TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal
İşler Komisyonu CHP Grubu Sözcüsü Ünal Demirtaş, temaslı
olması nedeniyle karantinaya alınan işçilerin, karantina süresinde
geçici iş göremezlik ödeneğinden faydalanması gerektiğini
söyledi.
KARANTİNADAKİ İŞÇİ GEÇİMİNİ NASIL
SAĞLAYACAK?
CHP’li Demirtaş, TBMM Başkanlığı’na sunduğu Kanun teklifi ile
ilgili olarak “ Geçici iş göremezlik ödeneği iş, kazası, meslek
hastalığı ve analık sigorta kollarından istirahatli bulunan
sigortalıya işten ayrı kaldığı günler için kurumca ödenen maddi
yardım anlamına geliyor.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası
Kanunu’nun ilgili maddesi, bu hali ile hasta olmadığı halde
karantinada olması gereken işçiler açısından uygulanabilir durumda
değil. Ancak dünyada ve ülkemizde Covid-19 nedeniyle olağanüstü bir
dönem geçiriliyor.
Kanunun mevcut hali, Covid 19 nedeniyle karantinada bulunması
gereken işçileri kapsamıyor. Karantinada bulunan işçinin ücreti,
işe gitmemesi nedeniyle kesiliyor. İşçiye eğer karantinada olması
gereken bu dönem için güvence verilmezse, çalışmak dışında başka
bir alternatifi kalmıyor.
Çünkü kendisinin ve ailesinin geçimini sağlayabileceği bir
geliri kalmıyor. Karantinadaki işçi geçimini nasıl sağlayacak?
Kendisinin ve ailesinin ihtiyaçlarını nasıl karşılayacak? Yasadaki
kapsamı geçici bir madde ile genişletilmeli ve işçilere geçimlerini
sağlamak için bu güvence verilmelidir” dedi.
Ünal Demirtaş,5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık
Sigortası Kanunu’nda Değişiklik yapılması için verdiği kanun
teklifinin gerekçesinde toplum sağlığı açısından bu düzenlemenin
şart olduğuna vurgu yaptı. Hasta olmadığı için işe gitmediğinde
ücreti kesilen, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun geçici iş göremezlik
ödeneğinden de faydalanamayan işçinin hiçbir geliri olmadığını
söyleyen CHP’li Demirtaş; “Bu durumda geçimini sağlamak için
karantinada olması gereken işçiler açısından çalışmak dışında bir
alternatif kalmamaktadır.
Oysa özellikle Covid 19 hastalığı taşıdığı yüksek bulaşıcılık
riski nedeniyle, hastalığı taşımasa bile hasta olan kişilerle temas
etmiş kişilerin karantinada bulunmasının, toplum sağlığı açısından
zorunlu bir tedbir olduğu ısrarla ifade edilmektedir.
İşçilerin yoğunluklu olarak toplu taşıma araçlarını kullandığı
ve kalabalık ortamlarda çalıştığı da göz önüne alınacak olursa,
temaslı olan bir işçinin karantina yerine çalışmaya mecbur
bırakılması, virüsün yayılmasını kaçınılmaz hale getirmektedir”
ifadelerine yer verdi.
"SALGIN KARŞISINDA İŞÇİLER ÇARESİZ
BIRAKILDI…"
Sağlık Bakanı tarafından yapılan açıklamaya göre, vaka sayıları
eylül ayının başından itibaren sürekli artan bir seyir izlemiştir.
Kış aylarının yaklaştığı bu dönemde, salgının yayılma hızının
arttıracağı ortadadır. Bu nedenle karşılaşılacak daha kötü tablolar
öncesinde özellikle iş ve çalışma hayatı bakımında önlemlerin
ivedilikle alınması gerekmektedir. Çünkü ülkemizde nüfusun büyük
bölümünü ücretli çalışanlar ile ailelerinden oluşturmaktadır.
Ülkemizde 14 milyon 250 bin kayıtlı işçi bulunmaktadır. Geçimlerini
sağladıkları aileleri de göz önüne alındığında, nüfusumuzun yarıdan
fazlası işçiler ile bakmakla yükümlü oldukları ailelerinden
oluşmaktadır. Bu nedenle işçilerin Covid-19’a karşı sosyal ve
ekonomik haklar bakımından korunmalarını sağlamak sosyal hukuk
devletinin gereğidir. Ancak pandeminin ülkemizde görüldüğü ilk
andan itibaren, işçiler büyük zorluklar ve mağduriyetler
yaşamışlardır.
Covid 19 sürecinin başından bugüne kadar salgın nedeniyle
yüzlerce işçi hayatını kaybetmiş, binlerce işçi ise hastalanmıştır.
İhtiyaçları olan ekonomik destek sağlanmamış, sağlıkları için
gerekli olan kişisel koruyucu donanımlar zamanında ve gerektiği
gibi temin edilmemiş hatta pek çok işçiye semptom göstermediği
gerekçesi ile test dahi yapılmamıştır. Bulaşıcılık riskinin çok
yüksek olduğu, sokağa çıkma yasaklarının uygulandığı dönemlerde
bile işçiler, üretim baskısı altında zorla çalıştırılmış, çalışmak
zorunda bırakılmıştır. İktidar, işçilere ihtiyaç duydukları
ekonomik ve sosyal güvenceleri sağlamamış, onları bu süreçte yalnız
bırakmıştır. Sağlıkları ile geçim derdi arasında tercih yapmak
zorunda bırakılan işçiler, kendilerinin, ailelerinin ve toplumun
sağlığını riske atacak şekilde çalışmaya zorlanmaktadır.
"İŞÇİNİN, AİLESİNİN VE TOPLUMUN SAĞLIĞI
KORUNACAK"
Sağlık Bakanlığı tarafından hasta kişilerle temas etmiş
olanların kendilerini karantinaya alması gerektiği ifade edilirken,
bu durumda olan işçiler ise korumasız bırakılmıştır. Çalışma
hayatında aktif sigortalı olan işçinin aynı ev içinde yaşadığı aile
bireylerinden birinin Covid 19’a yakalanması durumunda, çalışmaya
devam etmemesi ve 14 günlük karantina sürecini, toplumdan ve iş
yerinden izole olmuş bir şekilde geçirmesi gerekmektedir. Bu
tedbir, dünyada virüsün yayılmasını engelleyecek en etkili yol
olarak görülmektedir. Ancak 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanun’da, bu durumda olan işçilerin ekonomik
güvencelerini sağlayacak bir düzenleme bulunmamaktadır.
Teklif edilen düzenlemeyle, hasta olmasa bile ailesinde ya da
iş yerinde, bulaşı çıkması nedeniyle, sağlık kurumları tarafından
karantinada olması gerektiği tespit edilen işçilerin de geçici iş
görmezlik ödeneği kapsamına alınması sağlanmış olacak, bu sayede de
hem işçinin, hem ailesinin, hem de toplumun sağlığı korunmuş
olacaktır.