CHP’li muhtar isyan etti: Hürriyet’e oy vermektense İzmit’ten taşınırım
İzmit’in en merkezi ve eski mahallelerinden olan Veliahmet’te 25 yıldır muhtarlık yapan, aynı zamanda İzmit Muhtarlar Derneği Başkanı, Marmara Muhtarlar Federasyonu İkinci Başkanı, Türkiye Muhtarlar Konfederasyonu Yönetim Kurulu Üyesi olan CHP’li Kadir Kızıl, Fatma Kaplan Hürriyet’in İzmit’te bir daha aday olması durumunda ona oy vereceğine, İzmit’ten taşınmayı yeğleyeceğini söyledi

İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet’in milletvekili adayı yapıldığı süreçte onun adını genel merkeze öneren 3 muhtardan biri olduğunu dile getiren, 2009 yerel seçimleri öncesi CHP’nin yaptığı önseçimde kartvizitlerini dağıtması için Hürriyet’in kendisinden ricacı olduğunu belirten, yerel seçim sürecinde yeni bir Leyla Atakan yaratmak üzere Hürriyet için mahallesindeki her kesimden kapı kapı dolaşarak oy istediğini ifade eden 25 yıllık Veliahmet Mahalle Muhtarı CHP’li Kadir Kızıl, Hürriyet’e verdiği destek için bin pişman olduğunu anlattı. İzmit Muhtarlar Derneği Başkanı, Marmara Muhtarlar Federasyonu İkinci Başkanı, Türkiye Muhtarlar Konfederasyonu Yönetim Kurulu Üyesi gibi önemli görevleri de olan Kadir Kızıl, Hürriyet tarafından azarlandığını, dışlandığını dile getirerek İzmit’e bir daha aday olması durumunda Hürriyet’e oy verip vermeyeceğinin sorulması üzerine, “Ona oy vermektense İzmit’ten başka bir ilçeye taşınmayı yeğlerim” dedi. Muhtarlık makamını siyaset üstü gördüğünü ifade eden Kızıl, muhtarlara değer vermeyen başkanların kaybetmeye mahkum olduğunu kaydetti. Kızıl, Hürriyet’in mahallesine ne seçim döneminde ne de seçimden sonra 3 yıl boyunca bir kere gelmediğini, halkı dinlemediğini belirtirken geçmiş dönemdeki belediye başkanlarından sonra gelenin gidenleri arattığını da sözlerine ekledi.
Kocaeli Cumhuriyet TV’den Bülent Karagöz’e konuşan Kadir Kızıl’ın her satırı birbirinden çarpıcı açıklamaları şöyle:
“BU İŞ LAVANTA DİKMEKLE OLMUYOR”
“Bizim mahallemiz, İzmit’in en eski mahallesi. Gençlerimiz hep yeni yerleşim yerlerine kaçıyor. Ne hikmetse bir kentsel dönüşüm olayını gerçekleştiremedik mahallemizde. Hükümet, bu kentsel dönüşüm konusuna el atmalı. Evleri yıkılan insanlarımız var, kiralarını alamayan insanlarımız var. Firma ‘yapacağım’ diyor, insanlar mağdur, kiralarda sürünüyor. Yani böyle bir karmaşa içerisindeyiz, mahallemiz düzenli değil. Büyükşehir’e düşen görev var, ilçe belediyesine düşen görevler var. Bu görevleri yaparken de bu insanlara kulak verilmeli. Bu iş bitki dikmekle, lavanta dikmekle olmuyor. Zaman zaman köylere gittiğimizde köylere imreniyorum. Köyler güzelleşirken şehir merkezi tam tersini yaşıyor. Yollarımız dar, alt yapı ona keza, çocukların oyun alanı yok, otopark sorunu var, her gün kavga gürültü var yolların dar olması nedeniyle. Bir kentsel dönüşüm yapılsa, İzmit’in en iyi mahallelerinden biri bizim mahallemiz. Maalesef istediğim düzeye getiremedim ne bürokrasiyi aşabiliyoruz ne yerel yönetimleri aşabiliyoruz. Talepler alınıyor, olumsuz cevaplar geliyor.
“3 YIL GEÇTİ, MAHALLEMİZE BİR KERE GELMEDİ”
“Fatma Başkan ne seçim zamanında mahallemize gelmedi. Seçimden sonra da 3 yıl geçti bizim mahallemize bir kere gelmedi. Mahallemize gelip sorunları dinleyelim demedi, böyle bir şey olmadı. Seçim satına giriyoruz, bundan sonra da olacağını sanmıyorum. Bir gün ‘bir toplantı yapıp da muhtarların dertlerini, sıkıntılarını dinleyeyim, ben de buralara çözüm üreteyim’ noktasında daha bir kere bir araya gelemedik. Bir peyderpey başkan yardımcısı nezdinde bölge bölge muhtarlar dinlendi ama orada kaldı. Herhalde bir merdiven boyamakla bu işler oldu diye düşünüyorlar. Merdiveni boyadıkları yeri gittim gördüm, teşekkür ettim. Yapılana teşekkür ederim. Canı sağ olsun Başkanımızı mahallemizde bir kere görmedim. Birkaç kez girişimde bulundum, maalesef bize randevu verilmedi. Ben düz insanımdır, yanlışa yanlış, doğruya doğru derim.
“BANA RANDEVU VERMEDİ”
Ben 5 dönemdir Veliahmet Mahalle Muhtarlığı yapıyorum, aynı zamanda İzmit Muhtarlar Derneği Başkanıyım. Marmara Muhtarlar Federasyonu İkinci Başkanı, Türkiye Muhtarlar Konfederasyonu Yönetim Kurulu Üyesiyim. Yani beni böyle hafife alacak bir belediye başkanı düşünemiyorum, olmamalı diye düşünüyorum. Bu gerçekten beni çok üzüyor. Ne hikmetse yönetim kurulumla ziyaret etmek istediğimde bana randevu verilmedi. 3 kez randevu yazdırdım, 1 hafta bekledim, bana dönen olmayınca bir gün belediyede işim vardı, gittim oradaki personele ‘Benim randevumu iptal edin, ben görüştüm kendileriyle’ diye söyledim. Ben o makama 5 kez girdim, her zaman her yerde de söylüyorum; 3 kez Meclis Üyesi Süleyman Şen ile girdim, 2 kez de yine meclis üyemiz Tuncay Aşkın ile o makama girdim. 2 kez muhtarlarımız adına bayramlaşmak üzere kabul edildim. İki de muhtar arkadaş götürdüm, bayramlaştık. En son Ramazan Bayramı’nda gittim, Kurban Bayramı’nda gitmedim. Çünkü ben o kapıdan içeriye alınmıyorsam benim oraya gitmemin hiçbir anlamı mantığı yok. Ki yaptığı birçok etkinliğe de hep katılmışımdır, yanında durmuşumdur. Biz 5 yıl boyunca seçilen belediye başkanlarıyla görev yapmak zorundayız.
“MUHTARLARI SEVSEYDİ, MUHTARLIK İŞLERİ’Nİ
İZMİT’İN BİR KÖŞESİNE ATMAZDI”
Bu ülkenin Cumhurbaşkanı zaman zaman Muhtarları Külliye’ye çağırıyor. Eğer, Cumhurbaşkanı bunu yapıyorsa, her siyasetçinin buradan bir ders alması lazım. Muhtarı yok sayamazsınız, dışlayamazsınız. Muhtarı kucaklayan belediye başkanı her zaman o mahallelerde baş tacı olur. Muhtarı dışlayan kaybetmeye mahkumdur. Fatma Başkan, beni yok sayıyor. Eğer muhtarları seven bir belediye başkanı olsaydı, Muhtarlık İşleri’ni götürüp, İzmit’in bir köşesine atmazdı. Çünkü bir belediye başkanı muhtarları kendi evlatları gibi etrafında toplarsa o belediye başkanı her zaman yürür.
“HÜRRİYET İÇİN KAPI KAPI DOLAŞTIM”
Fatma Kaplan Hürriyet, milletvekili idi, biz Ankara’ya bunu söyledik, burada ikinci bir Leyla Atakan yaratalım istedik. Bunu da Fatma Kaplan Hürriyet ile çözeceğimizi düşündük. İnsanlara -diğer siyasi düşüncenin insanları da dahil- dedik ki: ‘burada ikinci bir Leyla Atakan yaratacağız, çok güzel çalışmalar olacak. Gelin bu adayımıza destek verin.’ Kapı kapı dolaştım. Ben bizzat bunu yapan bir kişiyim ama asla muhtarlığımla da siyaseti yan yana koymam. Biz bu desteği verdik, seçtik. Benim mahallemin insanı umduğunu bulamadı. Diğer siyasi düşünceli halkımız buraya destek verdi, bunu da mahalle bazında yüzde 10 olarak hesaplarsak, bu yüzde 10 gitti geriye. Daha gelip aynı yere oy vermezler. Vermeyeceklerini bana iletiyorlar. Ben bu konuda hakikaten çok üzgünüm. Niye üzgünüm, burada belediye başkanımdan çok şeyler beklemiştim. Ben tabanım, tabanın sesine kulak vermeyen, örgütü dinlemeyen bir belediye başkanı, benim nezdimde sadece görevini tamamlar. Bu koltuk kimseye baki değildir. Böbürlenme padişahım senden büyük Allah var.
“GELEN GİDENİ ARATTI”
Bir atasözümüz vardır ya gelen gideni aratır diye, şu an o durumdayız. Ben 5 yıl Ak Partili belediye başkanı Halil Vehbi Yenice, 10 yıl yine Ak Partili Nevzat Doğan ile birlikte çalıştım, benim bir tane basın açıklamamı çıkartıp koysunlar önüme bu iki belediye başkanı ile ilgili, muhtarlıktan istifa edeceğim. Çünkü yaşamadım. Ha bu konuda kimseye de söz vermedim. ‘CHP’li belediye başkanı seçilince 3-5 kişi işe sokacağız’ diye bir sözüm de asla olmadı. Yapamayacağım hiçbir sözü vermem. Ama elimden gelen mücadeleyi de veririm. Ne iş talebim ne ihale talebim oldu. Ben muhtarlıktan sonra gidip Cumhuriyet Halk Partisi’ne üye olmadım. Benim Cumhuriyet Halk Parti’m ayrıdır ama içerisindeki yöneticiler tabanı, örgütü yok sayıyorsa o hiçbir yere gelemez. Bu örgüt, bu halk bunu unutmaz. Ben 63 yaşındayım. Ben bu partim için aylarca, senelerce yargılandım. Askerde de yargılandım. Ben muhtardım, Fatma Kaplan Hürriyet üniversiteden mezun olmuştu.
“VELLİK İÇİN HÜRRİYET’İN ADINI VERMİŞTİM”
Şu anki bizim İzmit Ortaokulu’muz, o zaman İzmit Lisesi’ydi. O zaman ön seçim yapıldı, o ön seçimde bir torba kendi kartvizitiyle bana geldi. ‘Ekibe beni tanıtır mısınız, kartvizitimi dağıttırır mısınız?’ diyen şu an ki belediye Başkanımız Fatma Kaplan Hürriyet. Ve daha ilginç bir şey de söyleyeyim, Ankara’dan genel merkezden milletvekilliği adaylığı için 3 tane muhtar arandı bu ilçede. İsimleri de bende. O muhtarlardan biri benim. Ne o muhtarların ne de benim onlardan haberim vardı. Genel Merkez bize şeyi sordu: ‘İzmit’te kimi milletvekili görmek istiyorsunuz?’ Ve bizim üçümüzün de verdiği cevap, ‘Fatma Kaplan Hürriyet, Haydar Akar, üçüncü bir vekilimizi de Gebze bölgesine verin’ oldu. Üç muhtarın ağzından çıkan buydu. Ve bir yıl sonra biz bunu kendi aramızda konuşurken öğrendik. Diğer muhtarları bilmiyorum ama ben Fatma Kaplan Hürriyet’in adını verdiğim için pişmanım. Niye pişmanım, çünkü yok sayıldım, azarlandım, dışlandım. Öyle muhtarım, ‘nasılsın, iyi misin, var mı bir ihtiyacın’ demekle bu iş olmuyor. Ben isterdim ki İzmit Muhtarlar Derneğinin başına gelince çağırsın, oturalım, ‘sizin için ne yapmamız gerekiyor’ desin. Bize böyle bir soru sorulmalıydı.
“BÜYÜKAKIN’IN TALİMATIYLA OLUYOR”
Kişiler arasında değerlendirmek bana yakışmaz ama ben muhtarlara verilen değere bakarım. Şu anda 4 gündür Büyükşehir Belediyesinin Muhtarlık İşleri Daire Başkanlığı, Tahir Büyükakın’ın talimatıyla her sabah bölge bölge muhtarları topluyor. Şimdi bir çalışma var, 102 muhtarı bir akşamlığına Darıca’da kampa alacaklar. Bu Büyükşehir Belediye Başkanı’mız Tahir Büyükakın’ın talimatıyla oluyor. Bu da bana verilen bir değerdir. Daha açıklamadılar ama yakında açıklarla bu kampı. İzmit’teki 102 muhtara verilen bir değerdir.
“SİRMEN’E BOŞUNA ‘EFSANE’ DEMİYORUZ”
Mesela Halil Vehbi Yenice döneminde, Nevzat Doğan döneminde, Sefa Sirmen döneminde yurt dışı gezileri yapılıyordu. Sefa Sirmen başlatmıştır bu işi, biz ona boşuna efsane demiyoruz, boşuna baba demiyoruz. Bize tek tip elbise, kravat alıp yurt dışına geziye götüren Cumhuriyet tarihinde ilk belediye başkanıdır Sefa Sirmen. Ben bunu dönemin belediye başkanı Halil Vehbi Yenice’ye dedim, ‘ne demek başkanım, oturup konuşuruz’ cevabını aldım. Nevzat Doğan geldi, aynı şeyi ona izah ettik, o da gezileri sürdürdü. Fatma Başkanımıza gelince bir pandemi olayı oldu, o ayrı konu. Biz bu Avrupa gezilerini niye istedik belediye başkanlarından? Muhtarların vizyonunu açmak için. Sadece gidip de birkaç yeri gezip de geri gelmek değil. Oranın yapılan projelerini, halka nasıl bir hizmet yapılmış, bunları gördük. Buraya geldiğimizde her bir muhtarımız, orada gördüklerini burada proje olarak sundu. Belediye başkanları da kurmay ekipleriyle birlikte bunları masaya yatırdı, muhtarların taleplerini de kenarına koydu, dedi ki ‘bunu proje haline getirelim.’ İzmit’te Belsa Plaza olayı bundan çıkmıştır. Örneğin buz pateni bu projelerden doğdu. Nevzat Başkan döneminde her muhtara bir konak yapıldı. Eskiden muhtarlar ya terzi yanında ya tüpçü yanında muhtarlık yapıyordu. Şimdi her muhtarımızın bir konağı, bir yeri var.
“MECLİS ÜYELERİNE ‘SUSUN OTURUN’ DEDİLER”
Meclis üyelerine gelecek olursak, meclis üyelerinin çoğunu tanımam. Süleyman Şen, Tuncay Aşkın ve Hakan Tanta’yı biliyorum. Buraya Süleyman gelir, Tuncay gelir, koordinatörlerin de bir işi düşerse, sıkışmışlarsa gelirler. Ben meclis üyelerinin hiçbir etkinliğini, aktifliğini göremedim. Bunlar ne zaman çalışma babında, alevler çıkmaya başlasın, projeler üretilmeye başlasın, bunların üzerine hep bir bardak su döküldü. ‘Susun oturun, dediler’ ne yapsın şimdi bu arkadaşlar?”
“EVİMİ BAŞKA İLÇEYE TAŞIRIM”
“Yarın seçim olsa, Fatma Kaplan Hürriyet yine aday olsa oy verebilecek misiniz?” sorusuna da yanıt veren Kadir Kızıl, “Valla ilçeyi değiştirmeyi yeğlerim. Yani İzmit ilçesinden başka bir ilçeye evimi taşırım, orada oturmayı yeğlerim. Bunun anlamını anladınız siz” cevabını verdi.
“ALPARSLAN SEYMEN KIRGINSA BEN HAYLİ HAYLİ KIRILIRIM”
Fatma Kaplan Hürriyet’e yerel seçim sürecinde maddi ve manevi her türlü katkıyı sunan CHP’nin ağır toplarından Alparslan Seymen’in Hürriyet’e olan kırgınlığı malumunuz. Kadir Kızıl, bu konuya da değinerek, “Söylediklerimi yanlış anlamayın, beni Cumhuriyet Halk Partisi’ne Alparslan Seymen getirdi. Ve bir daha da ne peşimi ne yakamı bırakmadı. Ne zaman gitsem oturur dinler. Alparslan Seymen, bugün Fatma Başkan’a kırgınsa ben hayli hayli kırılırım. Ben muhtar olduktan sonra bir partiye gidip rozet takmadım, ben muhtarlık rozeti üzerine asla siyasi parti rozeti takmam. Ben siyaset üstü bir kurumu temsil ediyorum. Bu mührü herkes taşıyamaz, bu mührü halk seçti, devlet emanet etti. Siyaseti muhtarlığım önünde asla tutmam. Bir gün bu koltuktan ben de kalkacağımı biliyorum, o seçilmişlerin de o koltuklardan kalkacağından hiç şüpheleri olmasın. Bu koltuk kimseye kalmaz. Sefa Sirmen, Hikmet Erenkaya, Metin Alan, Halil Vehbi Yenice, İbrahim Karaosmanoğlu, Nevzat Doğan, Fatma Kaplan Hürriyet; 7 tane belediye başkanıyla çalıştım muhtarlık görevimde, yanlışı eleştiririm, doğruyu alkışlarım kimse benden mütevazi davranmamı beklemesin. Bu yaştan sonra ben doğruya yanlış, yanlışa doğru diyemem. Benim için bir kırmızı, bir beyaz vardır. Cumhuriyet Halk Partili, solcu dersiniz, ben muhafazakar bir insanım, Müslüman’ım” dedi.
