Gezi’nin 8. yıl dönümü “Hepimiz oradaydık, milyonlardık”

Gezi Parkı Direnişi’nin 8’nci yıl dönümü için KESK Kocaeli Şubeler Platformu Sabri Yalım Parkı’nda basın açıklaması düzenledi. Yağmurlu havaya rağmen kalabalıklar kalabalık geçen açıklamada “Gezi onurumuzdur” sloganları atıldı

KESK Kocaeli Şubeler Platformu bugün Gezi Parkı’nın 8’nci yıl dönümü için Sabri Yalım Parkı’nda toplanarak basın açıklaması düzenledi. Açıklamaya CHP Kocaeli İl Başkanı Harun Yıldızlı, EMEP Kocaeli İl Başkanı Arzu Erkan, CHP Derince İlçe Gençlik Kolları Başkanı Ali Demir, CHP Kocaeli İl Yöneticisi Bilgi Dehmen, CHP İzmit İlçe Kadın Kolları Başkanı Mediha Satıcı, Eğitim Sen Kocaeli Şube Başkanı Suphi Yıldırım, TÜM BEL SEN Başkanı Erdal Karakuş katıldı.


“YAŞAMI SAVUNAN BİR AVUÇ İNSANIN DURUŞU”

Açıklamada sözü alan KESK Dönem Sözcüsü ve Yapı Yol Sen Kocaeli Şube Başkanı Etem Kartal şu ifadeleri kullandı: “27 Mayıs 2013 tarihinde iş makinalarının Gezi Parkı’na girişi ile başlayan, İş makinalarına karşı ağaçları, parkı ve yaşamı savunan bir avuç insanın kararlı duruşu, ertesi gün binlerce kişinin, sonraki günlerde ise milyonlarca kişinin desteğiyle büyüyüp tüm ülkeyi kuşattı.


“GEZİ RANTA PEŞKEŞ ÇEKİLMEK İSTENMEKTEYDİ”

Bütün bir yaz boyunca Türkiye’nin her yanında unutulmaz deneyimler yaşadığımız bu büyük halk hareketini sekizinci yılında coşkuyla selamlıyoruz.
Türkiye’nin siyasi tarihine damgasını vuran bir isyanın kıvılcımı 31 Mayıs 2013 tarihinde ateşlendi. Müşterek doğal alanımız olan Gezi Parkı ranta peşkeş çekilmek istenmekteydi. Gezi direnişinde, baskıcı, yasakçı, ayrımcı, rantçı, talancı ve antidemokratik uygulamalara karşı umudun, barışın, özgürlüğün, eşitliğin, laikliğin ve demokrasinin etrafında milyonlar kenetlendi.

“DOĞAYI TALAN EDEN UYGULAMALAR ARTTI”

O günden bugüne Türkiye, darbecilerle mücadele adı altında yürütülen haksız ve hukuksuz ihraç politikalarına tanık oldu. O günden bugüne, rejim değişti, doğayı talan eden uygulamalar arttı, işçi grevleri yasaklandı, işsizlik büyüdü, yoksulluk arttı, yaşam hakkı yok sayıldı. Gezi’nin ardından yükseltilen baskıcı ve yasakçı rejim, bugün gözlerimizin önünde ortaya saçılan siyasetin, medyanın ve bürokrasinin kirli ilişkilerini büyüttü.


“SALDIRILARI GERÇEKLEŞTİRENLER KORUNDU”

Aradan geçen sekiz yılda Berkin Elvan’ın, Ethem Sarısülük’ün, Ali İsmail Korkmaz’ın, Abdullah Cömert’in, Medeni Yıldırım’ın, Hasan Ferit’in, Ahmet Atakan’ın, Mehmet Ayvalıtaş’ın ölümüne, binlerce insanımızın yaralanmasına neden olan insanlık dışı saldırıları gerçekleştirenler korundu, yargılan(mış) gibi yapıldı. Deri eldivenli üstü çıplak adamlar yalanı unutulmadı. Geziyi karalamak için yapılan tüm algı operasyonları boşa çıktı.

“GEZİ MEŞALESİ YANMAYA DEVAM EDİYOR”

Gezi meşalesi direniş ruhuyla yanmaya devam ediyor. Manisa-Salihli-Hacıbektaş Mahallesinde, Çanakkale JES mücadelesinde, Artvin-Ardanuç HES mücadelesinde, Sinop’ta nükleer santral mücadelesinde, Çanakkale-Kaz Dağlarında, Burdur- Salda gölünde, Rize-İkizdere-İşkence dere Vadisinde yanmaya ve ülkeyi aydınlatmaya devam ediyor.

“ADALET TALEBİYLE ORADAYDIK”

Diğer taraftan siyasi iktidar, keyfi ve siyasi saiklerle ve hukuksuz biçimde seçtiği 16 kişi nezdinde Gezi’yi yargılamak istedi. Hâlbuki hepimiz oradaydık, milyonlardık. Yaşamımızın her anına ve mekânına müdahale etmeyi kendine hak görenlere karşı cıvıl cıvıl bir enerjiyle, rengârenk bir umutla, barış, demokrasi ve adalet talebiyle oradaydık.

“GEZİ DAVASINI UNUTMADIKLARINI GÖSTERDİLER”

Gezi’de gözaltına alınan arkadaşlarımıza ilişkin ilk dava 2014 yılı Mart ayında açılmış ve 2015 yılı Şubat ayında beraatla sonuçlanmıştı. Kişilerin aynı suçlamayla yeniden yargılanamayacağı hususu, hukukun evrensel ilkelerinden biridir. Buna rağmen, arkadaşlarımız hakkında 2019 yılında yeniden dava açıldı. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava da 18 Şubat 2020’de 2. Kez beraat kararı ile sonuçlandı. Ne yazık ki, savcılığın itirazı üzerine istinaf mahkemesi skandal bir karar vererek, iki kez beraat eden arkadaşlarımızın üçüncü kez yargılanmasını istedi. Üçüncü Gezi Davası’nın ilk duruşması 21.05. 2021 tarihinde yeniden görülmeye başlandı.
Aradan geçen sekiz yıla rağmen, gezi davası iki defa beraatla sonuçlanmasına rağmen, iktidar sahipleri unutmamış olduklarını göstermek için gezi davası yargılamasını yeniden başlatarak hukuksuz bir adım daha attı.


“SUÇ EYLEMİ OLARAK GÖSTERMEK İÇİN...”

Pek çok usulsüzlük ve hukuksuzlukla ilerleyen bu süreç, hukuki değil siyasidir. Siyasi iktidar, her defasında hedef aldığı Gezi Direnişini kriminal bir vaka, bir suç eylemi olarak gösterebilmek için bu davadan yargılanan arkadaşlarımızın beraat etmesini istemiyor. Yargıyı da bu doğrultuda bir araç olarak kullanıyor.
Oysa Gezi Direnişi hem kamuoyu vicdanında, hem tarih içinde, hem de hukuk önünde masumiyetini ve haklılığını defalarca kanıtlamıştır.

“GEZİ’DE KAYBETTİKLERİMİZİN HATIRALARIMI KİRLETMEK KİMSENİN HADDİ DEĞİL”

Başta iktidar olmak üzere hiç kimsenin bu onurlu halk hareketine kara çalmaya hakkı yoktur. Gezi’de kaybettiğimiz gencecik arkadaşlarımızın hatıralarını kirletmeye çalışmak kimsenin haddine değildir.
Gezi Direnişi bu topraklarda ağaca, doğaya ve kamusal mekânlara sahip çıkma iradesinin, geleceği kazanma mücadelesinin zirvesidir. Gezi Direnişi insanlığın ortak değerlerine, haklara ve özgürlüklere, dayanışmaya sahip çıkmanın hikâyesidir. Gezi Direnişi toplumun her kesiminden insanın bir arada yaşamasının, paylaşmasının ve dayanışmasının en güzel örneği, demokrasinin doğrudan ifadesidir.
Bizler Gezi Davası’nda yargılanan arkadaşlarımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz. Tüm kamuoyunu üçüncü kez görülen Gezi davası’nda yargılanan arkadaşlarımıza ve Gezi’ye sahip çıkmaya çağırıyoruz.

SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber