ADD'den imamlara "Atatürk" uyarısı: Suça ortak olmayın

Atatürkçü Düşünce Derneği Kocaeli Şube Başkanı Taylan Bingöl, yarın kutlayacağımız 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı öncesi, yine cuma hutbesinde Cumhuriyet ve Atatürk’e yer vermeyen Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın hıyanet içinde olduğunu belirterek imamlara çağrı yaptı, bugün camilerde Atatürk’ü anmalarını istedi

ADD'den imamlara "Atatürk" uyarısı: Suça ortak olmayın

Atatürkçü Düşünce Derneği Kocaeli Şube Başkanı Taylan Bingöl, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın yine cuma hutbelerinde Atatürk’e yer vermediğini belirterek, imamları suça ortak olmamaları konusunda uyardı. Bingöl, şunları kaydetti:

“Ayasofya'da 'Atatürk'e lanet' okuyan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Cumhuriyet’imizin 99. yılında camilerimizde okutulacak hutbede bir kez daha içerisinde bulundu gaflet, dalâlet ve hıyanet duygusu ile ne Cumhuriyet’imize ne de Cumhuriyet’imizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e değinmemiştir. Atatürk'ün ölüm yıl dönümünde Atatürk düşmanı fesli deli Mısırlıoğlu’nu da ziyaret ederek defalarca ‘5816 sayılı Atatürk aleyhine işlenen suçlar hakkında kanununa muhalefet, görevi kötüye kullanma, görev sırasında din hizmetlerini kötüye kullanma, tehdit, halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama’ suçlarını işleyen Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş bugün olmasa da vakti geldiğinde mutlaka yargılanacaktır.

Cumhuriyet savcılarının birincil görevi Cumhuriyet’i korumaktır. Birincil görevinin Cumhuriyet’i korumak olduğunun farkında olan savcılarımızın da bağımsız yargı ile hareket edeceği günler çok yakındır. Dolayısı ile kentimizde bulunan vatansever Cumhuriyet ve Atatürk sevgisi ile vatana hizmet eden imamlarımıza çağrımızdır. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın gaflet, dalâlet ve hıyanet içerisinde olması siz değerli din görevlilerimizin Atatürk ve Cumhuriyet’imiz için dua etmelerine- ettirmelerine engel değildir. Cuma namazı için camilerimizi dolduran her vatansever yurttaşımızın da bu konuda ısrarcı olmaları en büyük temennimizdir. Bu vesile ile Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları sayesinde özgürce ibadet ettiğimiz bu mübarek cuma gününün vatanımıza ve milletimize hayırlara vesile olmasını dileriz.”

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'na rağmen Atatürk'e yer verilmeyen cuma hutbesi ise şöyle:

AİLE OLMAK: İLAHİ LÜTUF

Muhterem Müslümanlar!

Yüce Rabbimiz, bizleri kadın ve erkek olarak yaratmıştır. Sonra da ruhlarımız sekinete ulaşsın, gönüllerimiz inşiraha kavuşsun diye bize aile olmayı bahşetmiştir.

Aile, Cenâb-ı Hakkın lütfettiği eşsiz bir nimettir. Hayatta sahip olabileceğimiz en değerli hazinedir. Aile, temiz bir neslin devamını, güvenli bir toplumun inşasını sağlayan en kadim kurumdur. İnancımızın, karakterimizin ve hayat tarzımızın şekillendiği en değerli okuldur. Aile, Allah’ın rahmeti ile korunan, onun bahşettiği çocuklar ile gelişen ve güzelleşen sevgi, huzur ve güven ortamıdır.

Aziz Müminler!

Aile olmak, kadın ve erkeğin meşru nikâhla bir yuva kurmasıdır. İki ömrün bir bütün olması, iki gönlün bir can olmasıdır. Aile olmak, Yüce Rabbimizin هُنَّ لِبَاسٌ لَكُمْ وَاَنْتُمْ لِبَاسٌ لَهُنَّۜ “Eşleriniz sizin için bir elbisedir, siz de eşleriniz için birer elbisesiniz” ayetine gönülden bağlanıp tıpkı bir elbise gibi örtücü, koruyucu ve uyumlu olmaktır.

Aile olmak kadar aileyi korumak da önemlidir. Aileyi korumak, eşlerin şefkat, merhamet ve sadakatle birbirlerine bağlanmalarıdır. Her türlü günah ve haramdan birbirlerini korumaları, iffet ve onurlarını muhafaza etmeleridir.

Kıymetli Müslümanlar!

Aile kurumuna yönelik fıtrata aykırı her türlü tahribatın hızla yayıldığı bir çağda yaşıyoruz. Ailenin, insanın özgürlüğünü kısıtladığı, sorumluluk üstlenmeden tek başına yaşamanın daha cazip olduğu fikri özendiriliyor. Hâlbuki aile olmak Yüce Rabbimizin emri, Peygamberimizin sünneti, insan fıtratının bir gereğidir. Nitekim Cenâb-ı Hak Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: “İçinizden kendileri ile huzura kavuşacağınız eşler yaratıp aranızda muhabbet ve rahmet var etmesi, Allah’ın varlığının delillerindendir. Bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.” Allah Resûlü (s.a.s) ise bizleri aile kurmaya şöyle teşvik etmektedir: “Nikâh benim sünnetimdir. Benim sünnetime uygun davranmayan benden değildir…”

Değerli Müminler!

Yüce dinimiz İslam’ın hayat veren ilkelerine hep birlikte sımsıkı sarılalım. Allah’ın emrine ve fıtratımıza uygun, nezih bir aile hayatı yaşamaya gayret edelim. El ele, gönül gönüle vererek, var gücümüzle aile kurumunu ve değerlerini ayakta tutmak için çaba gösterelim. Unutmayalım ki sağlıklı, güçlü ve huzurlu bir toplum, ancak meşru nikâhla kadın ve erkeğin kurduğu aile ile mümkündür.

Aziz Müslümanlar!

Ailenin kurulması, korunması ve güçlendirilmesi noktasında her birimize ayrı ayrı görev ve sorumluluklar düşmektedir. Bu doğrultuda müftülüklerimiz bünyesinde Aile ve Dini Rehberlik Merkezleri bulunmaktadır. Bu merkezlerde genci, yaşlısı, kadını ve erkeğiyle toplumumuzun bütün fertlerine alanında uzman hocalarımız ve manevi rehberlerimiz tarafından aileye yönelik dini rehberlik hizmeti sunulmaktadır. Ayrıca Başkanlığımız tarafından yazılı ve görsel yayınlar marifetiyle aile konusunda toplumumuz nezdinde bilinç ve duyarlılık oluşturulmaya devam edilmektedir. Bu vesileyle Başkanlığımız tarafından aileye yönelik sunulan bu hizmetleri siz değerli kardeşlerimize bir kez daha hatırlatmak istiyorum.

Hutbemi Kur’an-ı Kerim’de bize öğretilen şu dua ile bitiriyorum: “Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah’a karşı gelmekten sakınanlara önder eyle!”