Cinayet zanlısı Ertekin İ.: Dükkanımı kurşunladı, evimi yaktı... Amacım öldürmek değildi
Kocaeli’nin Başiskele ilçesinde Hızır Akgün isimli şahıs, dükkanına gittiği Ertekin İ. isimli şahıs tarafından vurulmuş ve hastanede yaşamını yitirmişti. Ertekin İ., polise verdiği ifadede şahsın daha önce dükkanını kurşunladığını, evini yaktığını ve olayın yaşandığı gün de elinde silahla kardeşiyle boğuştuğunu ve şahsı korkutmak için ateş ettiğini iddia etti

Kocaeli’nin Başiskele ilçesinde Ertekin İ. (44) isimli şahıs, husumetlisi olduğu iddia edilen Hızır Akgün isimli şahsı, pompalı tüfekle yaralamış, Akgün, kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirmişti. Ertekein İ.’nin polise verdiği ifadede Hızır Akgün’ün daha önce dükkanlarını kurşunladığını, ailesiyle kaldığı evi yaptığını ve olayın yaşandığı gün de birkaç kişiyle dükkanı basıp kardeşiyle boğuştuğunu, bu nedenle de korkutmak amaçlı yere ateş ettiğini, Hızır Akgün’ü yaralama ya da öldürme gibi bir amacının olmadığını söylediği öğrenildi.
Ertekin İ., polise verdiği ifadede şunları kaydetti: “Ben kardeşim E. İle birlikte hafif kazalı araçları alarak tamiratını yaptıktan sonra satmaktayız. Tarihten 3-4 yıl önce de ben Hızırı Akgün isimli şahsı bizden araç almak istemesi nedeni ile tanıdım. Hızır Akgün, ismini B. olarak bildiğim bacanağı ile birlikte benim iş yerime gelerek benim tamir ettiğim araçlardan alıp satmak istediklerini, B isimli şahsın elinde parası olduğunu ve bu parayı bu şekilde değerlendirmek istediklerini, B. isimli şahsın gemi kaptanı olduğu bizimle yapacakları ticareti Hızır’ın takip edeceğini bize söyleyerek bizden araç almak istediklerini söylediler. Bunun üzerine Hızır’a vermek için kazalı halde olan Wolksvagen marka bir aracı, hasarlı şekilde aldık. Aracı aldığımız firmaya aracın bedelinin yarısını ödemek için Hızır’dan bir miktar para aldık ancak para işlerini kardeşim Erdem takip ettiği için ben tam olarak Hızır’dan ne kadar para aldığını hatırlamıyorum.
Hızır’a vermek üzere aldığımız aracın tamirine başladık ancak aracın satışında sıkıntılar çıktığı için bir türlü aracı Hızır’a teslim edemedik. Bu dönemde Hızır, sürekli olarak iş yerimize gelip aracı kendisine ne zaman teslim edeceğimizi sorup bizi sıkıştırıyordu. Hızır, sürekli olarak bu şekilde bizi sıkıştırdığı için ben kardeşim Erdem’e Hızır ile bu şekilde ticaret yapmamızın mümkün olmadığını, parasını verip onu göndermesini söyledim ve aracı aldığımız yere vermiş olduğumuz parayı da geri alarak Hızır’a teslim etmek istedik ancak aracı aldığımız firmadan işlemlerin tamamlanmaması nedeniyle parayı alamadık, bu sefer de Hızır sürekli olarak iş yerimize gelerek bizden para istemeye başladı.
Kardeşim Erdem de bunun üzerine Hızır’a 10 bin TL verdi. Kardeşim Hızır’a bu parayı verdikten sonra tam olarak bilmiyorum ancak kardeşim Hızır’a zaman zaman para verdiğini bana söyledi. Yine bu dönemde Hızır, karıştığı bir olay nedeniyle cezaevine girdi ve yine cezaevinde iken de kardeşimden para istemeye devam etti. Kardeşim de onun istediği parayı her defasında ona gönderdi. Hızır, cezaevinden çıktıntan sonra da birkaç kez kaza yaptığı araçları yaptırmak için bize getirdi. Biz Hızır’ın getirdiği araçları tamir ettik ve kendisinden bu tamir ettiğimiz araçlarla ilgili herhangi bir ücret talebinden bulunmadık. Hızır’a cezaevinde gönderdiğimiz paralar ve araçlarına yapmış olduğumuz tamirleri kardeşim Erdem ona olan borcumuzdan düşüyordu.
Tarihten 2 ay önce de iş yerime gittiğimde Hızır’ın iş yerinde olduğunu gördüm. Hızır bana Erdem’i beklediğini söyledi. Hızır ve Erdem görüştükten sonra ben kardeşime halen buna olan burcumuz bitmedi mi, neden bu hala gelip gidiyor diye sorduğumda kardeşim bana yazıyorum ben abi kalan borcumuzu, ben hallediyorum demişti. Bu şekilde Hızır sürekli olarak iş yerimize gelerek kardeşimde para istemekteydi. Geçtiğimiz mart ayının 14’ünde de ben Ordu ilinde iken oğlum beni telefon ile arayarak iş yerimizin kurşunlandığını söyledi. Kimin kurşunladığını sorduğumda ise iş yerimizde çalışan E.K., bana iş yerini kurşunlayanın Hızır olduğunu gördüğünü söyledi ancak ben inanmadım hatta kardeşim Ersin ile kim bunu yapmış olabilir diye düşünmeye başladık. Ancak çalışanımız Ersin, Hızır’ın kurşunladığını gördüğünü söyledi.
Bu kurşunlama olayı ile ilgili olarak biz polise herhangi bir ihbarda bulunmadık. Bu olaydan 2-3 gün sonra Hızır’ın iş yerimize geldiğini ve Erdem’e iş yerini kendisinin kurşunladığını söylediğini, iş yerimde çalışan çocuklar bana söyledi. Hatta Hızır’ın iş yerinden ayrıldıktan sonra bizim evimizi göstererek burayı yakacağım dediğini bana söylediler. Ben de bunun üzerine kardeşim Erdem’e bu konuyu sorduğumda Erdem, bu konuyu doğruladı ve bana abi ben halledeceğim diyerek geçiştirdi. Bu olaydan iki gün sonra da bizim evimizde gece sabaha karşı bir yangın çıktı.
Kardeşimin oturduğu daire ile annemin dairesi yandı. Biz bu olaydan sonra polise giderek evimizi Hızır’ın yakmış olabileceğinden şüphelendiğimizi söyleyerek ondan şikâyetçi olduk. 03.03.2020 gününde Hızır’ın BMW marka bir araç ile evimizin önünden geçtiğini çocuklarım gördüklerini bana söyledi, biz de aile arasında Hızır’ın bize zarar vereceğinden iyice korkmaya başladık. Hatta annem, eşim ve çocuklarım; buradan taşınalım diyerek Hızır’ın bize zarar vermesinden çok korktuklarını bana söyledi. O gece çocuklarım korktukları için ben gece sabaha kadar onların rahat uyuması için iş yerimde çalıştım. Sabah olunca ailecek kahvaltı yaptık ve yine annem bana oğlum bir çaresini bul buradan taşınalım çocukların psikolojisi bozuldu dedi ve aramızda yine böyle bir konuşma geçti.
Ben daha sonra kalkarak iş yerime indim ve her zamanki gibi çalışmaya başladık. Ben gün içerisinde günlük işlerimiz için 2-3 kere iş yerinden çıkarak tekrar iş yerime geri döndüm. Saat 16.00 sıralarında ise vernik almak için iş yerimden çıkarak sanayide bulunan diğer iş yerime gitmek üzere tamir için bende bulunan bir müşterime ait 41 LB 317 plakalı Fiat Linea marka araç ile gittim. Saayide bulunan iş yerime gittiğimde işyerimde çalışan M.A. beni arayarak Hızır’ın işyerine geldiğini ve yanında birkaç kişinin daha olduğunu söylemesi üzerine hemen çıkarak aynı araç ile iş yerime gitmek üzere yola çıktım.
İş yerimin yakınına gelince aracımı park ederek araçtan indim ve iş yerine doğru yürümeye başladığım esnada mavi renkli jeep tarzı bir aracın işyerimizin önünde olduğunu gördüm ve yine çocuklarımın bana doğru koştuklarını gördüm. Çocuklarının panik bir halde bana, baba kalabalık gelmiş demesi üzerine onlara siz eve gidin dedim ve aklıma evim ile dükkanım arasında bulunan ve kömürlük olarak kullandığımız yerde ayakkabılığın içinde sakladığım pompalı tüfeğim geldi. Giderek bu tüfeği aldım. Tüfeği almaktaki amacım ise Hızır ile olur da aramızda bir tartışma çıkarsa onu korkutmak için havaya ateş etmek amacı ile aldım. Tüfeğin içinde 2 tane kuş saçması fişeği ve 1 tane de domdom fişeği vardı. Tüfeği elime alarak iş yerinin kapısından içeriye girdim, içeride arka arkaya iki araba vardı. Arabaların yanında yürüyerek dükkandan içeriye doğru en uç kısmına geldiğimde en baştaki aracın köşesini döndüğüm esnada orada bulunan masada kardeşim ve Hızır’ın oturdukları yerde boğuştuklarını, kardeşimin sırtının bana doğru olduğunu, Hızır’ın ise yüzünün bana doğru dönük olduğunu, Hızır’ın elinde siyah renkli ahşap işlemeli küçük boyutlu bir tabanca olduğunu, kardeşimin o tabancayı almak için Hızır’ın elini tuttuğunu ve bu şekilde boğuştuklarını gördüm. Bu sırada aklıma Hızır’ın dışarıda bekleyen arkadaşları geldi ve onların da içeriye girip bize zarar vermesini engellemek ve Hızır’ı da korkutmak amacıyla elimde bulunan tüfek ile Hızır ve kardeşimin boğuştuğu yere doğru hedef gözetmeden yere nişan alarak bir el ateş ettim. Ateş ettikten sonra kardeşim Erdem ve Hızır birbirlerinden ayrılarak farklı yönlere düştüler. Ateş ettikten sonra da arkamı dönerek gelen var mı diye baktığımda kimsenin gelmediğini gördüm. Tekrar Hızır ve kardeşimin olduğu yöne döndüğümde kardeşim Erdem’in bana doğru yürüdüğünü gördüm, elinde, Hızır’ın elinde gördüğüm tabanca vardı. Bana al abi bu tabancayı dedi, daha sonra dönerek Hızır’ın yanına gitti. Ben halen kimsenin yaralanmadığını düşündüğüm için kardeşim Erdem’e, Hızır’a bir şey yapma dedim. Bu sırada Hızır benim görüş alanımda değildi, ben kendisini korumak için yere yattığını düşündüm. Kardeşim Hızır’ın yanına gidince ip getirin, bez getirin diye bağırmaya başlayınca ben Hızır’ın yaralandığını anladım ve hemen dışarıya koşarak yardım istedim. Bu sırada tüfek elimde idi. Kardeşimin bana verdiği tabanca da diğer elimde içine koyduğum poşetteydi. Dışarıda bir süre çevreden yardım istedikten sonra tekrar içeri girerek kardeşim ve Hızır’ın bulunduğu alana gittiğimde Hızır’ın yerde yattığını, kardeşimin onun yanında olduğunu ve telaşlı bir şekilde ip ve bez istediğini gördüm ancak orası karanlık olduğu için Hızır’ın tam olarak keresinden yaralandığını görmedim. Bir süre sonra oraya polis ve 112 ekipleri geldi. Ben görevli polislere tabanca ve tüfeği teslim ettim. Daha sonra polisler beni ve kardeşimi alarak karakola götürdüler. Olay bu şekilde meydana gelmiştir. Ben Hızır isimli şahsa öldürmek ve hatta yaralamak kastı ile ateş etmedim. Tek amacım onu ve birlikte geldiği şahısları korkutmaktı. Olaydan sonra Hızır’ın yarsını kardeşim sardı, yine 112’ye ve polise biz haber verdik. Yaşanan bu olay nedeni ile pişmanım. Hızır Akgün isimli şahıs sürekli olarak kardeşimden para isteyip işerimize ateş ettiği için ailemin huzurunu bozmuştur. Ailem ve çocuklarımın onun yüzünden psikolojisi bozulmuştu. Olayın buraya gelmesini ben istemezdim. Hatta Hızır’ın bize zarar vermesinden korktuğumuz için taşınmayı bile düşünmüştük.”
İfadesinin ardınan Ertekin İ. ve kardeşi, adliyeye sevk edildi.