Duyun bu çığlığı: Kızımı kurtaramazsam kendimi öldüreceğim
18 yaşında olan ve dürtüsel bozukluğu olduğu söylenen kızının, evli ve 2 çocuk babası komşusu tarafından İstanbul’a götürülmesi sonrası Müge Anlı’ya çıkan İzmitli Emine Soylu, kızının kendi isteğiyle gittiğini söylemesi sonrası kızına kavuşamamıştı. Talihsiz anne gözyaşlarıyla haykırdı: “Kızımı kurtaramazsam kendimi öldüreceğim”
Kocaeli’nin İzmit ilçesi Çınarlı mevkiinde iki kızıyla birlikte yaşayan Emine Soylu, büyük kızı 6 Aralık tarihinde Müge Anlı ile Tatlı Sert programına konuk olmuş, 18 yaşına giren M.Ö.G. isimli küçük kızının, üst komşuları olan evli ve 2 çocuk babası M.K. tarafından kaçırıldığını iddia etmiş ancak telefonla ulaşılan M.Ö.G. kendi rızası ile M.K.’ye gittiğini belirtince ne polis ne mahkeme ne de Müge Anlı, hiçbir şey yapamamıştı. Kızı İstanbul’a kaçırılan talihsiz anne, o gün bugündür ne uyku uyuyabildiğini ne yemek yiyebildiğini söylüyor. Soylu, kızını kurtaramazsa canına kıyacağını haykırıyor.
“YOLA ÇIKTIM GİDİYORUM”
İzmit Çukurbağ Mahallesi'ndeki apartmanda 2 kızıyla birlikte
yaşamını sürdüren Emine Soylu'nun ve üst kat komşusu 2 çocuk annesi
Büşra K.'nın hayatları 5 Aralık'ta adeta kabusa döndü. Üniversite
sınavına hazırlanan 18 yaşındaki kızı M.Ö.'nün son günlerde
hareketlerinden şüphelenen Soylu, bir süre davranışlarını
gözlemledi. Soylu, dershanedeki öğretmenlerin de “M.Ö.'de dikkat
eksikliği olabilir” uyarısının ardından kızını psikoloğa götürdü.
Yapılan testlerde genç kıza “dürtüsellik” teşhisi konuldu. Bunun
üzerine kızını psikiyatriye götürmeye karar veren Emine Soylu, 5
Aralık'ta üst kat komşusu Büşra K.'nın eşi M.K.'dan bir telefon
çağrısı aldı. M.K.'nın “Kızın benim yanımda. Onu da aldım,
gidiyorum" demesiyle dünyası başına yıkılan Soylu, vakit
kaybetmeden polis merkezine giderek şikayetçi oldu ancak kızı reşit
olduğu için netice alamadı. Aynı gün M.K. eşi Büşra K.'ya da "Ben
yola çıktım, gidiyorum. Haberin olsun” şeklinde mesaj attı.
ANNE VESAYET DAVASI AÇTI
Pes etmeyen anne hukuk mücadelesi başlattı. Emine Soylu, kızının
mantıklı kararlar alamadığı gerekçesiyle vesayet davası açtı.
M.Ö.'nün eve dönmesi ve eğitimine devam etmesi için yardım bekleyen
anne, günlerdir kızının odasında oyuncaklarına sarılıp, ders
notlarına bakarak gözyaşı döküyor. 2 çocuğu ile babasının yanına
sığınan Büşra K. ise M.K.'dan boşanmak istiyor.
"KIZIM VETERİNER HEKİM OLMAK İSTİYORDU"
M.Ö.'nün annesi Emin Soylu, "2 çocuk annesiyim. Eşimden ayrıyım.
Kızlarımla birlikte yaşıyorum. En küçüğüm geçen sene üniversite
sınavına girdi. İyi bir derece yapamadığı için bu sene yeniden
hazırlanma kararı aldı. Veteriner hekim olmak istiyordu. Dershaneye
yazdırdık. Benim kızım dershaneye gidip geliyordu. Kızımı; üst
katımızda oturan, evli, 2 çocuk babası, biri 2, diğeri 2 aylık 2
çocuğu olan komşumuz kaçırdı. Hiç böyle bir şeyden
şüphelenmiyorduk. Benim çocuğum ona 'Abi', o da kızıma 'Abiciğim'
diyordu" dedi.
"ÇOCUĞUMU TANIYAMAZ OLDUM"
Emine Soylu, kızının son 1 ayda davranışlarının değiştiğini ve
hareketlerinden şüphelenmeye başladığını ifade ederek, "Çocuğumu
tanıyamaz oldum. Bir arkadaşını çağırdım. 'Ben kızımın
hareketlerinden şüpheleniyorum. O yasaklı maddeler kullanıyor
olabilir mi? Bana söyle. Siz doğruyu yanlışı bilemezsiniz. Ben onu
ne zorluklarla büyüttüm' dedim. Arkadaşı da bana 'Yok Emine Teyze.
O bir şey kullanmıyor' dedi. Bende bunun üzerine 'Sakın bu
konuştuklarımızı ona söyleme' dedim ama arkadaşı bunları söylemiş.
Bizde bu yüzden kızımla tartıştık" diye konuştu.
"18 YAŞINDAKİ ÇOCUK KOCAYA BÖYLE Mİ GİDER"
Dershanedeki öğretmenlerinin “Kızınızın dikkat dağınıklığı
olabilir” uyarısı üzerine psikolog ile görüştüğünü, yapılan
testlerde M.Ö.'ye “dürtüsellik” teşhisi konulduğunu dile getiren
Emine Soylu, sözlerine şöyle devam etti: "Dürtüselliğinin çok
yüksek olduğu ortaya çıktı. Yüksekliğin anlamı ise tek başına
mantıklı karar verememek, yolun sonunun uçurum olduğunu bile bile
gitmek, kararlarını doğru verememek. Psikolog bizi psikiyatriye
yönlendirdi. Ben de onu psikiyatriye götürecektim ama o adam bütün
bilgileri kızımdan alıyordu. Onu psikiyatriye götüreceğimin ertesi
günü ben ve büyük kızım işteyken, kızımı dershaneden alıp, yanına
da kız kardeşini vermiş. Benim kızım 18 yaşını gireli 4 ay oldu ama
uyku oyuncaklarıyla uyuyan bir çocuk. Benim çocuğumu kız kardeşiyle
eve gönderiyor. 18 yaşında dediğiniz çocuk uyku oyuncaklarını
alıyor, geyikli taçlarını alıyor, bir iki parça kıyafetini alıp
gidiyor. 18 yaşındaki çocuk kocaya böyle mi gider? O gün kızımı
aradım. Kızım dershane çıkışı hep beni arardı. Bana 'Servetim',
'Anneciğim' diye hitap ederdi. Biz hep böyle konuşurduk. Aradım
aradım ulaşamadım. Telefonu kapalıydı. Ulaşamayınca ablasını
aradım. O da ulaşamadığını söyledi.”
"BEYNİMDEN VURULMUŞA DÖNDÜM"
Kızına ulaşamayınca işten izin alıp otobüsle eve gittiği sırada
M.K.'nin kendisini aradığını anlatan Soylu, “O adam beni aradı.
'Kızın benim yanımda. Ben kafayı kırdım. Her şeyi göze aldım. Onu
bırakamam. Onu da aldım, gidiyorum' dedi. Bende 'Benim çocuğumu
bırak. 2 çocuğuna bak' dedim. 'Bırakamam onu. O benim kız
arkadaşım' dedi. Beynimden vurulmuşa döndüm. O yol bitmek bilmedi.
Karakola gittim. 'Senin kızın reşit' dediler. Devletim 'Çocukları
okutun' diyor, kanunlarım 'Çocukları küçük yaşta evlendirmeyin'
diyor. Ben çocuğumu okutup devletime, milletime yararlı evlat
yapmak istiyorum. Okutmak istiyorum bu çocuğu, evlendirmek
istemiyorum. Okusun istiyorum" ifadelerini kullandı.
"CIVIL CIVILDI"
Kızının etki altına alındığını ve doğru kararlar veremediğini
kaydeden Emine Soylu, "Kızım o adam ne derse onu diyor. 'Onun can
güvenliği yok. Bizi böyle kabullenin, bizi destekleyin' diyor.
Dediği tek şey bu. Başka bir şey demiyor. Benim çocuğum bir şeyin
etkisi altında. Ben çocuğumu tanıyorum. Sadece son 1 aydır onu
tanıyamıyordum. İçine kapanıktı, odadan dışarıya çıkmıyordu.
Öncesinde cıvıl cıvıldı. Anne kız günü yapardık, sinema günü
yapardık, ablasıyla kız kardeş günü yaparlardı. Bizim öyle güzel
günlerimiz vardı" dedi.
"KARISINA NAĞMELER ATAN ADAM NE ARA BENİM KIZIMA AŞIK
OLDU"
Emine Soylu, çocuklarına M.K.'dan uzak durmaları için sürekli
uyarılarda bulunduğunu da kaydederek, "Ben çocuklarıma 'O normal
bir insan değil. O sabıkalı, berduş' diyordum. Çevresini biliyorum.
İçip içip geliyor. Karısını dövüyor. Kaç kere elinden aldım. Cümle
alem biliyor. İçip içip alemler yapıyor. Arabanın sesini son ses
açıp 'Karımı seviyorum' diyordu. Daha 1 hafta önce 'Karımı
seviyorum' diye nağmeler atan adam ne ara benim kızıma aşık oldu?
Akrabalarını arayıp 'Karımla aramızı düzeltin' diyordu" cümlelerini
kullandı.
"KENDİMİ ÖLDÜRECEĞİM"
Emine Hanım, ayrıca konuyu bir Kocaeli milletvekiline taşıdığını
belirterek, bu vekilin yapacak hiçbir şey olmadığını belirterek
kendisini çaresizliğiyle yalnız bıraktığını söyledi. Soylu, “Bir
milletvekilini aradım. Vekil bana ‘kanunlar’ diyor. ‘Vekilim sen
olsan çocuğunu bırakır mısın?’ diyorum, bana diyor ki ‘Bırakırım’
diyor. Kocaeli milletvekili olan bir vekil diyor bunu bana. ‘Reşit’
diyor, ‘Yapacak bir şey yok’ diyor. ‘Bekle bırakırsın’ dedim. O
vekilin adı bende, ben o vekilin adını söyleyeceğim zamanı gelince.
‘Bırakırdım’ diyor bana, bıraksın çocuğunu. Bu kadar basit mi
annelik? Benim evlatlarım, benim her şeyim. Ben şu anda yaşıyorsam
2 çocuk için yaşıyorum. Vallahi de billahi de yemin ediyorum, bu
çocuğu onun elinde bıraksınlar ben kendimi öldüreceğim. Çocuğumu
kurtaramazsam kendimi öldüreceğim. ‘Katili de Türkiye Cumhuriyeti’
diyeceğim. Diyeceğim bunu, ‘Bu kanunları yapanlar’ diyeceğim. Ben
uyuyamıyorum, ben nefes alamıyorum, saatler bana geçmiyor. Kalbim
çıkacakmış gibi oluyor. Diğer çocuğum üzülmesin diye dik durmaya
çalışıyorum” dedi.
ANNENİN YARDIM ÇIĞLIĞI
Yetkililere seslenen ve yardım isteyen anne Soylu, "Hepinizin
çocuğu var. Bu çocuğun aklı baliğ mi? Verdiği kararlar normal mi?
Ben çocuğumu okutmak istiyorum. Evlendirmek istemiyorum. Benim
çocuğum kuma gitsin istemiyorum. Ben çocuğumu bırakmam. Devletimden
yardım istiyorum. Benden daha iyi kim korur? O 2 çocuğunu, karısını
korusun. Benim çocuğumu bana versin. 18 yaşında olabilir ama
oyuncaklarla oynayan bir çocuktu. Kuzenlerinin oyuncak
bisikletlerine binen bir çocuktu. Bana yardım edin. Cumhurbaşkanım
lütfen bana yardım edin. Beni perişan etmeyin" diyerek gözyaşlarına
hakim olamadı.