Özel: CHP ülkeyi 100 yıl sonra yine kurtaracak
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Şimdi İktidar Zamanı" sloganlı kurultayın ilk gününde yaptığı konuşmada esas meselenin her şeyden kurtulup iktidar olmak olduğunu söyledi
CHP 39'uncu Olağan Kurultayı bugün saat 10.00'da Ankara Arena Spor Salonu’nda başladı.
"Şimdi İktidar Zamanı" sloganlı kurultayın ilk gününde program ve tüzük oylamaları, ikinci gününde genel başkanlık seçimi ve son gün de PM ve YDK seçimi yapılacak. Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce CHP 39. Olağan Kurultayı'nda oy birliğiyle Divan Başkanı seçildi. Üç gün sürecek kurultayın ilk konuşmasını CHP Genel Başkanı Özgür Özel yaptı.
Özel konuşmasında şunları söyledi:
"Bugün kurultayımızın ilk günü. Cumartesi, pazar günleri iki günlük seçimli, siyasi tonu yüksek kurultaylarımızın yanı sıra uzun süre sonra ilk kez parti programımızı üzerinde uzun emekler verdiğimiz parti programımızı tartışacağımız, görüşeceğimiz, son şeklini verip hayata geçireceğimiz, oylamasını yapacağımız ardından tüzüğümüzde son bir yıl içinde ortaya çıkan birtakım değişiklik ihtiyaçlarını gidereceğimiz, ardından da yarınki kurultay takvimimizi işletmek üzere bugünkü çalışmalarımızı tamamlayacağımız kurultayımızın ilk günündeyiz.
Bugün bu salonda, yarın 81 ilden Türkiye'nin dört bir yanından buraya koşup gelecek Cumhuriyet Halk Partililerin takip edecekleri bu salonda bugün delegelerimizle ve konuklarımızla, davetlilerimizle birlikte program çalışmamızı yapacağız. Bildiğiniz gibi 2 yıl önce bu salonda değişim kurultayımızda birtakım sözler, vaatler ve önümüze bir çalışma takvimi koymuştuk.
Ve o zorlu süreçte 19 Mart'tan beri gelen zorlu süreçte Türkiye'de hem siyaseti paralize etmek, felç etmek, Cumhuriyet Halk Partisi'ni felç etmek ve bunların tamamen Cumhuriyet Halk Partisi'nin pozitif gündemini terk etmesini sağlamak.
Türkiye'nin sorunlarını bildiğini ama nasıl çözeceğine yönelik sözlerinin duyulmasına engel olmak maksatlı o kötü girişim bir yandan arkadaşlarımızı özgürlüklerinden mahrum bırakırken eşlerinden, çocuklarından, ailelerinden ayırırken onlara çok ağır, çok haksız bedeller ödetirken bir yandan da Cumhuriyet Halk Partisi'nin iktidara hazırlanmasının, iktidar yürüyüşünün ve bunun toplum tarafından kıymetlendirilmesinin önüne geçmeye çalıştığı da çok açıktı.
Her şeye rağmen bir yandan direndik ama bir yandan büyük bir emekle, büyük bir gayretle çalışmaya devam ettik. Cumhuriyet Halk Partisi karşı kafede kayyum kapıda beklerken içeride program çalışmalarını yapabilen, zaman zaman görev yapan genel başkan yardımcılarımızın, parti meclis üyelerimizin partiye bir müdahale var mı diye perdeyi aralayıp dönüp oturup dünyadaki sosyal demokrat programları Türkiye'ye en olumlu yönleriyle nasıl taşırız çalışmasını birlikte yapabildikleri bir süreçti. Otobüsün üzerindeki konuşmanın öncesinde bir yandan ne konuşacağımızı not alırken bir yandan programla ilgili verilmesi gereken bir iki kritik kararı genel sekreterimizin telefonu ucunda yanıtladığım süreçleri dün gibi hatırlıyorum.
"ESAS MESELE HER ŞEYDEN KURTULMAK İÇİN İKTİDAR OLMAK"
O yüzden esas meselenin her şeyden kurtulmak için iktidar olmak. İktidar olmak için Türkiye'nin önüne, Türkiye'nin sorunlarını çözecek hem kadroları hem programı çıkarmak. Bu programdan bir hükümet programı çıkarmak. O hükümet programının somut vaatlere evrilmesinin ve kamuoyunda evet bizi bu program kurtarır. Bu parti kurtarır.
Bu kadro kurtarır. 100 yıl sonra Cumhuriyet Halk Partisi bu ülkeyi bir kez daha kurtarır dedirtebilmenin esas yolunun bu çalışmalardan geçtiğini biliyorduk. O kararlılıkla da bugün buradayız, sizlerle birlikteyiz.”
Kadınları yürekten alkışlıyoruz
Dilek Kaya İmamoğlu başta olmak üzere eşleri eşleri eşleri cezaevinde olan, babaları cezaevinde olan, evlatları cezaevinde olan aileler de burada. Çünkü nihai kurtuluşun ilk adımının bu salondan atılacağını biliyoruz. Yarın Türkiye'nin dört bir yanından gelecek ve bu salondaki iktidar yürüyüşü coşkusuna katılacak olanların oturacağı yerlerde anlamlı anlamlı görseller var. Şunu ifade edeyim. Benim sol tarafımda salonda bir 40 yama çalışması var.
Patchwork diye isimlendirilen 40 yama çalışması var. Bununla ilgili ilk fikir sevgili Muharrem Erkek'in eşi Özen kardeşimizden geldi. Dedi ki, biz Türkiye'deki 81 ildeki bütün kadınlar ilmek ilmek emek emek bir şey yapıp onu gelip Saraçhanede birleştirmek istiyoruz. Karşıdaki Türkiye haritasının her bir ili, o ildeki kadın kolları başkanlarımızın liderliğiyle, kadın kollarımızın gayretiyle o ildeki kadınların emeğiyle hazırlandı. Kadın Kolları Genel Başkanımızın Sayın Dilek Kaya İmamoğlu'nun Proje Koordinatörü Canan Çimen Hanımefendi'nin büyük gayretleriyle de Saraçhanede bir araya getirildi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesinin tarihi Saraçhanedeki binasına hep birlikte 19-26 Mart arasında kayyuma direndiğimiz İstanbul'un iradesine sahip çıktığımız ve sonunda Ekrem İmamoğlu Silivri Cezaevinde olmasına rağmen orayı bir atanmışa değil yine ona vekalet edecek Cumhuriyet Halk Partili bir seçilmişe emanet edene kadar mücadele ettiğimiz o binaya asıldı.
O binadaki görüntü oradayken arkadaşlarımız, o binadaki 19-26 Mart direnişimizin ki dışarıdaki bir fotoğraf sergisinde ilk geceki 110.000 kişiden 24 23 Mart akşamki 1.200.000 kişilik miting görüntülerini de o sergiyi de görebileceksiniz. Oranın o günlerin anısına benimle görüntülü görüşmek istediler. Biraz güçlüklerle yapabildiğimiz o görüşmede karşımdaki bu görüntüyü Saraçhanenin üzerinde görünce dedim ki, 81 ildeki kadınların emeğiyle ortaya çıkmış bu çalışma mutlaka önce adalet ve önce hürriyet diyen bu çalışma şimdi iktidar zamanı diye yola çıkacağımız kurultayımızda da mutlaka bulunmalı diye şimdi yarın belki bu boyutuyla gösteremeyiz bütün tribünü kaplıyor ama buna emek veren 81 ilin Cumhuriyete sahip çıkan, demokrasiye sahip çıkan seçme seçilme hakkına ve seçtiklerine sahip çıkan Cumhurbaşkanı adayımıza ve iktidar kadrolarımıza sahip çıkan kadınları yürekten alkışlıyoruz. Hepsinin emeklerine sağlık.
Değerli delegelerimiz, bu salonda bugün ben birazdan aranıza katıldıktan sonra Cumhuriyet Halk Partisi'nin demokrasi ve adalet konusunda kurumların yıpratıldığı, kuralların esnetildiği, gevşetildiği, terk edildiği bir büyük çöküşe, bir yandan sokakta çetelerin dolaştığı, bir yandan insanların yarın evine ekmek götürüp götüremeyeceği kaygısını taşıdığı bir güvencesizlik ortamında başta mahkemelerde, hukukta, sonra ekonomide sonra sosyal hayatta ve Türkiye'nin yarınlarında nasıl güvenli yarınları kurabiliriz? Dirençli bir yurttaşı, güvenli yarınları ve kalkan Türkiye'yi, güçlenen Türkiye'yi, kazanan Türkiye'yi nasıl sağlayabiliriz? Nasıl taahhüt edebiliriz? Bugün burada bunları çalışacaksınız. Bu çökmüş sisteme karşı umudu örgütlemek için yola çıktık. Bunun için demokrasiyi konuşacağız, hukuku konuşacağız.

Demokrasinin önündeki en büyük engel olan seçim barajını konuşacağız. Sadece belli partilere yapılan hazine yardımının nasıl siyasetin toplumsallaşmasının önünde engel olduğunu ve bunu nasıl aşacağımızı konuşacağız. Siyasetin finansmanını, siyasi siyasi ahlak yasasını, GRECO kriterlerini de aşacak Türkiye'de siyasetin hem finansmanını şeffaflaştıracak, hem yolsuzlukların önünü kesecek hem de bundan sonra her türlü tartışmayı ve ikili hukuk uygulamalarının önüne geçecek bir çalışmayı burada olgunlaştıracaksınız. Eşit yurttaşlık ilkesiyle inanç kimliklerinin nasıl korunacağını, herkesin kendini eşit yurttaş hissedeceği güvenceleri, Anayasa Mahkemesinin önemini, AİHM kararlarının anayasal bağlayıcılığını ve bunun bundan sonraki süreçte nasıl güvence altında olacağını konuşacaksınız.
Bugün bu salondan artık hiçbir çocuğun annesinden, babasından yoksulluk mirası devralmaması için hiçbir çocuğun hayata kapatamayacağı kadar bir farkla geriden başlamaması için devletin üstüne düşenleri konuşacaksınız. Temel vatandaşlık gelirini konuşacaksınız. Birileri vergiyi tabana, siyaseti tavana yaymışken verginin tavana, siyasetin tabana nasıl yayılabileceğini konuşacaksınız. Nitelikli eğitimi hem sınıftaki eğitim hem okulun bahçesinden koridorlarına kadar nitelikli eğitimin önündeki eşitsizliğin, yoksulluğun yarattığı sorunların nasıl ortadan kaldırılacağını, o eğitimi veren ordunun bugün atanamayan öğretmenler de dahil olarak sorunlarını ve Türkiye'nin bu konudaki yarınlarını, bu konudaki taahhütlerimizi konuşacaksınız.”