964'te Türk Hava Kuvvetleri'nin Kıbrıs'ta gerçekleştirdiği uyarı uçuşunda, uçağı Rum uçaksavarlar tarafından vurulunca paraşütle atladı ve esir düştü, ağır işkencelerle şehit edildi. Bugün İzmit’te doğan, adı Kocaeli'nin her noktasında karşımıza çıkan kahramanın aramızdan ayrılışının 54. ölüm yıldönümü

Cengiz Topel kimdir sorunun o kadar çok cevabı var ki; Türk’ün ne kadar cesur olabileceğinin ispatıdır mesela, Kıbrıs’taki haklı mücadelemizin sembolüdür, Türkiye’nin her yerinde caddelerle, okullarla, meydanlarla adını yaşattığımız bir kahramandır…
Bir zamanların Kıbrıs Cumhuriyeti’nde, Rum terör örgütleri adadaki Türk nüfusunu yok edip, Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanmanın hayalini kuruyordu. Adadaki Türkler için yaşam her geçen gün daha zor bir hal alıyor, Birleşmiş Milletler ve dünya kamuoyu ise bu duruma sessiz kalıyordu. Derken takvim yaprakları 21 Aralık 1963’ü gösterdi. Dünya kamu oyu tarihe “kanlı noel” olarak geçen olayla sarsıldı. Kıbrıs Türk Alayı’nda görevli Tabip Binbaşı Nihat İlhan’ın Lefkoşa Kumsal mahallesindeki evi Rum teröristler tarafından basıldı. Binbaşı o gece nöbetteydi ama evdeki ailesi vahşice katledilmişti. 21 Aralık, gerçekten de en uzun geceydi…
Adada Türklere karşı yapılan soykırım hareketi her geçen gün boyut değiştiriyordu. Erenköy bölgesinde Rum köyleri arasında kalmış Türk köyleri vardı. Kanlı Noel Olayı sonrasında hedef burasıydı. 25 Aralık 1963’den itibaren Rumlar tarafından buraya yığınak yapılmaya başlandı. 25 Nisan 1964 tarihine gelindiğinde artık çatışmalar başlamıştı. Rumlar saldırıyor, Türk mücahitler direniyordu. 2 Ağustos 1964 tarihinde çatışmalar şiddetlenmişti. Sırtını güvenli gördükleri denize dönen Türk mücahitler, denizden de hücum botları ile saldırı almaya başladılar. Arada kalmışlardı, bir yarım eline ihtiyaçları vardı.
İşte o yardım eliydi Cengiz Topel. Zorda kalanın destekçisiydi, nefesim kesildi, tükendim diyenin nefesiydi. Şanlı şerefli bir Türk bir subayıydı.
1934 yılında İzmit’te doğan, Trabzonlu bir ailenin dört çocuğundan üçüncüsüydü. 1955 yılında Kara Harp Okulu’ndan asteğmen rütbesi ile mezun oldu 28 Şubat 1956’da teğmen oldu. Küçüklüğünden beri pilot olmanın hayalini kuruyordu ve bu tutkusu onu hava sınıfına ayrılmaya yönlendirdi. Pilotaj eğitimi için Kanada’ya gönderildi ve döndüğünde Hava Eğitim Komutanlığı’nda göreve başladı. 1958’de üsteğmen ve 1963 yılında da yüzbaşı rütbesini aldı.
1964 yılının sıcak bir Ağustos gününde görev onu bekliyordu. Erenköy direnişi zora girmiş, Türkiye, Kıbrıs’taki mücahitlere destek verme kararı almıştı. Türk jetleri, denizden Erenköy’ü sıkıştıran Rum hücum botlarını etkisiz hale getirecekti. Hava harekatı 7 Ağustos 1964 tarihinde başladı. Hem keşif yapıldı hem de hedefler vuruldu. Ancak bu işi yarım bırakmak olmazdı. Erenköy Direnişi Türk’ün zaferiyle sonuçlanacaktı. 8 Ağustos 1964 günü Türk jetleri yeniden havalandı. Önce dörtlü kolda keşif ve uyarı uçuşları yapıldı. Artık kahramanın hikayesi yazılmaya başlanacaktı. Eskişehir 112. filo, yapılan keşif ardından denizdeki Rum hücum botlarının canına okumak için görevlendirilmişti. 112. filo komutanı yüzbaşı Cengiz Topel, 4’lü kolun lideriydi.
Kullandıkları F-100D Super Sabre tipi uçağı limitlerde götürerek 1 saatten kısa bir sürede Kıbrıs semalarına gelmişti Cengiz Topel ve ekibi. Antalya’yı geçtikten sonra Akdeniz üzerinde alçalmış, adadaki İngiliz radarlarına yakalanmamayı başarmışlardı. Erenköy civarına geldiklerinde görev başlamıştı. Erenköy civarındaki hücum botları bir anda çil yavrusu gibi dağılmaya başladılar. Hepsi bombalardan kaçmanın derdindeydi. Yüzbaşı Cengiz Topel bir Rum hücum botunu gözüne kestirmişti. Bota doğru dalışa başladı. Bombasını bıraktı ve tekrar yükselerek kol düzeninde ikinci tura geçildi. İşte ne olduysa bu sırada oldu. Cengiz Topel’in uçağı isabet aldı.
İşte onun adını ölümsüz yapan süreç de böyle başladı. Cengiz Topel uçaktan atladı, paraşütü açıldı ve pilot yüzbaşı yere sağ salim inmeyi başardı. Ancak ne yazık ki indiği yer, bir Rum köyünün hemen yakınlarındaki asfalt yoldu.
Türk’ün mücadelesi biter mi? Asla… Uçaktan atlamak ve paraşütle yere iniş onun hafif yaralar almasına sebep olmuştu ama o Lefke yönüne doğru kaçıp Rumlara esir düşmekten kurtulmak istedi. Ne yazık ki inişinden kısa bir süre sonra Rumlara ait bir jip yanına yaklaştı ve Cengiz Topel cipin içindeki askerler tarafından esir alındı.
Cengiz Topel’in esir alınması ile şehadeti arasında geçen süreçte ne olduğu halen tam olarak bilinmiyor. Ancak, cenazesi üzerinde yapılan otopsi sonucunda çok ağır ve vahşice işkenceler gördüğü kesin olarak ortaya çıkmıştır. O süreçte, Kıbrıs’a yapılan ve yapılacak müdahaleler hakkında bildiklerini anlatması, dünya kamuoyunda algı yaratmak amacıyla Türkiye aleyhine konuşmasının istenmesi ise o cani işkencelerin muhtemel sebebi olarak tahmin ediliyor.
Ortaya atılan pek çok kan dondurucu iddia var. Topel’in belli bir süre işkence gördükten sonra tedavi edilip, tekrar işkenceye maruz bırakılması, işkence sırasında omuz ve gözleri üzerinde matkap benzeri delici aletler kullanılması en kan dondurucu olanları. 11 Ağustos’ta, Kızılhaç temsilcilerinin de katıldığı otopside ortaya çıkanlara göre, Topel’in 9 Ağustos 1964 gecesi son nefesi verdiği tahmin ediliyor.
Cengiz Topel’in paraşütü, halen İstanbul Harbiye’de bulunan askeri müzede muhafaza edilmektedir. Ayrıca yine aynı müze de Kıbrıs Barış Harekatı ile ilgili çok ciddi bir koleksiyon vardır. Ben arada bir gider gezerim müzeyi meraklılarının da haberi olsun bu yazı vesilesiyle.
Cengiz Topel’in şehadetiyle ilgili kafaları karıştıran bir iddia ise uçağının bir Yunan savaş gemisi tarafından düşürülmesidir. Henüz bir komplo teorisi olan bu iddiaya göre, el altından Rumlara destek veren Yunanistan, o gün Erenköy’e bir savaş gemisini göndermiştir ve Topel’in uçağını vuran da bu gemidir. Doğruluğu durumunda ise, bu bir savaş sebebidir.
Cengiz Topel’in esir düşmesi ile şehadeti arasında geçen sürede ne olduğuna dair bilgilerin halen İngiliz arşivlerinde gizlendiği de iddialar arasında. Ama bunca iddia ve bilinmezlik arasında kesin olan şu ki; o bir kahramandı…
Kaynak: Kerem Gök