Erdoğan: Herkes devletimizin eşit ve onurlu birer vatandaşıdır

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İnancı, kimliği, kökeni, siyasi görüşü, mezhep ve meşrebi ne olursa olsun 783 bin kilometrekarelik vatan toprağında yaşayan herkes devletimizin eşit ve onurlu birer vatandaşıdır" dedi

Erdoğan: Herkes devletimizin eşit ve onurlu birer vatandaşıdır

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen 110. Dönem Kaymakamlar Kurası Töreni'nde konuştu. Genç kaymakam adaylarının gururuna ortak olduklarını belirten Erdoğan, töreni tertip eden İçişleri Bakanı ve ekibine teşekkürlerini iletti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin başında şehit Derik Kaymakamı Muhammed Safitürk ile birlikte görevlerini ifa ederken şehadet mertebesine erişen tüm idarecileri rahmetle ve minnetle yad ettiğini dile getirdi. Erdoğan, "İstiklal ve istikbalimiz için vatanımız, ezanımız ve bayrağımız uğruna canlarını feda eden kahraman şehitlerimizin tamamının kabirleri nur, mekanları cennet, makamları inşallah ali olsun diyorum. Rabbim bizlere ve sizlere de aziz şehit ve gazilerimizin emanetini layıkıyla taşıyabilmeyi nasip eylesin" dedi.

Farklı stajlar ve yabancı dil eğitimiyle 46 aylık adaylık sürecini başarıyla nihayete erdiren kaymakamları tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sizler gibi pırıl pırıl yüreği vatan ve millet aşkıyla dolu, bilgili ve şahsiyetli evlatlar yetiştiren anne ve babalarınıza hürmetlerimi arz ediyorum. İlkokuldan üniversiteye kadar üzerinizde emeği olan hocalarınıza saygılarımı sunuyorum. Son olarak aday kaymakamlık süreci ve kaymakamlık kursu boyunca bilgi, görgü ve tecrübesiyle sizlere rehberlik eden, gelişiminize katkı sunan meslek büyüklerinize de tebriklerimi iletiyorum" ifadelerini kullandı.

16'sı kadın toplam 110 kaymakam adayını çekilen kuralarla yeni görev yerlerine uğurlayacaklarını belirten Erdoğan, "Sinesinde yetiştiğiniz bu memleketin her karışına aşkla, özveriyle, yüksek bir şuurla hizmet edeceğinizden en ufak bir şüphe duymuyorum. Her birinize Cenab-ı Mevla'dan üstün başarılar niyaz ediyor, yeni görev yerleriniz şimdiden hayırlı uğurlu olsun diyorum. Öncelikle şu hususu altını çizerek ifade etmek isterim. Enez'den Şemdinli'ye, Şavşat'tan Datça'ya, Aralık'tan Gökçeada'ya 81 ilimizin 922 ilçesi bizim için aynı önemde kıymetlidir. Bu ilçelerimizde yaşayan vatandaşlarımızın en yüksek seviyede kamu hizmetine erişmesi, huzur ve emniyet içinde yaşaması devlet olarak bizim en temel önceliğimizdir" dedi.

Altyapısıyla, ticari hayatıyla, tarım ve ulaşımıyla, sağlık, adalet ve eğitim imkanlarıyla her ilçeyi kalkındırmak, geleceğe güçlü bir şekilde hazırlanmak mecburiyetinde olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun için genç kaymakamlara da çok önemli işler düştüğünün altını çizdi. İnancı, kimliği, kökeni, siyasi görüşü, mezhep ve meşrebi ne olursa olsun 783 bin kilometrekarelik vatan toprağında yaşayan herkesin devletin eşit ve onurlu birer vatandaşı olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Binlerce yıllık devlet geleneğimiz, idari kabiliyet ve tecrübemiz insanı yaşat ki devlet yaşasın prensibi etrafında şekillenmiştir. Şurası bir gerçektir ki, devletin görevi vatandaşına hizmet etmektir. Vatandaşa layıkı veçhile hizmet etmekte görev yetki ve mesuliyeti haiz tüm idarecilerimizin asli vazifesidir" açıklamasını yaptı.

Kaymakamlara hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yarın sizler her biriniz şahsımı yani cumhurbaşkanını temsilen farklı ilçelerimizde görev üstleneceksiniz. İlçenizdeki esnafın, köylünün, çiftinin, iş insanının sorunlarına çözümler arayacak, vatandaşlarımızın ihtiyaçlarıyla yakından ilgileneceksiniz. Devlet kapısının hacet kapısı olduğu inancıyla kapınıza kim gelirse gelsin, onun derdiyle hemdert olacak, sıkıntılarına çare bulmaya çalışacaksınız. Bu vazifeyi hakkıyla icra etmek, tabiri caizse öyle her baba yiğidin harcı değildir. Bu iş dikkat ve rikkat ister. Samimiyet ve adanmışlık gerektirir. Bu işi dört duvar arasına hapsolup mesai saatleri ile sınırlı kalarak, 8/5 saat çalışarak yerine getiremezsiniz. Gerektiğinde uykunuzdan, gerektiğinde ailenize ayırdığınız zamandan feragat edecek, ihtiyaç duyduğu her an vatandaşın yanında olacaksınız. Görevinizin mehabetine uygun şekilde devletin gören gözü, işiten kulağı, vatandaşa açtığı şefkat ve merhamet kucağı olacaksınız. Adalet ve hakkaniyetten asla şaşmayacaksınız. Haklıyı haksıza, mazlumu zalime ezdirmeyeceksiniz. İstiklal Marşı şairimiz merhum Mehmet Akif'in dediği gibi her zaman ve her zeminde hakkı tutup kaldıracaksınız. Halkın rızasını hakkın rızasına giden bir yol olarak göreceksiniz" ifadelerini kullandı.

Kaymakamların ileride önemli yerlere geleceklerini ve kritik vazifeler üsteleneceklerini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Milletimiz ve devletimiz için çok kritik vazifeler üstleneceksiniz. Devlet yönetiminde neredeyse çeyrek asrı geride bırakmış bir siyasetçi, devlet adamı ve büyüğünüz olarak, bu ülkenin cumhurbaşkanı olarak size şu tavsiyeyi özellikle vermek istiyorum. Makamlar, koltuklar, unvanlar bunların hepsi gelip geçicidir, muvakkattir. Ama aynı zamanda bunlar birer imtihan vesilesidir. Aslolan bu sınavı geçmek, milletimizin duasını almak, gönüller kazanıp geride hayırla yad edilecek eser ve hizmetler bırakabilmektir. Bu aziz milletin hayır duasına, Rabbimizin de rızasına mazhar olmak istiyorsanız bakın altını çizerek ifade ediyorum, kibir ve enaniyet zehrini bünyenizden uzak tutmak zorundasınız. Rehberimiz, önderimiz gönüller sultanı Fahri Kainat Efendimiz bir hadisi şerifinde yöneticiler için bakınız hangi ikazda bulunuyor. 'Herhangi bir idareci kapısını ihtiyaç sahibine, yoksula ve elinde hiçbir şeyi olmayan fakire kapatırsa ihtiyaç ve fakirlik içine düştüğünde Allah da cennetin kapılarını onun yüzüne kapatır.' İşte sizler bu denli hassas ve zorlu bir mesuliyeti yüklendiniz. Hangi sebeple olursa olsun kapınızı çalan, yolu devlet dairesine düşen hiç kimseye tepeden bakma hatasına, böyle bir çiğliğe düşmeyeceksiniz" dedi.

Kaymakamlara mahiyetinde çalışan personele karşı da daima alçak gönüllü olma, kalp kırmama, gönül incitmeme tavsiyesinde bulunan Erdoğan, "Mahiyetinizde görev yapan personel de dahil herkese karşı daima alçak gönüllü olacak, kalp kırmamaya, gönül incitmemeye dikkat edeceksiniz. Şunu da önemle hatırlatmak isterim. Bizim insanımız mahcup ve mağrurdur. Yarasını herkese açıp göstermez. Derdini her önüne gelene söylemez. Birileri gibi derdinin reklamını asla ve asla yapmaz. 'Harabat ehlini hor görme zakir, defineye malik viraneler var' buyuran hikmet ehlinin dediği gibi dış görünüş çoğu zaman yanıltıcıdır. Dolayısıyla muhtaçların, mahcupların, garip gurebanın size başvurmasını beklemeyecek, gerekirse kapı kapı dolaşıp siz onları arayıp bulacaksınız. Bakın arkanızdan şu cümleleri kurdurabiliyorsanız ne mutlu size ve bize: 'Vaktiyle burada genç bir kaymakam vardı, ilçemizi kalkındırdı, güzelleştirdi. Kimseyi ayırmadan hepimize hizmet etti. Garip gurebayı sevindirdi. Dertlinin derdine derman oldu. Sorunları çözmek için gece gündüz çalıştı. Allah ondan razı olsun.' İşte mesele bu. Bunu yaptığımız zaman bunun tadına doyum olmaz. Geriye dönüp baktığınızda sizlerden işte bu sözlerle bahsediliyorsa Allah'ın izniyle üzerinize düşeni bihakkın yapmışsınız demektir. Ne makam odalarının büyüklüğünün, ne makam arabalarının modelinin ne de devletin size sunduğu diğer imkanların anlamı vardır" değerlendirmesini yaptı.

İbn-i Haldun'un Mukaddime isimli eserinde yer alan bir mektupta geçen öğütleri paylaşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu mektup Tahir bin Hüseyin'in kendi yerine Mısır ve Suriye bölgesi valiliğine atanan oğlu Abdullah için kaleme aldığı bir mektuptur. Mektupta geçen şu öğütleri hepinizin, hepimizin can kulağıyla dinlemesini istiyorum; 'Oğul, gece gündüz halkını düşün. Allah sana bir ihsanda bulunup halkının yönetimini senin yetkine verdi. Aynı zamanda seni halkına karşı şefkatli olmakla görevlendirdi. Onları adil yönetmekle, rahat ettirmekle mesul kıldı. Aklın fikrin sadece halkında olsun. En önemli işin yoksulları, çaresizleri, sıkıntılarını anlatmak için sana ulaşamayanları gözetmek olsun. Hakkını arama yolunu bilmeyen kişileri sen ara bul. En gizli dertlerini bile öğrenip, bu kimselerin sorunlarını çözecek düzgün insanlar görevlendir.' Bu görev sizin. Bunu yapacaksınız. Kerim ve kamil devlet vasfımızın ruhuna riayet ederek her birinizin işte bu şuurla, bu titizlikle görev yapacağınıza ben yürekten inanıyorum" dedi.

"Devlet olarak yeni teknolojileri kamu yönetimine doğrudan dahil ediyor, bu imkanlardan azami ölçüde istifade etmeye özen gösteriyoruz"

Dünyanın özellikle son 20 yılda geçmişte hiç olmadığı kadar hızlı bir dönüşüm geçirdiğini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yazılım ve bilişim sektörlerinden yapay zeka ve nesnelerin internetine bu dönüşümün en yoğun yaşandığı alanlardan biri de dijital teknolojiler oldu. Kamu hizmetlerinin duyurulması, yaygınlaştırılması ve etkinliğinin arttırılması noktasında özellikle dezenformasyonla mücadelede dijital teknolojilerin önemi göz ardı edilemeyecek boyutlara ulaştı. Devlet olarak yeni teknolojileri kamu yönetimine doğrudan dahil ediyor, bu imkanlardan azami ölçüde istifade etmeye özen gösteriyoruz. Dijital yeniliklerin birey, aile ve topluma yönelik menfi etkilerini asgari seviyeye indirmek, gençlerimizle birlikte milli ve manevi değerlerimizi bu tehditlerden uzak tutmak için de gerekli tedbirleri alıyoruz" açıklamasını yaptı.

Sosyal medya platformlarının idareciyle vatandaş arasındaki iletişimi güçlendirmesi bakımından önemli olduğunu kaydeden Erdoğan, "Elitist zihniyetin devletle millet arasına ördüğü duvarların aşılması noktasında çevrim içi iletişim önemli bir işlevi yerine getirmektedir. Mülki idare amirlerimizin yani sizlerin, mülki idare amirlerimizin bu platformları temsil ettikleri makamın ciddiyetine ve ağırlığına uygun biçimde en doğru biçimde kullanmaları bizim için değerlidir. Bununla birlikte sosyal medya kamu hizmetlerinin verimliliğini artırmak, vatandaşa daha hızlı ulaşmak, talep ve beklentilere en uygun çözümleri bulmak yerine şahsi ikbal ve PR çalışmalarına alet eden idarecilere de unutmayın toleransımız yoktur. Görevi ve konumu ne olursa olsun kamu yönetiminde vazife üstlenen herkesin dikkatli olması, devletin imaj ve itibarına halel getirmeyecek şekilde davranması gerekiyor" ifadelerini kullandı.

"Atalarımızın 'umur görmüş' ifadesinde anlamını bulan o vakarı, olgunluğu ve ağır başlılığı biz idarecilerimizde, bilhassa da mülki idare amirlerimizde görmek istiyoruz" diyen Erdoğan, "Aynı durum eğitimden sağlığa, yargıdan güvenliğe kadar millete doğrudan hizmet götüren bütün alanlarda geçerlidir. Hizmetlerin, icraatların, verilen emeğin tanıtımı yapılacaksa bile insanların mahremiyetine saygı gösterilmeli, kaş yapayım derken göz çıkarma gibi bir durumun yaşanmasına mahal verilmemelidir. Bu minvalde tüm kamu personelimizden, münhasıran siz genç mülki idare amirlerimizden gerekli özeni göstermenizi bekliyorum. Sözlerime bu düşüncelerle son verirken hepinizi bir kez daha ayrı ayrı tebrik ediyor, meslek hayatınızda her birinize başarılar diliyorum. Ülkemizin dört bir yanında milletimize ve devletimize en güzel şekilde hizmet edeceğinizden şüphe duymadığımı tekrar vurguluyorum. Sizleri bir kez daha sevgiyle selamlıyor, Rabbim yar ve yardımcınız olsun diyorum" dedi.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan programda, 110. Dönem Kaymakamlar Kursu'nu birincilikle tamamlayan Muhammet Mustafa Kara bir konuşma yaptı. Konuşmaların ardından kursta dereceye giren kaymakam adaylarına sertifikaları Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından takdim edildi. Programa İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya, Yargıtay Başkanı Ömer Kerkez, AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Burhanettin Duran, Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan ve ilgililer katıldı.

Törende atamaları başlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk atamanın kaymakamın memleketi Sinop çıkması sonrasında ikinci bir kura daha çekti.

Kaynak: İHA