Saray rejimi yoksulluğu kültür haline getirdi

Zafer Partisi Kocaeli İl Başkanı Vedat Çalık ekonomik krizle ilgili açıklamalarda bulundu. Çalık yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: “Şiddet denildiğinde çoğu zaman vurma, kırma, işkence ya da öldürme, gibi fiziksel güç kullanılan fiiller akla gelse de, şiddetin sözlü, psikolojik, duygusal ve hatta ekonomik türleri de mevcuttur. Türkiye’yi yöneten Saray Rejiminin kendi vatandaşlarına karşı uyguladığı şiddetin tam karşılığı Ekonomik Şiddettir. İktidarın ekonomik şiddet politikası yoksulluk ve şiddet ilişkisini tetiklemektedir.

EKONOMİK ŞİDDET DERİNLEŞTİ

Bir AKP Politikası olan yoksullaştırma ve yardıma muhtaç bırakma sürecindeki kişilerin maddi ve manevi değerlerindeki değişmeler vatandaşlarımızı toplum düzenini bozucu davranışlara itebilmekte ve hatta bu davranışlar asayiş suçlarının artışında aile içi ve toplumsal şiddet olaylarına sebep olmaktadır. Yoksulluk insanlık tarihi boyunca sürekli karşılaşan bir problem olsa da günümüzde yoksulluğa dayalı şiddet olaylarındaki artış ve durdurulamayan asayiş olaylarındaki tırmanış Saray Rejiminin kendi vatandaşına karşı uyguladığı ekonomik şiddet politikalarıyla daha da derinleştiği toplumun tüm kesimlerince kabul görmektedir.

EKONOMİŞ ŞİDDETTEN HAZ DUYUYOR

Türkiye de yoksulluk sadece gelirden mahrum olmak demek değildir. Yoksulların gerçek manada ve insani normlarda eğitim ve sağlık gibi olanaklardan mahrum kalması, yoksulluğun bir kültür halini alması, sosyal dışlanma ve ekonomik aşağılanma gibi durumlar saray rejiminin kendi vatandaşına uyguladığı ekonomik şiddeti kanıtlar niteliktedir. Yoksulluğu öğretilmiş çaresizlik olarak vatandaşlarına kanıksatan saray rejimi yoksulluğu bir kültür haline dönüştürmektedir. Bu durumda gıda, sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçların, eksikliğinden kaynaklı aile içi şiddet, dilencilik, hırsızlık, gibi problemlerin tek suçlusu kendi vatandaşlarına ekonomik şiddet uygulamaktan haz duyan saray rejimidir.


ÖNLEMLERİMİZ HAZIR

Zafer Partisi iktidarında yoksulluk kaynaklı şiddet ve asayiş suçlarını önlemeye yönelik ekonomik ve sosyal içerikli politikalar hazırdır. Ekonomik tedbirlerimiz arasında dört bölgeye dağıtılan ekonomik büyüme ve gelir dağılımında adaletin tesis edilmesi makroekonomik politikalar ve kalkınma programlarına yer verilmekte, yoksulların asgari geçim olanaklarına kavuşturulmaları, işsizlik problemlerinin çözülmesi, yoksulluğa itilen vatandaşlarımızın çokça kullandığı mal ve hizmetlerin sübvanse edilmesi adaletli asgari ücret uygulaması, işsizlik sigortası istihdam olanaklarını arttırmaya dönük proje ve önlemlerimiz hazır olup yoksulluğa yönelik kredi olanakları ve ekonomik tedbirlerimiz hazırdır.

10 MİLYON SIĞINMACININ OLUMSUZ ETKİLERİ GİDERİLECEK

Saray rejiminin ekonomik şiddetine karşı sosyal içerikli önlemlerimiz arasında hoşgörü kültürünün yaygınlaştırılması, temel insan hak ve özgürlükleri ile ilgili hukuki düzenlemelerin yapılması, geriye göç politikaları ile 10 milyon sığınmacının olumsuz etkilerinin giderilmesi, eğitim ve sağlık alanındaki uygulamalar, sosyal güvenliğe ilişkin uygulamalar, hane halkı düzeyinde alacağımız tedbirler Türk Milletinin yaşadığı ekonomik şiddet travmasını unutturacak ve geleceğe Ümit ile bakılmasını sağlayacaktır.”