Adabı muaşeret
Birbiriyle toplumsal ilişkilerde bulunmaya muaşeret deniyor. Adab edep kelimesinin çoğulu oluyor. Toplum içinde yaşayan insanın, birlikte bulunduğu diğer...
Birbiriyle toplumsal ilişkilerde bulunmaya muaşeret deniyor.
Adab edep kelimesinin çoğulu oluyor.
Toplum içinde yaşayan insanın, birlikte bulunduğu diğer insanlarla
uyum içerisinde yaşamasını sağlayacak davranış usul ve şekillerine
ise adabı muaşeret deniyor.
Toplumun her kesiminde ihtiyaç duyduğumuz bir durum bu.
Maalesef sporda, özellikle futbolda da bu adabı muaşeret ortamının
çok uzağındayız.
Örnekleriyle, yaşadığım bazı hadiselerle size bu uygunsuz
durumlardan bahsedeyim.
Neresinden başlayacağım, hangi kısımdan anlatmaya başlayayım
bilemiyorum.
Önce Pazartesi gününe gidelim.
İzmit Ortaokulu’nun önünde yeşil siyahlı renklere bürünmüş büyük
bir kalabalık var.
En önde bir gencin elinde Kocaelispor bayrağı var, tüm gücüyle
sallıyor.
Arkasında özel çocuk Uğur var, bandoyla bayrağı tutan gencin
arasında, down sendromu olan bu kardeşimiz de aynı coşkuyla bayrağı
sallıyor.
Arkalarında büyük bir şıklığıyla ve askeri düzende bando takımı
görülüyor.
Kocaelispor tribünlerinin meşhur bestesi Usame Baba’yı hem bando
çalıyor, hem de taraftar söylüyor.
Kortej büyük bir coşkuyla yaşanıyor, şehir adeta yeşil siyah diye,
Şampiyon Kocaelispor diye inliyor.
Gündüzünden akşamının da harika olacağının belliydi.
Nitekim öyle de oldu.
Kocaelispor Sakaryaspor maçının önemini anlatmama gerek yok.
Böylesine önemli maçlarda her kesimin üzerine düşen vazifeyi
eksiksiz yerine getirmesi oluyor.
Maçtan önce Sakaryasporlu futbolcuların zemini kontrol ettikten
sonra tünele yönelirken gülümseyerek bakışlar atmaları, yabancı
madde atın diye el işaretleriyle taraftarı galeyana getirmeleri
üzücüydü.
Başından sonuna kadar oradaydım, videoları da var.
Çıktıklarında dünyanın her yerinde olduğu gibi ıslıklandılar, içeri
girerken el kol hareketleri yapınca da sahaya sular atıldı.
Tribüne bakıp gülümsemeler olmasa, el kol hareketleriyle tahrikler
yapılmasa inanın maçın hemen başındaki bu çirkin tablo
yaşanmayacaktı.
Bence emniyet güçlerinin burada futbolculara, teknik direktörlere,
gerilimi tırmandıran herkese müdahale etmesi gerekiyor.
Sonuçta hepimiz vatandaşız, kurallar herkes için geçerli.
İkazlarda herkese yapılmalı.
Mükemmel bir akşam yaşandı ve harika bir galibiyetle
sonuçlandı.
Kocaelispor bence yolu tamamladı, artık günün gelmesini
bekleyecek.
Taraflı tarafsız bir bütün olarak söylüyorum, futboldaki en büyük
gerilimin nedenlerinden birisi tribünlerin tahrik edilmesidir.
Bu tahrik bazen sahadaki bir oyuncudan, kale arkasında ısınan başka
bir oyuncudan, yada kulübeden olabiliyor.
Hatta size daha da kökünde bir neden söyleyeyim, top toplayıcı
çocuklar…
Maçların sonucuna direk etki ediyorlar.
Yükselen tansiyonda bazen başlıca etken oluyorlar.
Nedenini yazayım.
Top toplayıcılar genelde ev sahibi takımın alt yapısında forma
giyen gençlerden ve hatta çocuklardan oluşuyor.
Maçtan önce kendilerine sıkı sıkıya, “Biz öndeyken atma topu,
oyalan, biz buradayız, merak etme” gibi telkinler veriliyor.
Bazı maçların sonucu da ligin kaderini derinden etkiliyor.
Bir mağlubiyet küme düşürme yada şampiyonlukta tüm hesapları
değiştiriyor.
Ve insanlar bu kulüpler için ciddi paralar, zaman harcıyor.
Top toplayıcı çocuk bu cesaretle ve kulübün de bir parçası olarak
söyleneni yapıyor.
Rakip kaleci ve oyuncular bazen çileden çıkıp, kontrolü kaybederek
temasta bulunabiliyor yada sözlü olarak kırıcı olabiliyorlar.
Ülkede ve dünyada örnekleri çok.
Top toplayıcı topu atmıyor, futbolcu buna tepki gösteriyor,
taraftar tepki gösteren futbolcuya bu kez tepki gösteriyor, bunun
ardından futbolcunun oynadığı takımın taraftarı cevapta
gecikmiyor.
Saha içinde de oyuncular arasındaki gerilimi artıyor.
Bazen kavgalara dönüşüyor.
Top toplayıcı çocuk kenara çekiliyor ve bilmeden sebep olduğu bu
yangından haliyle kendini koruyor.
Korunmaları da gerekiyor.
Sözlü yada fiziki olarak hiçbirisi kötü muameleyi asla hak
etmiyor.
Ama dediğim gibi oyunun doğal akışına uygun olarak görevlerini
yerine getirseler bu durumlarla da karşılaşmayacaklar.
Top toplayıcı gençler yada çocuklar, oyunun doğal akışında topu
oyuna soksalar hiç birisi olmayacak.
Dün akşam oynanan Fenerbahçe-Galatasaray maçında Günay Güvenç’in
top toplayıcı çocukla nezaket içinde yaptığı konuşma güzel bir
örnek.
İki hafta önce oynanan Darıca GB-Karamürselspor maçında top
toplayıcı çocukla başlayan gerilimin ardından yaşananları da hep
birlikte gördük ve okuduk.
Futbolcu attığı golden sonra deparla gidip rakip taraftarın önünde
gol sevinci yaşıyor, yedek kulübesi dönüp tribüne el kol
hareketleri, dil çıkarmalar, gülümseler, oyundan çıkan oyuncunun
yine tribüne bakışları, onlara verdiği cevaplar…
Tüm bunlar ortamı ziyadesiyle geriyor ve tahrik ediyor.
Dediğim gibi taraftar zaten bu duruma hazır ve birçok kimse
kendisine de hakim olmak için ekstra çaba sarf ediyor.
Ama küçücük bir tahrikle başlayan olaylar bir kartopu gibi giderek
büyüyor.
Gerek yok arkadaşlar…
Topu zamanında atalım, yedek kulübesinde oturalım, basın mensubu
arkadaşlar futbolcularla tartışmayalım, görev ve sorumluklarımızı
bir kez daha okuyalım.
Oyundan çıkan, kulübede oturan, kale arkasında ısınan futbolcu
kardeşlerim, yöneticiler, bu tansiyonun ayarı inanın sizin, bizim
elimizde.
*
Pazartesi akşamı Sakaryaspor maçını takip etmek için basın
tribünündeki yerimizi aldık.
Büyük bir heyecanla maçın başlamasını bekledik.
Maçtan önce Kocaelispor Organizasyon Müdürü Mehmet Açık bizim
bulunduğumuz tribünün önünde Aytunç ile birlikte etrafına
bakınıyordu.
Sonra bana seslendiğini duydum.
Merdivenlerden birer ikişer inerek yanına gittim.
“Burada koreografi yapılacak. Tribünün başından sonuna kadar
pankart açacağız. Burada Sakaryasporlu misafirler olduğu için
güvenlik nedeniyle Kocaelisporlu kimse olamayacak. Seremonide
buraya gelip, siz atar mısınız” dedi.
Haliyle, “Elbette atarız abi” dedim.
Biz kendi aramızda organize olduk, hatta ben yukarı çıktıktan sonra
başlama düdüğüne kadar o bölgede kaldım.
Maç başladıktan sonra sıramız gelince gerekeni yaptık.
Fotoğrafını görünce çok duygulandım.
Bahsedilen pankartta Amatörden Süper Lig’e yazıyormuş.
Ben de Süper’in sonunda, L harfinin tam başında kalmışım.
Sonra X hesabımdan anın fotoğraflarını paylaştım.
Sevgili kardeşim Ömer Faruk Güler çekmiş, ellerine sağlık.
Bununla ilgili benden yana rahatsız olup, “Gazeteci bunu yapar mı”
diyenler olmuş.
Muhtemelen bu memnuniyetsizlik misafirlerimiz tarafından
oluştu.
Ama benim için sorun teşkil eden bir durum yok.
Oradan bizden başka Kocaelisporlu yada temsil eden yoktu.
Yapmalıydık ve yaptık.
Bu, “Gazeteci orada pankart mı açar” yorum ve sorularına verdiğim
cevap olmuş olsun.
*
Daha önce de söylemiştim, futbol erkeklerin daha çocuk yaşta
tanıştıkları ve hayatları boyunca kopmadan aşk yaşadıkları, spordan
öte bir organizasyon.
Maradona, Messi, Batistuta, Juan Sebastian Veron, Hernan Crespo,
Tevez, Alvaro Recoba gibi aklınıza bir çırpıda sayacağınız ve
listeyi kapatacağınız çok özel futbolcuların ülkesi.
Buenos Aires, Arjantin'in başkenti ve en büyük şehridir.
Derbileri dünyanın takip ettiği La Boca semtinin takımı Boca
Juniors ve River Plate takımları bu şehrin temsilcileri.
Nueva Chicago da bu şehre ait kulüplerden birisi.
Buenos Aires'in batı yakasındaki bir mahalle olan Mataderos'ta
bulunuyor.
1911 yılında kurulan ve Kocaelispor gibi kapanma noktasına gelen,
tesislerini kaybedip sonra küllerinden doğan bir kulüp.
Ruben Aristimuno denen Buenos Airesli bir adam Kocaelispor ile
Nueva Chicago kulüplerini kardeş yaptı.
Onların maçında hayatını kaybeden Kocaelispor taraftarı Köfte Erkan
için pankart bile açtılar.
Sakaryaspor maçı için ikinci kez İzmit’e geldi Ruben.
Dünde Arjantin’den getirdiği hediyeleri Organizasyon Müdürü Mehmet
Açık ile birlikte kura çekerek Kocaelisporlularla paylaştı.
Sıcak kanlı, samimi, enerji dolu, güzel yürekli bir adam Ruben.
Ta Arjantin’den çanta çanta hediyelerle buraya gelmiş, çoğunu
hayatında ilk kez gördüğü insanlarla aynı renkleri sevdiği için
sımsıkı sarılan bir adam.
Biraz da çılgın, çoğu Kocaelisporlu gibi.
Dün yine güzel anılar biriktirdiğim başka bir gün oldu.
Ruben ve Mehmet abinin organize ettiği bu güzel etkinliği takip
etmek için Sosyal Tesislere gittim.
Aytunç kardeşim ile Murat Yılmaz abi kuranın içine beni de
yazmışlar.
İki yollu hediye edilerek kendime harika bir şapka aldım.
Teşekkür ederim Ruben ağabey, iyi ki geldin ve iyi ki tanıştık.
Bir gün çocuk yaştan beri hayalini kurduğum Boca Juniors-River
Plate maçında buluşuruz.
Yeni yazımda iç sahada oynayacağımız ilk maç olan Yeni Malatyaspor
ve Kocaelispor alt yapısıyla ilgili bir öneri de bulunacağım.
Selametle.
*
Kocaelispor ile Sakaryaspor maçının hemen ardından kıymetli
meslektaş büyüğüm Serkan Borlak abimin vefat haberini duydum.
İnanmak zor oldu. Serkan abinin çalışma alanıyla bizimkisi
başkaydı. Kendisiyle daha önce kayyum atanan Ağrı ve Mardin
şehirlerine, İzmit Belediyesi’nin kardeş şehir olması ve
ziyaretleri nedeniyle gitmiştik. Dürüst, mert, eli bol, emekçi bir
abimdi.
Çok erken bir veda oldu Serkan abi ama biz de geleceğiz.
Edebi aleme giden sensin, misafir kalan bizleriz.
Cennette görüşürüz gözüm.