Kılıçdaroğlu’ndan dikkat çeken PKK iddiası!
CHP Genel Başkanı ve Millet ittifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, ilk turda oy kaybetmelerine neden olan HDP’lilerin ve Kandil’deki teröristlerin destek açıklamalarına BaBaLa TV ekranlarında cevap verdi. Kılıçdaroğlu, PKK’nın kendilerine destek açıklaması yapmasının kimin işine yarayacağını sordu ve bu açıklamaları kimlerin yaptırdığını bildiklerini iddia etti
Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik kriz, 14 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimlerinin gündemi olacak denirken milli meseleler öne çıktı, ekonomi ikinci plana atıldı. Millet ittifakı, ekonomik politikalar sıralasa da Kandil’deki PKK’lı teröristlerin Millet ittifakı Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na destek açıklaması, Kılıçdaroğlu ve onu destekleyen partileri zan altında bıraktı. Cumhur ittifakı da bu destek açıklamaları üzerinden videolar, görseller hazırlayarak Millet ittifakıyla PKK’yı yol arkadaşı gibi göstermeyi önemli bir kesim üzerinde başardı. HDP’nin aday çıkarmayarak Kılıçdaroğlu’na açık destek vermesi de bu algıları daha da güçlü kıldı. Mansur Yavaş’ın, “Bizim tarafımızda bebek katili Öcalan’ı, PKK’lıları cezaevinden çıkaracak sütü bozuk yok” demesi de bu algıları kırmaya yetmedi. Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Osman Kavala, Selahattin Demirtaş, serbest kalsın istiyorsanız, bize destek vereceksiniz” sözü de tüm bu algılara tuz biber oldu. Erdoğan’ın gitmesini isteyen pek çok seçmen dahi, Kılıçdaroğlu’na tüm bu yaşananlar nedeniyle destek vermedi.
“KILIÇDAROĞLU, BU SÖZLERİ NEDEN SARF ETTİ?”
Peki PKK, geçmişte suikast girişiminde bulunduğu Kılıçdaroğlu’na
neden destek açıklamasında bulundu. Kemal Kılıçdaroğlu’nun
kazanmasını isteyen bir terör örgütü, bunu aleni şekilde
dillendirmesi halinde Kılıçdaroğlu’nun kazanma şansını yitireceğini
düşünemedi mi? Kılıçdaroğlu, bu terör örgütüne taviz sözü verdiyse
bunları susması, sessizce süreci izlemesi gerekmez miydi? Öte
yandan Kemal Kılıçdaroğlu, Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş ile
ilgili o sözleri neden sarf etti? Yani neden milliyetçi seçmeni
kızdırabilecek bu açıklamayı yaptı? HDP seçmeninden alacağı oydan
çok daha fazlasını kaybetmez miydi bu açıklama ile? Kılıçdaroğlu,
af çıkararak hüküm giymiş bu iki ismi çıkarmaktan mı söz etti o
cümlesinde yoksa Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi’nin tahliye kararı vermesine rağmen bu isimlerin
bırakılmamasına mı değinmişti? Yani kime olursa olsun yargı
bağımsızlığını mı savunmuştu? Neydi Kılıçdaroğlu’nun bu sözleri
sarf etmedeki amacı?
BİR YANDA HÜDA-PAR, BİR YANDA HDP
Kılıçdaroğlu, bu konuda çok eleştirildi, Millet ittifakı bu konuda
çok eleştiri aldı, yaftalandı, PKK ile bir tutuldu, pek çok Millet
ittifakı mensubunun yüzlerinin yarısına montajla Öcalan ve HDP’li
isimlerin suratları eklendi Cumhur ittifakı destekçileri
tarafından. Ve birinci turda parlamento çoğunluğu elde edilemedi,
Cumhurbaşkanlığı seçiminde ise Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın gerisinde
kaldı. Evet, HDP’li seçmenin oyu da gerekiyordu ancak milliyetçi
seçmen kızgındı. Bir kısmı Sinan Oğan’a oy vererek AKP içindeki
HÜDA-PAR’a ve Millet ittifakına HDP’nin destek vermesine mesajını
iletti. Şimdi ikinci tur seçimleri var, maç yeniden başlıyor. Peki,
ikinci turda Millet ittifakı adına sonucu değiştirecek bir
farklılık var mı? İlk turda Mansur Yavaş, milliyetçi oyları tutmak
için çabaladı ancak herkes Kılıçdaroğlu’nun ağzından çıkan ya da
çıkmayan sözlere baktı. İşte bu yüzden Kılıçdaroğlu, HDP tabanından
gelebilecek desteği kaybetme pahasına, Selahattin Demirtaş ve Osman
Kavala ile ilgili söylediği sözlere ve Kandil’deki teröristlerin
destek açıklamalarına açıklık getirdi.
KILIÇDAROĞLU’NA ZOR SORU
Oğuzhan Uğur’un yönetip sunduğu BaBaLa TV ekranlarında yayınlanan
Mevzular Açık Mikrofon programına katılan Kemal Kılıçdaroğlu,
burada gençlerin oldukça ağır ve zor sorularına cevap verdi.
Sorulardan biri de Osman Kavala ile Selahattin Demirtaş hakkında
sarf edilen sözler ve Kemalistlere it deme cüretini gösteren Sırrı
Sakık’ın mensubu olduğu HDP’nin Kılıçdaroğlu’na destek
açıklamasıyla ilgiliydi. Kılıçdaroğlu, bu soruya Kandil’in destek
açıklamalarını da ekleyerek cevap verdi. Soru şu şekildeydi:
“HDP’li Sırrı Sakık’ın şöyle bir açıklaması var, ‘Mustafa Kemal’in
generali olsanız ne yazar, it sürüleri’ diyen kişinin partisinin
sizi destekleyen yönde açıklamaları var ve sizin de bundan
öncesinde 6-8 Ekim olaylarında masum kurban eti dağıtan
kardeşlerimizi katleden Selahattin Demirtaş için ‘Serbest kalmasını
isterseniz bize katılacaksınız’ şeklinde açıklamalarınız var, buna
ne diyeceksiniz? Bir tarafta diyorlar ki ‘Mustafa Kemal’in itleri’,
diğer taraftan siz diyorsunuz ki ‘Selahattin Demirtaş’ın, Osman
Kavala’nın serbest kalmasını istiyorsanız, bize destek olacaksınız.
Aslında bu HDP’ye bir yeşil ışık yakmak değil midir? Bana mı öyle
geliyor?”
PKK’NIN AÇIKLAMALARIYLA İLGİLİ DİKKAT ÇEKEN
CEVAP
Kemal Kılıçdaroğlu, Sırrı Sakık ve benzerlerinin, Kandil’deki
teröristlerin CHP’ye, Millet ittifakına destek açıklaması
yapmasının kimin işine yarayacağını sordu ve bu açıklamaları
kimlerin yaptırdığını bildiklerini kaydetti. Yani Kılıçdaroğlu,
PKK’nın aksine Millet ittifakının kazanmaması için çabaladığını ima
etti. Kılıçdaroğlu, Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş ile ilgili
ise yargı bağımsızlığı vurgusu yaptı, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararını hatırlattı. Kılıçdaroğlu, 15
Temmuz’dan bir gün sonra gözaltına alınan ve yeni doğmuş çocuğu
olan bir öğretmenin çocuğunu emzirmesini savunduğu için de FETÖ’cü
ilan edildiğini örnekledi ve haksızlığa susmayan bir yapısı
olduğunu, bu haksızlığın kimden gelirse gelsin fark etmeksizin
karşısında durduğunu kaydetti.
“TERÖRİSTLERİN DESTEK AÇIKLAMASI KİMİN İŞİNE
YARAR?”
Kılıçdaroğlu’nun BaBaLa TV’de kendisine yöneltilen soruya verdiği
cevap şöyle: “Teşekkür ederim, güzel soru sordun. Şöyle, Sırrı
Sakık veyahut herhangi birisi veya Kandil’deki teröristlerinin
Cumhuriyet Halk Partisi’ni, Millet ittifakını destekleyici açıklama
yapmaları kimin işine yarar? Hiç düşündünüz mü? Ne dedim,
negatifini ve pozitifini beraber düşünmek lazım. Oradakileri kim
konuşturuyor? En son Salih Müslim konuştu. O da destek verdi, niye
konuşuyorlar, hangi gerekçeyle bunları kim konuşturuyor? Bunların
iyi analiz edilmesi lazım. Sırrı Sakık, bizi destekleyecekmiş,
Sırrı Sakık bize hangi desteği verecek? Nasıl bir destek verecek?
Biz devletin derinliklerinde nelerin döndüğünü, kimlerin kimlere
hizmet ettiğini, kimlerin nasıl hangi gerekçelerle konuştuğunu
gayet iyi biliriz. Çünkü bu ülkede hala ülkesini seven, son derece
dürüst, namuslu bürokratlar var. Onlar bize, bilgileri getirirler.
Kimin ne olduğunu ne olmadığını, biz gayet iyi biliriz. O açıdan
hiç endişe etmeyin.
OSMAN KAVALA VE SELAHATTİN DEMİRTAŞ
MESELESİ
Osman Kavala ve Demirtaş dediniz. Bakın, sevgili arkadaşlar, size
bir haksızlık yapıldığını düşünelim, polis geldi, sizi aldı,
diyelim ki bir bakan size kızdı, ‘Alın bunu içeri atın’ dedi,
aldılar, tutukladılar, savcıya talimat verdiler, hapse attılar.
Mahkemeye gittiniz, mahkeme beraat kararı verdi ama hala bu iş
bitmiş değil, ‘Olsun, yine içeride tut, bir suç daha uydurun’
diyorlar. Bu adalet midir? Eğer, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi
kararı var ve bu karar uygulanmıyorsa eğer Anayasa Mahkemesi kararı
var ve bu karar uygulanmıyorsa ve kararlar uygulanmadı diye ben
sessiz kalıyorsam o zaman neden siyaset yapıyorum. Anayasa
Mahkemesi’nin verdiği karara, en alttaki mahkeme ‘Ben bu kararı
uygulamayacağım’ diyor. Anayasa gayet açık, ‘Anayasa Mahkemesi
kararı, her organı bağlar’ diyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni
de bağlar. İptal ettiği bir yasa varsa eğer, biz Anayasa
Mahkemesi’nin istediği şekilde değiştiriyoruz. Ama AHİM kararını
uygulamıyorsun, Anayasa Mahkemesi kararını uygulamıyorsun, sonra
dönüyorsun bana diyorsun ki ‘Bunlar niye serbest kalıyor, sen niye
söylüyorsun’ diye. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır,
bunu asla unutmayın.
“ADALETİ SAVUNDUM DİYE KÖTÜ BİR İNSAN MI
OLDUM?”
Yargının tarafsızlığını ve bağımsızlığını hep istedim. Yargı
bağımsız ve tarafsız olmalı, Anayasa’ya, yasalara, hukukun
üstünlüğü ve vicdani kanaate göre yargı karar vermeli. Anayasa 138.
madde öyle der. Talimatla bir hakim karar verirse olmaz.
Dolayısıyla adaletsizlik varsa bir yerde, kim olursa olsun, ben
hayatı boyunca bana oy vermemiş kişilere de gittim, haksızlık
varsa, ‘Burada bir haksızlık var, bunu düzeltin’ dedim. Ben size
başka bir örnek daha vereyim; belki şaşıracaksınız. 15 Temmuz darbe
girişiminden sonra bir kadın öğretmeni tutukladılar. Olabilir.
Gözaltına aldılar, FETÖ’cü diye. Karakola götürdüler ama bu yeni
doğum yapmış, çocuğun anne sütüne ihtiyacı var, dedim ki: ‘Bu
çocuğun en azından belli aralıklarla anneye götürülmesi, bu çocuğun
anne sütünü emmesi lazım.’ Koro halinde ‘Vay sen işte FETÖ’cüsün.’
Ya arkadaş ben çocuğun hakkını savunuyorum, bu çocuk yeni doğdu ve
bu çocuğun anne sütüne ihtiyacı var, çocuğu belli aralıklarla
götürürsünüz anne sütünü emer, çocuğu alır, eve getirirsiniz. Zaten
çocuğun nezarette kalacak hali yok. Kıyameti kopardım, bütün
suçlamaları göze alarak. Bakın 16 Temmuz diyorum, 15 Temmuz’dan bir
gün geçtikten sonra. Şimdi ben haksızlık mı yaptım? Yani ben
adaleti savundum diye kötü bir insan mı oldum?
“NİYE YARGILADINIZ DİYE SORMUYORUM”
Benim hedefim de ilkem de şu; nerede bir haksızlık ve haksızlık
nereden gelirse gelsin, kimden gelirse gelsin haksızlığa karşı
hepimizin ortak tavır alması lazım. Hukuk devletinde yaşıyorsak
herkes benim gibi düşünmek zorunda değil ama burada bir yanlış
varsa ‘Arkadaş, burada bir yanlış var’ demeli. ‘Bu yanlışı
düzeltin’ dememiz lazım. Benim söylediğim bu. Osman Kavala,
yargılanır eyvallah, hiç itirazım yok ki, ‘Niye yargıladınız?’ diye
sormuyorum bakın, ‘Selahattin Demirtaş, niye yargılanıyor?’ diye
sormuyorum. ‘Ya arkadaş mahkeme karar verdi, kararın gereğini niye
yapmıyorsunuz?’ diye soruyorum. ‘Bu mahkemeyi neden yok
sayıyorsunuz?’ diye soruyorum. Kararı uygulamayan hakimi terfi
ettiriyorsunuz yukarıya, niye, siyasi otoritenin, Saray’ın dediğini
yaptı diye. İşin özü bu.”