İYİ Partili Cenk Özatıcı Kocaeli’den Erdoğan ve Davutoğlu’na seslendi
İzmit Dernekler Yerleşkesinde “İkinci İhanet Sürecine Hayır!” konulu konferans düzenleyen İYİ Parti Milli Güvenlik ve Göç Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Cenk Özatıcı, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’na seslendi

İYİ Parti Milli Güvenlik ve Göç Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Cenk Özatıcı, bugün İzmit Dernekler Yerleşkesinde “İkinci İhanet Sürecine Hayır!” konulu konferans düzenledi. Konferansta konuşan Özatıcı şunları söyledi: “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temeli, evrensel başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk’tür.
19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktığında, Nutuk’ta memleketin durumu hakkında şunları söylüyor: “Osmanlı ordusu ağır bir şartlı teslimiyetin altına girmişti. Millet, yorgun ve fakir bir haldeydi. Vahdettin, şahsını ve yalnızca tahtını korumaya yönelik alçakça tedbirler arayışındaydı. Bakanlar kurulu aciz, haysiyetsiz, korkak ve sadece padişahın iradesine bağlıydı. Kendi geleceklerini kurtarabilecekleri her türlü duruma razıydılar.” O günlerde barış diyenler, “aman sessizlik olsun” diyenler, “manda” isteyenler varken; gerçek vatanseverler, Kuvayı Milliye’ydi. Vahdettin’in gözü İngiliz zırhlısındaydı, ama Türk milletinin evlatları Bandırma Vapuru’na binerek kurtuluş mücadelesine atıldı. Saray aynı saraydı ama biz, millet olarak azim ve kararlılıkla yola çıktık.
“Türkiye’de sıkça yanlış anlaşıldı”
Bugün de o günlerde olduğu gibi, Türkiye üzerinde hesap yapanlar var. Türk yurdu üzerinde haritalar çizilmeye çalışılıyor. Ama Türk milleti, hem kaderini hem haritalarını kendi kanıyla, kendi iradesiyle çizmeyi başarmıştır. Bugün, bu ihanet sürecinin bir başka boyutunu, yani Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) ve onun sonuçlarını konuşacağız. 2003 yılında dönemin Amerikan Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, Washington Post’ta bir makale yayımladı. Türkiye’de sıkça yanlış anlaşılan bu yazıda Rice, “22 ülkenin sınırları değişecek” dememişti. “Sınırlar dönüşecek” demişti. Irak’a baktığımızda bu dönüşümün ne anlama geldiğini görüyoruz.
“Haritada değişiklik yok”
2003’te işgal edilen Irak, 2005’te yeni anayasa ile fiilen parçalandı. Kuzeyde Barzani, Talabani ve PKK; güneyde Şiiler; orta bölgede Sünniler arasında fiili bölünme gerçekleşti. Irak haritaya bakınca hâlâ aynı görünüyor, ama sınırlar dönüştü. Devletin merkezi gücü fiilen sona erdi. 2 Mart 2011’de Suriye’de iç savaş başladı. Merkezi hükümet çöktü. Bu boşlukta, Suriye’nin kuzeyine PKK’lı gruplar yerleşmeye başladı. 2013’te “Rojava” adı altında özerk bölgeler ilan edildi. 2016’da Suriye’nin kuzeydoğusu tamamen ele geçirildi. Bugün Suriye haritada yine tek parça gibi görünüyor. Ama fiiliyatta ülke paramparça halde: Güneyde Dürziler, Batıda Nusayriler, Kuzeydoğuda YPG/PKK Doğuda çeşitli aşiret grupları yani haritada bir değişiklik yok, ama sahada büyük bir dönüşüm yaşanmış durumda. Üstelik bu yapının arkasında açıkça ABD ve Fransa gibi ülkeler var. Suriye’nin kuzeyinde, PKK tarafından bir terör devleti yapılandırıldı.
“İlk aşamasını tamamladık”
ABD, bu süreçte sadece Irak’ta ve Suriye’de ayrı yapılar kurmakla kalmadı, bu iki yapıyı birleştirmeye çalıştı. 17 Şubat 2020’de ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi, Barzani ile birlikte YPG yapılanmasını birleştirmeye çalıştıklarını açıkça ifade etti. 29 Mayıs 2020’de, YPG’nin sözde lideri Mazlum Kobani şunları söyledi: “Barzani ile diyaloğun ilk aşamasını tamamladık. Birlikte bir yapı inşa edeceğiz.” Yani Irak’ın kuzeyinde kurulan yapı ile Suriye’nin kuzeyindeki yapı, ABD ve Fransa tarafından birleştirilmiş durumda. Böylece Türkiye sınırının hemen güneyinde, 289 kilometre uzunluğunda bir terör devleti altyapısı oluşturulmuş oldu.
“Neden sessizsiniz?”
26 Nisan’da Suriye’nin Kamışlı kentinde şu aktörler bir araya geldi:
ABD, Fransa, PKK, YPG, SDG, Barzani ve Türkiye’deki DEM Parti.
Antiemperyalist olduğunu iddia eden DEM Parti’nin bu toplantıda ne işi var? Bu toplantıda şu kararlar alındı: Suriye, adem-i merkeziyetçi yapıya geçecek. Yeni federasyonlar kurulacak. Suriye’nin adı, bayrağı ve milli marşı olmayacak. Yasama, yürütme ve yargı etnik kimliklere göre düzenlenecek. PKK ve YPG mensupları ve ailelerinin hakları yasal güvence altına alınacak. Bu, Suriye’nin kuzeyinde bir PKK devleti ilanıdır. AKP’ye Çağrı: Neden Sessizsiniz? AKP yetkililerine sesleniyoruz: Hani YPG teslim olmuştu? Hani YPG silah bırakmıştı? Neden Türk milletine yalan söylüyorsunuz? Bugün YPG’nin elinde ABD tarafından verilmiş silahlarla donatılmış 80 bin kişilik bir ordu var. DEM Parti’nin (eski HDP) ise siyasi ayağı olarak 24 bin kadrosu. Bu iki yapı birleştiriliyorsa, bu YPG’nin silah bırakması değil, devletleşmesidir.
“Bu meclis anayasa yapamaz”
Değerli Kocaelili vatandaşlarım bunların asıl meselesi terörsüz Türkiye meseles adı altında pazarladığı süreç yeni anayasadırD 24 Eylül tarihinde dem parti gidiyor meclisteki başkanlığa 103 kanun teklifi veriyor, 103’ü de aynı. Umut hakkı, öcalan diyorlar. Tarihe dikkat edin 24 Eylül, 1 hafta sonra Bahçeli el uzattı. 22 Ekim’de umut hakkından istifade etsin dedi. İki ihtimal var ya dem partinin içine doğdu ya da Cumhur ittifakı ile aralarında bir anlaşma vardı. Pazarlığın özü şudur 66’ıncı maddeyi çıkar ömür boyu başkanlığı al bu kadar basit. Ama biz diyoruz ki bu meclis anayasa yapamaz bu muhalefet iktidara gelirse çcalanı serbest bırakacaklar demediler mi şimdi kendileri serbest bırakmaya çalışmıyorlar mı? Seçim zamanı Altaylardan Tuna’ya diye yola çıktılar. Bunların hesabı şu AKP, MHP, DEM Parti 400 vekili bulup hop anayasayı değiştirecekler. Anayasayı değiştirelim YPG’yi tanıyalım, ömür boyu başkanlığı alalım. İYİ Parti direnen tek partidir şu anda. Buna direnmek milli bir vazifedir. Şimdi yeni bir milli kimlik lazım diyorlar. Meclis koridorlarında mı kaybettiniz? Bu ülkede bir milli kimlik vardır o da Türk kimliğidir. Türkiye’yi Türksüzleştirmeyeceğiz. Bu ikinci ihanet sürecini başınıza yıkacağız. Yeter artık, yetti artık.
“Vatandaşlıklar iptal edilecek”
Bugün Pelitli köyündeydik. Orada bizim kızımızı Afgan bir kaçak katletti. O kadar Afgan o kadar kaçak bir memlekette ne işi var? Afganistan’dan Türkiye’ye gelenler ki bir tanesi Ayşegül kızımızı katletti. Hicret diyor. 2022 yılında Afganistan’da iktidar kim biliyor musunuz? Taliban. Bir memleketin cumhurbaşkanı ülkesine kaçak göçü neden meşrulaştırmaya çalışır? Çünkü Türk milli kimliğini muğlaklaştırmak istiyorlar. Çünkü Türk milli kimliğini muğlaklaştırmadan Atatürk’ün kurduğu Türkiye cumhuriyeti devletinin ilkelerini yok edemezler. Onun için kaçak göçü meşrulaştırdılar. Merkel bir kitap yazmış, diyor ki kitabında ‘Erdoğan’la anlaştık bu sayede Almanya’ya giren göç yüzde 95 azalttık’ aferin Merkel’e. Tamam da sayın Erdoğan, sayın Davutoğlu siz niye para karşılığında ülkeyi mülteci kampı haline getirdiniz? Tüm sığınmacı ve kaçaklar vatanlarına geri dönecek bu da İYİ Parti’nin taahhütüdür. Verilen vatandaşlıkların hepsi iptal edilecek. Hepsi kanuna aykırı. Kimin vatandaşlığını kime veriyorsunuz ya? Kanla alınan parayla satılmaz kardeşim.”