Hayat kız çocuklarıyla güzel
Bugün 11 Ekim, Dünya Kız Çocukları Günü ... 2012 de Birleşmiş Milletler tarafından alınan bir kararla kutlanmaya başlamış olup, amacı kız çocuklarının yaşam...
Bugün 11 Ekim, Dünya Kız Çocukları Günü ...
2012 de Birleşmiş Milletler tarafından alınan bir kararla kutlanmaya başlamış olup, amacı kız çocuklarının yaşam, beslenme, eğitim, sağlık gibi pek çok konuda cinsiyetlerinden dolayı maruz kaldıkları ayrımcılığın önlenmesi için farkındalık yaratmaktır.
Kız çocuğu olarak dünyaya geldiysen doğduğun yer ve ailen hayatının şekillenmesinde en büyük şansın ya da şanssızlığındır.
Bir kız evlat bazı toplumlarda nimetken bazı toplumlarda kaşık düşmanı olarak görülmüştür.
Kadına yönelik şiddet ve çocuk evlilikleri halen kanayan bir yaramızdır.
Toplumsal cinsiyet doğan her bebeğin rolünü daha doğduğu andan itibaren belirler. Kız çocukları eşit görüldükleri toplumlarda her yönden eşit fırsatlara sahip olurken, ikinci sınıf görüldükleri toplumlarda hayata geriden başlar.
Kimi kız çocuğu eşitliği hiç yakalayamazken, kimisi her türlü zorluğa engele ve güçlüğe rağmen uzun mücadelelerle eşitliğini ispatlar.
Biz Türk kızları ve kadınları olarak bir yönden çok şanslıyız.
Atatürk gibi kız çocuklarını seven ve kadına hak ettiği değeri veren bir lider bugünlerimizin temellerini Türkiye Cumhuriyeti’ni kurarken atmıştır.
Kadını her alanda eşit gören Atatürk, eğitim, çalışma, giyim kuşam ve vatandaşlık hakları ( seçme /seçilme) olarak dünya şartlarının üzerindeki vizyonuyla bugünkü hayatımızın kapılarını bizlere açan eşsiz bir liderdir.
Türk milleti özünde kadına değer veren ve ülke yönetiminden hane yönetimine kadar kadının ön planda ve eşit güce sahip olduğu bir millettir.
Her Türk devletinde hanın yanında hatun kişinin yer aldığını ve ülke yönetimine birlikte şekil verdikleri eski kaynaklarda yer almaktadır.
Kız çocukları ise ata binen kılıç kuşanan ve er kişilerle birlikte savaşan güçlü karakterlerdir. Kendi eşlerini seçen, ailenin temel taşı olan ve eşiyle her konuda omuz omuza duran güçlü kadınlar tarihteki Tomris Hatun gibi örnekleriyle günümüze kadar taşınmışlardır.
İslamiyet sonrasında Arap kültürünün cahiliye döneminden kalan bir takım alışkanlıkları ve erkek egemen yapısı sanki İslamiyet’in bir parçasıymış gibi bizim kültürümüze de sirayet etmiştir.
Bu durum kız çocukları üzerinde ayrımcılık olarak yansıma yapmıştır.
Tüm alanlarda baskılanan kız çocukları, eğitimsiz bırakılmış, çalışma hayatında yer alamamış, ekonomik ve sosyal yönden kısıtlandıkları için maddi manevi güçsüz bırakılmıştır.
Oysa bir kız çocuğu özgüveni yüksek, her alanda bilgili, eğitimli, donanımlı, kendi ayakları üzerinde durabilen bilinçli birey olursa onun yetiştireceği evlatlar da aynı özellikte güçlü bireyler olacaktır.
Kadın güçsüz bırakıldıkça kadına yönelik şiddet daha yaygın hale gelmekte, bu şiddetten yine en çok kadınlar ve çocuklar etkilenmektedir.
Etrafımızdaki ülkeler cehennem gibiyken savaştan ve göçten yine en çok kız çocukları ve kadınlar etkileniyor.
Mülteci konumundaki kız çocukları ve kadınlar her yönden istismara daha açık durumdalar.
Afganistan’da Taliban’ın yönetimi ele geçirmesiyle uygulanan rejim kadınları yanlarında erkek olmadan dışarı dahi çıkamaz hale getirdi. Korku içinde başlarına gelecekleri bekliyorlar.
Dünya hala kız çocukları ve kadınlar için güven içinde yaşanacak bir yer değil…
***
Benim iki oğlum var, ama hep kız çocuğu özlemi duydum.
Bir kız çocuğu evin neşesi, sevinci, bereketidir…
Her annenin özlemidir, her babanın hayalidir…
Kız çocuğunuz varsa çok şanslısınız, sizi hep sevecek bir evladınız var,
İyi gününüzde kötü gününüzde omzunuzdaki meleğiniz hep sizinle beraber olacak…
Kız çocuklarımızı sevelim, koruyalım, erkek evlatlarımızdan ayırmadan güçlü, güvenli, cesur, donanımlı kızlar olarak yetiştirelim.
Hayat kız çocuklarıyla güzel, dünya kadınların eli değince daha yaşanası…