İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin tüzük
kurultayında konuştu. Akşener, "Ülkenin haline bakın: Belediyeler
yağmalanmış. Bakanlıklar arpalık olmuş. YSK adeta AK Parti seçim
işleri başkanlığı. İktidar adeta sandık darbecisi. Ortağı da onun
“hınk” deyicisi. Bir de damat var ki düşman başına. Bastığı yerde
ot bitmiyor. Tablo ne yazık ki bu" dedi.
İYİ Parti’nin 3. Olağanüstü Kurultayında konuşan Genel Başkan
Meral Akşener, “YSK’nin gerekçeli kararı açıklandı. Minareyi
çaldılar, kılıfı 250 sayfa. İspatlanmış, belgelenmiş bir tek çalma
çırpma yok. YSK’nin açıkladığı şey gerekçeli karar değil darbe
bildirisidir” dedi. Akşener, millete “çözüm” adı altında tuzak
kurulmaya çalışıldığını öne sürerek, “İktidarın küçük ortağının,
‘Öcalan avukatlarıyla görüşsün’ diyerek başlattığı bu süreç, Çözüm
Süreci'nin tekrarıdır” diye konuştu.
Akşener'in açıklamalarından satır başları şöyle:
6 MAYIS DARBESİ:
Ekonomik sorunlarla boğuşur hale getirilen Türkiye, bir yandan
da 6 Mayıs darbesinin yaralarıyla uğraşıyor . Demokrasi
geleneğimize vurulan darbe, Türkiye'de hukukun, adaletin yerle bir
edildiğinin en önemli göstergesi. Türkiye, yeni bir çözüm
saçmalığının başında, dış politikada ise oradan oraya savrulan ve
artık bu iktidar tarafından yönetilemez bir ülke haline getirildi.
Milletimiz çoluk çocuğunun geleceğinden endişe eder hale geldi.
Bütün kurumlar çürütülmüş, cami açılışları bile Sayın Erdoğan'ın oy
istediği, propaganda yaptığı yerler olmuştur. Hicap duyuyoruz.
BİR TÜRLÜ TÜRK OLAMADILAR:
Dış politikada altı ay önce Fırat'ın doğusuna girmekten
bahsedilirken, bugün görüyoruz ki Akdeniz'in doğusu da elden gitmek
üzere. Müslüman Uygur Türklerine “terörist” diyecek kadar kendini
kaybeden dışişleri yetkilisi maalesef halen görevde. Zulme uğrayan
Türk olduğunda, görmemek, duymamak, konuşmamak, iktidarın
değişmeyen politikasıdır. BOP'çu oldular. Avrasyacı oldular. Ama
bir türlü Türk olamadılar. Türk milleti adına tekrar çağrıda
bulunuyorum: Hükümet, Çin'in Uygur Türklerine uyguladığı zulme
sessiz kalmaktan bir an önce vazgeçmeli ve sesini
yükseltmelidir.
İKTİDARIN DEĞİŞTİRME ÇABASI YOK:
Ülkenin haline bakın: Belediyeler yağmalanmış. Bakanlıklar
arpalık olmuş. Yargı, Çay bahçesi, Saray ise, karadelik gibi, ne
varsa yutuyor. YSK adeta AK Parti seçim işleri başkanlığı İktidar
adeta sandık darbecisi. Ortağı da onun “hınk” deyicisi. Bir de
damat var ki düşman başına. Bastığı yerde ot bitmiyor. Tablo ne
yazık ki bu. İktidarın bu tabloyu değiştirmek için herhangi bir
çabası da yok. Sayın Erdoğan “bu kardeşinize yetkiyi verin, faizle
dövizle nasıl uğraşılırmış görün” diyordu. Yetkiyi aldı. Ama faizle
dövizle uğraşacağına, milletle uğraşıyor. Üç-beş oy fazla almak
için millete “illet, zillet, terörist” deyip durdular. ”
SEN KAPTAN SARAYINDASIN:
Hani Türkiye'nin beka sorunu vardı… Ne oldu beka sorununa? Ben
söyleyeyim, 31 Mart'ta o kulak çekildi. Şimdi hepsi sevgi kelebeği
pozu veriyor. Hatta Sayın Erdoğan'ın kalbi maşallah o kadar
yumuşamış ki “hepimiz aynı gemideyiz” demeye başladı. Doğrudur,
hepimiz aynı gemideyiz. Ama Kaptan Köşkü'nde -ki artık kaptan
Sarayı oldu- siz oturuyorsunuz ve göz göre göre gemiyi
batırıyorsunuz. Aynı gemideyiz diye sessiz mi kalalım? Biz, “bu
gemi milleti selamete çıkaracak bir bandırma vapuru olsun” diyoruz.
Biz, “Türkiye gemisi Nuh'un gemisi olsun, insanlığa umut olsun”
istiyoruz. Bu yüzden de, bu gemiyi batırmanıza izin
vermeyeceğiz.
YSK’NIN AÇIKLADIĞI DARBE BİLDİRİSİDİR:
Bütün bu yumuşama söylemlerinin bir tek maksadı var: 6 Mayıs
darbesini unutturmak istiyorlar. Biliyorsunuz, Sayın Erdoğan,
darbeci Kenan Evren'in bile yapmadığı bir işi yaptı, sandığı
tekmeledi. İstanbul seçimlerinin iptal edilmesi Erdoğan'ın millet
iradesine karşı yaptığı bir sivil darbedir. YSK'nın gerekçeli
kararı açıklandı. Minareyi çaldılar, kılıfı 250 sayfa. İspatlanmış,
belgelenmiş bir tek çalma çırpma yok. Şunu açıkça ortaya koyalım:
Darbenin gerekçesi olmaz. Darbe darbedir. YSK'nın açıkladığı şey
gerekçeli karar değil darbe bildirisidir. Yüzlerce sayfa yazıp da
söyleyemedikleri şey şudur: “Ne yapsaydık yani? Erdoğan talimat
verdi, biz de mecburen iptal ettik…” Mesele bu kadar açık. Darbeye
karşı alınacak tavır bellidir: Sonuna kadar milletin yanında ve
demokrasi safında yer almak.”
ÖCALAN’IN AVUKATLARIYLA GÖRÜŞMESİ:
“Bugün, milletimize bir kez daha “çözüm” adı altında tuzak
kurulmaya çalışılmaktadır. İktidarın küçük ortağının, “Öcalan
avukatlarıyla görüşsün” diyerek başlattığı bu süreç, çözüm
sürecinin tekrarıdır. Terörist başının avukatlarıyla
görüştürülmesi, bölücü örgütü yönetmesine izin vermek demektir.
Yine takalar gidip geliyor. Yine hükümetin izni ile mektuplar
okunuyor. 793 şehit vererek hendekten çıkardığımız devletimiz, yine
bir çukura sürüklenmek isteniyor. Bu kirli süreç, Türk milletinin
başına çuval geçirme girişimidir. Aylarca “beka, beka” diye
gezdiler. “Terörü bitirdik, sadece 700 terörist kaldı” dediler.
Şimdi neden pazarlığa oturduklarını, Türk milletine izah etmek
zorundalar. Sn. Erdoğan ve ortağına soruyorum: Bu aziz milletle ne
derdiniz var? Ne derdiniz var da, sandığı devirip teröristle
pazarlık masası kuruyorsunuz? O masadan derhal kalkın. İhanet
sürecine derhal son verin. Milli iradeye hak ettiği saygıyı
gösterin”