EYT SYDD Twitter Yöneticisi Funda Öncü’den iktidara çok zor soru?

EYT SYDD Twitter Yöneticisi Funda Öncü, Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilgili bakanlıklar, AKP ve kimi bakanları etiketleyerek asgari ücretle ilgili çok zor bir soru sordu… Bu soru bile asgari ücretle çalışan vatandaşların ne durumda olduğunu ortaya koymaya yetti

Adı her ne kadar “Emeklilikte Yaş Takılanlar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (EYT SYDD) olsa da aslına bakarsanız bu topluluğun tek derdi bu değil, tek sorunu da bu değil… Emeklilikte yaşa takılanlara, Cumhurbaşkanı Erdoğan, hep Avrupa’yı örnek gösteriyor malumunuz. Hani şu hayat şartlarının, refah düzeyinin yüksek olduğu Avrupa’yı. İnsan yaşamına önem verilen, ucuz iş gücüyle yatırımcı çekmeye yeltenmeyen Avrupa’yı. İnsanların 67 ve daha üstü yaşta emekli olduğu ancak emekli olana kadar dengeli beslenecek, sosyal yaşam sürebilecek bir maaş alabildiği, sosyal haklarının olduğu, çalışmaktan keyif alabildiği Avrupa’dan. Hani orada bir temizlik personelinin aldığı maaşla, Türkiye’de en lüks otelde tatil yapabildiği Avrupa’dan. Türkiye’den insanların, daha iyi para kazanabilmek adına gurbetçi olarak gittiği Avrupa’dan… Bir defa insanların hem beden hem de ruh sağlığı düzgün kalıyor Avrupa’da. Geçim derdi gütmüyor, ayın sonunu düşünmüyor. Çocuklarını nasıl okutacağını, evlendireceğini düşünmüyor. Evine et giriyor; kimse onlara bir sözde sanatçı bozuntusu gibi “Fasulye pahalı ise yemesinler” demiyor. Avrupa’daki ülkelerde açlık sınırının altında milyonlar çalışmıyor.

360 GÜNDE BİR DÜŞEN MAAŞ VE 1000 LİRA

Tüm bu saydıklarımızın aksinin yaşandığı ülkemizde tek denklik, emekli olma yaşında… Bizim ülkemizde dengeli beslenme yok mesela; bir AKP’li çıkıp insanlara çay ve simit hesabı yaparak insanları asgari ücretin düşük olmadığına inandırmaya çabalıyor. Bizim ülkemizde milyonlarca insan asgari ücretle çalışıyor. Pek çok kişi de kayıt dışı, bu ücretin altında iş yapıyor. Emeklilikte yaşa takılan, yanlış özelleştirme politikalarından sebep ya da başka nedenlerle mevcut işinden ayrılmışsa yaşından dolayı bir daha iş bulamıyor. Geçinemediği için 45-55 yaş aralığındaki bu insanlar amelelik yapıyor, temizliğe gidiyor. Üstüne bir de sağlık sigortasından dahi yararlanamıyor. Bir işte çalışan ise şanslı görünüyor. Ancak onda da şöyle bir şey var; bu insan prim gün sayısını doldurmuşsa bu kez her 360 günde bir kendisine bağlanacak maaş, bir miktar azalıyor. Aylık bağlama oranları çok düşük. Bugün bir asgari ücretli emekli olsa alacağı maaş 1000 lira civarında. Emekli olduktan sonra eline geçecek birikmiş para yani kıdem tazminatına bile göz dikilmiş durumda. Bu insanlar asgari ücrete mahkum, sosyal hayatı olmadan borç harç içinde kıt kanaat geçinmeye çabalayıp, sonra emekli olacak ve hayatının kalan kısmını da çok daha alt seviyelerde bir maaşla sürdürme gibi bir mucizeyi gerçekleştirmeye çalışacak.

BU YAŞTA GÜNDELİK İŞLERDE ÇALIŞIYORLAR

Avrupa öyle mi? Avrupa’nın örnek alınan tek yanı; emeklilik yaşı… Avrupa’da yasalar da geri işletilmiyor ayrıca. Emekliliğe hak kazanmış insanlar, 1 ila 17 yıl arasında mağdur edilmezdi Avrupa’da. Bu hukuka ters olurdu. İşte bu insanlar, o gün bugün mağdur. Bir gecede çıkarılan yasadan, tüm mücadele ve çabalarına rağmen bırakın bir gecede kurtulmayı, yıllardır kurtulamadılar. Kimisi gündelik işlerde çalışıyor, sigortası yok; kimisi ele güne muhtaç, kimisi çalışıyor ama bağlanacak aylık maaştan umutsuz. Ve bu insanların bir kısmı hem asgari ücrete mahkum çalışmanın, hem yaşa takılmanın hem kıdem tazminatının mağduriyetini yaşıyor. İşte bu yüzden EYT, hak gaspı olan her konuya el atıyor, her mağduriyeti gündemine alıyor. EYT’nin kapsamı adının çok ötesinde bu yüzden. Ve bunu henüz federasyon olmadan yapıyor. 2 milyon katılımlı mitinglerle yapıyor, toplantılarla yapıyor, milyonlarca kişinin yer aldığı sosyal medya ile yapıyor, imzalar toplayarak yapıyor, Meclis’i hareketlendirerek, sandıkta hep birlikte hareket ederek yapıyor.

PEK ÇOK MAĞDURİYET DE EYT’NİN MESELESİ

“Kıdem tazminatıma” dokunma diyor, “Staj mağduriyetlerini gider” diyor, “Aylık bağlama oranını (ABO) düzelt” diyor, “Asgari ücreti yükselt” diyor, “Bizi emekli et” diyor… EYT SYDD, bu mücadelenin lokomotifi ve çok sağdık, her görüşten bir kitleye sahip. EYT, bir aileye dönüşmüş durumda. Mağduriyetin bir araya getirdiği bir kitle. Zaman zaman bir kanser hastasına destek için harekete geçen, kimi zaman başka sosyal kampanyalar yapan bu aile; yaşadıkları mağduriyet nedeniyle her türlü mağduriyetle empati duyabiliyor, bunu içselleştirebiliyor. Ve bu kitlenin her bireyi, zamanla daha da bilinçli bir hal alıyor. Bu ailede kavga yok, kırma dökme yok, yasal ve demokratik çerçevede hak arama var. Ve bu aile, ne yaparsa yapsın; bugüne kadar hükümetin gündemine çözüm odaklı giremedi. Ama onları ayakta tutan umutları tükenmiyor. Meclis tatilde olduğunda dahi, bir günleri mücadelesiz geçmiyor.

“SİZ HİÇ OĞLUM BU SENE ÜNİVERSİTEYİ…?”

EYT SYDD, hem Facebook hem de Twitter’ı çok etkili kullanan bir oluşum. Medyanın kendilerine kör sağır olması dahi, ellerinde bulunan bu güçten dolayı onları etkisiz hale getiremedi. Sosyal medya, EYT’nin can damarı oldu. Bugün, yandaş basın dahi EYT’yi konuşur hale geldiyse bunda sosyal medyanın EYT’yi ayakta tutmasının payı büyük. EYT SYDD’nin Twitter’dan sorumlu kıldığı isim Funda Öncü. Ve bu isim, oldukça etkili çalışmaları tetikleyebiliyor. Dün gece “#EytAlınTerindenVazGeçmez” hashtagi ile yine EYT’yi gündem yapan Öncü, bir önceki çalışmada ise başlattığı “#AsgariÜcretleYaşanmıyor” hashtagini başlattığı zor ve boğazda düğümlenen üzücü soru ile gündeme geldi. Öncü, AKP’yi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı, Aile ve Çalışma Bakanlığını, Bakan Zehra Zümrüt Sevinci, TÜİK’i, Hazine ve Maliye Bakanlığını, Bakan Berat Albayrak’ı etiketleyerek onlara “Siz hiç oğlum bu sene üniversiteyi kazanmasın diye dua ettiniz mi?” diye sordu… Asgari ücrete çalışıp ayın sonunu getiremeyen bir babanın ya da bir annenin; evladını okutacak maddi gücünün olmaması ne kadar acı değil mi? Çaresizlik var bu soruda… Oğluna pantolon alamayan Körfezli babanın intiharı var. Çocuklarını ısıtamadığı için bir annenin kendini asması var. Funda Öncü, çok zor bir soru sormuş ve muhataplarının hiç birinden cevap alamayacak; çünkü onlar bu duyguyu hiç tatmadılar.

ÖNCÜ’NÜN TWEETİ ŞÖYLE:

Siz hiç oğlum bu sene üniversiteyi kazanmasın diye dua ettiniz mi?

@Akparti

@RTErdogan

@ailevecalisma

@ZehraZumrutS

@tuikbilgi

@BeratAlbayrak

@HMBakanligi

#AsgariÜcretleYaşanmıyor

SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber