“327 kadın erkekler tarafından öldürüldü”
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü vesilesiyle Gebze Kadın Platformu tarafından yapılan açıklamada, “Türkiye’de sadece 2024 Ocak ayından bu yana erkekler, 327 kadını öldürdü, en az 39 çocuğu öldürdü, 240 kadının ölümüyse ‘şüpheli’ olarak kaydedildi” diye belirtildi
Gebze Kadın Platformu’na üye kadınlar 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü vesilesiyle yürüyüş ve ardından basın açıklaması gerçekleştirdiler. Gebze Eskiçarşı tarihi Çeşme önünde bu akşam bir araya gelen Gebze Kadın Platformu’na üye kadınlar sloganlar eşliğinde Gebze Kent Meydanı’na kadar yürüdüler. Gebze Kent Meydanı’na gelen kadınlar adına basın açıklamasını Eğitim-Sen Kocaeli 2Nolu Şubesi Kadın Sekreteri Alev Çalımbay yaparak, “25 Kasım kadına yönelik şiddetle Uluslararası mücadele günü, 1960’larda Mirabel Kardeşler ’in verdiği özgürlük mücadelesi ile kadınlara miras kalmış, Mirabel kardeşlerden, İran’da İslam rejiminin ahlak polisi tarafından katledilen Mahsa Amini’ye, Filistin’de savaş karşısında yaşam mücadelesi veren kadınlara, Hindistan’da bir stajyer kadın doktorun, çalıştığı devlet hastanesinde tecavüze uğrayıp öldürülmesi sonrası ülke genelinde kadınların ‘geceyi geri alıyoruz’ mücadelesine, Türkiye’de kadınların bulunduğu her alanda, artan kadın cinayetleri ve yoksulluk karşısında ‘yaşamak istiyoruz’ mücadelesine uzanan zincirde kadınlar dünyanın her yerinde haklarına, hayatlarına ve birbirlerine sahip çıkarak alanlarda olmuşlardır.
“Erkek şiddetine maruz kaldı”
Türkiye’de de yıllardır devam eden mücadelemiz, Narin, Sıla Bebek, Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner’in vahşice katledilmelerinin ardından kadınların öfkesini ve mücadele direncini arttırmıştır. Türkiye’nin tüm kentlerinden, liselerde okul önlerinden, üniversite kampüslerine, mahallelerden, fabrikalara, iş yerlerine, kent meydanlarına kadar kadınlar tek ses olmuştur. İstanbul Sözleşmesi’ni fesheden, 6284’ü etkin uygulamayan, ILO 190’nın onaylanmayan, kadınların yıllar içinde kazandığı tüm hakları tartışmaya açan, güvenli yaşam alanlarını ve güvenceli çalışmayı hayata geçirmeyen anlayış ve politikalar bugün kadınlara ve çocuklara yönelik tüm suçların esas sebebidir. Cezasızlık politikaları, iyi hal- haksız tahrik indirimleri, kadınlardan yana değil katillerden yana karar alan erkek yargı kararları şiddeti arttırmakta ve meşrulaştırmaktadır. Türkiye’de sadece 2024 Ocak ayından bu yana erkekler, 327 kadını öldürdü, en az 39 çocuğu öldürdü, 240 kadının ölümüyse ‘şüpheli’ olarak kaydedildi. 2023’ün ilk on ayıyla kıyaslandığında 2024’te kadın ve çocuk cinayetleri, çocuk istismarı arttı ve daha çok kadın erkek şiddetine maruz kaldı.
“Bir silah olarak kullanıyor”
Geçtiğimiz yılın 25 Kasım’ından bu yana AKP- MHP iktidarı kadına aile dışında var olma imkânı tanımayan söylemlerinin yanı sıra kadın ve çocuk cinayetlerini, şiddet ve istismarı münferit olaylar ve bireylerin sapkınlıkları olarak değerlendirmeyi sürdürdü. İktidar, aile kavramını bir silah olarak kullanıyor. Kadın cinayetlerini, çocuk istismarlarını ve LGBTİ’lere nefreti kışkırtmayı, ‘Ailenin korunması’ söylemi üzerinden meşrulaştırıyor. ‘Muhafazakâr aileler yaratabilirsek, kadınlar şiddet görmeyecek’ yaklaşımı ile pek çok sorun aileye dayandırılıyor. Ancak iktidarın bu politikaları uyguladığı sürece aile içindeki şiddet de artıyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının bütçe teklifine baktığımızda ‘Ailenin korunması’ için ayrılan bütçe, ‘Kadının güçlenmesine’ ayrılan bütçenin neredeyse üç katı. Kadının güçlendirilmesi için kadın başına günlük 38 kuruş düşüyor! Aileyi güçlendirmek adı altında ailenin tüm bakım yükü, angaryası kadının başat sorumluluğu haline getiriliyor. Böylece esnek çalışmayı kadınlar için zorunlu bir istihdam haline getirmeye çalışıp sonra da müjde olarak duyurabiliyorlar.
“Ölümünün esas sorumluları kim?”
Kadınlar için güvencesizlik, aileye, eşe bağımlılık anlamına, sosyal güvencesizlik anlamına gelen esnek çalışma “Aile ve iş yaşamı uyumunun kurulması” söylemi ile öne çıkartılıyor. Bu güvencesizlik kadınların şiddetten kurtulmasının önüne geçiyor hatta şiddeti daha da artırıyor. İş yerinde kadın emeği ucuz emek olarak patronların hizmetine sunuluyor. Mecliste bütçe görüşmeleri devam ediyor. Bütçe kadınlara, çocuklara, eğitime, sağlığa değil, bu bütçeler daha çok Diyanet gibi, savaş bütçesi gibi iktidarın iktidar olma sürecini devam ettirecek olan mekanizmalara harcanıyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı arasında ‘4-6 yaş Kur’an kursu desteği programı protokolü’ imzalanmasının ardından Aile Bakanlığı bütçesinden Diyanet İşleri Başkanlığına milyonlar aktarıldı. Hâl böyleyken, İzmir’de yoksulluk yüzünden yanarak hayatını kaybeden beş kardeşin sorumlusu kim? MESEM’lerde makineler arasında canından olan çocukların sorumlusu kim? Özel hastanelerde bebeklerin ölümünün esas sorumluları kim?
“Mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz”
Sorumlular bütçeyi halka değil, patronlara, yandaşlara, tarikatlara, çetelere ayıranlardır. 2024’ün başından beri patronlara verilen teşvik yüzde 252 iken, öğrencilere bir öğün ücretsiz yemek talebi kabul edilmemiş, kadın sığınma evlerinin sayısı artmamıştır. Sağlık kamusal hizmet olmaktan çıkartılmış, parası olmayanın ölüme terk edildiği, sağlığın şirketleştiği bir durum haline gelmiştir.
Bugün kadınların yaşamına, hayatın her alanında müdahale eden, kısıtlama getiren, kadınları, gençleri, çocukları sermaye, tarikat, çete sarmalında karanlığa sürükleyen kadın düşmanı politikalara, uygulamalara karşı hayatlarımıza, haklarımıza ve birbirimize sahip çıkıyoruz. Halkları düşmanlaştıran, kutuplaştırıcı, ayrımcı politikalarla, militarist söylemlerle Kürt halkının seçme seçilme hakkı gasp edenlere karşı Hakkarili, Esenyurtlu, Batmanlı, Mardinli, Halfetili, Dersim’li (Tunceli), Ovacık’lı kadınlarla yan yana olmaya devam ediyoruz. Kayyım uygulamaları ile kadın iradesinin en çok hayat bulduğu belediyelere kayyım atayarak irademizi gasp etmenize, kadın taleplerini içeren toplu sözleşmelerin feshedilmesine hem belediye çalışanı kadınların hem de belediyelerden hizmet alan kadınların yararına düzenlemeleri iptal etmenize karşı mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz.
“Şiddete, tacize, mobbinge karşı direniyorlar”
Halkın, emekçilerin, kadınların bütçe hakkını yok sayan, savaş ve rant politikalarına dayalı, toplumsal cinsiyet eşitliğini hesaba katmayan, sermayenin ihtiyaçlarına göre belirlenen bütçeyi reddediyor, Toplumsal Cinsiyete Dayalı Bütçe talebimizle alanlarda olmaya devam ediyoruz. Polonez’de, TKIS Blinds’da, MKB’de, Mersen’de, belediyelerde, kamu işletmelerinde ve daha pek çok iş yerinde işçi ve emekçiler, emekçi kadınlar, insanca çalışma koşulları için, iş yerinde şiddete, tacize, mobbinge karşı direniyorlar. Sendikalaştıkları için işten atılan kadınların önüne her türlü zor gücü ve bürokrasiyle çıkan devlet; şiddete uğradığı için yasal hakkını kullanmak için devlet mekanizmalarına başvuran kadınlar olduğunda ortadan kayboluyor. Türkiye’de de AKP/MHP iktidarının sermayeden, savaştan ve ranttan beslenen bütçe politikaları kadın yoksulluğunu derinleştiriyor. Her dönem açıklanan verilerde kadın işsizliği tüm işsizlik türleri içinde en yüksek orana sahip. İstihdama erişebilen kadınlar içinse güvencesiz, evden, kısmi zamanlı, parçalı ve esnek istihdam düzenlemeleri yaygınlaştırılıyor.
“Alanlarda mücadelede birleşiyoruz”
Ekonomik ve sosyal güvenceden yoksun bırakılmayı, yoksullaşmayı, güvencesiz- kayıt dışı çalıştırılarak sömürülmeyi, dünyanın bakımı da dahil tüm bakım yüklerini karşılıksız olarak yüklenmek zorunda görülmeyi, şiddet ve istismar tehdidi altında yaşamayı reddediyoruz.
Kadınların varlığından, dayanışmasından, mücadelesinden korkanlara karşı alanlardayız.
Haklarımıza ve hayatlarımıza sahip çıkıyor bizi, verdiğimiz mücadeleyi, kazanımlarımızı değersizleştirmeye, hayatlarımızdan ve haklarımızdan çalmaya çalışan sermaye, tarikat, çete iktidarlarının karşısında; Eşit, Özgür, Şiddetsiz bir yaşam için işyerlerimizde, okullarda, semtlerde ve alanlarda mücadelede birleşiyoruz. Emeğimiz, bedenimiz ve kimliğimiz üzerindeki binlerce yıllık erkek egemen sömürü düzenine karşı mücadelede birleşiyoruz! Her gün erkek devlet şiddetiyle katledilen kadınlar için mücadelede birleşiyoruz! Sermayeye, ranta, savaşa aktarılan bütçeye karşı toplumsal cinsiyete duyarlı bütçe hakkımıza sahip çıkmak için mücadelede birleşiyoruz!
“Savaşa karşı barışı savunmak için”
Depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen hala inşa edilmeyen kentlerde yaşayan kadınlar için mücadelede birleşiyoruz! Dünyada yükselen göçmen düşmanlığına, savaşlara, ırkçılığa karşı mücadelede birleşiyoruz! Ne giyeceğimizi, nasıl doğuracağımızı, nasıl yaşayacağımızı, erkeğe biat ve itaat etmemizi dayatarak bize sınır çizenlere karşı mücadelede birleşiyoruz! Nefret söylemini yaygınlaştıran aileci politikalarınıza, LGBTİ+’lara açıktan saldıran gruplara karşı mücadelede birleşiyoruz! İstanbul Sözleşmesinin fesih kararının geri çekilmesi 6284 sayılı yasanın etkin uygulanması için Mücadelede Birleşiyoruz! Çocuklara yönelik şiddeti önlemeye yönelik Lanzarote Sözleşmesi’nin gereğinin yerine getirilmesi için mücadelede birleşiyoruz!
Çalışma yaşamında şiddet ve tacizin önlenmesine dönük ILO’nun 190 Sayılı Sözleşmesine taraf olunsun ve sözleşme yürürlüğe girsin talebiyle mücadelede birleşiyoruz! İşsizliğe, yoksulluğa, güvencesizliğe, KHK’lerle gasp edilen çalışma hakkımıza karşı mücadelede birleşiyoruz!
Ölüme karşı yaşamı, savaşa karşı barışı savunmak için mücadelede birleşiyoruz!
“25 Kasım’da alanlardayız”
Kayyumlarla gasp edilen seçme seçilme hakkına dönük saldırılar son bulsun, seçilmiş belediye başkanları/eşbaşkanları kentleri yönetmeye devam etsin demek için mücadelede birleşiyoruz!
Anadili yasaklarına, anadilde kamusal hizmetten yararlanamayan kamusal hizmet alırken ayrımcılığa/şiddete uğrayan kadınlar için mücadelede birleşiyoruz! Her çocuğun ulaşması gereken ücretsiz sağlıklı yemek, temiz içme suyu ve temiz okullar için, parasız, nitelikli eğitim ve parasız, nitelikli sağlık için hep birlikte mücadele edelim! Her türlü yasağa ve baskıya karşı eşitlik ve özgürlük için mücadelede birleşiyoruz! Bizler dünyanın dört bir yanındaki kadınlar; emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz için işyerlerimizde, evlerimizde, sokaklarda ve yaşamın her alanında savaşa, şiddete, yoksulluğa karşı haklarımız ve hayatlarımız için mücadelede birleşeceğiz! Taleplerimizde ısrarcı, mücadelede kararlıyız! Haklarımız ve hayatlarımız için mücadelede birleşelim şiarıyla 25 Kasım’da alanlardayız!” dedi.