Adem Koç: KİPTAŞ’ın konut yapmasını, şık bulmadım

DEVA Partisi İl Başkanı Adem Koç, röportajımızın ikinci bölümünde, KİPTAŞ’ın İzmit’e konut yapmasını değerlendirdi, “Ben şık bulmadığımı söylemeliyim. Bu proje Büyükşehir ile birlikte koordineli yürütülmeliydi. Burada Büyükşehir, İzmit Belediyesine yok hükmünde davranıyor” dedi

Röportaj: Aysun Özcan Erenkaya

Editör: Merve Dişli

Deva Partisi Kocaeli İl Başkanı Adem Koç ile yaptığımız söyleşinin ikinci bölümündeyiz. Bu bölümde Adem Bey’e AKP Kocaeli il kongresinde ortaya çıkan Deva Partisi bayrağının oraya nasıl geldiğini sordum. Cevap ise ilginçti. Sayın Koç, yağmurun habercisi olarak önden rüzgarların estiğini söyleyerek o bayrağı tıpkı yağmur öncesi esen rüzgara benzetti ve iktidarın öncü habercisi olduğunu ifade etti. Adem Koç’un bu benzetmesine AKP’lilerin ne cevap vereceğini doğrusu merak ediyorum.

Deva Partisi’nin kamuoyu algısı ve ilgisi ise merak ettiğim bir diğer konuydu. Adem Koç, özellikle iktidar cephesinin şu an için onları yok saymalarının aslında ne kadar ciddiye aldıklarıyla ilintili olduğunu ifade etti. Zor bir yola çıktıklarının farkında fakat yeni bir heyecanla inanmışlıkla bu işe asıldıkları da ortada.

Teşkilatlanmasını tamamlayan Deva Partisi bundan sonra Kocaeli ölçeğinde kendini nasıl hissettirecek, bunu çok geçmeden göreceğiz. Ancak şu bir gerçek; Yeni kurulan bir parti için 4 ilçe yapılanması yeterliyken 12 ilçede teşkilatlanma yapmanın adı başarıdır, umut var demektir.

Bundan sonraki çalışmalarını dikkatle takip edeceğim Deva Partisi’ni daha çok konuşacağız. Adem Koç ile yaptığımız söyleşiyi, yeni kurulmuş bir parti hakkında okurlarımıza referans olarak sunuyorum. Merak ettikleri çoğu şeyin cevabını iki bölüm halindeki bu röportajda rahatlıkla bulabilirler. Keyifli okumalar.

2.BÖLÜM

***AKP’nin tüm zaaflarını bilmek size avantaj sağlıyor mu?

-Bu konuda genel merkez kadrolarımız, özellikle Nihat Ergün’ün altını çizmek lazım; AK Parti’nin tüm kodlarını biliyor. Sayın Genel başkan yardımcımız AK Parti’nin tüzüğünü hazırlayan çekirdek kadrodan yetişmiş bir siyasetçi. Dolayısıyla onlarla beraber bizler de teşkilatlanma sürecinde siyaset yaptık. O siyaset kültürünün evrildiği ve geldiği yeri biz görebiliyoruz. Bunu gördükçe de üzülüyoruz. Bunun çözülmesi için yeni yönetim anlayışına ihtiyacımız olduğunu düşünerek DEVA Partisi’ni kurduk. Oradaki eksiklileri bilerek çözüm yolları üreteceğiz.

“HER AK PARTİLİNİN GÖNLÜNDE DEVA PARTİSİ VAR”

***AKP’nin kongresinde biliyorsunuz bir DEVA Partisi bayrağı skandalı yaşandı. O bayrak nasıl gitti oraya sizce?

-Ben o günlerde eşimin Covid testi pozitif çıktığı için karantinadaydım, basından takip ettim olanları. O bayrak kaderin bir cilvesidir. Her AK Partilinin gönlünde DEVA Partisi var demek. Allah yağmurların habercisi olarak rüzgarları gönderiyor. İyi bir şey olacaksa öncesinde emareleri gelir, ben buna inanırım. DEVA Partisi’nin iktidara geleceğinin emareleridir bunlar. Kimse de kibirlenip böbürlenmesin, büyüklenmesin. Tenezzül etmemezlik etmesinler. Yok hükmünde davranıyorlar şu anda, istedikleri kadar görmemezlikten gelsinler. Millet sizi var biliyorsa hiç kaçarınız yok bu işten.

“ÜLKENİN KODLARINA DÖNMESİ GEREKİYOR”

***Andımız, Babacan’ın da kabinede olduğu dönemde kaldırılmıştı. Mesela bu sizi rahatsız eden bir olgu mudur? İktidara geldiğinizde bunlarda revizyon olacak mı? DEVA Partisi iktidara geldiğinde milli bayramlar nasıl kutlanacak?

-Biz bu ülkenin bütün kazanımlarını çok seviyoruz. Cumhuriyet Bayramlarımızı coşkuyla kutlamamız gerekiyor, milli bayramlarımızı özlüyoruz. Bu ülkenin kurucuları değerdir, bu ülkeye bıraktıkları miras değerdir. Her geçen gün bu anlamda bunu ihmal etmenin acılarını yaşıyoruz. Bizim bu kazanımları gelecek kuşaklara aktarmamız gerek. Kimliğimizi nasıl oluşturacağız biz? Ülkenin kendi kodlarına dönmesi gerekiyor.

“MUTLU OLUYORSA DERSİM DİYECEĞİZ”

***Ali Babacan kongrede Tunceli’ye bağlandığında Dersim vurgusu yaptı. Genel başkanın Dersim demesi özel bir ilgi göstermesi önemliydi. AKP de Dersim söylemini çok kabul etmiyor. Eski bir bakan olan Babacan şimdi ne değişti de Dersim diyor?

-Genel Başkanımızın aynı anda iki kongreyi yapması partimiz adına da Kocaeli’de gerçekleşen bir ilk oldu. Türkiye’de birçok vilayette isim değişikliği oldu. Aslında bunu diri tutmak, yaşatmak lazım ama siyasal iklimlerden kaynaklanan değişiklikler oldu. Dersim’de yaşanan üzücü hadiseyle de bir değişiklik oldu ama orada yaşayan vatandaşlarımız oraya Dersim diyor. Bu coğrafya çok zengin bir coğrafya. Onlar Dersim denmesinden mutlu oluyorsa Dersim diyeceğiz. Özünde o kimlik bir kültürdür ve ülkemize katma değer katar. Dirayetli, vatansever, emekten üretimden yana olan insanlarla dolu bir yer.

***Kongrede EYT’lileri (Emeklilikte Yaşa Takılanlar) gördük. DEVA Partisi’nin EYT’ye bakışı nedir? Babacan’ın iyi bir ekonomist olarak EYT’lilerle ilgili nasıl bir planı var, bütçe bunu kaldırır mı?

Ülkenin kaynaklarıyla ilgili bir sürece bağlı ama şunu söyleyebilirim ki EYT’liler genel başkanımızın gündeminde.

“TOPYEKÛN FAKİRLEŞTİK”

***Tam da şu an asgari ücret konuşuluyor. Bu anlamda DEVA’nın asgari ücret politikası nedir?

-Geçen gün okuduğum bir istatistikte asgari ücretlilerin çalışanlar arasındaki paydası yüzde 43 diye gözüküyor. Bu gelişmiş ekonomilerde yüzde 10’u altında. Topyekûn fakirleştik, bizim 10 yıl önceki asgari ücretlimizin satın alma gücüyle bugünkü asgari ücretimizin satın alma gücü arasında çok büyük fark var. Biz bunu hayatın içinde de görüyoruz. Ev alışverişimi pazardan yapıyorum gerçekten bir file yapmanın maliyeti bir yıl öncesine göre artmış durumda. O yüzden bu insanlarımızla ilgili ücret politikasının iyileştirilmesi gerekiyor. Vergiler ve SGK ile ilgili düzenlemeler de yapılması gerekiyor. Küçük ve orta ölçekli işletmelerdeki uygulamanın da derlenmesi lazım. Asıl mesele ülkenin topyekûn zenginleşmesiyle ilgili.

***Nasıl olacak o iş?

-Gerçekçi olmak lazım. Asgari ücretin 5 bin TL yapılması için ülkenin normalleşmesi lazım. Büyüyen ülkede de asgari ücreti rahatlıkla büyütürsünüz. Şu an 5 bin TL yapılsa her şey daha da zamlanacak.

“FAKİRİN HAKKINI KORUYACAĞIM DİYE GELDİLER”

***Ali Babacan sık sık Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘İtibardan tasarruf olmaz’ sözünü hatırlatarak yazlık-kışlık saraylarını eleştiriyor. Buna gerçekten karşı mısınız?

-Bizim toplumumuz müsrifi, israf yapanı sevmez. Asgari ücret konuşulurken bu milletin kaynaklarıyla yazlık kışlık, bin odalı saraylar yapıyorsunuz. AK Parti’den ayrılmamızın en önemli sebeplerinden biri de bu. Yok böyle bir şey! Bu ülkenin kaynaklarını şahsi bir şey için harcayamazsınız. Böyle hoyratça davranılmaz. Bu millet, bu haksızlığı yapan insanlardan yönetimi alacak, başka bir hal çaresi yok. Dün fakirin hakkını koruyacağım söylemiyle geldiler, bugün gelinen noktada sarayda yaşıyorlar. Uçaklar, gemiler olsun, tüm akrabalarınız, tanıdıklarınız zengin olsun. Müteahhit takımı kurmuşlar, ülkenin kaynakları onlara aktarılıyor.

“AİLE OLARAK NERELERE GELDİĞİNİ GÖRÜYORUZ”

***Kocaeli ölçeğinde baktığımızda AKP’nin israf konusundaki tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Geçmiş dönemi ve şimdiki dönemi baz alarak nasıl bir gözlemde bulunursunuz?

-Kocaeli’yle ilgili de yerel yönetimlerde kamu kaynaklarının hoyratça harcanması, yerinde yönetilmemesi gibi ciddi bir süreç yaşadık. Yukarıdaki kültür nasılsa aşağıdaki kültür de aynen devam ediyor. Dün yokluk içerisinde olanların bugün aile olarak nerelere geldiğini görüyoruz.

“İTİRAF ETMELİLER”

***Pandemi süreci hem ülke açısından hem de Kocaeli açısından doğru yönetiliyor mu?

-Ben ticaretle uğraşan bir esnafım. Berberleri, restoranları, kafeleri, birçok meslek erbabını görüyorum. Küçük ölçekli esnaf çok zor durumda. Çember o kadar daraldı ki artık kimin pozitif çıktığına şaşırmıyoruz, bu çok normalleşti. Çünkü bu sürecin yönetiminde ve sağlık sisteminin doğru yönetilmemesi nedeniyle hastanelerimizde büyük yoğunluk oluştu. İnsan sağlığımızı korumanın önemli olduğu bir süreçte devlet bunu sağlayamıyorsa ne iş yapıyor? Bu süreci sağlıklı yönetemediklerini itiraf etmeliler.

***Devlet sahip çıkmıyor diyorsunuz yani?

-Vatandaşları bir başına bıraktılar ekonomik anlamda. İnsanlar artık günlük kirasını çıkarmak için çalışıyor bu anlamda da yasal düzenleme yapılması lazım. İnsanların hayatlarını idame etmesi için destek yapılması lazım ama o imkânlar yok. Hazine tamtakır, hazineyi eksiye düşürmüşler. Merkez bankası yedek akçenin olmadığını da açıkladı. Devletimizin kötü gün için ayırdığı parayı bile tüketmişler, bu suçtur. Bu rezervleri nereye verdiklerini açıklamaları lazım.

“BÜYÜK BAŞARISIZLIK”

***Peki, yerel yönetimleri takip ediyor musunuz? Bu anlamda ne sizin ne ilçe başkanlarınızın bir eleştiri yaptığını ben duymadım. Belediyelerin takibi konusunda bir çalışma yapıyor musunuz? Bu konudaki stratejiniz nedir?

-Teşkilatlanmamızı henüz tamamladık bundan sonra saha çalışmalarımızı yapacağız. Biz vatandaşların hakkını korumak, kaynakların yerinde harcanmasıyla ilgili takipleri de yapacağız. İlçe başkanlarımız da kuracakları ekiplerle yapılan çalışmaların takibinde olacak. Şu ana kadar da bu anlamda başarısız olduklarını söylemem lazım. Büyükşehir yönetimi dışarı çıkıp şehrin resmine bakmalı. Kentsel dönüşüm dediğimiz sürecin tepeden başlaması büyük bir başarısızlık.

“BÜYÜKŞEHİR İZMİT’İ ROL MODEL SEÇMELİYDİ”

***Aşağıdan yukarıya bunu yapmak kolay mı peki?

-Kentsel dönüşüm kademeli bir planlamayla aşağıdan yukarı yapılmalıydı. Eğer bu planlama yapılsaydı doğal bir süreç olarak aşağıdan yukarıya şehir evrilirdi. Diğer ilçeler de aynı şekilde. Büyükşehir, İzmit’i rol model seçmeliydi. İzmit’te başarılı projeler yapsaydı diğer ilçelerimize de örnek olurdu. Bugün geldiğimiz noktada ulaşım büyük bir problem. Sadece İzmit içinde değil Gebze için de büyük bir sorun. Gebze’ye girseniz çıkamıyorsunuz, aracınızı park edecek yer bulamıyorsunuz. Toplumda hakikaten kötü yönetilmişliğin birikimleri var. Bizim bir önce iktidara gelip, bu basiretsiz yönetimlerin yükünden kurtulmamız lazım.

“İZMİT BELEDİYE BAŞKANI MİLLETVEKİLİ GİBİ DAVRANIYOR”

***Tek muhalefet belediyesi İzmit. Yaklaşık iki yıldan beri de görevde. İzmit’i nasıl görüyorsunuz, gözle görülür bir değişim var mı?

- İzmit Belediyesi de ne yazık ki o konuda başarılı hizmetler yapamıyor. Çok siyasal gidiyorlar. Yerel yöneticiden ziyade siyasi bir duruşu var İzmit Belediyesi’nin. Sonuç olarak şehir size yönetimi vermiş, yetki de vermiş. Bu anlamda İzmit Belediye Başkanı milletvekili gibi davranıyor biraz. Fatma Hanım’ın iletişimi çok iyi ama söylemlerden ziyade yaptıkları işlerle konuşulursa daha iyi olur.

“FATURA HEPİMİZE YANSIYACAK”

***KİPTAŞ’ın İzmit’e konut yapmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

-Burada arzu ederdim ki bizim kendi büyükşehir belediyemiz ve İzmit Belediyesi siyasal bir ayrım olmadan halka hizmet etsin. Bu şehirde biz yaşıyoruz, bu şehrin eksiklerinin faturası hepimize yansıyacak. Dolayısıyla burada birlikte uyum içerisinde projeleri gerçekleştirselerdi daha sağlıklı olurdu.

“DEVA BUNLARIN HEPSİNİ TEMİZLEYECEK”

***Demek ki bir uyumdan söz edilemez. O yüzden de KİPTAŞ tercih edilmiş. Bu girişim sizce doğru mu peki?

-Ben şık bulmadığımı söylemeliyim. Dediğim gibi bu proje büyükşehirle birlikte koordineli yürütülmeliydi. Burada büyükşehir İzmit Belediyesi’ne yok hükmünde davranıyor. Bu olmaz, bu ilçenin belediye başkanı Fatma Hanım. Davet edin, projeleri birlikte yapın. İki taraf da işleri siyasallaştırınca vatandaş arada kalıyor. Kaybeden şehir oluyor. DEVA Partisi bunların hepsini temizleyecek.

“YALNIZCA 4 BİN ESNAF MI BİN TL’YE MUHTAÇ?”

***Büyükşehir bir esnaf paketi açıkladı. Paketteki rakamları nasıl buldunuz?

-Yerel yönetimler insanımıza en yakın temasta olan kanallarımızdır. Şehirlerdeki sorunlar ve çözümlerle ilgili politika üretmeliler. Büyükşehir bir şey yapmaya çalışıyor insanımızın sıkıntısıyla ilgili ama insanlarımızın sıkıntısına çare olacak bir paket değil. Ben büyükşehir belediye başkanına şehri gezmesini tavsiye ediyorum. Esnafın, lokantacının, berberlerin, sanayi esnafının halini görsün. Gerçekten perişan durumdalar, sadece biner lira vererek çözüm ürettim demek yanlış olur. Kocaeli’de yalnızca 4 bin esnaf mı bin TL’ye muhtaç? Merkez iktidara yakınlar. O kanalla birlikte esnafa çözüm üretmek zorundalar. Bin TL hangi esnafın sorununu çözebilir? 3 ay iş yeri kapalı kalacak birine bin TL nasıl bir katkı sağlayabilir?

“KÜÇÜMSEME OLUYORSA CİDDİYET VARDIR”

***Peki, DEVA Partisi anket yaptırıyor mu, kendinizi nerede görüyorsunuz? Hedeflediğiniz noktada mısınız?

-Bizim parti olarak yaptığımız bir anket yok. Gezici’nin yaptığı en son ankette 6.6 çıkmıştı. Pandemi koşulları bizim tempomuzu yavaşlatmıştı 0.8 demişlerdi sonra 2.4 gibi bir oran duydum. AK Parti çevresinden insanlar da söylüyor küçümseme edasıyla. Zaten küçümseme oluyorsa, sende bir ciddiyet vardır demektir. Önemsiz bir şeyi ciddiye almazsınız. Dolayısıyla bizim istikametimiz doğru, ne yaptığımızı biliyoruz. Çok konuşmak, çok laf ebeliği yapmak istemiyoruz. Türkiye’nin icraata ihtiyacı var sürekli söz laf üreten kişilerden hepimiz bıktık. Bu süreçle de biz tempomuzu arttırdık.

“İNSANLAR KORKARAK CEVAP VERİYOR”

***Ama hala sizi küçümsüyorlar, bu çok net?

-Bizi eleştirenler, küçümseyenler, kongrelerinde davetiye göndermeyenler, davetimize gelmeyenler 0.8 diyorlardı biz 3 ayda 3’e katlamışız daha sonra da 6.6’ya gelmişiz. Büyük kongreden sonra biz de kendi anketimizi yapacağız. Şu anda anketler telefonla yapılıyor ve insanlar korkarak cevap veriyor, güvenemiyor. Küçümseyenler gerçeği o zaman bir kez daha görecek.

“NİHAT BEY MERKEZİ YÜKÜ TAŞIYOR”

Kocaeli’de en önemli ana siyasi aktörünüz Nihat Ergün. Kongredeki konuşmanızda da onunla siyaset yaptığınız için şanslı olduğunuzu söylemiştiniz. Fakat şu an Nihat Bey’in kılı kırk yarması lazım sizinle birlikte her yerde görünmesi lazım ama çok geri planda kalıyor. Neden?

-Nihat Bey Kocaeli ve ülke siyasi için gerçekten çok büyük bir şans. Kim ne derse desin bu şehre bu ülkeye bir imzası var. Nihat Bey dürüst ve entelektüel bir siyasetçi yaklaşık 25 yıldır tanışıyoruz, çizgisi hiç değişmedi. Siyasetin rant tarafına her zaman karşıdır. Nihat Bey’in teşkilat başkanı olarak ciddi yoğunlukta bir çalışması var. Şu anda merkezi yükü orada taşırken biz de Kocaeli’yle ilgili süreç yürütüyoruz. Kocaeli’den çok ülke genelinde çalışmaları takip ediyor biz her zaman kendisiyle temas halindeyiz.

“NORMAL BİR PARTİDE SİYASETE BAŞLAMIYORUZ”

***Sakin bir hayattan, hareketli bir hayata geçtiniz. İl başkanı olunca neler değişti, evde durumlar nasıl?

-Ben daha önceki süreçlerde de siyasette bulundum ama ben aile hayatını önemseyen ve keyif alan bir insanım. Ailecek gezmeyi, vakit geçirmeyi, yeni yemekleri denemeyi, ortak bir şeyler yapmayı çok severiz. Müzik dinlemeyi çok severiz, yelpazemiz çok geniştir batı müziğinden, türkülerimize. Hikayesi çok güzel olan türkülerimiz var, batı müziğinde de öyle. Hikayesi olan her şeyi seviyorum. Kısa bir hayat yaşıyoruz, her şey çok hızlı akıyor. Biriktirdiğimiz mirasları gelecekte iyi bir şekilde bırakmamız gerek. Sakin dingin bir hayattan, tempolu bir hayata geçmemde de ailemin büyük desteği oldu. Normal bir siyasi partide de başlamıyoruz çünkü işimiz zor. Bu iklimde aktif siyasete girdik inşallah memleketimize hizmet edeceğiz.

“DEVLET BENİM DİYORSUNUZ”

***Zor bir yola girdiniz gerçekten?

-Sadakatimiz ülkemize ve milletimize, kişilere, ailelere… iktidarlara değil. İktidarın şemsiyesi altında olmak rahattır, huzurludur, güvendesinizdir. Ben ülkem için iyi bir şeyler yapılmasını istiyorum o yüzden taşın altına elimizi koyduk. Allah’ın izniyle de muvaffak olacağımıza inanıyorum. Ben bu anlamda umudu olan herkesi de DEVA Partisi’ne bekliyorum. Çok değil 10 yıllık iktidar sürecini bu kadrolar alsın, ülkeyi normalleştirsin daha sonra da gençlerimiz devam etsin. Ama öncelikle ülkenin bu dağınıklığını toparlamamız lazım. Üç dönemdir olmuyor görüyorsunuz. Üçüncü dönem olunca devlet benim diyorsunuz.

“ÖZGÜR BASINA ÇOK İHTİYACIMIZ VAR”

***Adem Bey, röportaj serimize dahil olduğunuz için teşekkür ediyorum. Neler diyeceğini merak ettiğim konuklardan biriydiniz. Sohbet güzeldi, yakından tanıma fırsatı bulduk inşallah okurlarımıza da faydası olur.

-Ben de teşekkür ediyorum Barış Ailesine bizi bugün misafir ettiğiniz için. Yazılarınızı zevkle takip ediyorum ve istifade ediyorum onu itiraf etmeliyim. Yerel basınımızın önemli bir kalemisiniz, işinizi ciddiyetle takip ediyorsunuz. Özgür basın hepimizin nefes alma, dünyayı görme ve aydınlanma ile ilgili en önemli kanallarımızdan biri. Düne kadar özgür basını klişe kabul ediyorduk ama bugün gerçekten hem siyasetçi olarak hem vatandaş olarak özgür ve özgün basına çok ihtiyacımız olduğunu söylemeliyim. Hiçbir kamu, kurum, belediyenin kontrolünde olmayan, ifade hürriyetinden yoksun bırakılmayan bir Türkiye diliyoruz. Bizi Kocaeli’mizle buluşturdunuz, bir araya getirdiniz çok teşekkür ediyoruz.

BİRİNCİ BÖLÜM İÇİN GÖRSELE TIKLAYIN

SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber