Uzman isimden acil çağrı! O mahalleler zemin açısından sıkıntılı

17 Ağustos 1999 Gölcük depreminin üzerinden 25 yıl geçti. Türkiye’de yaşanan yıkıcı depremler üzerine görüşlerine başvurduğumuz TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Kocaeli İl Temsilcisi Niyazi Temizkan; “Gölcük depremi, milat olacaktı ama olamadı. Deprem bir doğa olayıdır, bunu afete dönüştürenler ise bizleriz. Deprem konusuyla ilgili hükümet ve yerel yönetimler çeşitli adımlar atıyor ancak bu adımlar bir yerde tıkanıyor ya da sekteye uğruyor” ifadesini kullandı. 25 yıldır afetlere dayanıklı ve sağlıklı yerleşim yerleri bir türlü hayata geçirilemediğini belirtti.

“KARABAŞ VE ÖMERAĞA MAHALLELERİ ZEMİN AÇISINDAN SIKINTILI”

Türkiye’de Kocaeli başta olmak üzerine hiçbir kentin depreme hazırlıklı olmadığını söyleyen Temizkan; “17 Ağustos depreminden sonra Kocaeli bütün Türkiye’ye örnek olacak denilse de maalesef ki ağır hasarlı binaları geçen yıl yıktırabildik. Bu tablo ne kadar acınacak halde olduğumuzun bir göstergesidir” ifadesini kullandı. Kocaeli’nde fay üzerinde veya fay hattının dibinde sanayi kuruluşları ve okulların olduğunu belirten Temizkan; “Kocaeli’nde tampon bölgeler oluşturup binaların fay hatları üzerinden uzaklaştırılması gerekiyor. Merkezi alanlarımız olan Karabaş mahallesi ve Ömerağa mahallesi özellikle zemin açısından çok ciddi sıkıntılı bir alanlar. Bu mahallelerdeki özellikle eski binaların zemin oturmalarından kaynaklı yatık olduğunu gözle görebiliyoruz” dedi. Kocaeli’nde kentsel dönüşüm öncelikle bu mahallelerden başlanması gerektiğini vurgulayan Temizkan şunları söyledi; “Kentsel dönüşüm ilk olarak Cedit mahallesinden değil, Karabaş ve Ömerağa mahallelerinden başlamalıydı. Cedit mahallesinde kentsel dönüşüm tabii ki gerekli ama öncelikli bir yer değil. Cedit mahallesi zemin açısından bakıldığında hasar alabilecek bir yer değil. Kent merkezi, zemin anlamında ciddi sıkıntılı bir bölge zemin oturmalarının giderek belirginleştiği alanlardır. Bu alanların vakit kaybetmeden kentsel dönüşüme uğraması gerekiyor”. Jeoloji Mühendisi Niyazi Temizkan, bu bölgelerin dışında Başiskele’nin kıyı kesimleri, Gölcük ve Değirmendere’nin kıyı kesimleri de olası İstanbul depreminden etkileneceği ve bu bölgelerde acil olarak kentsel dönüşüm faaliyetlerinin başlaması gerektiğini ifade etti.

“BİNALAR TEKRAR GÖZDEN GEÇİRİLMELİ”

Kocaeli’nde fay hatları üzerinde olan binaların tekrar gözden geçirilmesi gerektiğini ve yapı stoklarının tehlikeli olup olmadığı hızlı bir şekilde belirlenmesi gerektiğini ifade eden Temizkan; “Bu konuyla ilgili Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin İnşaat Mühendisleri Odası’yla birlikte gerçekleştirdiği bir proje var. Projenin sonuçlarını daha göremedik, açıklanmasını bekliyoruz” dedi. Kentsel dönüşüm yapmanın kolay olmadığının farkında olduğunu vurgulayan Temizkan; “Elzem bir durum, devletin kentsel dönüşüm faaliyetlerini hızlandırması gerekiyor. Öncelikle zemin anlamında sıkıntılı olan bölgelerden başlanması hayati önem arz etmektedir” diye konuştu.

“HÜKÜMET, FAY YASASIYLA İLGİLİ HİÇBİR ADIM ATMADI”

Jeoloji Mühendisleri Odasının son yıllarda sıkça dile getirdiği Fay Yasasıyla ilgili hükümetin herhangi bir adım atmadığını vurgulayan Temizkan şöyle konuştu; “Jeoloji Mühendisleri Odası olarak fay yasasıyla ilgili meclise sunduğumuz çalışma maalesef bir yerde tıkandı kaldı. Türkiye’de ulusal afet risk yönetim sisteminin sadece adı var, kendisi yok. Bugün sadece Jeoloji Mühendisleri Odasının olanaklarıyla 17 kent, 80 ilçede ve 512 köyde konutların fay hatları üzerinde olduğuyla ilgili kapsamlı bir çalışmamız var. Fay hatları üzerinde yüz bin civarında konutun fay hattı üzerinde olduğu tespit ettik”. Temizkan, Jeoloji Mühendisleri Odası olarak faylarla ilgili süren çalışmaların olduğunu ifade etti. TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Kocaeli İl Temsilcisi Niyazi Temizkan; “Yıkıcı depremler sonucunda zemin etütlerinin, sağlıklı yapılaşmanın, doğru yer seçiminin ne kadar önemli olduğu bir kez daha karşımıza çıktı. Bilim insanları depremlerle ilgili sürekli açıklamalarda bulunuyor. Türkiye’de artık depremin yarattığı hasarlardan, yıkımlardan söz etmemiz gerekiyor. Depremi Türkiye’de bir sorun olmaktan çıkartmalıyız” açıklamasında bulundu. Depremlerin doğa olayı olduğunu bunu afete dönüştürenlerin ise biz insanlar olduğunu söyleyen Temizkan; “Düşük standartlarda sağlıksız ve yasadışı bir yapılaşmanın önüne geçilerek alınan kararların rantsal kaygılara yenik düşmemesi gerekiyor” dedi.