Boykot işe yaradı!Dev Şirket tüm projelerini durdurdu
DBL Entertainment'in sahibi Abdülkadir Özkan, Espressolab'i boykot eden gençlere "vatan haini" demesiyle tepki topladı. Özkan, boykot çağrılarının ardından tüm projelerden çekildiklerini açıkladı. Şirket, Robbie Williams ve Muse'un İstanbul konserlerini organize eden isim olarak tanınıyor

DBL Entertainment şirketinin sahibi Abdülkadir Özkan, Espressolab'i boykot eden gençlere yönelik "vatan haini" şeklinde yaptığı paylaşımlar nedeniyle büyük tepki topladı. Özkan, boykot çağrılarının ardından "DBL Entertainment olarak projelerin tamamından çekiliyoruz" açıklamasında bulundu .DBL Entertainment, dünyaca ünlü sanatçılar Robbie Williams ve Muse'un İstanbul konserlerinin organizatörü olarak biliniyor.
Boykot etkili oldu
Özkan'ın eylemcileri hedef alan paylaşımının ardından, sosyal medyada boykot çağrıları arttı. Binlerce kişi, DBL Entertainment'in düzenlediği konserler ve etkinlikleri boykot edeceklerini duyurdu.
Sosyal medyada da birçok kullanıcı, ünlü müzik grubu Muse'un gönderilerinin altına yorumlar yaparak, 'boykot' gerekçesiyle Türkiye'ye gelmemeleri çağrısında bulundu.
Özkan, gelen tepkilerin ardından hesabını kapattı, daha sonra tekrar açtı.
"Tüm organizasyonlardan çekiliyoruz"
Son olarak tepkilerin ardındaki DBL Entertainment şirketinin sahibi Abdülkadir Özkan'dan yeni bir paylaşım geldi.
Özkan, X'ten yaptığı paylaşımda, "Bu başarıların, kişisel tartışmaların gölgesinde kalmasına izin vermek istemediğimden ve bu süreçte yaşananların, değerli ekip arkadaşlarımı ve yürüttüğümüz projeleri olumsuz etkilememesi adına DBL Entertainment olarak projelerin tamamından çekiliyoruz" ifadelerini kullandı.
Özkan'ın açıklamasının şöyle:
Kamuoyuna saygıyla duyurulur
Yakın zamanda kişisel sosyal medya hesabımda yaptığım bir paylaşımın, bağlamından koparılarak farklı anlamlara çekilmesi ve kamuoyunda yarattığı hassasiyeti üzülerek takip ediyorum. Paylaşımımda, belirli bir işyerine yönelik şiddet eylemini eleştirirken, demokratik protesto hakkını kullanan gençlerin hedef alındığı gibi bir algı oluşması beni derinden rahatsız etmiştir.
Türkiye’nin temel değerlerinden biri olan ifade ve protesto özgürlüğünün, şiddetten arındırılmış şekilde kullanılması gerektiğine inanan bir insanım. Toplumsal enerjinin yapıcı ve dönüştürücü gücüne her zaman inandım, inanmaya da devam ediyorum. Ancak şiddet içeren eylemlerin, bu özgürlük alanlarına zarar verdiğini ve kamu vicdanında da karşılık bulmadığını düşünüyorum.
İfade etmek isterim ki; eleştirimin hedefi, gençliğin anayasal hakkını kullandığı barışçıl protesto değil, bu hakkı provoke ederek şiddet ortamı yaratmaya çalışan radikal tutumlardır. Yıllardır sanatın ve kültürün evrensel diliyle ülkemize katkı sunmak için çalışan bir insan olarak, toplumun her kesimiyle ortak zeminde buluşmanın öneminin bilincindeyim.
Fotoğraf :İHA
Kaynak: Yeniçağ