Derince’de “taciz” polemiği İYİ Parti ve Zafer Partisi kapıştı

İYİ Parti Derince İlçe Başkanı Alpay Çakırcı, daha önce istifa ettiği Zafer Partisi tarafından kendisine ve ailesine yönelik iftiralar atıldığını ve hukuki süreçte olduğunu dile getirdi. Çakırcı’nın açıklamasına Zafer Partisi Derince İlçe Başkanı Burak Altan da cevap vererek Çakırcı’nın yargıyı etkilemek için çırpındığını söyledi

Derince’de “taciz” polemiği İYİ Parti ve Zafer Partisi kapıştı

Zafer Partisi Derince İlçe Başkanlığı görevinden istifa ederek İYİ Parti Derince İlçe Başkanlığı görevine atanan Alpay Çakırcı kendisinin ve ailesinin eski partisi tarafından asılsız iddialarla karşı karşıya kaldığını dile getirdi. Çakırcı konuyla ilgili açıklamasında ise şu ifadelere yer verdi: " Daha önce görev aldığım partiden ayrılış sürecim fazlasıyla olumsuz olmasına rağmen siyasetteki saygılı duruşum nedeniyle bugüne kadar sustum fakat süreç artık aileme yansıdı. Bu nedenle sizlere bu açıklamayı yapmak zorunda kaldım. Ayrılmış olduğum partide Haziran 2024 tarihinde Derince İlçe başkanı olarak göreve başladım. İşyerimde asistanım ve sosyal medya sorumlum olarak 2 yıldır çalışan bir kadın arkadaşımız İlçe Kadın Kolu Başkanlığı’na talip oldu. Tanıdığım, bildiğim, güvendiğim biri olduğu için ben de kabul ettim.

“Kendimi ifade etmeme izin verilmedi”

Görevde olduğu süre içerisinde her programda kendisi bana eşlik etti. Şahsi telefonum dahil şirket telefonları ve sosyal medya hesapları kendisi tarafından yönetildi. Başlarda gayet başarılı çalışırken bir anda İl Başkanlığı’na yapılan bir taciz iddiası ortaya atıldı. Kendimi ifade etmek için talepte bulunsam da buna izin verilmedi. Yanımda çalışan ve psikolojik sorunları olan bu kadın, kendisini işten çıkaracağımı beyan etmem üzerine şirket tarafından kendisine tahsis etmiş olduğum telefon ile İl Başkanına ait iş yerine giderek ticari sır ve gizli belgelerimi paylaşmıştır. Yetmemiş hakkımda iftira kurgusu tasarlamışlardır. Ortada herhangi bir taciz veya mesajlaşma bulunmamaktadır.


“Karalama çalışmaları hız kazanmıştır”

Bu iftira ve kurgudan bir süre sonra tacize uğradığını iddia eden şahıs eşimle görüşüp bunun yalan olduğunu ve benim olayda bir suçum olmadığını söyledi. İddiada bulunan şahıs İl Başkanının ofisine gittiğini, İl Başkanının şirketime ait özel bilgi ve belgeleri, sosyal medya hesaplarımın şifrelerini talep ettiğini söyledi. Yapılan görüşme sonrası İl Sekreteri ve İl Kadın Kolu Başkanı'nın kendisini arayıp sorular sorduğunu anlattı. Bu görüşmeden bir süre sonra Kadın, Aile ve Çocuk Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı tarafından gece yarısı aranıp tehlikede olduğunu söyleyip Ankara’ya gelmesinin istendiğini bildirmiştir. Bu konuşmanın ardından İl Başkanının talimatıyla İl Sekreteri, İl Kadın Kolu Başkanı ve bir ilçe yöneticisiyle Ankara'ya gittiğini, kendisine zorla onların dediklerinin yazdırıldığını beyan etmiştir. Siyasi süreçte şu an Derince İlçe Başkanı olduğum İyi Partiye geçmem ile karalama çalışmaları hız kazanmıştır. Kendilerine rakip olmam nedeniyle gerek çevre gerekse siyasi her türlü sataşma ve iftira ile şahsıma defalarca saldırıda bulunulmuştur. Hukuksal sürece dair hazırlıkları yaparken Şubat 2025 Tarihinde bir gazete köşe yazısı kaleme alınmıştır. Bu köşe yazısındaki İddia edilen tüm hususlar, şahsım hakkında haksız iftiradan ibarettir. Konu ile alakalı şahsım hakkında hiçbir adli başvuru yapılmamıştır.


“İl başkanı makam ve mesleği kullanarak kandırdı”

Bu suçlamanın asıl nedeni İl Başkanı ile daha önceden açılan davalarımdır . Psikolojik problemlerini çözmeye çalışan bu kadını, İl Başkanı makam ve mesleğini kullanarak kandırmış ve hem kendimin hem de ailemin huzur ve sükunetini bozmuşlardır. Olmayan whatsapp konuşmalarını varmış gibi lanse edip şeref ve haysiyetime açıkça saldırmışlardır. Parti içerisinde bana vaatlerde bulunarak 34 KVR 411 plakalı aracı aldırmıştır. Akabinde bu senaryoyu yazarak ve etrafındakileri örgütleyerek parti dışı kalmama sebebiyet vermişlerdir. Belirli vaatler karşısında aldırdığı minibüsün parasını bir bölümüne de ödememişlerdir. Körfez Asliye Hukuk Mahkemesi 2025/1 esas sayılı dosya ile haksız olarak etmiş olduğu itirazın iptali davası tarafımızca açılmıştır. Akabinde hakkımda asılsız iddialar ile yerel gazetelerde yalan haberler yaptırarak anayasal tüm haklarıma saldırıda bulunmuşlardır. Şahsıma sıkı sıkıya bağlı haklar kapsamında özel hayatın gizliliği, şeref ve haysiyet, seçilme hakkı ve en önemlisi kişi hürriyeti ve güvenliği haklarının tümüne karşı saldırıda bulunmuşlardır.


“Yargılama süreci başlamıştır

Bunların yanında yine ayrıldığım parti İzmit İlçe Başkanının, il başkanı tarafından yönlendirmesi ile şahsıma telefon üzerinden ağır hakaretlerde bulunmuştur. Kendisi hakkında da şikayetçi olduk ve Kocaeli 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 2025/106 Esas sayılı dosyası ile yargılama süreci başlamıştır. Anlatılan tüm hadiselere tanık olanlar ve benimle görüşen herkese müdahale edilip sindirilmeye çalışılmıştır. Hatta yanımda olanlara edilen hakaret ve küfürler ile ilgili hukuksal süreçler de başlatılmıştır.

“Herkes arkamda durmaktadır”

Yaşamış olduğum ve maruz kaldığım tüm kötü koşullara sebebiyet veren isimlerin başında Kadın, Aile ve Çocuk Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İl Başkanı bulunmaktadır. Bu olaya karışan tüm şahıslar hakkında gerekli işlemlerin yapılarak yargılanmalarını talep etmiş bulunmaktayım.
Haklı olduğum bu davanın arkasında gerek ben, gerek ailem, gerekse haklılığımı bilen herkes arkamda durmaktayız. Yargı süreci başladığı için artık süreç ile ilgili karar yargıdadır. Haklılığımı savunmaktan asla vazgeçmeyeceğim. Bu konuda arkamda duran başta eşim olmak üzere, İyi Parti yöneticilerime ve tüm sevenlerime teşekkürü bir borç bilirim.”


“Sorumsuz bir zihniyet”

Çakırcı’nın iddialarına cevap veren Zafer Partisi Derince İlçe Başkanı Burak Altan da şunları söyledi: “Siyaseti onur, ahlak ve etik kurallar çerçevesinde yapmaya özen gösterenler olarak, son günlerde bir siyasi partinin Derince ilçe başkanı tarafından yapılan açıklamaları dikkatle takip ettik. Ne yazık ki, bu açıklamalar, siyasi ikbali için her yolu mübah gören, hatta genç bir kadının onurunu hiçe sayacak kadar sorumsuz bir zihniyetin yansımasıdır. Zafer Partisi olarak, bu süreç boyunca üçüncü kişilere zarar vermemek adına asla dedikodu üretmedik, basın yoluyla kimseye saldırmadık ve iftira siyasetine başvurmadık. Ancak görüyoruz ki, bazıları kendi geçmişlerini aklamaya çalışırken, siyasi rakiplerini karalamak için hiçbir etik değeri gözetmeden hareket etmektedir.


“Hem suçlu hem güçlü”

Bahsi geçen şahıs, hakkında ciddi iddialar gündeme geldiğinde, parti içi ihraç sürecinin başlamasıyla birlikte istifa etmiş ve hemen ardından başka bir partide siyaset yapmaya devam etmiştir. Yani bu istifa, onurlu bir duruş sergilemekten çok, siyaseten kendini kurtarma operasyonudur. Ancak unutulmamalıdır ki, onur, geçmişi silerek ya da gerçekleri çarpıtarak değil, gerektiğinde sessiz ve vakur bir duruş sergileyerek korunur. Kendi ifadesine göre yargıya taşınmış bir konu hakkında, basın yoluyla açıklamalar yaparak mağdur edebiyatı yapması ve aynı zamanda suçlamalarda bulunması, içinde bulunduğu ruh halini gözler önüne serdiği gibi yargıyı da etkilemeye yönelik çırpınışlardır. Bu tür davranışlar halk arasında "hem suçlu hem güçlü" olarak tanımlanır. Yapılan şey, basit bir aklama ve siyasette tutunma çabasıdır. Oysa onurlu bir insan, böyle bir süreçte adaletin kararını bekler.


“Sorumsuzluktur”

Açıklamaları baştan aşağı tutarsızlıklarla doludur. Disiplin sürecinin başladığı gün istifa eden ve savunmasını dahi vermeyen birinin, "Savunma hakkım elimden alındı" gibi iddialarda bulunması, kendi içinde çelişkilidir. İstifasını kamuoyuna duyuran kendisiyken, şimdi mağdur olduğunu iddia etmesi, iyi niyetle açıklanabilecek bir durum değildir. İddiasına göre savunma hakkı verilmemiş olan malum kişi İl Disiplin Kurlu tarafından davet edildiği gün istifasını şahsi sosyal medya hesabından duyurmuştur. Yoksa bu istifayı da mı bana iftira attı, psikolojik sorunları var dediği ve suçladığı mağdur mu paylaşmıştır ? Dahası, geçmişte güvendiği ve birlikte çalıştığı bir kişiyi, işine gelmeyince "psikolojik sorunları var" diyerek itibarsızlaştırmaya çalışması, en hafif tabiriyle sorumsuzluktur. Biz, haddimiz ve yetkimiz olmadan kişilerin ruh sağlığı hakkında teşhis koymaktan imtina ederiz. Ancak, başkalarını bu şekilde suçlayanların, önce kendi ruh sağlıklarını gözden geçirmesi gerektiğini düşünüyoruz.

“Yanımızdan dahi geçemezler”

Zafer Partisi, yalnızca üyelerinin desteğiyle varlığını sürdüren, hiçbir finansal güce yaslanmayan bir partidir. Birtakım yapılar gibi paranın gücüyle siyaset yapmaya çalışanlar burada barınamaz. Zafer Partisi, her türlü baskıya rağmen dik duran, ilkelerinden taviz vermeyen bir harekettir. Hiçbir maddi çıkar, hiçbir güç, bu duruşumuzu değiştiremez. Zafer Partisi ‘ Öldürmeden susturamazsınız ‘ diyecek kadar dik duruşu olan bir partiyken malum kişinin iftiralarında olduğu gibi hiçbir maddi değer ile satın alınamaz, bu tarz ilişkilerin içine girmez. Bu tarz insanlar bırakın Zafer Partisi'nde siyaset yapmayı, bizim yanımızdan dahi geçemezler. Siyaseti kendi ahlaki sınırlarına göre yapanlar için doğru adresler başka partilerdir. Onlara kapılarını açanlar da bunun sorumluluğunu üstlenmelidir. Zafer Partisi olarak, siyaseti etik değerlerden koparmadan yapmaya devam edeceğiz. Kimseyi iftiralarla, yalanlarla karalamayacağız. Ancak gerektiğinde, değerlerimize ve ilkelerimize aykırı davrananlara karşı en sert şekilde tavır almaktan da çekinmeyeceğiz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”

Kaynak: Haber merkezi