Çerkezoğlu Kocaeli’den seslendi “Yaşadıklarımız kader değil, iktidarın tercihleridir!”
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu 15-16 Haziran İşçi Direnişi anması nedeniyle yaptığı konuşmada işçilerin yaşadığı zorlukların kader değil AKP iktidarının tercihi olduğunu söyledi
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, 15-16 Haziran İşçi Direnişi anması nedeniyle Kocaeli’ye geldi. Anma programına Genel İş Sendikası Kocaeli Şube Başkanı Vedat Küçük, TÜM BEL Sen Kocaeli Şube Başkanı Erdal Karakuş, CHP Kocaeli İl Başkanı Harun Yıldızlı, CHP Kocaeli İl Yöneticisi Bilgi Dehmen, CHP İzmit İlçe Başkanı Hakan Çakar, Birleşik Metal-İş Sendikası, Genel-İş Sendikası ve DİSK’e bağlı sendikalı işçiler de yoğun katılım gösterdi.
“DİSK İŞÇİLERİN UMUDU OLMAYA DEVAM EDİYOR”
Programda açılış konuşmasını yapan Genel İş Sendikası Kocaeli Şube Başkanı Vedat Küçük “51 yıl önce DİSK daha 3 yaşındayken iş yasasındaki kanunları değiştirerek DİSK’i kapatma anlamında düzenlemelere gittiğinde işçiler hangi sendikaya mensup olursa olsun bir araya gelerek o düzenlemeyi püskürttü. DİSK hala işçilerin umudu olmaya devam ediyor” dedi.
“BÜYÜK BİR DİRENİŞ SERGİLENDİ”
Küçük’ün ardından konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ise şu ifadeleri kullandı: “DİSK’in almış olduğu karar doğrultusunda Türkiye’nin dört bir tarafında Kocaeli’den İstanbul’a giden bu güzergahta sermayenin kuşatmasına karşı büyük bir direniş sergilendi.
“DİSK’İN KURULUŞU CEVAPTIR”
60’li yıllar sınıf mücadelesinin gelişmeye başladığı özellikle 1961 Saraçhane mitinginden sonra Türkiye işçi sınıfının ekmeğine sahip çıkma mücadelesinin yükseliş yılı oldu. O süreç Türkiye işçi sınıfını yol ayrımına getirdi. Ya teslimiyetçi sendikacılık ya da mücadeleci sendikacılık. İşte burada cevaptır DİSK’in kuruluşu. DİSK kuruluşundan sonra bütün baskılara rağmen işçi sınıfının umudu olmaya başladı.
“İŞÇİLER FABRİKALARDAN ALANLARA AKMAYA BAŞLADI”
DİSK’in önünü kesemeyenler DİSK’i ortadan kaldırmaya çalıştı. Sermaye temsilcilerinin tercihiyle yasa meclisten geçerse DİSK’in önünü tıkayacaklardı. İşte böylesi bir dönemde emeğine, ekmeğine, onuruna sahip çıkan dönemin adıdır 15 Haziran. Ölümsüz başkanımız Kemal Türker’in kararıyla işçiler fabrikalardan alanlara akmaya başladı ve sadece DİSK Üyesi işçiler değil tüm işçiler direnişte DİSK’e sahip çıktı. DİSK’e sahip çıkmak emeğine sahip çıkmak. DİSK’e sahip çıkmak çocukların geleceğine sahip çıkmaktır. DİSK’e sahip çıkmak memlekete sahip çıkmaktır.
“İŞÇİ SINIFININ MÜCADELESİNİ AYDINLATMAYA DEVAM EDİYOR”
15-16 Haziran direnişi Türkiye işçi sınıfının onuruna sahip çıktığı direniş olarak tarihe geçti. Bizim için tarihte kalmış bir gün değil bütün güncelliğiyle birikimiyle bugün de işçi sınıfının mücadelesini aydınlatmaya devam ediyor. 51 yıl önce yapılan bu direnişten aldığımız dersle DİSK’liler yeni bir yol açmak için koşullar ne olursa olsun sürdürmeye devam ediyor. İnsanca bir yaşam için bildiğimiz yoldan yürüyoruz. Bugün Türkiye’nin her tarafında DİSK’liler alanlarda meydanlarda bu kararlılığa haykırdı.
“İŞÇİLER AĞIR BEDELLER ÖDÜYOR”
Kocaeli’den Gebze’ye oradan İstanbul’a bir yürüyüş gerçekleştireceğiz. Bildiğimiz yoldan mücadelemizi İstanbul sokaklarına taşıyacağız. Zor bir dönemden geçiyoruz bir yandan AKP iktidarının tercihleri sonucu ortaya çıkan kriz, pandeminin eklenmesiyle işçiler ağır bedeller ödüyor. İşsizlik rekor kırıyor. Ücretlerimiz her gün daha fazla eriyor, faturalarımız kabarmaya devam ediyor. Bir yandan yoksulluk bir yandan bir avuç sermayenin serveti birikiyor. AKP’nin siyasal tercihleri eşitsizlikleri büyütüyor. Halkımız yaşam mücadelesi verirken para sahipleri rantlarının küçücük kısmından vazgeçmiyor.
“YANDAŞLARA GERİ ÖDEMESİZ KREDİLER DAR GELİRLİYE HACİZ DÜŞÜYOR”
Asgari ücretten bile tıkır tıkır vergi alan iktidar şirketlerin vergilerini sıfırlıyor. Patronlara kıyak üstüne kıyak yapılıyor. 3-5 şirketin payına ballı beton hikayeleri, işçilerin payına ise kod 29 ile işten çıkarma düşüyor. Yandaş şirketlerin payına geri ödemesiz krediler, dar gelirlinin payına banka hacizleri düşüyor. Bir yandan işsizlik birikiyor bir yandan onların hanları hamamları büyümeye devam ediyor. Bütün yaşadıklarımız kader değil, ülkeyi yöneten siyasi iktidarın tercihleridir. Ne ekonomik kriz, ne toplumsal tahribatı bu kadar derin yapıyor olmamız kendiliğinden ortaya çıkmadı. Bu ülkenin güzelliklerini üretenler olarak bizi insanlık dışı yaşam koşullarına mahkum edenlere karlı yeni bir yol açmamız gerekiyor.
“İŞÇİ SINIFININ AKAN SELİNİ DURDURAMAMIŞTIR”
Tarihimizden dersler çıkararak adaletin barışın egemen olduğu emeğin Türkiye’sini hep birlikte kuracağımızı 15-16 Haziran direnişinin 51. Yılında bir kez daha Kocaeli’de ilan ediyoruz. 51 yıl önce diski yok etmeye çalışanlara karşı bugün bize yol göstermektedir o yürüyüş hiçbir şekilde engellenememiş, işçi sınıfının akan selini durduramamıştır. Türkiye işçi sınıfı ve DİSK’liler yok etme girişimlerine karşı sendikasını savundu. O yasa anayasa mahkemesinde iptal edilmek zorunda kaldı. Bugün de bedeli ne olursa olsun emeğimizi ve haklarımızı savunmaya devam edeceğiz. Bugün buradan bir kez daha sözünü veriyoruz ki insanca yaşayacağımız bir ülkeyi kendi ellerimizle kuracağız.
“İŞTEN ÇIKARMA YASAĞI DEVAM ETMELİ”
5 temel talebimizi ifade ediyor, mücadele kararlılığımızı en net bir şekilde ortaya koyuyoruz. Bugün işçi sınıfı için bir kez daha ‘yeter’ deme günüdür.
Birincisi pandeminin bütün etkileri devam ettiği sürece işten çıkartma yasağı bütün istisnaları kaldırılarak devam etmeli, kod-29 ve ücretsiz izin zulmüne derhal son verilmelidir. İkincisi asgari ücret üzerindeki bütün vergi ve kesintileri sıfırlanmalı, az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alınan adil bir vergi sistemi getirilmelidir.
İşsizlik fonu kaynakları bu süreçte tümüyle işçilere ve işsizlere tahsis edilmeli, işverenlere yapılan ödemeler durdurulmalıdır.
“KAYNAKLAR BETONA DEĞİL İŞİNİ KAYBEDENE AKTARILMALI”
Ve işsizliğe karşı kalıcı, güvenceli istihdam yaratacak ekonomi politikaları oluşturulmalı, kamu istihdamı artırılmalı ve çalışma süresi kısaltılmalıdır.
Kaynaklar doğa katili projelere, Kanal İstanbul’a, betona değil pandemide işini ve gelirini kaybedenlere ayrılmalıdır.
Örgütlenme, sendikalaşma, toplu sözleşme ve grev hakkının önündeki bütün engeller kaldırılmalıdır. Sağlıkçı, güvenceli, insanca bir yaşam için bildiğimiz yoldan yürümeye devam ediyoruz. Birlik olalım, güçlü olalım, mücadeleyi hep birlikte yönetelim. Bütün işçi kardeşlerimizi sendikalı olmaya ve DİSK’li olmaya çağırıyoruz. İnadına sendika, inadına DİSK diyoruz.”