Gebze Emek ve Demokrasi Güçleri’nden Filistin’e destek

Gebze Emek ve Demokrasi Güçleri tarafından yapılan basın açıklamasında, “Gün somut adımlar atma Netanyahu hükümeti ile diplomatik, ticari ve askeri ilişkileri derhal keserek Filistin halkının yanında olma günüdür” dedi

Gebze Emek ve Demokrasi Güçleri’nden Filistin’e destek

Gebze Emek ve Demokrasi Güçleri İsrail’in Gazze’deki soykırımına karşı bir yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Gebze Eskiçarşı Tarihi İbrahim Paşa Çeşmesi önünde bir araya gelen Gebze Emek ve Demokrasi Güçleri buradan sloganlar eşliğinde Gebze Kent Meydanı’na kadar yürüyüş yaptı. Yürüyüşün sonunda basın açıklamasını Eğitim-Sen Kocaeli 2Nolu Şubesi Başkanı Sinan Kaya yaparak, “Gazze 18 yıldır uluslararası hukuka aykırı olarak ağır bir ablukayla kuşatma altındadır. İki yıldır süren ve artık bir soykırıma dönüşmüş savaşla birlikte işgalci Netanyahu hükümeti, bombaların ve mermilerin yanı sıra açlığı ve yoksulluğu da bir silah olarak kullanmaktadır. Hastanelerin ilaçsız bırakılması, çocukların açlıktan ölmesi, en temel yaşam malzemelerinin dahi ülkeye sokulmaması, bu ablukayı şiddetin her türlüsünü yaşandığı bir insanlık trajedisine dönüştürmektedir.

“Yüzbinler yerinden edildi”

7 Ekim 2023’te Hamas’ın Aksa Tufanı saldırısının ardından, İsrail’in Gazze’de başlattığı soykırım operasyonunun üzerinden tam iki yıl geçti. İki yılda savunmasız on binlerce Filistinli katledildi. Hastaneler, yerli-yabancı basın büroları, yardım konvoy ve filoları vuruldu, Gazze halkı açlığa terk edilmekle kalmadı, yüzbinler yerinden edildi. Gazze soykırımı sadece zıvanadan çıkmış, faşist Netanyahu’nun sorumluluğunda değil. Ortadoğu’nun ve dünyanın yeniden paylaşılması için sıraya girmiş Batı emperyalizminin amaçlarına ulaşmak için sınır tanımaz şiddetinin konusudur. Gazze katliamının ikinci yılı biterken yapılan BM toplantısında 20 maddelik bir ‘barış planı’ sunan Trump’ın projeksiyonunda bu coğrafyanın Rivieralaştırılması; finans ve ticaret merkezi olarak yapılandırılması ve eski İngiltere Başbakanı Tony Blair yönetiminde bir güvenlik komitesi tarafından yönetilmesi vardır.

“İstikrarsızlık ve kaos getirecek”

ABD’yi ‘yeniden büyük yapma’nın Gazzeliler’e ödetilen bedeli ülkelerinin kolonileştirilmesidir. Saray iktidarının onca gayretine rağmen Türkiye’ye biçilen rol bu güvenlik komitesinde hazır asker olarak ABD’nin ve İsrail’in güvenlik duvarını korumaktır. Emperyalist paylaşım savaşı sadece devletlerin ABD çıkarlarının karşılanması için yeniden hizalandırılması anlamına gelmiyor. Aynı zamanda Ortadoğu ülkelerine yerli veya yabancı sömürge valileri atamaktan, kayyum politikası izlemekten, vekil güçleri savaştırmaktan sınırlı değildir. Çünkü pazarların, ticaretin ve yatırım alanlarının ele geçirilerek yeniden inşası ucuz emek gücüyle sağlanacaktır. BM toplantısında Gazze için sunulan plan da Ortadoğu’ya barış değil daha fazla çatışma, istikrarsızlık ve kaos getirecek. Gazze’ye insani yardım ulaştırmak amacıyla yola çıkan Küresel Sumud Filosu, uluslararası sularda Netanyahu hükümetinin, askeri gemilerinin saldırısına uğramış, sivil gönüllüler zorla gözaltına alınmıştır.

“Vicdana yapılan bir darbedir!”

40’tan fazla ülkeden yüzlerce gönüllünün içinde yer aldığı bu barışçıl girişime dönük saldırı, yalnızca uluslararası hukukun ihlali değil, insanlığın ortak vicdana yapılan bir darbedir! Sumud Filosu’na yapılan müdahale, yalnızca insani yardımı engelleme değil, dayanışmayı ve küresel adalet mücadelesine de yapılmış açıktan bir saldırıdır. Geçtiğimiz yıl Madleen ve Handala gemilerinin aynı şekilde engellenmesi hala hafızalarımızdaki yerini korumaktadır. AKP iktidarının 2016’da İsrail ile ‘normalleşme’ adına Mavi Marmara davasını düşürerek bu katliamı kapatmaya çalıştığı da unutulmamalıdır. Sumud Filosu ise tüm bu engellemelere karşı dünyanın dört bir yanından halkların barışçıl iradesini taşıyan, tarihe geçen yeni bir girişimdir. Filo’nun silahsız ve gönüllü insanlardan oluşması, iki temel mesaj taşımaktadır: Birincisi, güç dengesinin ne kadar eşitsiz olduğuna bakılmaksızın, Siyonist işgal ve ablukaya meşruiyet tanınmaması gerektiği, ikincisi ise, devletlerin suç ortaklığına karşı halkların ortak eylemleriyle tarihin akışına yön verilebileceğinin gösterilmesidir.

“Barış mücadelesi yükselmelidir”

Sumud, Arapçada ‘sebat’ ve ‘kararlılık’ demektir; bu filo, adının hakkını vererek dünyanın gözü önünde İsrail’in her şeye mutlak gücü olmadığını kanıtlamıştır. Soykırımcı Siyonist İsrail devletine, ABD’nin yağmasına, bu süreçte saray rejiminin işbirlikçiliğine karşı mücadele, savaşı durdurmanın ön koşullarından biridir. Filistin’de süren soykırıma karşı, Ortadoğu halklarına dayatılan karanlığa karşı, Türkiye’de derinleşen yoksulluk ve hak gasplarına karşı emek, demokrasi ve barış mücadelesi yükselmelidir. Sumud filosuna Netanyahu hükümeti tarafından yapılan terörist saldırı aynı zamanda bizlere bir yol göstermektedir. Devletler ve uluslararası kurumlar sorumluluklarını yerine getirmeyip sessiz kalsa da halkların dayanışması Filistin direnişini güçlendirmektedir. İsrail’e limanlarını açan, petrolünü, silahını, istihbarat desteğini sağlayan ülkeler ve şirketler, bu suçun ortaklarıdır. Filistin halkının beklediği en temel dayanışma, işte bu bağları kesmekle, bu iş birliklerini sonlandırmakla mümkündür.

“Filistin halkının yanındayız”

Barış ve demokrasiyi kuracak olanlar İtalya’da, Belçika’da, İspanya’da, Yunanistan’da, Hindistan ve Malezya’da limanlarda ve tedarik zincirindeki emekçilerin protestosu, sokağa dökülen halklar, genel grev yapan işçilerdir. İtalya’da Filistin için genel grev ilan eden sendikalar örnektir. Gebze Emek ve Demokrasi Güçleri olarak iktidara sesleniyoruz: Hamasi nutukları artık bırakın. Gün somut adımlar atma Netanyahu hükümeti ile diplomatik, ticari ve askeri ilişkileri derhal keserek Filistin halkının yanında olma günüdür. Soykırımcı işgal devletine petrol akıtan, silah taşıyan Filistin halkına yapılan soykırıma destek olan tüm ortaklıklarınızı derhal sonlandırın. İsrail’i koruyan Kürecik Radar Üssü derhal kapatılmalı. Türkiye’den Nato’dan çıkmalıdır. Emperyalizmin ve Siyonizmin kanlı planları, halkların birleşik mücadelesi karşısında mutlaka yenilecektir. Emek ve Demokrasi Güçleri olarak, emeğimiz üzerinden kurulan sömürü düzeninin İsrail’in savaş politikalarına da hizmet ettiğini görüyor ve buna karşı mücadelemizi büyütme çağrısı yapıyoruz” dedi.

Gebze Emek ve Demokrasi Güçleri’nden Filistin’e destek