Uzmanlardan kuaförlere 'hepatit' uyarısı
Güzellik salonları, berberler ve kuaförlerde yapılan manikür, pedikür, kaş alımı, tırnak bakımı gibi işlemlerde hepatit bulaşı riski bulundurduğuna belirten uzman uyarılarda bulundu
Güzellik salonları, berberler ve kuaförlerde yapılan manikür, pedikür, kaş alımı, tırnak bakımı gibi işlemlerde hepatit bulaşı riski bulundurduğuna belirten Doç. Dr. Cumhur Artuk, dikkat çeken uyarılarda bulundu.
28 Temmuz Dünya Viral Hepatit Farkındalık Günü olarak biliniyor. Dünyada ise 250 ila 300 milyon hepatit hastası olduğu ifade ediliyor. Bu kapsamda açıklamalarda bulunan Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı ve Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cumhur Artuk, son çalışmalarda Türkiye'de yüzde 3 civarında Hepatit B, binde 5 oranında Hepatit C hastası bulunduğunu belirtti.
Artuk, "Dünyada da ülkemizde de karaciğer nakline en sık neden olan sebepler arasında Hepatit B virüsü enfeksiyonu geliyor. Hepatit B virüsü, özellikle vücut sıvılarıyla, kan ve kan ürünleriyle ve bu kan ve kan ürünlerine bulaşmış cerrahi aletler, diş hekimlerinde, diğer ufak kesilerde, ortak jilet kullanımı, ev içi bulaşta keza aynı şekilde, ortak çatal-bıçak kullanımı bulaşa neden oluyor. Hepatit B bulaş yolunda en ilginci, temassız sporlarda ter nakliyle yani ter temasıyla bile bulaşabileceği söylenebiliyor. Bunun dışında cinsel yolla da bulaş mevcut. Son zamanlarda manikür, pedikür işlemleri, kuaförlerde, berberlerde makas, jilet; bunlara vücut sıvılarının bulaşması ve bu vücut sıvılarının duyarlı kişilerde cilt altına veya mukozaya temasıyla bulaş olabilirliği görülmekte. Bunun önüne geçebilmek açısından her kullanılan işlemden sonra bu aletlerin steril edilmesi önem arz ediyor" dedi.
'Aşılar yüzde 95 oranında bağışıklık sağlıyor'
Hepatit C'nin kanla bulaştığını belirten Doç. Dr. Artuk, "Hepatit B
ise ciltte yarık, çatlak vesaire olduğunda vücut sıvılarının bu
şekilde temas etmesiyle veya diğer mukoza dediğimiz ağızdır,
burundur, gözdür buradan da temasıyla bulaşması mümkün. Hepatitten
şüpheleniyorsa muhakkak bir sağlık kuruluşuna başvurup, bununla
ilgili testlerin yapılması gerekiyor. Kan donörü olarak dediğimiz
yani kan bağışında bulunduğunda Hepatit B, Hepatit C rutin
bakılıyor. Cerrahi işlem öncesinde yine Hepatit B, Hepatit C hatta
HIV taraması da yapılıyor. Kan testiyle tanısı konulabiliyor.
Hepatit B aşılamalarında çocukluk çağı aşıları mevcut. Hatta 18
Nisan 2025'ten itibaren 5'li karma diye bildiğimiz aşılar 6'lı
karmaya Sağlık Bakanlığı tarafından çıkarıldı. Normalde 0-1 ve
6'ncı aylarda Hepatit B aşısından aşılanma yapılıyor. Bununla yüzde
95 oranında bağışıklık sağlanıyor. Geriye kalan yüzde 5'lik
kısmında eğer aşıyla bağışıklık sağlamadıysa diğer bir aşı şeması
0-1 ve 12'nci aylarda 4 dozluk aşı şeması uygulanıyor. Bunda da o
yüzde 5'lik kısmın yarısı yani yüzde 2,5'lık kısımda bağışıklık
sağlanıyor" diye konuştu.
"Bulgu göstermiyor"
Hepatit B ve Hepatit C'deki en büyük sorunun sinsi hastalıklar
olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Artuk, "Tahlil yapılmadan var olup
olmadığını bilemiyoruz ve hastada bulgu vermiyor. Vermediği için de
ilerleyen yıllarda kronik karaciğer hastalığı, siroz dediğimiz
karaciğer yetmezliğine ve karaciğer kanserine neden olabiliyor. Bu
yüzden de normal yetişkinde; Hepatit B virüsü duyarlı bir kişiye
bulaştığında, gözlerde sarılık, vücutta sarılık, bulantı kusma,
iştahsızlık gibi şikayetlerle başvurulabilir sağlık kuruluşuna.
Hepatitin dünyada bu kadar yaygın olmasının en büyük nedeni de
genellikle doğum esnasında veya doğum sonrasında yani 1 yaş altı
bulaşta Hepatit B virüsü vücuda geçtiği zaman immün sistem bunu
kendindenmiş gibi kabul ettiği için buna karşı bir reaksiyon
göstermiyor. Reaksiyon göstermediği için de Hepatit B virüsü normal
vücutta diğer hücreler gibi yaşamaya devam ediyor. 20'li 30'lu
yaşlara geldiğimizde bir aktivasyon olduğunda ve bu saydığımız
bulgular meydana çıkarsa hastada tespit edilebiliyor" açıklamasında
bulundu.
Toplumun ortak kullandığı kuaför, berber, güzellik salonunda işlem
öncesi eğer bir alet kullanılıyorsa bunların bir önceki kişiden
sonra steril edilip edilmediği, temizliğinin sorgulanması
gerektiğini belirten Doç. Dr. Artuk, "Kanamaya veya vücut
sıvılarıyla çok fazla temasa neden olabilecek işlemlerden
kaçınılması ve bireysel hijyene dikkat edilmesi gerekiyor"
ifadelerini kullandı.