Demokrat Parti Kocaeli İl Başkanı Mustafa Nazlıgül yazılı basın
açıklaması yayınladı. Nazlıgül yaptığı açıklamada şu ifadeleri
kullandı: “Geçtiğimiz hafta yaşadıklarımız; bu iktidarın kendini
inkar ettiği, yaptıklarını tevil ettiği yeni bir döneme girdiğimizi
gösteriyor. Devlet, ciddiyetini kaybetmiştir. Dahası, yönünü ve
hedeflerini de yitirmiştir. Yaşananlar bir politika değişikliği
olarak algılanamayacak kadar kötüdür. Bu bir savrulmadır.
“DEVLET İFLAS ETTİRİLMİŞTİR”
Ekonomi karnesine bakarsak; damat olabilmiş olmak dışında bir
meziyeti bulunmadığı ispatlı Ekonomi Bakanının istifası ve bu
istifanın yöntemi hayli ilginçtir. Böylesine bir gelişme karşısında
27 saat boyunca hem iktidar medyasının hem de iktidar üyelerinin
suskunluğu, geldiğimiz noktanın kısa bir izahıdır. Liyakatsizlik,
beceriksizlik ve keyfi bir tutum sonucunda, deyim yerindeyse, tam
anlamıyla devlet iflas ettirilmiştir. Aktörlerden biri istifa
ederek sorumluluktan kaçmış, bir diğeri ise "reform" sözleri ile
kendi sorumluluğunu diğerine yüklemiştir.
“MİLLET ELDE AVUÇTA NE VARSA KAYBETTİ”
Maalesef bütün bunlar karşısında olan yine bu iktidarın bütün
yanlışlarının maliyetini ödemek zorunda kalan bu millete olmuştur.
Yıllardır günbegün fakirleşen millet, son iki yılda elde avuçta ne
varsa kaybetmiştir. Bu beceriksizlerin borçlarının faizi için, “bu
milletin geleceği ve emeği” ipotek edilmiştir. Millet, evine ekmek
götüremez hale gelmiştir.
“AÇIZ DİYEBİLEN SORUŞTURMAYA UĞRADI”
Daha da acısı; kurdukları düzen, inşa ettikleri korku duvarları
milletin sesini kısmıştır. Sesini duyurabilen, ‘açız’ diyebilen ise
‘meseleyi abartmakla’ suçlanarak akabinde soruşturmaya uğramıştır
ya da eline tutuşturulan bir kâğıtla yanlış anlaşıldığını ispat
etmek zorunda bırakılmıştır. Elbette ki milletin haykırışını
duymayanların, karnının gurultusunu duymasını beklemek abesle
iştigal olur.
“EN TEMEL GIDALAR İTHAL EDİLDİ”
Hazinenin ihtiyat akçesini, milletin kefen parasını itibar
korumak için yiyenler, millet yiyecek ekmek bulamazken oturdukları
sarayda günlük 10 milyon TL, eski parayla 10 trilyon TL para
yiyenler, eşini, dostunu, akrabasını kurumlara dolduranlar,
‘eski’lerine maaş bağlamak için yetkisiz ve etkisiz kurumlar ve
kurullar ihdas edenler, lokmayı milletin elinden alan, hırkayı
sırtından çalanlar, ne acıdır ki yine millete "acıyı bal eyle"
demekte, acı reçete önermektedirler. İktidarın yanlışları nedeniyle
buralarda sıfatlar da değişmiştir. Dünya'nın tahıl ambarı olan bu
bereketli topraklar, dünyanın tahıl pazarı haline gelmiştir. En
temel gıda ürünleri bile ithal edilir hale getirilmiştir. Geçmişte
en temel ihraç kalemi olan ne varsa şimdi milletin ihtiyaç kalemi
haline gelmiştir.
“İNSANIMIZIN ACISI YETMİYOR MU?”
Ekmeyi, biçmeyi, üretmeyi bilen bir millete tüm bunlar
unutturulmuştur. Millete faiz ödemek, borç ödemek, acı reçetelere
uymak öğretilmiştir. Bu millet, mahallesindeki manava, bakkala,
kasaba borcu yetmiyormuş gibi 3-5 imtiyazlı holding patronuna da
KÖİ projeleri nedeniyle gırtlağa kadar borçlandırılmıştır. Asgari
ücretle geçinmeye çalışan insanımızın acısı yetmiyor mu? Evine
ekmek götüremediği için boynu bükük insanımızın acısı yetmiyor mu?
Yıllardır işsiz gezen, sizden olmadığı için karnı aç yatan, evladı
bir şey isteyecek fakat yokluk nedeniyle yapamayacak olduğu için
evladı uyuduktan sonra evine giren annenin babanın yaşadığı acı
yetmedi mi?
“GENÇLERİN ACISI YETMEDİ Mİİ?”
Yıllarca dirsek çürüten, hayaller kuran, imkânsızlıklara ve
fırsat eşitsizliğine rağmen okulundan mezun olan, umutlarını
çaldığınız gençlerin acısı yetmedi mi? Tazminatları ödenmeyen
madencilerin, ‘babamın hakkını verin’ diyen çocuğun acısı yetmedi
mi? Layıkıyla okumuş, yetkinlik kazanmış, şartları yerine getirmiş
ancak saçma sapan mülakat sisteminiz, daha doğrusu ‘elek’
sisteminiz sebebiyle hak etmiş olmasına rağmen işe alınmayan,
böylesine çarpık tercihler nedeniyle kahrolan gençlerin acısı
yetmedi mi?
“EN BECERİKSİZ OLDUKLARI KONU ADALET VE
KALKINMA”
İŞKUR önünde midesine lokma girmeden saatlerce beklemekten
ayaklarına kara sular inen insanımızın, sütü para etmediği için
ineğini mezbahaya götüren gözleri yaşlı köylünün, taban fiyatlara
uyulmadığı için mahsulü para etmeyen, ithal ürünle baş edemeyen,
ekini tarlada kalan çiftçinin acısı yetmedi mi? Kış geldi, yakacak
odunu kömürü olmayan, milletten aldığı fahiş bedelleri hem de
Kızılay üzerinden yandaş vakıflara bahşeden firmalardan doğalgaz
alacak parası olmadığı için battaniye ile oturmak zorunda kalan,
evlatlarının ellerini avuçları arasında ısıtan ebeveynlerin acısı
yetmedi mi? Acı hep mi millete be kardeşim? Acı hep mi bize? Sayın
Cumhurbaşkanı yargıda da reform sinyali verdi. Aslında böylece en
beceriksiz oldukları iki konuyu da ifşa etmiş oldu: Adalet ve
Kalkınma!
“BU KEYFİ ANLAYIŞ GİDECEK”
‘Yargıda reform’ ve ‘ekonomide reform’ söylemleri, AKP'nin
artık yoklukla malul hale geldiğini gösteriyor. İktidar partisi bu
noktaya, onca uyarıya rağmen gelmiştir. 3 maymunu oynayarak,
ekonominin halini görmeyerek, vatandaşın sesini duymayarak, şahsi
çıkarları için susarak bu noktaya gelinmiştir. Çözüm bellidir! Bu
keyfi anlayış gidecek, Türkiye ekonominin en temel girdisi olan
adaleti ve demokrasiyi tesis ederek güçlenecektir. Bunun içinse
Demokrat Parti'nin siyasi birikimi, ilkeleri ve tecrübesi
yeterlidir.