Radyo Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK)
gerçekleştirdiği toplantıda "Radyo, Televizyon ve İsteğe
Bağlı Yayınların İnternet Ortamından Sunumu Hakkındaki
Yönetmelik" oy çokluğu ile kabul edildi. Yeni yönetmeliğe
göre internetten yayın yapmak isteyenler RTÜK'ten lisans alacak.
Yeni yönetmeliği destekleyenler kadar eleştirenler de var.
Eleştirilerin en çarpıcı olanı ise Bilgi Üniversitesi Hukuk
Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaman Akdeniz'den geldi. Akdeniz,
"Türkiye Netflix'i yasaklayan ilk ülke olabilir" dedi.
Mart ayında RTÜK Kanunu’na yapılan eklemelerle internet
yayıncılığı da Kurul’un denetim alanına dahil edilmişti. Bugün
kabul edilen yönetmelik de bu kanunun uygulanma çerçevesini
belirliyor. RTÜK yönetmeliğinin gerekli redaksiyonlar yapıldıktan
sonra birkaç hafta içinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe
girmesi bekleniyor. Söz konusu yönetmelik 24 maddeden oluşuyor ve
internet üzerinden yapılan radyo ve televizyon yayını yapan
kuruluşları ile isteğe bağlı (on demand) olarak tanımlanan
izleyicinin istediği içeriği istediği zaman izleyebildiği
platformlarla ilgili düzenlemeleri içeriyor. Taslak yönetmelikte,
radyo, televizyon ve isteğe bağlı yayınlarını sadece internet
üzerinden yapmak isteyen hizmet sağlayıcıların RTÜK’ten lisans
alması gerektiği ve lisans başvurusunda sunulması gereken belgeler
ile sürece dair ayrıntılar yer alıyor. Ayrıca radyo, televizyon ve
isteğe bağlı yayınları kendilerine ait bir internet adresi ve mobil
uygulama üzerinden izleyiciler sunan kuruluşların da internet
ortamından yayın iletim yetkisi alması şartı getiriliyor.
ABONELERİN KİŞİSEL VERİLERİ PAYLAŞILACAK
Yönetmeliğe yönelik ifadelerin muğlak ve ucu açık olduğu
eleştirisi yapılıyor. Ayrıca internet ortamından yayın lisansı alan
medya kuruluşlarının yükümlülükleri arasında “abonelerine ilişkin
istenilen her türlü bilgi ve belgeyi vermesi” ifadesinin de yer
almasının abonelerin ve izleme alışkanlıklarının kayıt altına
alınabileceği yönündeki kaygı yarattığı da dile getiriliyor.
Yönetmeliği savunanlar ise bunun Avrupa Birliği’nin (AB) internet
yayınlarıyla ilgili kısa bir süre önce yaptığı düzenlemelere uygun
olarak gerçekleştirildiğini ve amacın interneti değil, içeriği
denetlemek olduğunu savunuyor.
“TÜRKİYE NETFLİX’İ YASAKLAYAN İLK ÜLKE
OLABİLİR”
Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr.
Yaman Akdeniz de yönetmeliğin anlaşılması zor ifadeler içerdiği
eleştirisi yapan isimler arasında yer alıyor. Taslağı okuduğunda
“hiçbir şey anlamadığını” söyleyen Akdeniz, özellikle
anlaşılmayacak şekilde yazıldığını ve ifadelerin muğlak
bırakıldığını öne sürdü. Yaman Akdeniz, yönetmeliği okuduğunda
sadece isteğe bağlı yayın platformlarının değil, internet üzerinden
video içeriği sunan haber sitelerinin kapsam dışı kaldığını ve
kapatılamayacağını ya da erişim engellemesi getirilemeyeceğini net
bir şekilde söyleyemediğini belirtti.
Akdeniz, “Eskiden erişim yasakları içerikle ilgiliydi. Bir
siteye ya da URL’ye neden, kimin talebiyle erişim yasağı
getirildiğini öğrenebiliyorduk. Şimdi mahkeme, (video yayını yapan
haber kuruluşları da) dahil bazı sitelere lisansı olmadığı
gerekçesiyle erişimi durdurabilir” dedi. Yapılan düzenlemenin AB
ile hiçbir ilgisi olmadığını da savunan Akdeniz, Türkiye’de
halihazırda yürürlükte olan 5651 sayılı kanunla 200 binden fazla
alan adının ve 150 binden fazla da URL’nin erişime engellediğini ve
yeni yönetmeliğin bu yapıya ek olarak çıkarıldığını aktardı.
Akdeniz, “İnternete büyük sansür geliyor. Türkiye, Netflix’i
yasaklayan ilk ülke olabilir. Şimdi bakalım Netflix ya da Amazon
Prime gibi platformlar kendi içeriklerinde buzlama, çiçek koyma
gibi talepleri kabul edecek mi?” dedi.
RTÜK ÜYESİ İLHAN TAŞÇI: YÖNETMELİĞİN İKİ BOYUTU
VAR
Yönetmeliği eleştirenler arasında yer alan RTÜK üyesi İlhan
Taşcı, kullanılan bazı ifadelerin belirsiz ve yoruma açık olduğunu
ancak bunun özellikle böyle tercih edildiğini düşündüğünü söyledi.
BBC Türkçe’den İrem Köker’in haberine göre, Taşcı, “Yönetmeliğin
iki boyutu var: İlki yayınlar için lisans alınması, ikincisi de
denetim aşaması. İlk kez internet mecrasından televizyon, radyo ve
isteğe bağlı yayınlar denetim altına alıyor. Muhalefet etme
nedenlerimizin birisi bazı ifadelerin belirsiz ve yoruma açık
olması. Kişisel olarak bunun ileride bir baskı aracı kullanılmak
üzere bir enstrüman olması için bir tercih olduğunu düşünüyorum”
dedi. Taşcı, 2007 yılında yürürlüğe giren 5651 sayılı İnternet
Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla
İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’un çocuk
pornografisi, şiddet gibi katalog suçların denetimi için yeterli
olduğunu da sözlerine ekledi.
Cumhuriyet Halk Partisi kontenjanından 2017 yılında RTÜK
üyeliğine seçilen Taşcı, itiraz ettiği bir diğer noktanın da
internet ortamında yayın lisansı verilen medya hizmet sağlayıcısı
kuruluşlardan abonelere ilişkin bilgi ve belge istemesi olduğunu
ifade etti. Yönetmelik taslağının, internet ortamında yayın lisansı
verilen medya hizmet sağlayıcısı kuruluşların yükümlülüklerine dair
maddesinde “şirket ve ortaklık yapısına, programlarına, yayınlarını
ileten platform işletmecilerine ve varsa abonelerine ilişkin Üst
Kurul tarafından istenilen her türlü bilgi ve belgeyi belirtilen
süre içerisinde vermek” ifadesi de yer alıyor. İlhan Taşcı, bu
maddenin özel hayata dair verilerin toplanması sonucunu
doğurabileceğini belirtti.
Taşcı, “Bu madde, bu şekilde yürürlüğe girerse, Türkiye’de bir
dijital fişleme ve kayıt altına alma çağı yaşanmaya başlayacak.
RTÜK’ü kişilerin ne izlediği değil, sunulan yayınların içeriği
ilgilendiriyor. Bu vahim bir durumdur ve kişisel olarak
düzeltilmesi gerektiğini düşünüyorum” dedi.
“AB’YE UYGUN BİR YÖNETMELİK”
Yönetmeliğe kabul yönünde oy veren bir başka RTÜK üyesi Doç.
Dr. Hamit Ersoy ise eleştiri ve kaygıların haksız olduğu görüşünde.
Hamit Ersoy, yönetmelikte abonelik bilgi ve belgelerinin
istendiğine dair herhangi bir düzenleme bulunmadığını ve bu yayın
platformlarından gerekli ücretin alınabilmesi için yalnızca brüt
gelirlerini kendilerine bildirilmesini istediklerini savundu.
Ersoy, söz konusu yönetmeliğin yasal dayanağının Mart ayında
yapılan yeni düzenlemeler olduğunu ve Avrupa Birliği (AB)
direktiflerine uygun bir şekilde yapıldığını söyledi.
2011 yılından bu yana Adalet ve Kalkınma Partisi kontenjanından
RTÜK üyesi olan Ersoy, “Ben RTÜK üyesi olmanın yanında AB’nin
RTÜK’teki temas noktasıyım. AB, Görsel İşitsel Medya Hizmetleri
Direktifi’nde yaptığı güncelleme ile isteğe bağlı yayın
platformlarına denetim getiriyor. Bu, Kasım ayında yasalaşacak. Biz
de aday ülke olarak bu direktifi uygulamak zorundayız. Biz onlardan
erken yapıyoruz. Bu düzenleme AB tavsiyelerine uygun” dedi.
AB’DEN YENİ DEĞİŞİKLİK
AB, son dönemde yaptığı bir dizi düzenlemeyle isteğe bağlı
yayın ve video sosyal medya platformlarının tabi olduğu
uygulamalarda değişikliğe gitti. Üzerinde uzlaşmaya varılan ve
önümüzdeki aylarda yasalaşması beklenen yeni düzenlemeler
kapsamında, Netflix ve Amazon Prime gibi isteğe bağlı yayın hizmeti
sunan platformların içeriklerinin en az yüzde 30’unun yerel
içeriklerden oluşması şartı getiriliyor. Ayrıca gündüz vakti
izlenebilen içeriklerde reklam sınırlaması ve çocuk programlarına
dair bazı yeni düzenlemelerin de getirilmesi öngörülüyor.
Hamit Ersoy, yeni RTÜK yönetmeliğinin internete değil, içeriğe
denetleme getirdiğini de sözlerine ekledi.
Ersoy, “İnternet üzerinden yayın yapan bu platformların içeriği
de karasal yayın, uydu yayını gibi mecralardan yapılan yayınlar
gibi denetime tabi olacak. Burada interneti değil, yayın için
burayı mecra olarak kullananları ele alıyoruz” dedi. Yönetmeliğin
açık olmayan ve muğlak ifadelerle yazıldığı eleştirilerinin de
haksız olduğunu belirten Ersoy, “Çıktığında herkes görecek,
yönetmelik açık ifadelerle yazıldı. Tam bir sayfası sadece
tanımlara ayrıldı” diye konuştu.