Kira artışına pansuman
Yaşanan yüksek enflasyon verilerin gerçeğe uygun açıklanmaması ile gizlenmeye çalışılsa da vatandaş başta enerji ve gıda olmak üzere yapılan zamlarla her gün...
Yaşanan yüksek enflasyon verilerin gerçeğe uygun açıklanmaması ile gizlenmeye çalışılsa da vatandaş başta enerji ve gıda olmak üzere yapılan zamlarla her gün karşı karşıya kalınca yaşam çileye dönüştü.
Bugün aldığınızı yarın aynı fiyata bulmak imkansız,
Nerdeyse her akşam akaryakıta zam gelir oldu.
ÖTV desen devlet onu da uygulayabileceği en yüksek oranda uygulamaya devam ediyor.
Oysa çalışanların ve emeklilerin Ocak ayında aldığı zamlar çoktan buharlaştı, yine zararda, yine mağdur…
En temel ihtiyaçlardan olan barınma devletin neredeyse hiç katkı sağlamadığı bir alan.
Bugün krediyle ev sahibi olmak da neredeyse imkansız hale geldi. Çünkü faiz haram ama kredi faizleri piyasa koşulları gereği özellikle maaşlı çalışanlar için ödenebilir olmaktan çıktı.
Ev fiyatları Ekim 2021’den sonra inşaat maliyetlerinin yaklaşık 3 katına çıkmasıyla aynı şekilde ortalama 3 kat arttı.
Paralel olarak kira rakamları da TÜFE oranında yapılacak zamla sınırlı olması gerekirken ev sahiplerinin artış oranını yeterli bulmaması sebebiyle tırmanışa geçti.
Bunun sorumlusu ev sahipleri değil, mevcut ekonomik koşullar.
Hal böyle olunca kira uyuşmazlıkları aldı başını gitti.
Hukuk Mahkemelerinde devam eden 10 davadan 4’ünün kira uyuşmazlığı davası olduğunu biliyor muydunuz?
Çare olarak TBMM’nin 8 Haziran 2022 tarihli genel kurulunda kabul edilen geçici kanunla, kira sözleşmelerinde kira bedelinin artışına ilişkin anlaşmalara yüzde 25 oranında üst sınır getirildi.
Borçlar Kanunu’na eklenen geçici maddeyle getirilen yüzde 25’lik kira artış sınırlaması, konutlarla sınırlı olarak düzenlendi. Bu durumda, işyeri kiraları bakımından, Kanunda yer alan TÜFE oranında artış kuralı uygulanmaya devam edilecek.
11 Haziran 2022 ile 1 Temmuz 2023 tarihleri arasında yenilenen sözleşmelerde, kiralara yüzde 25'in üzerinde artış yapılamayacak.
Öte yandan kanun çıkmadan önce yapılan zamlar geçerliliğini koruyacak. Bu durumda zam dönemini atlatanlar şanslı, diğerleri düşünsün…
Bu düzenleme mülkiyet hakkının kısıtlanmasına yönelik olduğundan Anayasa’ya aykırı olduğu kanaatindeyim. Ayrıca kira artışının sınırlanması söz konusu olunca ev sahiplerinin tahliye davalarına yönelmesi kaçınılmaz bir sonuç olacaktır.
Daha birkaç gün önce İstanbul’da bir kiracı ev sahibini öldürdü.
Toplumsal barış bu anlamda çoktan bozuldu. Nerdeyse her gün eş dost tanıdık ev sahibi yada kiracı fark etmeden kira aktinden kaynaklı sorunları için arıyor, akıl fikir alıyor.
Kendim de dahil kiracısıyla yada ev sahibiyle sorun yaşamayan kimse kalmadı.
Peki bu düzenleme sonrasında enflasyon sorunu çözülecek mi? Çok sınırlı bir etkisinin olacağı açık, çünkü enflasyon için tek veri kira artışları değil.
Örneğin yaz mevsimi normalde bolluk bereket mevsimidir, yaz meyvelerinin yanına yaklaşılmıyor.
Küçük bir karpuz bile 50 TL den aşağı satılmıyor. Nedeni sadece üretim maliyeti değil ki, nakliye fiyatları uçunca, fahiş akaryakıt artışlarından dolayı her ürün çeşidinde etkilerinin görülmesi kaçınılmaz.
Yani kira sorunu böyle sınırlı bir düzenlemeyle çözülmez. Devlet kira yardımı için kılını kıpırdatıyor mu? Kıpırdatmaz çünkü kasa bomboş!!!
Ama kira artışına sınır koyarak millete hoş görünmeye çalışıyor.
Böylesi geçici çözümlerle sorunlara sadece pansuman yapılır, millet her gün kan kaybederken devleti yönetenler sorunları sadece geçiştirmeye çalışıyor.
Maymun gözünü açtı, işsizlik, çaresizlik, pahalılık, hatta kapıda tahıl kıtlığı bizi bekliyor.
İnsanlara tepeden bakarak,
Çürük, sürtük gibi hakaretlerde bulunarak,
İşine gelmeyen eleştirilere haddini bil diyerek bir yere kadar idare edilir, gündem değiştirilir.
Bir yerden sonra en yakınındakiler en büyük destekçiler bile bu yönetim tarzına dayanamayarak kopmaya başlar,
Günü kurtarmakla neticeyi değiştiremezsiniz…