“Selamı sabahı keserim”

Sözde duayen İsmet Çiğit, hakaretlerine bir yenisini ekledi. Bu kez hedefinde Kandıralılar vardı. Kandıralıların Tavşantepe ve Kireçocakları bölgesine göçerek sefil bir şekilde yaşadığına dair bir yazı yazan İsmet Çiğit’e tepkiler çığ gibi büyürken bir tepki de aralarının çok iyi olduğu bilinen Kandıralı AKP İzmit Belediye Meclis Üyesi Şener İnce’den geldi. İnce, “Maksadı aşan sözlerden geri adım atılmazsa kim olursa olsun selâmı sabahı keser, ocağa bir kütük atar, pöstekeye yan gelir yatar seyrederiz vesselam...” dedi.

Şener İnce hatırlanacağı üzere kadınlara kahpe diyen İsmet Çiğit’e her kesimden tepki gelirken tepki göstermemiş, hatta bu şahsa “Kentin ağabeyi, benim de ağabeyim” sözleriyle destek vermişti. İnce bu kez, tepkisiz kalmadı!

İşte noktası virgülüne Şener İnce’nin paylaşımı:

“Bir oğlu Çanakkale’de, diğer oğlu Hicaz’da şehit düşen, Kurtuluş Savaşında her sabah köyün yamacından er’i cephede olup tarlasında yalnız kalan bacısının yardımına koşan Gökçeler Köyünde Sarı Mehmet’in,

Sarıhocalar köyünden, İzmit’in ilk kasabı Ziya İNCE’nin, hanesinden Kahraman Ordumuz’a 1Tuğgeneral, 3 Astsubay, Sağlık ordusuna 4 Doktor, Hukuk alanına 1 Hakim,1 Savcı, Din Hizmetine 1 İmam Hatip, İş sektörüne onlarca yönetici çıkarmış

(Bu örnekleri gurur, kibir algısıyla paylaşmaktan Allah’a sığınırım.

Eğitimse eğitim, etiketse etiket, makamsa makam, adamlıksa adamlık.. Ne ararsan var Kandıralımda)

İNCEMEHMETOĞULLARI’nın torunu, Türk oğlu Türk, Manav oğlu Manavım ben

İnsanı Seveceksin

Devlet’e koşulsuz itaat edeceksin

Darda olana yardıma koşacaksın

Olmayana vereceksin

Taş atana ekmek atacaksın

İnciteni incitmeyeceksin

Ekmeğini böleceksin

Kendinden önce komşunu öncülleyeceksin

Vatanına-Milletine-Bayrağına canın pahasına sahip çıkacaksın düsturlarıyla yetiştik biz

Çocukluğumda Kireçocaklarından köyüme gelip,çadır kurup demir örsleyen Romen kardeşlerimiz’e çok körük çektim,sofralarına oturdum, soframızı paylaştım

Köyüm ve civar köylülerim’in hep bir ayağı köyde,diğer ayağı Tavşantepe,Bekirdere,28 Haziran,Üçyol,Kanlıbağ,Kadıköy,Santral,M.Alipaşa,Yenişehir,Yeşilova..Yani İzmit’in kâhir ekseriyetinde oldu.Şehrimize muhacir gelen kim olursa olsun soframızı, gönlümüzü, evimizi açtık biz.

Çubuklu’nun mohti lazı, Çubuklu Bâla ve Beylerbeyi’nin gürcüsünü,Lazını,Orhaniye, Kervansaray, Arpalık, Mecidiye’nin Muhacirini, Balören ve civar köylerdeki Alevi kardeşlerimizi, Kireçocakları, Akçakayran’ın Romen’ini, doğu ve güneydoğu’lu bölgemizin tüm insanlarını kardeş bildik biz.

Biz ne kadar İzmit’li ve Kandıralıysak en az bizim kadar İzmitli-Kandıralıdır onlar. Candırlar, canandırlar.

Böyle bir kardeşlik sofrasının müntesiplerini ne kimse ayrıştırabilir, ne hor görebilir, ne de SEFİL

Hatta kapımızdan Sefil gireni Ocak başında Vezir minderine oturtur vezir gibi uğurlarız biz

Adı-Sanı Makamı ne olursa olsun

Kocaeli’nin incisi Kandıra’mıza, İzmit’imizin gözbebeği Tavşantepemize,

Sokakları dar olsa da gönülleri geniş İnsanımıza lâf eden,taş atana aynıyla mukabelede bile bulunmayız edebimizden. Amma maksadı aşan sözlerden geri adım atılmazsa kim olursa olsun selâmı sabahı keser, Ocağa bir kütük atar, pösteke’ye yan gelir yatar seyrederiz

Vesselam.....”