Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD ile
gerçekleşen görüşmelerin ardından açıklamada bulundu. Ateşkes
olmadığını vurgulayan Çavuşoğlu, "Ateşkes ancak iki meşru taraf
arasında yapılır. Biz sadece zaten operasyonun hedefi olan
teröristlerin güvenli bölgeden çıkması için harekâta ara veriyoruz.
Güvenli bölgeden bu terör unsurları tamamen bölgeden çıktıktan
sonra ancak harekâtı durdurabiliriz" dedi.
Çavuşoğlu’nun konuşmasından satır başları şöyle;
“ABD tarafı Türkiye’nin meşru güvenlik çıkarları doğrultusunda
güvenli bölgenin önemi ve işlevselliğini kabul etti. Buranın
kontrolünü TSK tarafından yapılmasında tam mutabakat sağlandı.
Böylelikle ABD tarafı harekâtımızın ve hedeflerimizin meşrutiyetini
kabul etmiş oldu. Bundan süreçte de herkesle işbiriliğimizi
sürdüreceğiz.
“DURDURMA DEĞİL ARA VERECEĞİZ”
YPG’nin ağır silahlarının toplanması, mevzilerinin imha
edilmesi hususlarında mutabakat sağladık. Suriye’nin toprak
bütünlüğünün korunmasında ve BM Güvenlik Konseyi’nin 2/54 sayılı
kararı temelinde siyasi sürece bağlılığımızı da bir kere daha teyit
ettik. PKK, YPG’nin 120 saat içinde güvenli bölgeden çıkması için
Barış Pınarı Operasyonuna ara vereceğiz. Durdurma değil ara
vereceğiz. Bu bir ateşkes değildir. Ateşkes ancak iki meşru taraf
arasında yapılır. Biz sadece zaten operasyonun hedefi olan
teröristlerin güvenli bölgeden çıkması için harekâta ara veriyoruz.
Güvenli bölgeden bu terör unsurları tamamen bölgeden çıktıktan
sonra ancak harekâtı durdurabiliriz. Ancak terör unsurlarının
çıkmasından sonra operasyonu durdurmamız söz konusu olacaktır.
“MEVCUT YAPTIRIMLAR KALDIRILACAKTIR”
Biz operasyona ara verdiğimizde ABD tarafı yaptırım
uygulamalarını durduracaktır. Biraz önceki şartlar gerçekleştikten
sonra yani 120 saat içinde YPG unsurları çıktıktan sonra biz ancak
harekatı durdurabiliriz. Bu aşamadan sonra da şu andaki mevcut
yaptırımlar kaldırılacaktır.
Fırat Doğu’sunda DEAŞ ile mücadele konusunda da gayet tabi
işbirliği içinde çalışacağız. DEAŞ’a karşı bugüne kadar Türkiye çok
kararlı bir şekilde mücadele vermişti. Bundan sonra da DEAŞ ile
mücadelede işbirliği içerisinde olacağımıza mutabık kaldık.
Sayın Cumhurbaşkanımızda heyetleriniz gelsin o zaman bakalım
diyor. ABD o zaman da harekâtı durdurun diyordu. Dünden bugüne
heyetler burada. Tüm arkadaşlarımızla, bakanlığımızdaki çalışma
arkadaşlarımızla dünden beri bu süreci yürüttük. Tüm çalışma
arkadaşlarımıza da huzurlarınızda teşekkürlerimi sunuyorum.
GÜVENLİ BÖLGE ALANI SINIRLI MI KALACAK?
Bu bölgeden ABD askerleri çekiliyor. Münbiç dahil bazı
bölgelerde rejim var. Fırat’ın doğusunda da Kamışlı dahil rejimin
olduğunu biliyorsunuz. Dünden itibaren Kobani bölgesine de rejim ve
Rusya unsurları girdi. Dolayısıyla Münbiç ve bazı bölgeler dahil
kimlerle görüşeceğiz Rusya ile. Dün akşam Sayın Cumhurbaşkanımız
Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin ile bir telefon görüşmesi
gerçekleştirdi. Sayın Putin’de Cumhurbaşkanımızı görüşmek üzere
Soçi’ye davet etti. İnşallah ayın 22’sinde Rusya ile bu konuları
ele alacağız. Ama bizim amacımız nedir? 32 km derinlikte ve de
Fırat’ın batısında Irak sınırına kadar yani 444 km’lik bir
uzunlukta hiçbir teröristtin kalmaması tüm bu bölgenin güvenli
bölge olarak tesis edilmesi bizim güvenliğimiz açısından da önemli…
Bildiğiniz gibi Sayın Cumhurbaşkanımızın sürekli vurguladığı ve
liderlerle görüşmelerinde de anlattığı gibi bu bölgelere Suriye’de
evini terk etmek zorunda kalan bizdeki ve Suriye içindeki
göçmenlerin dönmesi de söz konusu. Yani bunun sadece güvenlik
boyutu yok.”
“HAREKÂT, TERÖR ÖRGÜTÜ SİLAHLARI BIRAKMADAN SONA
ERMEYECEK” AÇIKLAMASI
Bir basın mensubu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Harekât
terör örgütü silahları bırakmadan sona ermeyecek” açıklamasını
hatırlatarak “YPG’nin geri çekilmesi silahları terör örgütünün
bırakacağı anlamına mı geliyor?” sordu. Çavuşoğlu bu soruyu şöyle
yanıtladı;
“Konuşmamda da vurguladığım gibi burada sadece YPG’lilerin
çekilmesi değil, YPG’lilerin elindeki silahların alınması. Sadece
ellerindeki silahların alınması da yeterli değil. Tüm mevzilerinin
kullanılamaz hale getirilmesi ve tahkimatların yıkılması dahil
hepsi var.
13 KASIM’DAKİ ABD GÖRÜŞMESİ
Trump davet etti. Ve bugün de gördük ki davet halen geçerli.
Dünden beri yapmış olduğumuz görüşmelerde bunu görüyoruz. Tabi ki
önümüzdeki süreçte bu ortak açıklamadaki unsurlar başarılı bir
şekilde uygulanır. Endişelerimiz giderilir, beklentilerimiz
karşılanır. Tabi ki bu ziyarette o şartlarda gerçekleşir.
YAPTIRIMLAR HANGİ ÇERÇEVEDE KALKACAK? NASIL BİR YOL
İZLENECEK
ABD’nin başkanlık kararıyla bir yaptırımı oldu sınırlı bir
şekilde. Yani bazı bakanlarımız üzerine. Bunların esasen fiiliyatta
bir önemi yok. Hiçbir bakanımızın ABD’de bir mal varlığı da yok.
Daha önce İçişleri ve Adalet bakanımıza yönelik bir yaptırımı
olmuştu. Daha sonra biz de karşılığını verdik kaldırdık. Şimdi 120
saatlik bir ara verme var. Durma değil, ara verme. Bu teröristlerin
buradan çıkması için. Bunu ABD yapacak. Bu süreç başladığı zaman
ABD’nin taahhüdü ilave yaptırımlarla ilgili herhangi bir çalışma
olmayacak. 120 saatlik süreden sonra bu teröristler tamamen buradan
çekilirse ve bu şartlar yerine geldiği zaman. O zaman biz harekâtı
durduracağız. Dolayısıyla bu gerçekleştiği andan itibaren de şu
anda ki mevcut yaptırımlarda ortadan kaldırılacak.
“SURİYELİLER EVLERİNE DÖNDÜKTEN SONRA DA İHTİYAÇLARININ
KARŞILANMASI GEREKİYOR”
İnsani konular bir matematik konusu değildir. Her şeyden önce
buraların tamamen güvenli bölge olması lazım. Bu insanların gönüllü
olarak buralara dönmesini desteklememiz lazım. Döndükten sonra da
onların en temel ihtiyaçlarının karşılanması gerekiyor.
Cumhurbaşkanımızın görüştüğü muhataplarla paylaştığı projenin
içeriği nedir? Bu dönen insanlara neler yapılacak. Bunların
konutlarının yapılması gerekiyor… Sağlık, eğitim, su elektrik gibi
temel ihtiyaçlarının karşılanması lazım. Hayatlarını idam
edebilmesi için gerek tarım gerekse diğer alanlarda istihdam dahil
projelerle aşamaya geçmesi lazım. Geçmişten iki örnek verelim.
Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekâtlarından sonra teröristlerden
DEAŞ ve PKK’dan temizlediğimiz alanlarda şu ana kadar 365 binden
fazla göçmen evlerine döndü. Bir günde dönmedi aşama aşama döndü.
Yani bir takvimlendirilmiş bir şey olmaz. Ama ilk etapta bir milyon
daha sonraki aşamada da iki milyon insanın kendi evlerine dönmesi
ve dönerken de onlara gerekli desteği verilmesi bizim
planımız.
TOPLANTI GERGİN Mİ BAŞLADI?
Her liderin bir mizacı var. Dolayısıyla genel anlamda
baktığınız zaman Pence’in mizacı bize göre ciddi duruyor. Her şey
açık açık konuşarak başladı. Cumhurbaşkanımızı gayet net ve samimi
bir şekilde bugüne kadar ki kaygılarımız bu noktaya niye geldik
gibi meselelerin hepsini konuştu.
RUSYA İÇİN ABD BİR GARANTİ VERDİ Mİ?
Rusya’nın girip girmemesi ABD’nin elinde olan bir şey değil.
Zaten onlar başından beri bize biz çekilirsek onlar gelir diyordu.
Bizde Ruslarla değişik konularda anlaşsak da anlaşmasak da uzun
zamandır çalışıyoruz. Salı günü de Soçi’ye gitmemizin sebebi de bu.
Ama tabi Kobani meselesini de gündeme biz getirdik sorduk. Pence’in
dediği gibi biz oraya girmeyeceğiz gibi bir şey konuşulmadı.
Onların söylediği şu artık orada Ruslarla rejim var. ‘Onu siz de
Ruslarla görüşürsünüz’ dedi.
TRUMP’IN ERDOĞAN’A TEŞEKKÜR TWEETİ
Değerli arkadaşlar Trump’ın tweetleri biliyorsunuz herkesi
şaşırtmıyor artık. Yani farklı farklı kısa süre içerisinde bile
tweetler atması ABD’nin de çok ilgisi çekiyor. Böyle bir
mutabakattan memnuniyet duyması önemli. “Milyonlar” gibi abartması
ona bir şey söyleyemeyeceğim.
TRUMP’IN ERDOĞAN’A MEKTUBU HAKKINDA
Fakat bahsettiğiniz mektup konusu ile ilgili biz harekâtı ne
zaman başlattık? 9’unda başlattık. Dolayısıyla biz zaten cevabımızı
sahada verdik bir. İkincisi bizim herhangi bir teröristle
müzakereye giremeyeceğimizi bizzat Sayın Cumhurbaşkanımız Trump’a
söylemiştir. Ayrıca Trump’ın teröristlerle muhatap olmasının da
doğru bulmadığını keza Cumhurbaşkanımız bugünkü grup konuşmasında
da net bir şekilde söyledi. Diğer taraftan böyle bir arabuluculuğun
da doğru olmayacağını ve kabul edilemeyeceğini söyledi. ABD’ye de
bunun yakışmadığını söyledi.
Mektuptaki uslubun yakışıp yakışmadığına bakıyoruz zaten
ABD’liler cevap veriyor. ABD toplumu ‘böyle bir seviyesizlik
görmedik’ diye temelinde daha birçok yorumlar var siz de takip
ediyorsunuz. Yani biz böyle bir seviyesizlik olduğu zaman da
doğrusu Türkiye Cumhuriyeti ciddi bir devlettir. Cumhurbaşkanımızın
böyle bir seviyeye inmesi de hiçbir zaman olmamıştır olmazda.
Hiçbir devlet yöneticimizin bugüne kadar geçmişte de böyle bir
seviyeye indiğini görmedik. Seviye ile ilgili en iyi cevabı da ABD
halkı vermektedir.
120 SAAT İÇERİSİNDE NASIL BİR GÖZLEM
OLACAK
Ara vermek demek çekilmek değildir. Biz orada olacağız var
olmaya devam edeceğiz. Gerek oradaki mevcudiyetimiz gerekse
istihbari kaynaklarımızla birlikte ne yapıldığını ve ne
yapılmadığını bizzat takip edeceğiz. Gözümüzün önünde olacak
denetimini de yapacağız. Çünkü geçmişte tecrübelerimiz var. Münbiç
tecrübesi var, yine ABD ile sahada güvenli bölge oluşturulmasında
çalışmalar var. Olanlar var olmayanlar var. Bunların detayına
girmeye gerek yok. Ama burada ne olup ne bittiğini biz görmüş
olacağız. Bu 120 saatlik yani 5 günlük süre içerisinde.”
KAYNAK: SÖZCÜ