MHP lideri Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında
konuştu. Bahçeli, son dakika yaptığı ittifak açıklamasında, "Hiçbir
ittifak bir tarafın yok sayılmasıyla ayakta kalamaz. Bundan böyle
kendi göbek bağımızı kendimiz kesmeye hazırız. Hiçbir ittifak diğer
tarafın parmak sallamasıyla yaşamaz. Kronikleşmiş süreci uzatmanın
alemi yok. Bundan böyle ittifak arayışımız yoktur" dedi
Bahçeli’nin açıklamalarından satırbaşları;
İçinden geçtiğimiz belki de içinde kontrolsüzce sürüklendiğimiz
bugünkü zamanlarda, insanlık 4. endüstri dönemini yaşamaktadır.
Süper akıllı toplum aşamasına geçilse de muhatap kalınan
sorunlar azalmamış bilakis artmıştır.
İhanet taltif görürken sadakat telin edilmektedir.
Bugün İslam toplumları akıl, ahlak ve merhametten uzaklaşarak
kahredici bir yozlaşmanın pençesine düşmüşlerdir. Empati ve erdem
damarları kurumuştur.
KAŞIKÇI CİNAYETİ
Günlerdir Cemal Kaşıkçı’yı konuşuyoruz. Dünya gündemine oturan
bu meseleyle ilgili yorumları, spekülatif haberleri duyuyoruz.
Başkonsolosluğa giren ve kendisinden haber alınamayan Kaşıkçı,
uluslararası krize dönüşmüştür. S. A. yönetimi 18 gün sonra dikkat
çeken bir açıklama yapmıştır. Kaşıkçı, bir arbede sonucu hayatını
kaybetmiştir. Kaşıkçı’nın başkonsoloslukta boğulduğu, Riyad’dan
gelen adli tıp uzmanı tarafından parçalara ayrıldığı güçlü şekilde
ileri sürülmüştür. Karşımızda bir cinayet vardır. Oklar veliaht
prensi işaret etmektedir. Cinayetin tüm yönleri açıklığa
kavuşturulacaktır, temennimiz de budur. Cumhurbaşkanı’nın bugünkü
açıklaması da kafa karışıklıklarını telafi edecektir.
Bizim için muamma ilişki ağları ve cevaplanması gereken sorular
vardır. Evlilik belgesi için Kaşıkçı’nın İstanbul’a yönlendirilmesi
hangi karanlık akla hizmet etmektedir. Suç mahali olarak neden
İstanbul seçilmiştir? Bu şahıs gerçekte kimdir? Veliaht Prens
Selman cinayetin neresindedir? Başkonsolos tıpkı papaz gibi elini
kolunu sallayarak nasıl ülkesine dönebilmiştir? Kaçması ve bunun da
seyredilmesi yanlıştır, skandaldır.
Katillerin, azmettiricilerin, Türkiye üzerindeki hesapların
netlik kazanması mecburiyettir. Kim dost, kim düşman bilelim. Kim
kiminle düşüp kalkıyor berrak şekilde öğrenelim.
“NE SÖYLEDİYSEK ARKASINDAYIZ”
Verdiğimiz sözü unutmayız, umutları yeşertip sonradan da
solmasına göz yumamayız; tutarlıyız. Ne söylediysek arkasında
dururuz, neyi teklif ettiysek arkasında dururuz. Başımızı öne
eğecek, yüzümüzü kara çıkaracak, kimyamızı bozacak hiçbir ilişki
ağının içinde olmadık, olmaya da merakımız yoktur.
TBMM’ye sunduğumuz kanun teklifi mana ve muhtevası olarak af
değildir. Bazı suçlardan indirimle ilgili kanun teklifidir. Toplam
7 maddeden oluşmaktadır. Şartlı indirim yapılmasını, cezası
kalmayan hükümlü ve tutukluların salıverilmesini teklif ettik.
Kanun teklifimizin 3. maddesinde hangi suçları istisna tuttuğumuz
gayet açık ve aşikardır. Yanındayız, arkasındayız. Seçim
beyannamemizde ne dediysek onu seslendiriyoruz. Gevşeme yok,
vazgeçme yok, geri dönüş yok.
Bu teklifi cezaevleri boşalsın diye vermedik. Kanayan, kangrene
dönmesi an meselesi olan bir yaraya parmak bastık. Cezaevi
şartlarını gündeme taşıdık. Muhtemel kalkışma ve çatışmalara dikkat
çektik. Risk ve tehlikelere vurgu yaptık. Çok şey mi istedik?
Konuşmayalım mı, düşünmeyelim mi, kaygılanmayalım mı, görüşlerimizi
dile getirmeyelim mi?
-Ne diyor vatan şairimiz:
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum?
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırmada geç git! , diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!
Ya ne dediğimizi anlamıyorlar, ya da safa yatıp havayı
bulandırıyorlar. Sürekli itiraz ve tepki gösterenler; KHK ile 1
Temmuz 2016’da denetimli serbestlik ve infaz sisteminin
kanunlaştığından haberdarlar mıdır?
671 sayılı KHK cezaevlerini boşaltmak için mi yayınlandı? Bizim
teklifimizi sulandırıp, cezaevlerini boşaltmaya çalıştığımızı
doğrudan değilse bile dolaylı ima etmek haksızlıktır, günahımıza
girmektir.
Diyorlar ki uyuşturucu kullananlar salıverilecek. Bu temele
indirmek, bu eksene sabitlemek tamiri olmayan vicdansızlıktır.
Samanlıkta iğne aramaya gerek yoktur. Uyuşturucudan içeri olanlar
ıslah olduysa, merhamet istiyorsa duymayalım mı? Bunlar insan değil
mi, fırınlara atıp yakalım mı, katarlara doldurup sürgüne mi
yollayalım?
Uyuşturucu en hassas olduğumuz sorunlardan birisidir. Ülkücü
hareketi bu konuda tartışmaya açmak kimsenin harcı değildir.
Hakikat haysiyettir, ikisinden de ödün vermeyiz. Uyuşturucuyla
MHP’nin adını yan yana getirmek cehalet değilse cinayettir. Bunları
geçtik de uyuşturucu baronlarını konuşan yoktur! Trafiği
yönlendiren şerefsizlerin hatırlı ve arkası olan müsveddelerin
üstüne giden yoktur. Ne isteniyor garibanlardan, kader
mahkumlarından! Gün yüzüne çıkmak onların hakkı değil mi?
Hadi baronların yakasından tutalım! Bu konuda sorumluluk
almayan bin defa namert olsun. Biz teklifimizi sunduk. Söz ve karar
sırası TBMM’nindir. AK Parti’nin milletvekilleri başta olmak üzere
ister kabul ederler, ister reddederler. Kararlarına saygı duyarız
ancak MHP asla taviz vermeyecek, ilk gün ne söylediyse aynısını
cesaretle dile getirecektir.
CUMHUR İTTİFAKINI BİTİREN AÇIKLAMA:
“ARTIK HERHANGİ BİR İTTİFAK NİYETİMİZ
KALMAMIŞTIR”
Oyun bozanlık yapmıyoruz, tekere çomak sokmuyoruz, pişmiş aşa
su katmıyoruz.
Kendi göbek bağımızı kendimiz kesmeye hazırız. İttifak, yok
sayılması, tez ve önermelerinin görmezden gelinmesiyle ayakta
kalmayacaktır. Diğer tarafın üstten bakması, parmak sallamasıyla
yaşamayacaktır. Pozisyon hatırlatması, çatladı-.atlıyor
ihbarlarıyla, şartların kollanmasıyla varlığını idame
ettiremeyecektir. Dürüstlük olmadan eşitler arası ilişki
sürmeyecektir. Bazıları sevinç taklaları atabilirler. Tartışmalara
son vermenin vakti yoktur. Bu kronik süreci uzatmanın alemi yoktur.
Herhangi bir ittifak beklentimiz, arayışımız, niyetimiz artık
kalmamıştır.
Biz başkasına benzemeyiz MHP’yiz. İşin tadı kaçtığından zoraki
görüşmelerle bir yere varmanın imkanı yoktur. Oyalanmaya, milleti
aldatmaya, umutlarla oynamaya lüzum yoktur. Kendi yolumuzu sadece
kendimiz çizeceğiz. Yerel seçimlere kendi adaylarımızla, kendi
amblemimizle katılıp Türkiye’nin her seçim bölgesinde demokratik
mücadelemizi yapacağız.
Bizi buradan gönderecek henüz kundağa düşmemiştir.
Bizim kimsenin kökeni ve mezhebini öne çıkaran bir zihniyete
sıcak bakmamız mümkün olmamıştır. Millet kavramı birleştirici ve
bütünleştirici bir işlev görmüştür.
AKP’NİN ANDIMIZ TEPKİSİNE ÇOK SERT SÖZLERLE
CEVAP
Elbette Türküz, Türkçüyüz. Andımız Türk milletinin ruh kökünden
doğmuş, gelecek kuşakları aynı heves ve hedef etrafında
buluşturmayı esas almıştır. Danıştay, çözülme sürecinin kötü bir
hatırasını söküp atmıştır.
Diyorlar ki, Danıştay anaysa ve yasalara karşı karar vermiştir.
Bu nasıl bir şuur kaybıdır? Diyorlar ki, yargı denetimi idari eylem
ve işlemin hukuka uygunluğuyla sınırlıdır. Neymiş Danıştay hukuka
uygunluk denetiminin sınırlarını aşmış. Bunların hepsi zırvadır,
uydurmadır, temelsizdir. Papaz kararına ses çıkaramayanlar
andımızın okunacağını duyunca ayağa kalkmışlardır. Bu tespiti
yapanların milli kimlikten ne anladıkları şaibelidir.
Bize kırmızı çizgi hatırlatması yapan gafiller unutmasınlar ki,
MHP’nin kırmızı çizgisi Türklüğün varlığı ve bekasıdır. Türkçülüğe
karşı çıkıp Kürtçülüğü özendirenler kime ne anlatıyorlar. Biz
doğarken varlığımızı Türk varlığına adadık. Atsız der ki,
milliyetçilik milliyeti olmayanlar için faşizmdir. Eğer Türk
olmanın bir bedeli varsa, eğer faturası olacaksa can feda olsun.
Seve seve öder, sonuçlarına katlanırız.
Türklükle İslam’ı karşı karşıya getirmek vatana ve millete
ihanettir.
2. Abdülhamit Oğuz soyudur. Türk’tür, Türk milletinin
iftiharıdır. Gazi Atatürk Türk’tür. Türk milletinin gür ve güçlü
kahraman sesidir. Türk milleti bu büyüklerimiz sayesinde var
olmuştur.