CHP vatandaşları “Halk kürsüsünde” ağırladı
CHP İzmit İlçe Emek Komisyonu Başkanlığı Yürüyüş Yolunda halk kürsüsünde düzenlediği programda atanamayan öğretmenler, emekliler, sendika temsilcileri vatandaşlar sorunlarını dile getirdi.
CHP İzmit İlçe Başkanlığı, bugün Yürüyüş Yolunda halk kürsüsü programı düzenledi. Programa CHP Kocaeli Milletvekili Mühip Kanko, İzmit İlçe Başkanı Gökhan Ercan, Tüm-Bel Sen Şube Başkanı Erdal Karakuş, İzmit Belediye Başkan aday adayı Hüseyin Erol, Büyükşehir Belediye Başkan adayı adayı Keramettin Gençtürk, İzmit Belediye Meclis Üyeleri, ilçe ve il yöneticileri ile vatandaşlar katıldı.
AÇLIK SINIRININ ALTINDA
Halk kürsüsünde sözü alan CHP İzmit İlçe Başkanlığından yapılan
açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “Ülkemizin içinde bulunduğu ağır
ekonomik koşullar toplumun tüm kesimleri tarafından
hissedilmektedir. Tam da günlerde emekçileri yakından ilgilendiren
asgari ücret belirleme komisyonu ülkemiz yurttaşlarını çoğunu
etkileyecek asgari ücreti belirleyecek. Ülkemizde asgari ücretlinin
aylık ücreti 11 bin 402 lira,
ancak açlık sınırı 14 bin 25 liradır. Başka bir deyişle Türkiye’de
çalışanların yarısını oluşturan asgari ücretliler açlık sınırın
neredeyse 3 bin lira altındadır.
Temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, aç yaşıyor.
AÇLIKLA MÜCADELE EDİP YAŞAMAYA ÇALIŞIYOR
Hiç güvenilmeyen TÜİK’in ısmarlama hesaplamasına göre, yıllık
yüzde 61,36 olarak aşağıya çekebildiği enflasyon verileri de
ortadadır. Hepimiz her gün çarşı pazarda neye nekadar zam geldiğini
biliyor ve görüyoruz. Açlık sınırının 14 bin 25 lira olduğu bu
memlekette, 16 milyon emeklinin yarısı 7 bin 500 lira ve altında
ücretlerle, açlıkla mücadele edip yaşamaya çalışıyor.
Görüldüğü gibi bu rakam açlık sınırının da yarısı anlamına geliyor.
Peki biz buna mahkum muyuz?
ASGARİ ÜCRETLİNİN NASIL GEÇİNDİĞİNİ DÜŞÜNEN YOK
Ülkenizde enflasyon en iyimser TÜİK rakamlarına göre yüzde 60’ın
üzerindeyse, bazı bağımsız kuruluşlar bunun yüzde 100’ün üzerinde
olduğunu ortaya koyuyorlarsa, siz ‘asgari ücreti yılda bir kez
belirleyeceğim’ diyerek, asgari ücret altında ezilen insanların
haklarını bir kez daha yiyeceğim mi diyorsunuz? Bizlere yokluğu
açlığı mı reva görüyorsunuz.
Açıkça ifade edelim, bu şartlarda Türkiye’de olağan mıdır yılda bir
kez asgari ücret belirlenmesi? 1998’de 3 kez, 99’da 2 kez, 2000’de
3 kez belirlenmiş. 2000’li yılların neredeyse tamamında yılda 2 kez
asgari ücret belirlenmiş. Yılda tek asgari ücret belirleme
memleketin olağanı filan değildir, bu kimden yana olduğunuzun bir
göstergesidir.
KİRACI SORUNLARI GAZETEDEN İNMİYOR
Şunu çok iyi biliyoruz ki, ekonomik kriz dönemleri en çok sabit ücretlileri ve yoksulları vuruyor. Siz kafanızı nereye gömerseniz gömün, bu ülkenin yurttaşları açlıkla, yoklukla, işsizlikle mücadele ediyor. Maalesef işçilere, emekçilere, emeklilere, asgari ücretlilere, yoksullara hayat, saraylarda olduğu gibi keyfi-sefa içinde geçmiyor. Emekli yurttaşlarımızın durumu ortada, Kocaeli de ev kiraları 10, 15 bin liradan başlıyor, aileler çocuklarına sağlıklı bir beslenme çantası hazırlayamıyor, 1 Litre süt 40 lira olmuş durumda. Ülke genelinde ev sahibi kiracı sorunları gazete manşetlerinden inmiyor. Üniversite öğrencilerimiz yurt ve barınma sorunlarıyla karşı karşıya, okul terkleri artmış durumda. Gerçek işsiz sayısı 2,9 milyon değil, 8,1 milyon! Çalışanlar bir yandan yüksek enflasyon bir yandan adaletsiz vergi ve kesinti yükü altında eziliyor. Resmi verilere göre 2003’ten bu yana ortalama fiyatlar 17,5 kat, gıda fiyatları ise 25 kat arttı!
KÜRSÜYÜ YURTTAŞLARIMIZA BIRAKIYORUZ
Ne yazık ki gençlerimiz diplomalı işsiz, daha geçen aylarda
TMMOB ülke genelinde yetkililere sordu boşuna mı okuduk?
Bu ülkede Atanamayan Öğretmen diye bir kavram var, ne demek
Atanamayan Öğretmen? Gençlerimiz neden sınıflarında derslerinin
başında değil?
“Dolar 10 lira 15 lira olacak ya” denilerek dalga geçilen günlerden
doların 30 lira olduğu günlere nasıl gelindi. Gıda fiyatlarının en
çok arttığı ülkeler listesinde ülkemiz neden birinci, tüm bunlar
kaderimiz mi? Neden gençlerimizin gelecek hayallerini başka
ülkelere gitmek orada yaşamak süslüyor. Bugün kürsümüzü bu
gerçeklerle yaşamak zorunda olan siz yurttaşlarımıza bırakıyoruz.
Buyrun burada duyulmak görülmek bilinmek istenmeyen sorunlarınızı
dile getirin. Nasıl ve ne şartlarda yaşamak zorunda kaldığınızı
kamuoyuyla paylaşın.
Söz sizlerin.”