Yalan söylüyorlar

CHP Kocaeli İl Gençlik Kolları eski Başkanı Emre Andız gazetemize verdiği röportajda Kartepe Belediyesi CHP Meclis Üyesi Tugay Adak’ın intiharı hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Adak’ın ekonomik sorunları olduğunu bilmediğini söyleyenlerin yalan söylediğini belirten Andız, partiden genel merkeze gönderilen raporlara dikkat çekti

2014 yılında seçim çalışmaları sırasında bir gözünü kaybeden ve ekonomik sıkıntılar içerisinde partinin sahipsiz evladı olarak 9 Şubat günü yaşamına son veren Kartepe Belediyesi CHP Meclis Üyesi Tugay Adak’ın ölümü onu tanıyan, tanımayan herkesi derinden sarsmıştı. CHP Kocaeli eski İl Gençlik Kolları Başkanı Emre Andız ile üç bölümlük röportajımızın ikinci bölümünde Adak’ın intiharı hakkında konuştuk. 28 yaşında yaşamına son veren, kendi partilileri sahip çıkmazken, partiye zarar gelmesin diye Kartepe Belediye Başkanı Mustafa Kocaman’ın iş teklifini bile reddeden Kartepe Belediyesi CHP Meclis Üyesi Tugay Adak’ı rahmetle anıyor, Emre Andız ile röportajımızın ikinci bölümüyle sizleri baş başa bırakıyorum.

“GÖZÜNÜ KAYBETMESİYLE BAŞLAYAN SÜRECİN SONU”

Tugay Adak’ın intiharı sadece kenti değil ülkeyi de derinden sarsan bir olaydı. Siz de Tugay’la kardeş gibiydiniz. Tugay intihar sürecine nasıl geldi?

Tugay benim kardeşimdi. İntiharı, 2014’te gözünü kaybetmesiyle başlayan bir sürecin sonuydu. Ben inançlı bir insanım kadere inanıyorum, o gün Tugay’ın vakti dolmuştu. Belki kalbi duracaktı, belki başka bir şey olacaktı ama o saatler Tugay’ın son saatleriydi. Keşke partideki herkes görevini yapsaydı da bu ölüm böyle olmasaydı. Bu partideki insanların bu konuda gerekli sorumluluğu yerine getiremediklerinden dolayı bu son böyle oldu.

“TUGAY’IN GİTTİĞİ SÜRECİ ANLAYAMADIK”

Hiç fark etmediniz mi intihara sürüklenirken?

Fark edemedik. Ben o gün Tugay’a ulaşsaydım eğer belki ben onu yakalardım. Ulaşmak için çok uğraştım. Tugay’ın gittiği süreci hiç anlayamadık. Zaten intihar edeceğim diyen adam intihar etmezmiş, bir anda anlık karar verilirmiş. Evet anlayamadık, sorunları sıkıntıları vardı. Bunları çözmek için çok uğraştık. Bir kısmını hallettik, bir kısmını halledemedik. O demek ki çıkışı intiharda gördü.

“EPİLEPSİ NÖBETLERİ BAŞLAMIŞTI”

Tugay için bardağı taşıran son damla ne oldu peki?

Son zamanlarda bir gözünde olan körlük diğerine de sirayet etmeye başlamıştı. Zaten iyi bir bakım olmazsa onu da kaybedeceğiyle ilgili doktorlar uyarmıştı. Epilepsi nöbetleri geçirmeye başlamıştı kafasına aldığı darbeden ötürü. Biz uzun zamandır rapor almaya çalışıyorduk. Üniversite’de onun evrakları vardı. Epilepsi, ekonomik nedenler ve birçok şey mevzuyu buraya getirdi.

“TUGAY KENDİSİ MECLİS ÜYESİ OLMAK İSTEDİ”

Tugay’ın işe ihtiyacı varken neden meclis üyesi yaptınız? Meclis üyeliği yerine bir iş verilemez miydi belediyede? Ben Tugay’ın işe alınmasına herhangi bir tepki gösterileceğini bile zannetmiyorum, bu çocuğa söz verilmişti…

Tugay meclis üyesi olmayı kendisi istedi. ‘Ben bunu Kartepe’de yapmak istiyorum’ dedi. O bunu istedikten sonra listeye yazılırdı. Sahipsizliğini orada kapatmak istedi Tugay. Sonra ‘Doğru bir iş olursa meclis üyeliğini bırakırım’ dedi. Bu da insanların çok umurunda olmadı. Biz raporu alabilseydik özel bir firmaya başvuracaktık. Bu süreç uzadı da uzadı. Tugay kendisi meclis üyesi olmak istedi, partinin sahip çıkmayışını öyle kapatmak istedi.

“BİLMEDİĞİNİ SÖYLEYENLER YALAN SÖYLÜYOR”

İş bulması için siz neler yaptınız peki?

Biz bunun kavgasını verdik, sadece davulla zurnayla yapmadık. Tugay’ın işe ihtiyacı olduğunu bilmediğini söyleyenler yalan söylüyorlar. Bize bu konuda bir şey söylemedi diyecek olan bir siyasetçi varsa ben buradayım.

“AİLESİ DE BÖYLE DÜŞÜNÜYOR’UN ARKASINA SAKLANIYOR KOCA KOCA SİYASETÇİLER”

Bir ara Tugay’ın ölümünün ekonomik olmadığı söylentileri de çıktı, bu tarz yorumlar da yapıldı…

Neymiş nedeni? Bunu biri çıkıp anlatsın. Ailesinin ne dediği bir tarafta dursun peki ya Tugay’ı diğer tanıyanlar? ‘Tugay’ın ölümü ekonomik değil ailesi de böyle düşünüyor’un arkasına saklanıyor koca koca siyasetçiler. Tamamen kariyerleri zarar görmesin diye. Yanlarında çalıştırdıkları da biliyor, onlardan maaş alanlar da biliyor, herkes biliyor. Tugay’ın ölümünün sebebi ekonomik değilse ne? Genel Merkez’e rapor göndermişler, bilgi geçiyorlar. Tugay’ın ölümünün arkasında farklı şeyler var diye. Şu anda ana kademe düzeyinde her insan bunu böyle biliyor.

“ELİMİZDEKİLERİ ORTAYA KOYARIZ”

Partiden genel merkeze ne gitti rapor olarak?

Ben genel merkeze kimin ne gönderdiğini, hangi avukatla ifadenin nasıl verildiğini, bunları genel merkeze kimlerin gönderdiğini, ifadeleri kimin haber yaptırmaya çalıştığını, o ifadelerde yazanlar hakkında kimin propaganda yaptığını biliyorum. Yüreği olan varsa çıksın açıklasın. Biz de elimizdekileri koyarız ortaya. Madem kamuoyunun bilmediği şeyler var, madem bunları siz biliyorsunuz bir çıkın toplantıda ‘Bu gençler bunu çok kaynatıyor bunun arkasında başka şeyler var’ diye söyleyin. Biz de elimizdekileri koyalım ortaya. İkinci ifadedeki avukatı kim göndermiş, ifadelere neler olmuş, kimin eline geçmiş, kim Ankara’ya göndermiş ben hepsini biliyorum. Varsa bu şehirde yürekli bir siyasetçi hadi bakalım ben de buradayım. Ne varmış Tugay’ın ölümünün ardında? Bir soruşturma yok, bir ifade yok, bir şey yok. Gerçeği bilip kendi siyasal iktidarları için bunu çarpıtanlar ne olacak? Bile isteye doğruyu söylemeyenler ne olacak?

“KÖPRÜYÜ YANDAN GEÇİYORLAR”

Oğuz Kaan Salıcı buraya geldiğinde ne dedi?

Tamamen genel merkeze, Ankara’ya, Kocaeli kamuoyuna şirin gözükmek için doğru olmayan beyanlar var. Genel merkezi aldatmaları var. Biz burada Oğuz Kaan Salıcı’ya her şeyi anlattık. Evet haklısınız dedi. Herkes biliyor gerçeğin ne olduğunu. Aman üzerimize sıçramasın aman kara leke kalmasın diye köprüyü yandan geçiyorlar. Tugay’ın ölümünde benim de sorumluluğum var, bu partideki herkesin sorumluluğu var. Kimin hissesine ne kadar düşüyor o tartışılır. Ben il yöneticiliği, il başkanlığı yaptım çözemedim. Demek ki eksik yaptım, çözemedim, beceremedim. Ben bir kardeşime sahip çıkamadım ama bu parti sayesinde maaş alanlar daha fazla şey yapabilirlerdi. İstanbul’da iş adamı gezdireceklerine İBB’ye bürokrat sokmak için genel sekreterle görüşeceklerine bir üst düzey yönetici elini tutsaydı Tugay’ın işi üç dakikada çözülürdü.

“BU ÇOCUK ÖLDÜĞÜNDE AYAĞINDA SPOR AYAKKABI VARDI”

Bu konuda size karşı bir tepki geldi mi?

Şimdi çıkıp ‘Tugay üzerinden siyaset yapıyorlar, prim yapıyorlar’ diye anlatıyorlar. Anlatsınlar herkes kafasını yastığa koyduğunda gerçeği biliyor. Bu çocuk öldüğünde ayağında spor ayakkabı vardı, üç gün sonra kar yağdı Kocaeli’ye. Hadi giy karda spor ayakkabı giy. Bir kişi çıkıp ‘Oğlum sen ne yapıyorsun?’ dememiş. Birçok silsileden geçmiş bu çocuk finalde köprüden atmış kendisini. ‘Biz bunu eksik yaptık’ demek yerine ‘Hayır o öyle değildi’ diyerek Ankara’ya yayın yapıyorlar.

“O GECE YAŞANANLAR KOCAELİ’NİN SAĞLIK SKANDALI”

Tugay’a 4 saate yakın bir süre yoğun bakım bulamadınız. Neler yaşandı o sıra?

Saat 1.15 civarıydı bana haber geldiğinde ‘Tugay intihar etmiş’ dediler. Ben hemen çıktım evden, Zeki (Karakadılar) Balaban’dan geliyor ben Kuruçeşme’den. Yoğun bakımla ilgili sorun olduğunu öğrenince ‘Aklınıza gelen herkesi arayın’ dedim. Zeki benden önce gitmiş ‘Hastanede yetkili bir müdüre git tanıt kendini’ dedim. O arada Harun Ağabey (Yıldızlı) geldi. ‘Burada müdahale yapamıyoruz yoğun bakıma gitmesi lazım’ dendi. O gece yaşananlar aynı zamanda Kocaeli’nin bir sağlık skandalıdır. Zeki il başkanı, Harun Ağabey il başkanı, ben eski il başkanıyım, bir meclis üyesi intihar etmiş ve biz yoğun bakım bulamadık. Hastanelerde yoğunluk var ama anlıyorsun yok değil. Tugay ölecek, oradan başka yere göndermek istiyorlar.

“O DİYALOG GEÇTİ ARALARINDA”

Haydar Akar gerçekten ‘ 112’yi arayın’ dedi mi?

Zeki (Karakadılar) yoğun bakım bulamayınca Haydar Akar’ı aradı ve aralarında geçen konuşma doğru. Çok net. Ben de Haydar Bey’in yardımcısını arıyordum, biz ona ulaşamazsak birileri uyandırsın diye. O ara Harun Ağabey üniversiteye çıktı yer bulmak için bulamıyoruz. O diyalog geçti aralarında. Gece uyku sersemliğine mi yaptı bilmiyorum.

“NASIL YATTINIZ YATAĞINIZDA”

Burada uyku sersemliği mi olur ya?

Biz sabah 5.30’da sevk ettik Tugay’ı SEKA’ya ve onu da kendi çabamızla bulduk. Böyle bir şey varken yatamazsın ya. Ben sevk ettikten sonra herkese ‘Eve gidin, bir duş alın, hastaneye gelin her şeye hazırlıklı olun, bir işlem varsa yapalım’ dedim. Ben eve gittiğimde eşim oturmuş bekliyordu ‘Ne oldu?’ diye. Hemen hemen tüm arkadaşlarımız aynıydı. Diyelim ki o telefon diyaloğu doğru değil. Nasıl yattınız yatağınızda? Nasıl gelmediniz? Nasıl yardımcılarınızı gönderdiniz? Ben o akşam çaresizliği yaşadım hayatımda. Hiçbir şey yapamıyorsun. Ben yapamadım ama birileri yapabilirdi. Cenazeden sonra ortalığın ayağa kalkması gerekiyordu. 2 milyonluk kentte 4 saat bir yoğun bakım yatağı nasıl bulunamaz diye CHP örgütleri ayağa kaldırmalıydı ortalığı. Sorumlu biri yok mu bu kentte? 27-28 yaşında bir meclis üyesi saatlerce can çekişti devlet hastanesinde. İman ediyorum, yoğun bakıma da koysaydık ölecekti ama konu bu değil yani.

“GENÇLER FERASETLİ DURUŞ GÖSTERDİ “

Ev alınması, kardeşinin işe girmesi nasıl oldu?

Tamamen gençlik kolları sayesindedir. Eğer gençlik örgütleri bu kadar dirayet göstermeseydi ne ev alınırdı ne de kardeşi işe alınırdı. O yüzden almak zorunda kaldılar. Bu gençlerin koyduğu taahhüttü ’40 günde çözülecek’ dediler 38’nci günde çözüldü. İyi de oldu. Can gitti ayrı konu ama gençler ferasetli bir duruş göstermeseydi olmazdı.

“TUGAY PARTİYE ZARAR VERMEDEN KENDİ ACISIYLA ÇEKTİ GİTTİ”

Tugay için yapılan anma biraz sönük olduğu için eleştiri aldı. Hatta belediyeye yürüneceği de konuşuluyordu ama yapılmadı. Anma programı nasıl gelişti?

Düzeltmemiz gereken bir yer var o konuyla ilgili. ‘Gençlerin parti binasında eylemi vardı belediyeye yürünmesini biz engelledik, biz bastırdık’ dediler. Herkes o hikayeyi geçsin. Daha ağır bir eylem yapılabilirdi. Orada gençleri frenleyen şey Tugay’ın bu partiye hiç zarar vermemesi oldu. CHP’ye, Mustafa Kemal’e zarar vermeden kendi acısıyla çekti gitti. Onun CHP’ye vermediği zararı partinin gençleri vermek istemedi. O gün o gençler belediyeye de yürürdü, il başkanının makamına da otururdu bir Allah’ın kulu da çıt diyemezdi.

“HAYDAR AKAR’LA BİR DAHA GÖRÜŞMEDİK”

Haydar Akar’la yakın olduğunuz biliniyordu. O günden sonra konuştunuz mu hiç? Sosyal medyada da kendisine 112 konusunda tepki göstermemeniz de dikkat çekmişti…

Evet iyiydik, o günden sonra bir daha görüşmedik. Ben siyasal kişileri hedef almadım bu konuyla ilgili en azından bu ders olur diye ümit ettim ama kimseye ders olmadı. İnsanların dertlendiğini de zannetmiyorum. Vicdanen insanlar kendini rahatlatmak zorunda yoksa başka türlü yaşayamaz. Ben açıktan bir şey yapmadım ama tepkilerimi herkes biliyor.

SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber