Her yaştan çocuk ve yetişkin, Strada MEydan Sanat Merkezi'nde buluşuyor
İzmit ve Sakarya’daki Strada Meydan Sanat merkezlerinin kurucusu Nurhan Deniz Dolgun ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Dolgun, sanat eğitimi için her yaştan çocuk ve yetişkini, sanat merkezlerine davet etti
Kocaeli’nin İzmit ilçesi ve Sakarya’da faaliyet gösteren Strada Meydan Sanat merkezlerinin kurucusu ve Genel Müdürü Nurhan Deniz Dolgun ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Sanat merkezinde neler yapıldığını, hangi dalda eğitimler verildiğini ve bir çok merak edilen konuyu söyleşimizde bizlere aktaran Nurhan Deniz Dolgun, sanat eğitimi için her yaştan çocuk ve yetişkini, sanat merkezlerine davet etti. Sizleri, söyleşimizle baş başa bırakıyoruz…
Merhaba Nurhan Hanım, öncelikle okurlarımız için kendinizi
tanıtabilir misiniz?
Merhaba, ben Nurhan Deniz Dolgun. 17 yıl önce kurduğum İzmit ve Sakarya Sanat Merkezlerinin genel müdürüyüm. Asılında hukuk mezunuyum ama mesleğim olan avukatlığı hiçbir zaman yapmadım. Hukuk fakültesinde tanıştığım eşimle, biri üniversite son sınıfta, diğeri ilkokulda olan iki oğlumuz var. İşimi çok sevdiğimi ve tutkuyla bağlı olduğumu söyleyebilirim. İşe ilk başladığım zamanki heyecanım hiç bitmedi hatta artarak devam ediyor.
İzmit Sanat Merkezi, 17 yıldır İzmit’te hizmet veriyor.
Başiskele’ye taşınma kararını nasıl aldınız? Bu değişiklik süreci
sizin için nasıl geçti?
Bu dönüştürücü karar zor oldu İzmit’teki okulumuz ilk açıldığı
günden bu yana Yahya Kaptan’daydı. Dolayısıyla tüm
alışkanlıklarımızı değiştirerek böyle bir değişim yapmak dönüm
noktası oldu. Bu lokasyona geçişimizin mimarı bir anlamda Tolga
Tamer’dir. Tolga benim arkadaşım ve ısrarla “hadi bir gel bak” diye
defalarca aradı.
Başiskele çok uzak diyerek çok ciddiye almadım. Bir gün
ısrarlarlarına dayanamayarak Strada Meydan inşaatına geldim.
Lokasyon hiç de uzak değildi. Ayrıca Başiskele de sayılmaz; Kullar
çıkışında, merkeze 5 km mesafede, dolayısıyla çok yakın olduğunu
fark ettim. Eskiden bulunduğumuz okulumuzun da konumu çok güzeldi
ancak Yahya Kaptan’ın çok hızlı gelişmesi kalabalığı da beraberinde
getirdiği için trafik ve otopark problemi hayli artmıştı. En büyük
sebep bu olsa da asıl sebep burayı gördükten sonra, okul içeriği
olarak farklı projeler yapabilmek ve öğrenci kapasitemizi
arttırabilmek için daha geniş bir yer imkânı sunması oldu. Bu
süreçte sıfırdan dört duvar teslim aldığımız mekânı beş ay gibi bir
sürede tamamen eğitime hazır hale getirdik. Evet çok yorulduk ama
fazlasıyla buna değdi.
Strada Meydan gibi bir lokasyonda sanat merkezi açmanın avantaj ve
dezavantajları nedir? Bu karar sanatseverler ve öğrencileriniz için
ne ifade ediyor?
Bizim için en önemli konuların başında güvenlik geliyor.
Öğrencilerimiz okuldan çıkar çıkmaz bize geldikleri için aç
olabiliyorlar ya da ders çıkışında arkadaşlarıyla buluşmaları
oluyor. Tüm bu ihtiyaçları bizden uzaklaşmadan, Strada Medyan AVM
içinde karşılayabiliyorlar. Aynı şekilde velilerimiz de öğrenciler
dersteyken alışveriş ve sosyalleşme gibi ihtiyaçlarını aynı alan
içerisindeki market ve kafelerde rahatlıkla
karşılayabiliyorlar.
Okulumuzu buraya taşıma kararımızla birlikte, trafikten dolayı
Yahya Kaptan’a gelmekte zorluk yaşayan ama sanatla buluşmak
isteyenler için de kolaylık oldu çünkü her okulun yaşadığı otopark
problemi de ortadan kaldırmış oldu.
Sanat eğitimine olan ilginin Kocaeli genelinde nasıl bir gelişim
gösterdiğini gözlemliyorsunuz? Taşınma kararınız bu talebe nasıl
yanıt veriyor?
Kesinlikle olumlu ilerlediğini söyleyebilirim çünkü nesiller
değiştikçe sanata ilgi daha da artıyor. Okulu taşıdığımız bu
bölgede çok fazla okul ve site bulunuyor. Ve çevremizden olumlu
dönüşler geliyor. Herkesin sanata daha kolay ulaşabilir olması bizi
tabii ki çok mutlu ediyor.
Sanat merkezinizde bale, dans, piyano, keman, bateri, solfej, çocuk
korosu gibi birçok eğitim programı bulunuyor. Bu eğitimler arasında
en çok ilgi gören hangisi?
Kız çocukları için bale hep ön planda. Müzikte ise her yaş ve branşa talep oldukça fazla. Solfej bizim çok önemsediğimiz ve her müzik öğrencilerimize verdiğimiz bir eğitim. Ama koromuz isteğe bağlı. Seçmelerini de yeni tamamladık ve beklediğimizden fazla bir taleple karşılaştık.
Çocuk korosu programınız oldukça dikkat çekici. Bu programın
çocuklar üzerindeki etkilerini ve geri dönüşlerini bizimle paylaşır
mısınız?
Müzik bölümünde çocuklar birebir enstrüman eğitimi aldığı için bir grupla birlikte olma eğitimini solfejle tamamlayabiliyorlardı. Ancak koro, takım çalışması ve birliktelik anlamında çok fazla kazanım sağlıyor. Öğrenciler kendi seslerini tanıyıp kendi sınırlarını öğrenebiliyorlar. Aynı zamanda öğrencilerimizle birlikte gideceğimiz yarışmalar da onların gelişimine katkı sağlıyor. Önceki dönemlerde koromuzla birçok yarışmayı kazanmıştık. Yeni başarılara imza atmak için sabırsızlanıyoruz.
Yeni yerleşkenizde düzenlemeyi düşündüğünüz özel etkinlikler var
mı? Bu tür organizasyonlar sanat merkezinin vizyonuna nasıl katkı
sağlıyor?
Okulumuzun içinde koridor konserleri ile etkinliklere başladık. Aralık ayında Başiskele Türkiye Yüzyılı Gençlik Merkezi’nde yılbaşı konserimiz oldu. Dönem içinde başka gösteri ve konserler de planlıyoruz. Yeni okulumuz da vizyonumuza daha fazla heyecan katmış oldu çünkü projelerimizi geniş salonlarda, yeni insanlarla buluşturmayı planlıyoruz. Kocaeli’nin tiyatro ve konserlere ilgisi her zaman çok olmuştur. Öte yandan, ilimizde bulunan kongre ve kültür merkezleri ne kadar büyük olursa olsun kulisleri yok denecek kadar küçük. Bu da bizler gibi sanat merkezlerinin bu salonlarda gösteri düzenlemesini zorlaştırıyor. Aynı zamanda resmi prosedürler de bazen bizlere engel olabiliyor. Bu nedenle daha kalabalık olduğumuz Bale ve Dans resitallerimizi İstanbul’daki büyük sahnelerde gerçekleştiriyoruz. 2025’teki sene sonu gösterimizi Tan Sağtürk Akademi ile birlikte İstanbul Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde yapacağız. Bu da öğrencilerimiz için unutulmaz bir anı ve deneyimdir.
Teknoloji ve dijitalleşmenin sanat eğitimine etkisi hakkında ne
düşünüyorsunuz? Piyano veya bateri gibi enstrüman eğitimlerinde
dijital araçlardan yararlanıyor musunuz?
Teknoloji ne kadar ilerlese de dijital olarak verilen eğitimlerde duygu pek geçmiyor. Sanatın öğrencilere verdiği duygusal dokunmayı maalesef henüz hiçbir yapay zeka sağlayamaz. Ancak eğitim alanında dans müzikleri, gösteri görselleri, teknolojik aletler, ses sistemleri gibi sahne arkası her alanda son teknolojiden faydalanıyoruz.
Yeni lokasyonunuzda sizden sanat eğitimi almak isteyenlere
mesajınız var mı?
Yeni çevremizdeki herkesi tanışmaya bekliyoruz. Sanatın birçok dalı var ve hayatın koşturmasında herkesin sanata ayırabileceği vakit çok özel oluyor. Bunu deneyimlemek isteyen herkese özel olan çok fazla branşta, her yaşa uygun eğitim veriyoruz. Çocuklar için bale, dans, yaratıcı drama, müzik, koro; yetişkinler için de tüm batı müziği enstrümanları, modern dans, yetişkin bale, zumba, oryantal, sirtaki, zeybek, salsa, tango, hamak yoga gibi alanlarda eğitimiz mevcut. Bu dersleri denemek ve tanışmak için kapılarımız her zaman açık.
Alanında uzman eğitmenleri bünyenize katarken nelere dikkat
ediyorsunuz?
Hepsi kendi alanında uzman bale ve dans eğitmenlerimiz
konservatuar mezunu olmakla beraber yurt dışındaki “bale eğitmen
eğitimleri”ni de tamamladılar. Müzik eğitmenlerimiz de aynı şekilde
konservatuar mezunu ve alanlarında yüksek lisanslarını tamamlayan
değerli ve kalabalık bir kadro.
En gurur verici olay ise bizim okulumuzdan mezun olan bale
öğrencilerimizin “usta öğretici” olarak bünyemizde çalışmaya
başladıklarını görmek olmuştur. Bunlardan biri de Selin Elbir.
Selin bizim ilk mezunlarımızdan. Mezuniyetinden sonra Klasik
Bale’de stajını tamamladı. Ardından asistan öğretmenlik yaptı.
Çalışkanlığı, zarafeti ve güvenilirliği ile benim için çok değerli
oldu. Öyle ki onsuz bir İSM düşünemiyorum Hem bale öğretmenliğinde
hem de yönetici olarak daha büyük başarılara bu genç yaşında imza
atmaya başladı.
Selin Elbir: “Baleye Tan Sağtürk ve Nurhan Deniz Dolgun ile tanışarak başladım”
Bale, dans ve müzik gibi sanat disiplinlerinin yaşama katkıları
neler? Bale eğitiminizin gelişiminiz üzerindeki etkilerini
kendinizde nasıl gözlemlediniz?
En başta öz güven diyebilirim; kendini ifade edebilme ve
tanıyabilme yetileri kolay kazanılabilen şeyler değil. İnsanın
potansiyelini her zaman en yükseğe çıkartma isteğinin temellerini
attığımız için hayatta var olduğumuz diğer her alanlarda en iyisi
olma ve yaptığımız her işten keyif alabilmeyi öğrenmiş olduk.
Arkadaş çevresi ve sosyal yaşamımda bunların çok büyük önemi var.
Aynı sınıfta olduğunuz kişilerle yıllarca berabersiniz ve eğitim
bitince bu dostluklar bitmiyor.
Bu sanat yolunuz nasıl başladı? Kimlerden ilham aldınız?
Sanatla tanışmam çok küçük yaşta annemin yol göstermesiyle piyanoya başlayarak oldu. İyi bir piyano öğretmeni arayışındayken İzmit Sanat Merkezi (İSM)’nin açıldığını duyduk. Tanışmaya gittiğimizde çok sevdiğimiz Tan Sağtürk ile karşılaşmıştık ve beni dersine davet etmişti. Tabii ki kimse böyle bir teklifi geri çeviremez. Koşa koşa gittim. Ders sonrası Tan Hoca ve Nurhan Hanım annemle görüşerek baleye başlamam gerektiğini söylemiş. Böyle bir geri bildirim alınca sanatın çok uzun ve zahmetli bir yol olduğunu annemle konuşarak kararımızı verdik. Bale çok zorlu bir yol. Çok kez bırakmak istedim ama her düştüğümde Nurhan Hanım elimden tutup kaldırıp yola devam ettirdi. Hâlâ her düştüğümde beni ayağa kaldırmaya devam ediyor.
Bu yönde ilerleme fikri nasıl oluştu ve nasıl devam edecek?
Baleden mezun olduktan sonra, üniversiteye gitmeden önce küçük
sınıflarla staj yapıyordum. O zamanlar fark ettim ki benim bu
mesleği yapmam lazım. Üniversiteyle aynı zamanda hem anaokullarında
hem de oyun okullarında bale eğitmenliği yapıyordum. Daha sonra İSM
için Nurhan Hanım bir sınıf teklif etti. Bu süreçte İSM’den hiç
kopmamıştım çünkü orada Master Class derslerine girmeye devam
ediyordum. Bu teklifi anında kabul edip burada eğitmenliğe başlamış
oldum.
Okulun her işinde çok aktif bulundum. Bunu zorla yapamazsınız;
tamamen saf sevgiyle olabilecek bir şey. Her etkinlikte, her
gösteride işim olmasa bile birçok şeyle ilgilenirdim çünkü
inanılmaz keyif alıyordum. Sanatla ve sanatçı insanlarla iç içe
olmak çok büyük keyif. Bir sene içinde Nurhan Hanım idari kısma da
geçer miyim diye sordu. Onu da hemen kabul ettim. Zaman geçti,
öğrendim, ilerledim ve artık yönetici oldum. Şimdiye kadar hep ne
istediğimi bilerek gittim ama beni ilerleten, yetiştiren, yoluma
ışık olan Nurhan Hanımla birlikteyken eminim her şey ve her yeni
yol hayallerimin de ötesinde, çok daha güzel devam eder.
Önümüzdeki yıllar için İzmit Sanat Merkezi’nin hedefleri nelerdir?
Kocaeli halkı için başka sürprizler veya projeler planlıyor
musunuz?
Elbette takvimimiz yoğun. En içten dışa doğru öğrencilerimiz, idari kadromuz, eğitmen kadromuz ve velilerimiz için planladığımız eğitimler var. Kurum içi eğitimlere en yakın zamanda başlayacağız. Kocaeli için yaş fark etmeksizin her alanda eğitim vermek için planlarımızı yapıyoruz. Şimdi yaz okulumuz için geliştirmeler yapmaktayız. Bazı projelerimiz de sürpriz olsun. Sevgili Tan Sağtürk hocamız Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü olması öncesi ve sonrasında sanat için çok büyük emek veriyor. Türkiye’de imkânsız denen her noktaya ulaşması, baleyi ve sanatı dokunabildiği kadar çocuğa ve yetişkine aşılamaya çalışması sanatı ülkemizde çok farklı bir boyuta getirdi. Tan hocamız sayesinde şehrimizde ve yakın şehirlerimizde sanata olan ilgi de arttı. Biz de okul olarak bu ihtiyacı karşılayabilmek için canla başla çalışmaya hazırız.
Kocaeli’deki diğer sanat merkezlerinden farkınızı nasıl
tanımlarsınız? İzmit Sanat Merkezi’ni özel kılan nedir?
“Verdiğimiz eğitimin kalitesi” diye klasik konuşmak istemiyorum.
Bu okuldaki eğitimin zaten içinden gelen biri olarak kalitemizin
tartışılmaz olduğuna inanıyorum. Bir aile olarak duygusal bağ
kurmamız da başarı için son derece önemliydi ve biz bunu da
başardık. Aramıza katılan her öğrencimiz ve velimiz ailemizin
parçası oluyor.
Bir diğer önemli farkımız ise düzenlediğimiz aktiviteler.
Öğrencilerimizle yılda iki kez yurt dışına çıkıyoruz. Bu ülkelerde
bale ve dans atölyelerine katılıp ülkelerin köklü kültür ve sanat
iklimini deneyimliyoruz. Aynı zamanda tarihi ve turistik
mekânlarını da geziyoruz. Çok sık gittiğimiz ülke olarak
Bulgaristan, rotamıza yeni giren Viyana ve planlanan bir sürü ülke
daha var. Eğitimde sürekliliğimizi yurt dışına taşımak
öğrencilerimiz ve eğitmenlerimiz için bulunmaz bir fırsat. Artık
yurt dışından bizlere davet gelmekte ve yarışmalara çağrılmaktayız.
Bunların hepsi için öğrencilerimize ekstra eğitim vermeye
başladık.
Gezilerimizin öğrencilere katkısı saymakla bitmiyor; hem velileri
hem de öğretmen olarak bizler öğrencilerimizde ciddi ilerleme
gözlemliyoruz. Bu gezilerde sorumluluk almayı, kendi işlerini
kendileri halletmeyi öğreniyorlar. Elbette biz de yanlarında
oluyoruz, belli etmeden elimizi üstlerinde tutuyoruz. Başka bir
ülkede başka kültürden öğrencilerle çalışmak ve başka eğitmenlerden
eğitim almak vizyonlarına büyük katkı sağlıyor.
Öğrencilerin gözünden İzmit Sanat Merkezi
Ada Uğur - Sence balenin en kolay ve en zor yanı nedir?
Severek bale yaptığım için çok zor olmasına rağmen bana kolay geliyor. Bu her zorluğu aşmamı da sağlıyor.
Melis Göksungur - Sahnede olduğunu zihninde canlandırdığında neler
hissediyorsun?
Heyecanlanıyorum ama çok mutlu oluyorum. İzleyenler dansı bilmediği için hata yapmaktan korkmuyorum kendime güveniyorum.
Yaman Dolgun - İzmit Sanat Merkezi’ni üç kelime ile anlatacak olsan
bunlar ne olurdu?
Sanat, mutluluk ve gururu burada hissediyorum. Bir tane de ben ekleyeyim; o da huzur.
Ali Kuzey Akgün - İzmit Sanat Merkezi’nde olmak sana ne
hissettiriyor?
Buraya geldiğimde duygularımda değişiklik oluyor, sevinç
doluyorum. Burada olmak hiç bitmesin isterdim.