KUANTUMUN İÇİ BOŞALTILDI
KUANTUMUN İÇİ BOŞALTILDI

Sibel Çimen’in kaleminden…
Kocaeli Kitap Fuarında, Kuantum öğretisini daha önce yazdığı “Gümüşlük Meleği” isimli romanla anlatan ardından son romanı “Kuantumun Gücü” kitabı ile adından sıkça söz ettiren Serpil Ciritçi ile buluştuk. Kitabını imzalamak ve okuyucuları ile buluşmak için şehrimize gelen Serpil Ciritçi, Gazete Barış olarak bizi kırmadı ve deneyimlerinden yola çıkarak hazırladığı kitapları üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
Serpil Ciritçi kimdir? Bize kısaca kendinizden bahseder misiniz?
Adana doğumluyum. Çukurova Üniversitesi İktisat bölümünü bitirdikten sonra uzun yıllar kamu ve özel sektörde görev aldım. Yaklaşık yedi yıl önce bir holdingde satış yöneticisi olarak çalışmak üzere İstanbul’a taşındım. Bu arada Yaşam Koçluğu ve NLP eğitimlerimi tamamlayarak uzun zamandan bu yana ilgim olan bir mesleğe yöneldim ve Kişisel Gelişim Uzmanı oldum. Şu anda İstanbul’da açtığım “Kuantum Yaşam Akademisi” adlı kişisel gelişim merkezinde Koçluk, NLP, kurumsal eğitimler ve bireysel seanslar veriyorum.
İlk romanınız “Gümüşlük Meleği”, roman yazma fikriniz nasıl oluştu?
Küçük yaşlarımdan bu yana sıkı bir kitap okuruyum. Yaklaşık otuz yıldır spritüel konulara ilgi duyuyorum. Bu konularda doğuda ve batıda yazılmış hemen tüm kitapları okudum, tüm kadim dinleri, felsefeleri inceledim. Fark ettim ki onların tüm söylediklerini bizde Tasavvuf zaten söylermiş. Okuduğum hemen tüm kitapların aslında aynı şeyi farklı şekillerde ifade ettiğini gördüm. Bunca okumadan sonra doğal olarak bir kitap yazma dürtüsü ve isteği oluştu. Okuduğum kitapların tamamı acıyı, aşkı, aldatmayı ve ölümü, kısaca hayata dair her şeyi anlatmıştı ama tüm bunların neden yaşandığına dair bir anahtarı net olarak vermemişti. Bu kitapta; şu soruların cevabını vermeye çalıştım. “Başımıza gelenler tesadüf müdür?” “Neden bunları yaşıyoruz?” “ Ne yaparsak acıdan kurtulabilir ve bir daha bunları yaşamamayı seçebiliriz?” “ Düşünce enerjimizi doğru kullanarak, kendi hayatımızı ve yaşayacaklarımızı kendimiz seçebilir miyiz?”İşte bu kitap bu sorulara cevap vermek amacıyla yazıldı. İstedim ki; insanlar kendilerini, rüzgarın ne yana sürükleyeceği belli olmayan bir yaprak gibi görmesinler. Sadece doğru düşünmeyi öğrenerek hayatlarını kendi istedikleri doğrultuda yaşayabileceklerini göstermek istedim.
“Gümüşlük Meleği” adlı romanınız hakkında biraz bilgi verir misiniz?
Romanımda bütün kuantum öğretilerini mistik bir öykü içinde verdim. Ancak kuantum kelimesini hiç kullanmadım. Hikaye, Bodrum’un Gümüşlük kasabasında başlıyor, İstanbul ve Adana üçgeninde devam ettikten sonra yine orada sona eriyor. İyi eğitim almış 33 yaşlarındaki Zeynep adlı kadın karakter, yaşadığı aşk acısıyla kendini Gümüşlük’e atar. Orada 55- 60 yaşlarında Pera adlı bilge bir kadınla karşılaşır. Pera ona başımıza gelen hiçbir şeyin tesadüf olmadığını, belli bir nedenle yaşandığını ve daha yüksek bir evrensel amaca hizmet ettiğini anlatır. İlerleyen sayfalarda Zeynep’in, Pera ile sık sık bir araya geldiğini ve yaşamın tüm şifrelerini ona verdiğini görürüz. Hepimizin hayatında bize rehberlik eden, zor zamanlarımızda destek olup, güç ve umut ışığıyla yolumuzu aydınlatan dostlar vardır. İşte Gümüşlük Meleği adlı romanımda bu rehberliğe de dikkat çekmek istedim.
“Kuantumun Gücü” adlı ikinci kitabınız oldukça ilgi gördü. Bunu neye bağlıyorsunuz?
İnsanlar Kuantumu bilmediklerini söylediler ve anlatmamı istediler. Kuantuma mesafeli bakıldığını gördüm. Bugünlerde Kuantumun içi boşaltıldı; “evrene mesaj ver istediğin olsun” şeklinde suyu çıkartıldı. Bende böyle bir kitabı yazma zorunluluğu hissettim ve Kuantumu anlatmak istedim. Ortaya çıkardığım eserden sonra şunu gönül rahatlığı ile söyleyebilirim ki Kuantumu bu kadar güzel anlatan bir kitap iddia ediyorum ki Türkiye’de tek. Kitabım ikinci baskıya girdi. Çok güzel geri dönüşler alıyorum. Kuantuma mesafeli bakan insanlara dahi ulaştığımı görüyorum. Mühim olan bilgiyi en basit hali ile vermek. Kuantum yasaları ile ilgili ilgisiz herkesin tüm kafa karışıklıklarını gidermeyi amaçladım. Kuantum’un aslında ne olduğunu, çekim yasaları ile insanın hayatını nasıl değiştirebileceğini ve olumsuzluklardan kurtulmanın yollarını hayatta hiçbir şeyin tesadüf olmadığını, enerjiyi günlük yaşamımızdaki frekanslarını, Kuantum ve Tasavvuf ilişkisini anlatmak istedim. Kitabımın ilk başında bilimsel açıklamaları verdim. Ancak bu kısmı uzun tutmadım. Ardından yumuşak geçişlerle kendimizi sevmek, ilişkiler, ayrılıkları anlattım. Kitapta aralara Tasavvufi dörtlükler, şiirler ve yazılar serpiştirdim. Okuyanın sıkılmasını değil memnun olmasını istedim. Kişi Kuantum anlamında bütün tuğlaları yerine oturtuyor.
Kuantum ve Tasavvuf’un birbirleri ile bağlantılı olduğunu belirttiniz. Bunu nasıl fark ettiniz?
Ben Tasavvuf’u çok geç keşfettim. Doğulu batılı yazarları okurken karşıma Mevlana çıktı. Mevlana benim için bir figür neredeyse din adamı gibi görünüyordu. Aslında alakası yokmuş. Ancak araştırmalarım sonucunda gördüm ki Kuantum’un kökü ve özü Tasavvuf’muş. Bunu fark ettiğimde Tasavvufa daldım. Bir sonraki kitabım gene roman olacak ve Tasavvuf’u anlatacağım.
Kuantum ile Enerji arasındaki bağı biraz açıklar mısınız?
Enerjimizi kullanmayı bilmemiz gerekiyor. Enerjiyi doğru kullanmaya başladığımda istediklerime ulaşabiliyorum, bunun şansla alakası yok. İstediğimiz şey karşısında enerjiyi yüksek frekansta göndererek elde edebiliyorum. Pozitif insanlar farkında olmadan, Kuantum’u bilmeden enerjilerini doğru kullanabiliyorlar. Ama bunu bilmeyip enerjisini heba eden çok insan var. Ben artık insanlara bakar bakmaz enerjilerini anlayabiliyorum. Düşüncelerinizi saklayabilirsiniz ancak enerjinizi saklayamazsınız paçalarınızdan akar. Kendiliğinden enerji yüksekliği dediğimiz durumlar var. Bazen içimizden bir ses bunu söyleme, yapma der bu enerjinizin uymamasından kaynaklanır. Kitabımda enerjinin alfabesini öğrettim. Enerjiyi doğru ve bilinçli şekilde kullanırsanız şanslı dediğiniz insanlar gibi istedikleriniz önünüze düşer. Tabi ki külli ve cüzi irade durumu var. Kuantum irade kısmımızda devreye giriyor. Külli irade yol sapaklarımızı belli eder. Belirlenen seçenekleri özgür irademizle seçeriz. Kuantum ile en doğru seçeneği seçtirmeye çalışıyoruz. Allah bize madeni verir sizi zengin bir adam yapar zenginlikle sınar o madende yüzlerce işçiyi sigortalı mı çalıştıracaksın, hakkını vererek mi çalıştıracaksın yoksa koyun gibi mi çalıştıracaksın sana bırakır. O senin özgür iradendir. Hiç kimse yüzlerce insan öldüğünde kadermiş fıtratında varmış diyemez. O zenginliği alan adam oradaki insanları en iyi şekilde çalıştırmayı seçseydi zaten bu olmazdı. Dolayısıyla özgür irademizi şekillendirdiği noktada Kuantum devreye girer buda şans değildir. Kendi hayatımı ben şekillendiririm. Allah önümü bir şeyleri koyar ancak iyi ve kötüyü bana bırakır. Biz Kuantumda ayağına taş bile takılsa sorumlusu sensin diyoruz. Yaydığın enerji düşük, yaydığın frekans düşük ise başına gelen her şeyi hak edersin. Evren sana “kendine gel aşağılardasın” der ve işaretler verir. Kuantumda biz diyoruz ki evren tepene balyozu indirmeden işareti al.
Okuyucularınızdan nasıl tepkiler alıyorsunuz? “Kuantumun Gücü” adlı kitabınıza gösterilen ilgiden memnun musunuz?
Kitap bir ayda ikinci baskıya girdi. D&R larda en çok satanlar listesine girdiği söylendi. Kitaplarımın belirli bir alıcı kitlesi var. Kuantum bilinmediği için belirli bir kesim uzak duruyor kitabı okumam halinde inançlarımdan uzaklaşırım korkusu var. Zaman zaman bu endişeyi eğitimlerimde de görüyorum. Konuyu iyi anlatmamız gerekiyor. Kuantum’un bir din olmadığını bir öğreti, felsefe olduğunu gösterebilmemiz gerekiyor.
Romanlarınızı yazarken nelere dikkat ediyorsunuz?
Ben öyküyü ilk önce kafasında yazanlardanım. Konu ve kurgu yavaş yavaş kafamda oluşurken dış hatlarıyla bir kağıda dökülür. Gördüğüm bir insandan, durumdan, etkilenerek küçük eklemeler ve bazen çıkarmalar yaparım. Sonrasında o artık başlı başına kendi enerjisi olan bir yaratım sürecidir. Karakterler sanki canlanır ve kendi kendilerini yazmaya başlar. Her karakter ne olmak istediğini kendi söyler bana. Ayrıca kitaplarımda kulis arkasını da anlatmayı seviyorum. Her işin bir enerjisi ve boyutu olduğundan bahsediyorum.
Önümüzdeki günlerde proje ve hedefleriniz nelerdir?
İnsanların düşünce gücünün enerjisiyle neler başarabileceklerini Türkiye’nin dört bir yanında vereceğim eğitim ve seminerlerimde anlatmak istiyorum. Özellikle kendi gücünün farkında olamadığı için erkek egemenliği ve baskısı altında ezilen tüm kadınlara ulaşmak, onların kişisel öz değer ve özgüvenlerini yükseltmeye yönelik workshoplar ve seminerler yapmak istiyorum. Açtığım sınıflarda tüm bilgi ve birikimimi aktarıp en iyi şekilde yetiştirdiğim Yaşam Koçlarının, ihtiyacı olan her insana yol arkadaşı ve umut ışığı olmasını diliyorum. İlk önce kendi içimizde bir yolculuğa çıkıp kendimizi tanıyacak ve olduğumuz halimizle kabul edip, kendimizi çok sevmeyi öğreneceğiz. Üzerinde durduğum en önemli bu. Yazmayı planladığım yeni bir roman var. Kalemimi iyi kullandığımı düşünüyorum romanlar üzerinden enerjiyi anlatmaya devam edeceğim.
Kocaeli’ye ilk gelişiniz. Kocaeli Kitap Fuarına ilgiyi nasıl buldunuz?
Evet ilk kez geliyorum. Kitap fuarına katılımı zayıf buldum. Bu fuara gelmeden önce İzmir’deki fuara katıldım. Belki de farkında olmadan İzmir ile kıyaslıyorum. Orada çok büyük bir yoğunluk vardı. Yinede bugün burada ilgili ve meraklı bir kalabalık var.
Keyifli bir sohbetin sonuna geldik. İlginize çok teşekkür ediyoruz…
Ben bu güzel sohbet için teşekkür ederim…
[gallery columns="4" ids="780,781,782,783,784,785,786,787"]