Meme kanseri tedavisinde dişler tehlike altında
Uzman Diş Hekimi ve Ağız Diş Çene Cerrahı Prof. Dr. Birkan Taha Özkan, "Bilim dünyasını sarsan yeni bir araştırma, meme kanseri tedavisinde yaygın olarak kullanılan bir ilacın beklenmedik bir yan etkisini ortaya çıkardı. 140 hasta üzerinde yapılan klinik çalışma, ‘tamoksifen sitrat’ etken maddeli ilacı uzun süre kullanan hastalarda diş kaybı riskinin 2.75 kat arttığını tespit etti" dedi
Özkan, yaptığı açıklamada, meme kanseri tedavisinde kullanılan
ilaçların yapılan bilimsel deneylerde dişleri çok büyük zarar
verdiğinin ortaya çıktığını söyledi. Özkan, meme kanseri
tedavisinde yaygın olarak kullanılan bir ilacın beklenmedik bir yan
etkisini ortaya çıkardı. 140 hasta üzerinde yapılan klinik çalışma,
‘tamoksifen sitrat’ etken maddeli ilacı uzun süre kullanan
hastalarda diş kaybı riskinin 2.75 kat arttığını tespit etti. Daha
da çarpıcı olanı, hastaların %10,7’sinin tedavi sürecinde tüm
dişlerini kaybettiği belirlendi" diye konuştu.
Özkan, şöyle devam etti:
"Meme kanseri tedavisinde kullanılan "tamoksifen" ilacının diş
kaybı ve çene kemik ölümü gibi yıkıcı etkilerini bu kadar net
görüyoruz. Araştırmanın en ürkütücü sonuçlarından biri de, meme
kanserinin yüzde 6-10 oranında çene kemiğine metastaz yapabilmesi.
Uzmanlar, bu durumun özellikle ileri evre hastalarda çene
kırıklarına ve ciddi ağız sağlığı sorunlarına yol açabileceği
konusunda uyarıyor.
Tamoksifen, meme kanseri tedavisinde kullanılan ve östrojen
hormonunun etkisini değiştiren güçlü bir ilaçtır. Östrojen,
kadınlarda kemik sağlığını koruyan önemli bir hormondur; kemiklerin
dayanıklılığını sağlar, kemik yıkımını önler ve kemik yapımını
destekler. Tamoksifen ise bu hormonun etkisini hem engelleyebilir
hem de bazı durumlarda taklit edebilir. Ancak, özellikle menopoz
sonrası dönemde tamoksifen, östrojen dengesini değiştirerek çene
kemiğinde zayıflamaya yol açabilir.
Çene kemiği, dişlerin sağlam bir şekilde tutunması için hayati
öneme sahiptir. Tamoksifen kullanımı sırasında kemik yapımının
yavaşlaması ve kemik yıkımının artması sonucunda çene kemiği
incelir, güçsüzleşir. Bu da dişlerin destek kaybına, diş eti
çekilmesine ve sonunda dişlerin sallanarak düşmesine sebep
olabilir. Ayrıca, tamoksifenin sık görülen yan etkilerinden biri
olan ağız kuruluğu, ağız içindeki doğal temizleyici ve koruyucu
mekanizmaların zayıflamasına neden olur. Bu durum, diş ve diş eti
hastalıklarının daha kolay gelişmesine ve ilerlemesine zemin
hazırlar."
"Tomoksifen kullananlar diş kaybına çözüm olarak implant
yaptırabilir mi?"
Özkan, "Uzun süre tamoksifen kullanan hastalarda, bu etkiler
birleştiğinde diş kaybı riski önemli ölçüde artar. Çene kemiğinin
zayıflaması ayrıca implant gibi ileri tedavi seçeneklerini
zorlaştırır ve iyileşme süreçlerini geciktirir. Bu nedenle,
tamoksifen tedavisi gören hastaların sadece kanser takibi değil,
ağız ve çene sağlığı kontrollerini de aksatmadan sürdürmeleri
gerekir. Yapılan çalışmaya göre, bir yıldan uzun süre ilaç kullanan
hastalarda ortalama diş kaybı sayısı 14’e yaklaşıyor. En dikkat
çekici sonuçlardan biri ise, tamoksifeni uzun süre kullanan
kadınların yaklaşık üçte birinde 12’den fazla dişin eksik olması.
Ayrıca 65 yaş üzeri hastalarda bu risk daha da katlanıyor"
dedi.
Diş hekimine gitmeyi ihmal etmeyin
Özkan, tamoksifen kullanan hastalarda aşağıdaki durumlara özellikle
dikkat edilmesi gerektiğini belirterek şöyle devam etti:
" 1 yıldan uzun süredir tamoksifen kullananlara 6 ayda bir ağız ve
çene muayenesi öneriliyor. Ağız kuruluğu yaşayan hastalarda diş
kaybı oranı yüzde 67’ye kadar çıkabiliyor. Tat değişikliği, diş eti
kanaması veya çene hassasiyeti olan hastalar derhal diş hekimine
başvurmalı. 65 yaş üzeri veya düzenli diş kontrolü yaptırmayan
bireylerde risk daha yüksek. Diş sağlığı sadece estetik bir mesele
değil. Bu tür hastalarda hayati sonuçları olabilecek sistemik bir
göstergedir. Ağız sağlığının da onkolojik takibin bir parçası
olması gerekiyor. Ayrıca Tamoksifen kullanan meme kanseri
hastalarının, tedaviye başlamadan önce ağız diş ve çene cerrahisi
uzmanına konsültasyonu yapılması gerekiyor.
Meme kanseriyle savaşan ya da bu savaşı kazanan kadınların yaşam
kalitesini koruyabilmesi için, yalnızca tümöre odaklanmak yetmez.
Ağız sağlığı da en az tedavi kadar önemlidir."
Meme kanserini atlatmanın bir zafer olduğunu ifade eden Özkan,
"Ancak bu zaferin bedelini yıllar sonra, birer birer kaybedilen
dişlerle ya da sessizce ilerleyen çene kemiği sorunlarıyla ödememek
gerekir. Bu genel sağlık zaferinin elde etmeye çalışırken ağız diş
ve çene kemik sağlığının korunarak çifte zafer elde edilmesi
gerekir. Hastalarımızın hayat kalitesini korumak, sadece kanserle
savaşmakla olmaz. Ağız sağlığını da onkolojik tedavi kadar ciddiye
almak zorundayız" diye konuştu.