Hürriyet'ten AKP'lilere: "Siyasetin Allah'ını siz yapıyorsunuz!"
Kocaeli Büyükşehir Belediye Meclisi'nin kasım ayı oturumunda konuşan İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet çok sert bir konuşma yaparak Gebze ve Dilovası'ndaki facialar üzerinden AKP'lilere yüklendi
Kocaeli Büyükşehir Belediye Meclisi bugün Kocaeli Kongre Merkezi'nde Tahir Büyükakın başkanlığında gerçekleştirildi. Meclis oturumunda gündem dışı söz alan İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet, elindeki dövizleri AKP sıraları önüne koyduktan sonra kürsüye çıkarak sert bir konuşma yaptı.
"Kocaeli'de yaşamak zor ölmek kolay"
Hürriyet, konuşmasında şunları söyledi: "Her meclis üyesinin sözüne müdahale eden meclis üyeleri ve Tahir Büyükakın suspus. Yaptığınız sinsi siyaseti görüyoruz. Gebze, Darıca, Dilovası hattında art arda gelen acılar birbirine ekleniyor. Bir yerde atölye yanıyor, diğeri başka bir ilçenin üzerine düşüyor. Bu mutlu şehirde insanlar en güvenli olmaları gereken yerde de ölüyor. Kocaeli'de yaşamak zor ölmek o kadar kolay ki.
"O bina kendi kendine çökmedi"
Gebze Mevlana'da apartman çöktü. 4 canımızı toprağa verdik. Yasımızı tutamadan Dilovası'nda 3'ü çocuk, ne yazık ki 6 kadın yaşamını yitirdi. Darıca'da doğal gaz patlamasında da benzer şeyler yaşadık. Liyakat, denetim bekledik. Sorumluları göreve davet ettik. Acılar üzerinden siyaset yapmakla suçlandık. Bu ülkede denetim layıkıyla yapılsaydı 10 insanımız hayatta olacaktı. Bir aile kendi yatağında toprağın altına gömüldü. O bina kendi kendine çökmedi.

"Büyükakın ve arkadaşları"
O binanın altında tünel vardı. Haftalar öncesinden çatlakları bildirdi. Siz biliyordu. Bu kenti 23 yıldır yöneten sizsiniz. Şimdi niye susuyorsunuz? Müteahhidiniz gidip oraya bakmadınız mı? O binada eczane sahibi, size temelin kaydığını CİMER'e, ilçe belediyesine, Tahir Büyükakın'ın arkadaşlarına göndermedi mi? Neden bakmadınız? Bu CİMER sadece bize mi işliyor?
"Bugün konuşmak zorundasınız"
Manyağın bir tanesi geliyor CİMER'e yazıyor. Bugün Kocaeli Büyükşehir Belediyesi müfettişliğinden geldiler. İnsan canını ilgilendirmeyen saçma sapan bir konu. Tarlamızda çileklerimiz çalınmıştı. Bir manyak gitti CİMER'e yazdı. Bir gün sonra müfettiş geldi. Bir gün dert anlattık. Buradan Valiliğe sesleniyorum. Bana müfettiş gönderiyorsunuz. Çilek tarlası kadar önemli değil mi bu insanlar? İnsanları susturarak siyasetin Allah'ını yapıyorsunuz. Bugün konuşmak zorundasınız.

"Sorumlu belediye başkanları ve Tahir Büyükakın"
Bu cinayetin ortakları buna sessiz kalanlardır. İnsanları göz göre göre ölüme terk ediyorsunuz. Bu kente bu kötülüğü yapmaya hakkınız yok. Gebze'de çöken bina inşaatı bakanlığa ait. Bu bina kendi kendine çöktü yalanını kimse yutmaz. Bu kader değil. Bu bir cinayet. Bir kız uyandı ve artık ailesi yoktu. Şimdi siz Dilara'ya 'bina kendi kendine çöktü mü, yoksa sorumlular meşguldü mü diyeceksiniz?'Sorumlu sizsiniz belediye başkanları, Tahir Büyükakın sorumlu sizsiniz. O enkazda güven duygusu da enkazda kaldı. Bu şehir idarecilerine güvenmiyor. Atarsanız İŞKUR'un başına akrabalarınızı o zaman bu suça ortak olacaksınız. Bu meclis susmazsa adalet ölür. Yarın İzmit'te bir aile daha ölür. Buradan açıklıyorum. Her aşama yeniden incelenmelidir. Kim bu inşaatı yürüttü? Kim denetlemedi? Kim kamulaştırma yapmadı? Kocaeli Büyükşehir Belediyesi.
"Dozerin altına yatarım"
Bu sorunluluk Vali'yi önüne atarak, bakan yardımcısı getirilerek perdelenemez. Sizi ciddiyetle uyarıyorum. Bir firma getirin Gebze'de ölüm getirmiş. Şimdi İzmit'te aynı hataları yapıyor. İzmit'te bilimsel çalışma raporları olmadan kazı yapılmamalıdır. Biz size metro yapmayın demiyoruz. Ama bilimsellikten uzak halka hesap vermeyen sistem ve usulünüze karşıyız. Hatta Tahir Büyükakın gitti İnönü Caddesi esnafını bana karşı doldurdu. O Cumhuriyet Parkı'nda dozerin önüne yatar yine de size izin vermem.
"Dilovası Belediye başkanı birinci dereceden suçlu"
Dilovası'nda insanlar diri diri yandılar. İşçi ölümü kader değil cinayettir. Çocuk işçi çalıştıran yargılanmalıdır. Sayın Dilovası Belediye Başkanı Ömeroğlu, o işletmenin ruhsatı var mıydı? Buradan birinci dereceden suçlusunuz. Bilmiyoruz demeyin. Bal gibi biliyordunuz. İki yan komşusu İŞKUR. Başka ülkede hükümet düşerdi. Ne belediye başkanı ne vali, ne büyükşehir başkanı suçluyum demiyor."