“İslamı protestanlaştırma kurumu değilsiniz!”

Saadet Partisi Kocaeli İl Teşkilatı yaptığı açıklamada Diyanet Bakanlığını eleştirdi

Saadet Partisi Kocaeli İl teşkilatı bugün il binasında gündeme dair açıklamalarda bulundu. İl başkanı Zafer mutlu yaptığı açıklamada:”Biz faiz konusunun haram olup olmadığını siyasi iktidarın ısmarlaması ile yapılan açıklamalardan değil, Kur an-ı Kerimden, Peygamber efendimizin hadislerinden öğreniriz. Bir konuda fetva verilebilmesi için kuran ve hadis de kesin hüküm olmaması zarureti vardır.” Derken devamında şu ifadelere yer verdi

ZARURET SEBEPLERİ

DİYK’unu biz dirayetli bir kurum olarak bilirdik. Örneğin 28 Şubat Süreci’nde başörtüsü ile ilgili çok büyük baskılara maruz kalmalarına rağmen dik durmuş ve ‘başörtüsü Allah’ın emridir’ ifadesinden asla şaşmamıştır. Zaten olması gereken de budur. O zamanki DİYK üyeleri bu fazileti göstermişlerdir. Oysa son açıklamada ‘Bir zaruret bulunmadıkça faiz almak da vermek de caiz değildir’ ifadesi yanlıştır. Çünkü ‘zaruret’ şartı faiz için geçerli değildir. Faiz bir tercih işlevidir. Bir tercih varsa zaruret yok olur. Kuran-ı Kerim’de şarap ve domuz eti ile ilgili olarak ifade edilen zaruretler ölüm tehlikesinden doğar. Bir insan susuzluğa üç gün, açlığa ise üç hafta dayanabilir. Ötesi ölümdür. Haddi aşmamak şartıyla içmeye, ölmeyecek kadar yemeye ruhsat verilmesi bu zaruret sebebiyledir.

HANGİ HAYATİ TEHLİKE?

Faize yönlendirilen şahısların hangi hayati tehlikesi var olabilir? Bu şahısların başta proje bedelinin %10’unu peşin olarak ödeyecek paraları var. 240 ay boyunca kendi masrafları dışında her ay en az 894 TL taksit ödeyebilecek gelirleri de varsa buradan zaruret doğmaz. Hiç bir mazeret, sizi Allah’ın verdiği hükmün üstüne çıkaramaz! Devlet, şahısları bilerek bankalara yönlendirmektedir, bankalar ise faizsiz işlem yapamazlar. Buna rağmen, ‘devletin bunu faiz geliri elde etmek amacıyla yapmadığını’ ifade etmişsiniz. Zaten faiz geliri alacak olan devlet değil vatandaşın sözleşme yapacağı bankalardır. Merak ediyoruz. Bu mevzuya niçin girdiniz? Hiçbir şekilde müdahil olmamanız, bu yanlışa vesile olmanızdan daha iyi değil miydi. Kişileri Allah ve resulüne karşı harbe yönlendirdiniz. Bunun vebali omuzlarınızdadır. Bu konudan çok daha önemli toplumumuzu adeta habis bir ur gibi saran konular var. Rüşvet, gasp, emeğin karşılığının verilmemesi, haksızlıklar, İstanbul sözleşmesi, lutilik vb. gibi toplumumuzu hızla çürüten konular. Biz asıl bu konulara karşı sizden daha net ve güçlü bir duruş beklemekteyiz.

SATIŞ TEMSİLCİSİ DEĞİLSİNİZ

Sizler İslam’ı protestanlaştırma kurulu değilsiniz. Elde kalmış evlerin satış temsilcileri ise hiç değilsiniz. Bulunduğunuz makama liyakatinizi biz takdir edecek değiliz. Ancak bu yanlışlıklar birikerek, yüzlerce yıllık İslam anlayışımızda eksen kaymasına sebep olmaktadır. Tabi bir çift lafımız da en küçük meselede kıyameti koparan cemaatlere olacak. Yoksa sizler de (ey cemaatler) bu çarkın bir parçası oldunuz da onun için mi sessiz kalıyorsunuz? !Saygıdeğer Hocamız, Sayın Prof. Dr. Eli Erbaş! Sigara yasağına gösterdiğiniz hassasiyeti faiz konusuna da gösterseydiniz, bu kuruldan böyle çelişkili bir fetva çıkmazdı. Bu fetvanın masum insanları neticede ateşe sürüklediğini görmüyor musunuz?

200 MİLYAR TL GEÇERDİ

Bize göre sosyal devlet anlayışı, aldığı ile ödediği arasında hiçbir şekilde fark oluşturmadan vatandaşlarına konut sağlayabilmesi demektir. Kanal İstanbul için harcanacak para ile TÜRKİYE’DE ihtiyaç sahibi tüm vatandaşlara hiçbir fark ödemeden ev sağlanmış olur. 2019 yılı bütçe açığı 123 milyar TL’dir. İhtiyat akçesi, bedelli askerlik, imar barışı gibi hazineye devirler olmasaydı açık herhalde 200 milyar TL’yi geçerdi. Bu açık neden oluştu? Nedeni belli İSRAFFFF. 99 depremi sonrası konan ve bu gün bile halen alınan vergilerden dolayı birikmiş olması gereken para ile ve yukarıda anlatılan israf bedellerini düşündüğümüzde hiç fark almadan sosyal konut, kentsel dönüşüm gibi birçok projeyi rahatlıkla gerçekleştirebiliriz.”

SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber