CHP’li Kanko, “Hedefimiz partimizi iktidar yapmak”

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın 102’nci yıldönümü vesilesiyle CHP Gebze İlçe Örgütü tarafından alternatif çelenk sunma töreni gerçekleştirildi. Gebze Kent Meydanı’nda gerçekleşen törene CHP Kocaeli Milletvekili Muhip Kanko, CHP Gebze İlçe Başkanı Gökhan Orhan, İl Gençlik Kolları Başkanı Hayri Zorer, İlçe Kadın Kolları Başkanı Sevgül Tüze, İlçe Gençlik Kolları Başkanı Baran Torun, CHP Gebze Belediyesi Meclis Üyeleri Ahmet Kadı, Engin Sözbir ve Gülcan Aksu, ilçe yöneticileri ile çok sayıda partili katıldı. Atatürk anıtına çelenk sunumunun ardından saygı duruşu ve istiklal marşı okundu. Ardından ilk olarak CHP Gebze İlçe Başkanı Gökhan Orhan konuşarak, “Bugün burada, Cumhuriyetimizin 102. yılını kutlamak için bir aradayız. Bir asrı aşan bu kutlu mirasın önünde saygıyla eğilirken, yalnızca bir bayramı değil, bir varoluş destanını hatırlıyoruz.

“Bir direniş biçimidir”

Çünkü Cumhuriyet, bir tarih sayfasına yazılmış kuru bir kelime değil; bir halkın yeniden doğuşudur. 102 yıl önce bu topraklarda bir halk, yoksulluğun, işgalin, umutsuzluğun içinden ayağa kalktı. Bir adam çıktı; adı Mustafa Kemal Atatürk’tü. Ve dedi ki: ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.’ İşte o söz, sadece bir ilke değil, bu topraklarda yaşayan her yurttaşın alın teriyle yazdığı bir özgürlük manifestosudur. Cumhuriyet’in temeli halktır, eşit yurttaşlıktır, kardeşliktir. Cumhuriyet demek, bir çocuğun köy okulunda ayağında lastik ayakkabıyla okuma yazma öğrenmesi demektir. Cumhuriyet demek, bir kadının, bir öğretmenin, bir işçinin, bir öğrencinin, bir sanatçının söz hakkına sahip olması demektir. Cumhuriyet demek, bir arada olmanın onurudur. Bugün, bu onuru yeniden hatırlamak, yeniden ayağa kaldırmak zorundayız. Çünkü biz biliyoruz ki; Cumhuriyet sadece bir yönetim biçimi değil, aynı zamanda bir direniş biçimidir.

“Bir geleceği savunmaktır”

Eşitliğe, adalete, laikliğe, özgürlüğe inanan milyonların kalbinde atan sönmez bir ışıktır. Kıymetli Cumhuriyet sevdalıları, bugün Cumhuriyet Halk Partililer olarak, bize düşen görev yalnızca geçmişi anmak değil; Atatürk’ün mirasını, bugünün zorlukları içinde yeniden üretmektir. Halkın sesini, umudunu, emeğini yeniden örgütlemektir. Çünkü biliyoruz ki, Cumhuriyet Halk Partisi sadece bir siyasi parti değil; bu ülkenin vicdanıdır.
Karanlığa karşı direnişin, baskıya karşı dayanışmanın adıdır. Biz buradayız.
Cumhuriyet’in çocukları olarak, yılmadan, bıkmadan, yorulmadan buradayız.
Birlikte, omuz omuza, daha eşit, daha adil, daha özgür bir Türkiye için buradayız.
Ve biliyoruz: Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz! Sevgili yoldaşlar,
Bugün Cumhuriyet’e sahip çıkmak, bir geçmişi değil, bir geleceği savunmaktır.

“Milletin umudu vardır”

Her gün biraz daha karartılmak istenen bu ülkede, bir mum yakmak bile direniştir.
Bir çocuğun eline Türk bayrağını vermek, bir kadının meydanda ‘ben varım’ demesi, bir işçinin alın teriyle onurunu savunması…Hepsi bu büyük Cumhuriyet hikâyesinin yeni satırlarıdır. Biz bu hikâyeyi tamamlamaya geldik. Bizim Cumhuriyetimiz sadece geçmişin değil, geleceğin de umududur. Çünkü Cumhuriyet, her sabah yeniden doğar. Bir öğretmenin gözünde, bir gencin sesinde, bir annenin duasında yeniden filizlenir. Kıymetli yol arkadaşlarım, bugün bu meydanda durup gökyüzüne baktığınızda, o mavilikte Atatürk’ün gözlerini görebilirsiniz. O gözlerde bir milletin umudu vardır. Ve o umut, sizlersiniz. Cumhuriyet Halk Partililer olarak, o umudu koruyacağız. Yılmayacağız, korkmayacağız, bölünmeyeceğiz. Birlik olacağız. Dayanışacağız. Ve ne olursa olsun, Cumhuriyet’in o sönmez ışığını geleceğe taşıyacağız.

“Bu sistemi kurdular”

Çünkü biz biliyoruz: Cumhuriyet, sadece bir rejim değil, bir yaşam biçimidir. Cumhuriyet, yoksulun umudu, gencin geleceği, kadının güvencesidir. Cumhuriyet, biziz. Yaşasın Cumhuriyet! Yaşasın Mustafa Kemal Atatürk! Yaşasın Cumhuriyet Halk Partisi! Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti!” dedi. CHP’li Orhan’ın ardından CHP Kocaeli Milletvekili Muhip Kanko konuşarak, “Son 23 yılda adeta cumhuriyeti yıkmak isteyenlere karşı mücadelemiz gittikçe büyüyor. Bu mücadele sonunda cumhuriyeti yıkmak isteyenlere karşı yaratılan ortamdan kendi bayramımızı kutlamaya başladık. 19 Mayıs’ta ulu önder Atatürk Samsun’da yola çıkıp 3 yıl süren mücadelenin sonunda 9 Eylül 1922’de düşmanı denize döktü. Ardından vatanda için mücadele edenler iradenin tamamen halkta olduğu bir sistem olan cumhuriyeti getirdiler. Yani vatanını satanlar kaçanlar değil vatan için mücadele edenler düşmanı denizde dökenler vatanları için nasıl bir şey yapabiliriz diye düşünüp cumhuriyeti ilelebet tek sahibinin halk olacağını düşündükleri için bu sistemi kurdular. Hedefimiz 47 yıl sonra birinci olan partimizi iktidara getirip cumhurbaşkanı adayımızı cumhurbaşkanı yaparak demokrasi ve adaleti yeniden tesis etmektir” dedi.