Haber: Aysun Özcan ERENKAYA
Cumhuriyet Halk Partisi’nde uzun yıllar çeşitli üst yönetim
kademelerinde görev yapmış olan
CHPİstanbul Milletvekili
Gürsel Tekin’e kimi sorular yönelttik. Amerikan
Başkan Adayı Jeo Biden’in Türkiye’deki muhalefetin desteklenmesi
gerektiği yönündeki sözlerine istinaden ilk çıkışı yapmasıyla
dikkatleri üzerine çeken tecrübeli siyasetçi Türkiye’nin egemenlik
ve bağımsızlığını korumak hepimizin görevi dedi.
Bir dönem CHP İstanbul il başkanlığı görevinde bulunan Tekin’e
CHP’nin İstanbul’u kazanmasına rağmen neden hala Türkiye genelinde
beklenen sıçramayı gerçekleştiremediğini sorduk. Gürsel Tekin çok
ilginç tespitlerde bulundu. Ülkedeki genç işsizlere rağmen “Z”
kuşağının CHP’yi tercih etmediğini, örgütün kapılarının halka
açılması gerektiğini ve örgütlenme modelinin değişmesinin
kaçınılmaz olduğunu söyledi. İşte Gürsel Tekin’in sorularımıza
verdiği cevaplar…
***ABD Başkan Adayı Joe Biden’ın aylar önceki
açıklamaları gündeme oturdu. İlk tepki veren siyasetçilerden
birisiniz. Ne demek istersiniz?
-Tüm muhalefet önemli bir tavır ortaya koydu. Herkes
Türkiye’nin egemenlik ve bağımsızlık hakkına saygı göstermek
zorunda. Bu ülkede iktidara kimin geleceğine millet karar verir.
Ancak iktidar da işini iyi yapmak zorunda. Biden bu açıklamayı 7 ay
önce yapmış. New York Times gibi dünyanın en çok satan
gazetelerinden biri bu açıklamayı yayınlamış. Tam 7 aydır hükümetin
aklı nerede? Eğer Dışişleri Bakanlığı ABD Başkan Adayı’nın
açıklamalarını takip etmiyorsa, neyi takip ediyor? Türkiye’nin
egemenlik ve bağımsızlık hakkını korumak hükümetin öncelikli
görevlerinden biridir. Bu sorumluluğu bile yerine
getiremiyorlar.
***Mahir Ünal “7 ay boyunca muhalefetin açıklama
yapmasını bekledik” dedi. Sizce ne demek istedi?
-Kendisinin siyasi tecrübesine de bulunduğu makama da
yakışmayan bir açıklama. Bu açıklama milletimizin zekâsını hafife
almak demektir. Kimseyi de tatmin etmez. Türkiye’nin bağımsızlık ve
egemenlik hakkını korumak için 7 ay mı beklediniz? 7 ay önce ortaya
koysaydınız bize de bildirseydiniz, biz de tepkimizi ortaya
koysaydık. Ortada ciddi bir görev ihmali var. Yapılması gereken
görevi ihmal edenleri tespit ederek, haklarında gereken idari
süreci başlatmak.
***CHP Kurultayı tamamlandı, Parti Meclisi ve Genel
Başkan Yardımcıları seçildi ancak tartışmalar bitmedi. Siz ne
düşünüyorsunuz?
-Ben halkın içinde yaşayan bir siyasetçiyim. Halkın sorunları
çok farklı. Son 1 yılda 2,5 milyon insan işini kaybetti. Gerçek
işsiz sayısı 10,5 milyon. Dolar kuru artarken, alım gücü düşüyor.
Her 4 gençten biri işsiz. Diğer yandan salgın büyük bir artış
gösteriyor. 250 bin insanımız hastalandı. Her gün 20 kişi ölüyor. 6
bin insanımız hayatını kaybetti. AKP her alanda Türkiye’yi karanlık
bir dehlize sokmuş durumda. Ekonomi çakıldı, salgın patladı. Millet
çıkış arıyor. Ancak anketlere bakıyoruz, hiçbir partide ciddi bir
oy artışı yok. Ben CHP’liyim. Diyorum ki bu dönemde oyumuz
artmıyorsa kendimizi check etmemiz lazım. Bizim oyumuz neden
artmıyor? Neden kararsız seçmen sürekli artıyor da CHP anketlerde
klasik oy havzasında duruyor? İstanbul Arnavutköy’de yüzde 40 oy
aldık. Bunun araştırmasını yaptık mı? Yapmadık. Sultangazi’de
oyumuz yüzde 41’e çıktık. Bunu da sormadık. Kalelerimizde oy
oranımız düştü. Bu konuda da bir araştırma yapılmadı. Kim bize niye
oy veriyor, daha önce bize oy verenler neden oy vermekten vaz
geçiyor? Bunu sormuyorsak 2023 hedeflerimize ulaşamayız.
***Metropoll araştırma şirketi tarafından yapılan
araştırmaya göre Haziran döneminde CHP’nin oylarında bir düşüş
gözüküyor. İstanbul, Ankara gibi büyükşehirler kazanıldığı halde
oya yansımıyor. Bunun temel sebebi ne?
-Bakın 2023’de 64 milyon seçmenin oy kullanması bekleniyor.
Bunların yüzde 13’ü Z Kuşağı seçmen. 7 milyon seçmen hayatında ilk
kez oy kullanacak. Yani seçmenin yüzde 11’i. Tek başlarına parti
kursalar barajı geçiyorlar. Bu gençler neden bize dönmüyor? Bu
ülkenin işsiz gençleri, emeklileri, hayatın her alanında türlü
sorunlar yaşayan insanlar neden partimize gelip üye olmuyor,
katılmıyor veya oy vereceğim demiyor? Bunu sadece ben merak
etmiyorum, CHP’ye oy veren bütün seçmenler de bunu merak ediyor,
CHP’den yeni bir çıkış, farklı bir hareket bekliyor. Bu beklentiyi
karşılamak zorundayız. Demek ki bizim örgütlenme modelimizde belli
sorunlar var. İletişimde belli sorunlar var. Bunları tespit edip
çözmeden ileri doğru yürüyemeyiz. Örgütün kapılarını tekrar halka
açmak zorundayız.
***CHP’nin daha fazla halka açılmak için ne yapması
lazım?
-Biz bunları yaptık. Online, internet üzerinden üyelik sürecini
başlattık. Bugün pasif durumda. Tekrar aktif hale gelmesi lazım.
2009 yılında “CHP’ye üye ol, çözümün parçası ol” projesi başlattık.
Halk da önemli bir teveccüh gösterdi. Bugün tekrar bir üyelik
kampanyası başlatmak gerekir. Ancak daha önemlisi kalelerimiz
dediğimiz ilçelerde acı manzaralarla karşılaşıyoruz. Yıllarca bu
partiye üye olan insanlar istifa ediyorlar. İstanbul’un en büyük
ilçelerinden bir tanesinde 1 yılda 3 bin 500’den fazla üyemiz
istifa etti. Bakın İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni kazandık, ona
rağmen böyle bir tablo ortaya çıkıyor. Gidip hepsine sormamız,
neden istifa ettiklerini, gönüllerinin neden kırıldığını öğrenmemiz
lazım. 31 Mart seçimlerinde kalelerimiz dediğimiz ilçelerde seçime
katılım oranı da oy oranımız da düştü. Bunun nedenini öğrenmezsek
ileri nasıl adım atacağız? Genel Merkez bu konuda araştırmalar
yapmak zorunda. Dünya tarihinde ataletle kazanılan bir tek zafer
yoktur.
***CHP’nin az oy aldığı Doğu Anadolu Bölgesi ve
Avrupa’da örgütlenmeye ağırlık vereceği basına yansıdı, buna
yorumunuz nedir?
-Yapılması gereken bir iş. Zaten 81 ilde örgütlenmek görevimiz.
Ancak üzülerek söylüyorum hala Mardin İl Başkanlığımızın kapısı
kapalı. 24 Haziran seçimlerinde 20 bin oy aldık. Bu görevi
üstlenmeye layık, CHP bayrağını Mardin’de dalgalandıracak bir yiğit
elbette var. Bugüne kadar neden bu adımın atılmadığını merak
ediyorum. Tüm gücümüzle çalışmak zorundayız. Ankara’da oturarak
demokrasi mücadelesi verilmez. Demokrasi mücadelesi sahada,
sokakta, hayatın her alanında verilir. Kaybedilen her dakika,
israftır, zararlıdır. Biz iktidar istiyoruz. İktidarı kimse bize
altın tepside vermeyecek. Kazanmak zorundayız. Efendim birileri
diyor ki “Boş ver, ne olursa olsun kazanacağız.” Bu işin garantisi
yok. Çalışan kazanır. Bir takım ne kadar iyi olursa olsun sahada da
gol atması, mücadele etmesi, maçları kazanması gerekiyor. Biz bu
mücadeleyi ortaya koyarsak millet de tabelayı değiştirir. Ter
akıtmadan hiç kimse zafere ulaşamaz.