Parfüm fabrikasındaki facia sonrasında EMEP’den sert açıklama!
Dilovası’nda bir parfüm fabrikasında meydana gelen ve altı işçinin hayatını kaybettiği yangının ardından EMEP, olayın bir “iş cinayeti” olduğunu vurgulayarak yerel ve merkezi yöneticileri sorumluluklarını yerine getirmemekle suçladı
Dilovası Mimar Sinan Mahallesinde bir parfüm fabrikasında çıkan yangında üçü çocuk altı işçi yaşamını yitirdi. Yaşanan olayın ardından yangına ve binaya ilişkin bilgiler ortaya çıkıyor. Bu yangınla birlikte kentteki işletmelerin durumu da yerel yönetimlerin buradaki rolü de yeniden gündem oldu. Yaşanan gelişmelerle ilgili açıklama yapan EMEP Kocaeli İl Örgütü yaşanan patlamanın bir iş cinayeti olduğunun altını çizerek "Yaşanan bu cinayetin faili sadece işveren değil, her düzeyde sorumluluğunu yerine getirmeyen yerel ve merkezi yöneticilerdir." dedi. EMEP Kocaeli İl Başkanı İlhami Şahbaz imzalı açıklamada "İşçiler ölmesin , sorumlular yargılansın" denildi.
Açıklamanın tamamı şu şekilde;
"Dilovası Mimar Sinan Mahallesi’nde bir parfüm fabrikasında çıkan yangında, üçü çocuk altı işçinin yaşamını yitirmesi; sermaye düzeninin işçiler için nasıl bir ölüm tuzağına dönüştüğünü bir kez daha gösterdi. Bu yaşananlar ne kaderdir ne de fıtrat; göz göre göre gelen bir cinayettir.
Basında yer alan soruşturma dosyası ve ön bilirkişi raporu, yaşanan iş cinayetinin nedenlerini açık biçimde ortaya koymuştur ki:
İşyerinde yangın, elektrik, işçi sağlığı ve güvenliği konularında temel mevzuatlar işveren tarafından ihlal edilmiş, denetleme görevi olan kurumlar göz yummuşlardır. Bu nedenle denetim görevini yapmayan kamu kurumları sorumluluğun önemli bir parçasıdır. Raporlara yansıdığı biçimde katliamın yaşandığı bina, iskânı olmamasına rağmen AKP’li Dilovası Belediyesi tarafından iş yeri açma ve kozmetik üretim ruhsatı almıştır.
Daha da vahimi; 2021’de “izinsiz yapı” gerekçesiyle ceza alan bu bina hakkında belediyenin 2025’te yıkım kararı iptal edilmiştir.
Bu tablo, belediyelerin sermaye lehine açık bir şekilde mevzuatları çiğnediğini, işçilerin can güvenliğini ise hiçe saydığını göstermektedir.
Sorumlular belli, deliller ortadadır.
Ön bilirkişi raporu, işyerinde en temel işçi sağlığı ve güvenliği kurallarının hiçe sayıldığını, yangın ve elektrik önlemlerinin alınmadığını ortaya koydu.
İskânı bulunmayan binaya, AKP’li Dilovası Belediyesi tarafından işyeri açma ve üretim ruhsatı verilmiştir.
Üstelik yangın güvenlik onayı ve itfaiye uygunluk raporu olmadan kimyasal üretim yapılmasına göz yumulmuştur.
Yani belediyeler görevini yapmak, denetim yapmak bir yana, bu ölüm tuzağına resmî onay vermiştir!
2021 yılında “izinsiz yapı” olduğu gerekçesiyle ceza alan binanın yıkımı için açılan ihalenin kısa süre sonra iptal edilmesi, AKP’li yöneticilerin sermayeyi koruma refleksinin en açık göstergesidir.
Üstelik katliamın yaşandığı Ravive Kozmetik adlı firmanın sahibinin, uyuşturucu kaçakçılığıyla ilgili bir soruşturma kapsamında yalnızca dört ay cezaevinde kalıp serbest bırakılması; buna karşın eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu başta olmak üzere birçok AKP’li yetkiliyle boy boy fotoğraflarının bulunması, sermaye ile iktidar arasındaki kirli ilişkileri tüm açıklığıyla gözler önüne sermektedir.
Sayıştay Belgeleri Her Şeyi Anlatıyor!
Dilovası belediyesi görevini yapmamış da Kocaeli Büyükşehir belediyesi görevini yapmış mı?
Sayıştay raporlarına bakmak yeterli. Sayıştay’ın 2024 raporu, AKP’li Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin kentteki sistematik denetimsizliğini belgeliyor:
1.250 işletmeden 428’i, 574 işletmeden 186’sı ruhsatsız çalışıyor!
Yani belediye, işçilerin yaşamını tehlikeye atan yüzlerce işletmeyi görmezden geliyor.
Sayıştay açıkça uyarıyor: “Ruhsatsız işletmelerin denetlenmemesi kamu sağlığı ve işçi güvenliğini tehdit etmektedir.” Ancak AKP’li belediyeler, bu uyarılara kulak asmamış; sermayenin çıkarı için denetim görevini terk etmiştir. Bugün o belediye başkanları utanmadan taziyeye gidebiliyorlar ancak vatandaşlar tarafından kovuldukları haberleri basında yer almaktadır! Çünkü bu yangının, bu ölümlerin siyasi sorumluları görevlerini yapmayan yerel ve Büyükşehir belediyeleri ve diğer kurumlardır.
Sorumluluk Bakanlıktan Belediyelere Kadar Uzanıyor
Sosyal Güvenlik ve Çalışma Bakanı’nın “Hiçbir ihmal örtülmeyecek” sözleri boştur! Çünkü ihmali örten de denetimi yapmayan da bu iktidarın kendisidir. Uzağa gitmeye gerek yok! Hendek katliamında tutuklu patronu 15 milyon Türk lirası serbest bırakan da İliç maden cinayetinde tutuklu sanıkların tümünü serbest bırakan da bu saray iktidarı ve onun oluşturduğu yargı düzenidir
bu nedenledir ki ruhsatsız, denetimsiz üretime göz yuman yerel yönetimler ve onlara yön veren Saray rejimi Dilovası’nda ki cinayetin de asıl failleridir.
Bu düzen, işçinin emeğini değil patronun kârını koruyor.
Denetimsizlik, çocuk işçiliği, ruhsatsız üretim…
Hepsi Saray’ın sermayeye teşvik zincirinin bir halkasıdır!
Yeter! İşçiler Ölmesin, Sorumlular Yargılansın!
Emek Partisi olarak, hayatını kaybeden işçilerin ailelerine bir kez daha başsağlığı, yaralılara acil şifa diliyoruz. Yaşanan cinayetin faili sadece işveren değil, her düzeyde sorumluluğunu yerine getirmeyen yerel ve merkezi yöneticilerdir. Tüm sorumluların hesap vermesi ve adaletin yerini bulması, saray iktidarı döneminde rutine ve toplu katliamlara dönen iş cinayetlerine karşı mücadeleye güç verecektir. Tüm işçi ve emekçileri, sendikaları, meslek örgütlerini mücadeleye çağırıyoruz."