Geçmişin ifade edilmemiş duygularıyla mutsuz olmak..
Yaşamlarında mutsuzluğu bilinçli olarak seçtiğinin farkında olan az insan vardır. Mutsuz olacağımızı bildiğimiz halde neden bile bile yanlış seçimler...
Yaşamlarında mutsuzluğu bilinçli olarak seçtiğinin farkında olan az insan vardır.
Mutsuz olacağımızı bildiğimiz halde neden bile bile yanlış seçimler yapıyoruz sizce?
Çünkü daha iyiyi seçecek gücü kendimizde bulamıyoruz. Bir şeyden vazgeçtiğimizde aslında doğru olanı seçtiğimiz için değil o konuyla ilgili mücadele edecek gücü kendimizde bulamadığımız için bırakıp gidiyoruz.
Var olan yaşam gücünü çoğu insan kızgınlıkla, utançla, suçluluk duygusuyla, nefretle bitiriyor. Bu duyguların hepsi geçmişe ait, geçmişin gölgelerinde saklanmış hâlbuki. Mutluluğumuzu gölgeleyen duygular, bizi güçsüz kılıyor. Bu kadar negatif duygunun altında eziliyor, mücadele edecek gücü bulamıyoruz kendimizde.
Bizi değersiz, önemsiz, bazen de yetersiz hissettiren bu duyguları sırtımızda taşımaya devam ettikçe güçlü olmamız, mutluluğu hissetmemiz de maalesef mümkün olmuyor.
Yetersizliğini gururla, saflığını kurnazlıkla, değersizliğini kibirle, önemsizliğini kendini beğenmişlikle örtbas etmeye çalıştığını sanan kişinin mutlu olması mümkün mü sizce?
Geçmişin gölgeleri kendimizi sevmemizi, kendimizle barışık olmamızı engeller. Bu sevmediğimiz yönlerimizi başkalarından saklamak için çeşit çeşit maskeler kullanırız ve bir süre sonra kendimizden saklanmaya başlarız.
Kendi içimizdeki boşluğu unutmak, acımızı hafifletmek için onlarca savunma mekanizması geliştiririz. Eksikliğimizi saklamak için mükemmeliyetçi olmaya başlarız. Güçsüzlüğümüzü saklamak için başkalarını kontrol etmek isteriz. Korkaklığımızı belli etmemek için şiddete başvurur öfke patlamaları yaşarız. Suçluluk duygularımızı saklamak için başkalarını suçlarız. Pasif halimizi gizlemek için hırslı oluruz. Yetersizliğimizi saklamak için başkalarını hor görürüz. Kıskançlığımızı saklamak için devamlı hoş görünmeye çalışırız..
Ne kadar farklı görünmeye çalışsak da mutlu olamayız, güçlü olamayız..
Her insan nefes aldığı süre boyunca mutlu olmak ister.
Mutluluk yaşamımızı aydınlatan ışıktır. Mutluluğun aydınlığında yaşamak istiyorsak geçmişin ve henüz yaşamadığımız geleceğin gölgelerinden (korkularından, endişelerinden) sıyrılmayı bilmeliyiz.
Bazen zihnimizden; “Keşke bir mucize olsa, biri gelse ve sihirli değneğini uzatıp yaşamımı değiştirse” diye düş kurarız. Yani biz parmağımızı bile oynatmadan dış koşullar değiştiğinde mutluluğun kendi ayaklarıyla gelip kapımızı çalacağına inanır, kısaca zaman kaybederiz.
Dış koşulların değişmesini bekleyerek geçmişimizdeki yaraları saramayız. Ya da yaralarımızın bedelini başkalarına ödeterek hafifleyemeyiz.
Her ne kadar farkında olmasak da hayatımızın birçok anında buna başvuruyoruz.
Eskiye ait suçluluk duygularımızın, nefretimizin, öfkemizin, kızgınlıklarımızın bedelini başkalarına ödetmeye çalışıyoruz. Sonra bu yüke daha fazla dayanamayarak çekip gidenin ardından acı çekiyor, ondan nefret ediyoruz.
Geçmişin ifade edilmemiş duyguları, onların farkına varmadığımız sürece bugünümüzü ve geleceğimizi gölgelemeye devam edecek.
Mutlu bir yaşam istiyorsak geçmişle olan hesabı kapatıp, yaşamdan zevk almayı seçmeliyiz.
Sevgiyle kalın..