Deprem uyarısı yapıldı ama Kocaeli’deki binaların yarısı riskli!

Uzmanlar, yaptıkları araştırma sonrası korkutan deprem açıklaması yaptı. En az 7.2 olmak üzere 3 büyük deprem beklediklerini söyledi ve akla, binalarının yarısı deprem görmüş Kocaeli geldi. Kocaeli’nin merkezinde ağır hasarlı 20 bina, 20 yıldır ayakta, varın gerisini siz düşünün…

Merkezi Gölcük olan 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi, kentimizde büyük bir yıkıma sebep olmuş, 17 bin 480 vatandaşımız göçük altında kalarak can vermiş, 23 bin 781 kişi yaralanmış, 505 kişi ise sakat kalmıştı. Asrın felaketini yaşamıştı Kocaeli ve civar iller. Bir ay sonra 20. yıldönümüne gireceğimiz bu acı olay; her yıl “Unutmadık, unutturmayacağız” sözleri ile anılıyor ancak ilimizde hala kayıt altında olan ağır ve orta hasarlı binalar ve bunun yanı sıra kayda geçmemiş binlerce bina bulunuyor. Yeni binalar, deprem yönetmeliğine uygun ancak deprem görmüş binalar için bunu söylemek mümkün görünmüyor.

BU BİNALARDA İNSANLAR YAŞIYOR

Deprem kuşağında yer alan Kocaeli, aradan geçen 20 yıla rağmen hala depremin felakete dönüşme ihtimali ile karşı karşıya. Bu nedenle “Deprem” ifadesini bile duymak insanın içini ürpertiyor. “Deprem değil, binalar öldürür” ifadesini deprem uzmanları sıklıkla tekrarlasa da Valiliğin yıllar önce açıkladığı orta ve ağır hasarlı binalar kent merkezinde dahi kendini hala gösteriyor. Öyle ki bu binaların içinde insanlar yaşamakta. Olası bir depremde yıkım kaçınılmaz. Hatta bu binaların bugüne kadar ayakta kalması dahi mucize.

20 AĞIR HASARLI BİNA

Daha geçtiğimiz mart ayında Doğan Haber Ajansı, ilimizde yer alan ağır hasarlı binaların varlığını sürdürdüğüne dair bir haber yaptı. Marmara depreminde hasar gören, güçlendirme çalışmasına rağmen eğimli duran binaların tedirginliğe neden olduğunu aktardı. İnşaat Mühendisleri Odası Kocaeli Şubesi Başkanı Kahraman Bulut’un konuyla ilgili açıklamalarına yer verdi. Kocaeli'ndeki konutların yarısının depremden önce yapıldığını, binaların risk durumunun tespit edilmesi gerektiğini söyledi. Kocaeli'nde yapı stokunun tam anlamıyla depreme hazır hale getirilmediğini kaydeden Bulut, “17 Ağustos 1999 depremini en acı şekilde deneyimleyen Kocaeli'yi yeni bekleyen depremler için maalesef binaların ne kadar hazır olup olmadığı düşüncesi içerisindeyiz. Depremin üzerinden 20 yıl geçmesine rağmen Kocaeli'ndeki yapı stoku tam anlamıyla hazır hale getirilmedi maalesef. 20 yıl geçmesine rağmen hala 20 tane ağır hasarlı binanın yıkılmadığını ve ayakta olduğunu gözlemliyoruz. Bu durum maalesef insanlarımızın can ve mal güvenliğini tehdit etmektedir. Kocaeli'de hala 20 adet ağır hasarlı bina kanunen de yıkılması gerek 20 tane binanın hala ayakta olduğunu bilmekteyiz” dedi.

KOCAELİ’DEKİ BİNALARIN YARISI…

Kocaeli'ndeki konutların yarısının depremden önce yapıldığını belirten Kahraman Bulut, “Aldığımız TÜİK verilerine göre, Kocaeli'nde şu anda 300 bine yakın konut var. Bu 300 bin konutun 150 bin tanesi 2000 yılından önce yapılmış yani depremde risk teşkil eden binalar bunlar. Bu binaların risk durumunun tespit edilmesi gerekir. Güvenli olup olmadığının analizinin yapılması gerekir ve en kısa zamanda kentsel dönüşüm marifetiyle insanların bu güvensiz binalardan tahliye edilip daha güvenli ve depreme dayanıklı binalara, yaşam standartlarının yüksek olduğu, can güvenliklerinin olduğu binalara tahliye edilmelidir” diye konuştu.

KOCAELİ İÇİN KORKUTAN AÇIKLAMA

Son birkaç ay içinde bölgede paniğe yol açan depremler meydana geldiğini kaydeden Bulut, şunları aktardı: “Yalova'da, Çanakkale'de çok küçük çaplı depremler olmasına rağmen bu depremlerde bile yıkımlar meydana gelmiştir. Daha çok hafızamızda taze bir şekilde İstanbul Kartal'da 8 katlı bir bina çökmüştür ve maalesef 21 vatandaşımız burada enkaz altına kalarak yaşamlarını yitirmişlerdir. Bu bir binada bile acil müdahalenin ne kadar zor olduğunu gözlemlememize neden oldu. Böyle olası bir büyük depremde insanlara ulaşmanın ne kadar zor olduğunu tahmin etmek bile istemiyoruz. Olası bir depremde yapı stokunun ne tepki vereceğini maalesef şu anda bilemiyoruz. Açık ki başta İstanbul olmak üzere birçok ilimiz Türkiye deprem bölgesinde olduğu için can ve mal güvenliği olmayan yani yapı stokumuzun maalesef yarısı can ve mal güvenliği tehdidi altındadır, depreme dayanıksızdır. Yapıları depreme karşı hazırlamanın 2 yolu vardır. İlki mevcut yapı stokunun iyileştirilmesi gerekmektedir. Bu iyileştirme ya güçlendirmeyle yapılır ya da bu binaların yıkılıp, yeniden depreme dayanıklı binalar yapılır.”

7.2, 7.4 ve 7.5 ŞİDDETİNDE DEPREMLER BEKLENİYOR

Evet, tehlike bu denli büyük ve ilimizde kentsel dönüşüm noktasında kapsamlı bir çalışma 20 yıldır tam anlamıyla yapılmadı. Bırakın kentsel dönüşümü, bırakın hasar tespiti yapılmamış deprem görmüş binaları, bırakın orta hasarlı 2 bin civarı binayı, kent merkezindeki ağır hasarlı 20 bina dahi yıkılmış değil. Bu binaların depremsiz yıkılma ihtimali dahi var. Olası bir depremde ise Kocaeli’nin 17 Ağustos 1999’da yaşadığı acıları tekrarlaması maalesef muhtemel görünüyor. Kocaeli’de durum bu iken Boğaziçi Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ve Ankara Üniversitesi'nden bilim insanlarının yaptıkları araştırmalar İstanbulluları ve Kocaelilileri korkuttu. Araştırmacılar tarafından Marmara Bölgesinde Kuzey Anadolu Fayı'nın geçtiği segmentlerin yer aldığı Batı (Tekirdağ havzası), Merkez (Kumburgaz havzası) ve Doğu (Çınarcık Havzası) olmak üzere bölgenin tarih boyunca yaşadığı depremler incelendi. Araştırmalara göre 1766'da iki ve 1509'da bir olmak üzere 7.2, 7.4 ve 7.5 büyüklüklerinde depremlerin yaşandığı bu üç bölgede gelecekte potansiyel olarak yaşanabilecek deprem büyüklüğüne dair senaryolar geliştirildi.

SON 500 YIL ÖZELLİKLE ÖNEMLİ

Araştırmaya katılan bilim insanlarından Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Jeodezi Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Fatih Bulut, “Son 500 yıl özellikle önemli” diyerek şu açıklamalarda bulundu. Fatih Bulut, “Son 500 yıl özellikle önemli, çünkü Marmara Denizi'ndeki bütün fayların en son kırıldığı periyodun tamamını kapsayan bir zaman aralığı. Marmara Denizi'nin doğu kesimindeki Çınarcık Havza'sında bulunan fay en son 1509'da hareket etmişti. Orta ve batı kesimlerindeki Kumburgaz ve Tekirdağ Havzaları'nda bulunan fay segmentleri ise 1766'da hareket etmişti. Bunların tamamını hesaplamalarımızda sağlıklı bir şekilde kapsayabilmek için yaklaşık 500 yıl önceye giderek 1509 depreminden bu yana tüm süreçlere hakim olmak zorundayız” dedi.

YENİ BÜYÜK DEPREMLER ÜRETEBİLİR

1766 ve 1509 kırıklarının günümüzde 7.2, 7.4 ve 7.5 büyüklüğünde depremler üretme potansiyeline sahip olduğunun altını çizen Doç. Dr. Bulut, söz konusu kestirimlere, biriken hareket miktarı, fayın uzunluğu ve fayın derinliği verileri üzerinden yapılan aritmetik hesaplama sonucu ulaştıklarını aktardı.

SADECE İKİ DEPREM YAŞADIK

Bulut şöyle devam etti: “Son 1500 yıllık zaman dilimini yedi zaman aralığına ayırınca görülüyor ki her bir küme en az dört en fazla altı depremi kapsıyor. Şu an biz 7. zaman aralığını henüz tamamlamadık ve yakın tarihlerde bu kapsamda sadece iki deprem yaşadık.

EN FAZLA 4 DEPREM YAŞAYACAĞIMIZ ÖNGÖRÜLÜYOR

Dolayısıyla 7. zaman aralığını tamamlamak için istatistiki olarak en az iki en fazla dört deprem daha yaşayacağımız görülüyor.

DEPREMİ ÇOK HIZLI HAZIRLAYAN BİR SİSTEM

Kuzey Anadolu Fayı'nın yılda 2-3 cm kayma ile depremi çok hızlı hazırlayan bir sistem olduğunun altını çizen Bulut, konuşmasını şu şekilde sonlandırdı: “Depremi Marmara'da beklerken Van'da ya da Kütahya'da olabiliyor, çünkü orada bu süreç gözle rahat görülemeyecek yavaşlıkta ve çok uzun bir sürede yaşanıyor. Aslında Türkiye'nin birçok yeri için bu tehlike mevcut ama İstanbul nüfusunun fazla olması olası kayıp risklerini artırmakta.”

ÖNLEM ALIN ARTIK

Evet, bu açıklama sonrası, deprem kuşağında yer alan ve Marmara Denizi’ne kıyı olan Kocaeli’de vatandaşı tedirginlik aldı. Kocaeli’deki binaların yarısı deprem görmüş binalar. Bu binaların olası depremde yıkılma ihtimali söz konusu. Bunun yanı sıra kentsel dönüşüm yaşanmayan çarpık kentleşme olan mahallelerde, yıkım olabilecek sokaklara ekiplerin girmesi dahi çok güç. Sokaklar dar. Kocaeli’de acilen düğmeye basılmalı ve 20 ağır hasarlı bina (Marttan bu yana yıkılanlar olmadıysa) ve 2000 civarındaki orta hasarlı binayla işe başlayıp, 2000 yılı öncesi yapılan binaların depreme dayanıklılığı ölçülmeli. 20 yılda yapılmadı, deprem olana kadar beklenmemeli.

SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber