2018’in ilk iki ayında 75 kadın öldürüldü!

Türkiye'de kadınların yaşadıkları ayrımcılık ve cinsiyete dayalı eşitsizliklerin araştırılması amacıyla yapılması istenen meclis araştırmasıyla ilgili konuşan CHP’li Fatma Kaplan Hürriyet, 2018 yılının ilk iki ayında 75 kadının öldürüldüğünü söyledi

2018’in ilk iki ayında 75 kadın öldürüldü!

CHP Kocaeli Milletvekili Fatma Kaplan Hürriyet, Türkiye'de kadınların yaşadıkları ayrımcılık ve cinsiyete dayalı eşitsizliklerin araştırılması amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş olan Meclis araştırma önergesi üzerine söz aldı. TBMM kürsüsünden uzun bir konuşma yapan Hürriyet, partisinin önergeyle ilgili görüşlerini dile getirdi. Fatma kaplan Hürriyet, “Kadınların yaşadıkları ayrımcılık ve cinsiyete dayalı eşitsizlikle ilgili bu grup önerisinin tam da 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü öncesinde olması ayrı bir önem taşıyor bizce. Yüz altmış bir yıl önce New York'ta 40 bin dokuma işçisi, daha iyi çalışma koşulları istemiyle, bir tekstil fabrikasında greve başlar ancak işçilerin fabrikaya kilitlenmesi arkasından çıkan yangında tam 129 kadın işçi can verir. Bu grev her ne kadar gözyaşıyla bittiyse de onların bu mücadelesi yüzyıllar sonrasına ilham kaynağı oldu” dedi.

47 FAİLİ MEÇHUL

Kadın haklarının yıllar içerisinde zayıfladığını dile getiren Hürriyet konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kadınlarımızın, Kurtuluş Mücadelesi'ndeki kutsal fedakârlığını karşılıksız bırakmayan, cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk -Dünyada hiçbir milletin kadını 'Ben, Anadolu kadınından fazla çalıştım; milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar emek verdim.' diyemez.- diyerek Avrupalı kadınlarda dahi olmayan seçme ve seçilme hakkını Türk kadınına layık görmüştür. İsviçre bile bu hakkı bizden tam otuz sekiz yıl sonra kendi ülkesinde vermiştir.

Kadına layık görülen haklar ne yazık ki yıllar içerisinde ciddi anlamda erozyona uğratılmıştır. Ayrıştıran, ötekileştiren söylemler kadını cinayet, tecavüz, taciz olaylarının tam ortasında bırakmıştır. Bu söylemler son on altı yıldır iktidarda olan AKP döneminde tavan yapmış, 2017 yılında 409 kadın katledilmiş, sadece 2018 yılının ilk iki ayında 75 kadın öldürülmüş ve ne yazık ki faillerin de yüzde 47'si tespit edilememiş. Öldürülen kadınlarımızı kanlı birer istatistik hâline getiren eylem ve söylemler kadın haklarını hiçe saymakla kalmamış, kadınları bitmeyen bir cinayet döngüsü içerisine ve işsizlik kervanına, çıkmazına sokmuştur.

EŞİTLİK KAVRAMI KALDIRILDI

TÜİK'in yayınladığı istatistiklerde ne yazık ki istihdam oranı erkeklerin yarısı kadar. Yeterli ve güvenceli istihdam olanağına sahip değil kadınlarımız. Genç kadın işsizliği artıyor. Kadınlar sınırlı iş kollarına hapsediliyor ve iş yaşamından koparılıyor. Doğum izinleri kadınlar aleyhine kullanılıyor ama ne yazık ki denetim sağlanmıyor. 6284 sayılı Yasa ve ilk imzacısı olduğumuz İstanbul Sözleşmesi ne yazık ki gerektiği gibi uygulanmıyor. Kadınlar iş aradığı için işsizlik artıyor. ‘Kadına iz bırakmadan dayak atmak mubahtır. Kadın ile erkek eşit olamaz, fıtrata aykırı.’ diyen zihniyet yüzünden ne yazık ki kadın bir obje olarak görülüyor ve bu zihniyeti kadın hakları noktasında asla ve asla çağdaş seviyeye ulaştırma gayretini görmüyoruz ve öyle bir şeyin olacağını da düşünmüyoruz. Kaldı ki Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonunda bile ‘kadın erkek eşitliği’ ismi kaldırılmış, ‘eşitlik’ kavramı bile orada kaldırılmış. Aile Bakanlığı’nın isminden ‘kadın’ ismi kaldırılmış ne yazık ki.

MÜCADELEYİ BÜYÜTECEĞİZ

ŞÖNİM'ler ne yazık ki işlevsiz ve yetersiz. Bu rakamlar bize ne yazık ki acı gerçekleri de gösteriyor. Kadınların mücadelesi bizim mücadelemiz, bizim mücadelemiz ise hak arama mücadelesi. Ezilen, sömürülen, öldürülen, tecavüze uğrayan, ne giyeceğimizden, kaç çocuk yapacağımızdan, hangi desibelde güleceğimize karar verilen kadınlar olarak farklı sosyal, ekonomik sınıflara, farklı ideolojilere sahip olabiliriz ama tüm farklılıklarımızla birlikte mücadele etmek gerekliliğine inanıyoruz ve buna inanmak zorundayız.

Bu mücadelede en önemli şey, kadınların haklarını bilmeleridir çünkü öğrenmek ve örgütlenmek hak aramanın ilk adımıdır. Bir çığ misali yanımıza aldığımız kadınlarla biz mücadeleyi büyüteceğiz. Sadece 8 Martlarda değil, her gün bu mücadelenin alın terini dökeceğiz. Kadına karşı her türlü ayrımcılığın ortadan kalktığı, özgürlüklerin kısıtlanmadığı eşit bir gelecek için çoğalan mücadelemizde var olacağımızı hatırlatarak ‘Kadınlar için eşitlik ve adalet’ diyorum.”