Kocaeli Kadın Platformu bugün Belediye iş hanı önünde basın
açıklaması düzenledi. Açıklamaya CHP Kocaeli İl Kadın Kolları
Başkanı Songül Kaya, CHP Kocaeli İl Yöneticisi Berna Çetin, CHP
Kocaeli İl Yöneticisi Bilgi Dehmen, CHP İzmit İlçe Kadın Kolları
Başkanı Mediha Satıcı katıldı.
Açıklamada konuşan Kocaeli Kadın Platformu’ndan Cemil Gültepe şu
sözleri kaydetti: “Kadın örgütleri olarak çocuk cinsel istismarı
suçunu düzenleyen Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 103. maddesi ile
ilgili af girişimlerini kaygı ile izliyoruz. Bu konu, İnfaz Yasası
Nisan ayında TBMM’de görüşülürken gündeme geldiğinde öğrendik ki,
13 yaşındaki kız çocuklarına istismardan yargılanan ve hatta
mahkumiyet kararı kesinleşip cezaevine konmuş kişilerin resmi nikah
yapıldığı takdirde serbest kalmaları, bu evlilik 5 yıl sürdüğü
takdirde cezanın tamamen ortadan kalkması, cinsel istismar gibi
ciddi bir suçun cezasız bırakılması hedefleniyordu.
“YASAMAYI İZLEME NÖBETİMİZ SÜRÜYOR”
Üstelik tüm dünyada 3-4 yaş farkı olan akran kavramı ile
oynanarak 15 yaş farkın bile ‘akran’ sayılabileceği iddia
ediliyordu. Affın da 15 Temmuz’da Meclis kapanmadan önce çıkacağı
açıklanmıştı. Bu nedenle, kadınlar olarak Meclis açık kaldığı
sürece gece yarılarına dek süren yasamayı izleme nöbetimiz sürüyor,
sürecek. Çünkü 2016 yılında bir gece yarısı birkaç milletvekiline
verdirilen bir teklif ile bu af çıkarılmak istenmişti. Kadınlar
olarak o günden beri bu konunun gece nöbetçileriyiz.
“SİSTEMATİK BİR KARALAMA KAMPANYASI”
Bu konuda mücadele ederken bir de 2 Temmuz günü Numan
Kurtulmuş’un Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çıkması yönünde
hazırlıklarına dair açıklamasını duyduk. İstanbul Sözleşmesi’ne
Karşı Çıkmak Şiddet Uygulayan Erkeklere Teşvik, Tüm Kadınlara
Tehdittir. TBMM Boşanma Komisyonu Raporu’ndan beri İstanbul
Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasaya karşı sistematik bir karalama
kampanyası yürütülüyor. Bu kampanya nedeniyle ne İstanbul
Sözleşmesi ne de 6284 sayılı yasa etkili bir biçimde
uygulanıyor.
“ŞİDDET UYGULAYAN ERKEKLERİ TEŞVİK
EDİYOR”
Numan Kurtulmuş’un son açıklaması da, sözleşmeyi ve yasayı
uygulamamak için zaten direnmekte olan tüm kamu görevlilerine en
üst düzeyden bağlayıcı bir ‘talimat’ niteliği taşıyor. Bu gibi
açıklamaların, şiddet uygulayan erkekleri teşvik etmek; şiddete
maruz kalan birçok kadının devlet mekanizmalarına başvurma
cesaretlerini kırmak; yargı ve kolluğun görevlerini yerine
getirmesine engel olmak gibi olumsuz sonuçları olacak. Bu yüzden
sesleniyoruz: Kadınlara ve kız çocuklarına yönelik fiziksel,
cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddet ile ayrımcılığı körükleyen bu
söylemlerinize son verin.
“DÜZENLEMELER KAĞIT ÜZERİNDE KALIYOR”
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasanın etkin bir biçimde
uygulanmasını ve işlevli bir Alo Şiddet Hattı, ülke çapında yeterli
sayıda kadın danışma merkezi, sığınaklar, cinsel şiddet kriz
merkezleri ile şiddetle mücadelenin ulusal mekanizmasının yeterli
sayı ve nitelikli destek kapasitesine ulaştırılmasını sağlayın
Çocuk İstismarcılarına Af Girişimlerinin Gündemde Tutulması
İstismarcılara Teşvik, Tüm Çocuklara Tehdittir, çünkü bu af
söylentisi olduğu sürece; Ceza Kanunu’ndaki 15 yaş altı çocuklarla
hiçbir koşulda cinsel ilişkiye girilemeyeceği ve Medeni Kanun’daki
17 yaşın altında evlilik yapılamayacağı konusundaki yasal
düzenlemeler kağıt üzerinde kalıyor, uygulanmıyor,
uygulanamıyor.
“RESMÎ NİKAHLA CEZADAN KURTULABİLECEKLERİNİ
DÜŞÜNÜYORLAR”
Çocuk cinsel istismarcıları işledikleri suçtan mahkum olsalar
bile, kız çocuğunu ya da ailesini ikna edip resmi nikah
yaptırdıkları takdirde cezadan kurtulabileceklerini
düşünebiliyorlar. Maalesef yargı da af propagandalarından
etkilenerek giderek daha çok beraat kararı veriyor.
“TOPLUM İHBAR YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜ SAVSAKLIYOR”
Toplum da gelenek, görenek diyerek ve af söylemlerinin de
teşvikiyle çocuk evliliği adı altındaki çocuk cinsel istismarının
ihbar yükümlülüğünü savsaklıyor. Af söylentisi çeşitli kişi ve
kurumların, kız çocuklarının evlendirilme yaşının 12 hatta 9
olabileceği yönündeki propagandalarının sürüp gitmesine neden
oluyor.
“AFFETMEK BU SUÇLULARIN TEŞVİKİDİR”
Bu af girişimi ertelenmekle kalmamalı; bir daha asla gündeme
gelmemek üzere ülkenin gündeminden tamamen çıkartılmalı! Devletin
asli ve öncelikli görevi, çocukların cinsel istismara maruz kaldığı
şartları ortadan kaldırmak, koruyucu ve önleyici hizmetleri
kurumsallaştırmaktır. İstismar faillerini ve onlara yardım ve
yataklık edenleri affetmek/cezasız bırakmak, bu suçların teşviki
demektir; başka çocukların istismarına zemin hazırlamaktır.
“GÖZ YUMANLAR DA CEZALANDIRILMALI”
Çocuk yaşta zorla evlendirmeleri ve çocuk istismarını önlemesi
gereken ama aksine teşvik eden, kolaylaştıran ya da göz yuman tüm
sorumlular cezalandırılmalı, kamu görevlileri ise görevlerinden
alınmalıdır. Evlenme ehliyeti olmayan çocuklara dini nikâh kıyan
din görevlileri, çocuklarını çocuk yaşta evlendiren aileler ve
ihbar yükümlülüğünü yerine getirmeyerek buna göz yuman kişiler ve
resmi otoriteler özellikle cezalandırılmalıdır.
“AF GİRİŞİMLERİNDEN TAMAMEN VAZGEÇİN”
5 yıllık bir Çocuk Yaşta Zorla Evlendirmeler ile Mücadele
Strateji Belgesi ve Eylem Planı çıkartılmalı; daha önce çıkartılan
planlar uygulanmalı, yeterli bütçe ve insan kaynağı tahsis etmesi
sağlanmalıdır. Yapılması gerekenler bu kadar açık ve net olduğu
halde ne yazık ki tam tersi söylem ve politikalarla karşı karşıya
kalıyoruz. Bu nedenle bir kez daha tekrar etmek istiyoruz: Çocuk
cinsel istismarcılarına yönelik af girişimlerinden tamamen vazgeçin
ve bunu kamuoyuna derhal ilan edin! İstanbul Sözleşmesi’ni ve 6284
sayılı Şiddet Yasası’nı karalamaktan vazgeçin! Kadınlara ve kız
çocuklarına karşı şiddeti durdurun! Kadınların kazanılmış haklarını
tehdit etmekten vazgeçin!”